06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 29 Ocak 2017 4 İhanet densizlik Haberi okuyunca ne zamandır siyasal haberlerle kararan içim aydınlandı. Olay olağanüstü kıvraklığı ve şeytani zekâsıyla “Şeytan” lakabıyla anılan Fenerbahçeli eski futbolcu Rıdvan’ın anayasa referandumunda “evet” diyeceğini açıklaması üzerine, kimi CHP’lilerin buldukları “Şeytan’a uyma! Hayır de!” sloganı. İnsanı gülümseten, zekâ ürünü bir davranış. Halkoylaması sürecinde en fazla ihtiyaç duyduğumuz şey de işte bu. Aynı gün Cumhuriyet’te de, Arda Turan’ın açıklaması vardı. Açıklamanın içeriğini çok beğendiğimi, başkancı sistem hakkındaki görüşlerine katılmadığım Arda’nın, bir birey olarak düşüncesini açıklama hakkını savunan ve yurt ve Atatürk sevgisinden şüphe etmenin kimsenin haddi olmadığını belirten düşüncelerine içtenlikle katıldığımı belirtmek isterim. Ve yine içtenlikle söylemeliyim ki halkoylamasında “evet” diyeceklerini açıklayan Rıdvan da, Arda da hain de değillerdir, düşman da. Tabii “hayır” diyeceğini, başına gelecekleri göze alarak, büyük cesaretle ilan eden, Meltem Cumbul için de aynı şeyi söylemeliyiz. Reis düzenine “hayır” diyecek olanların “evet”çilerin, “evet”çilerin de “hayır” diyenlerin hain ve düşman olmadıklarını kabul etmeleri ve bunu içselleştirmeleri, toplumun barışın ve demokrasinin önkoşuludur. Eğer bu mutabakat sağlanamazsa, sonuç ne olursa olsun, bundan toplumca hepimiz zararlı çıkarız. HHH Demokrasilerde herkes, düşüncesini özgürce ifade etmek, bunun için örgütlenmek hakkına sahiptir. Toplum için neyin daha iyi ve yararlı olduğu konusunda birbirine zıt görüşleri olanlar illa birbirlerinin düşmanları değillerdir. Benim gibi düşünmeyen karşımdakinin vatan haini ve düşman olmadığını kabul etmek zorunda olduğum ve karşımdakinden de aynı zorunlu davranışı beklemek hakkına sahip bulunduğum sistemdir demokrasi. Hatta demokrasilerde yurttaşın yalnız ülke için en iyi olduğu kanısını taşıdığı düşünceyi değil, ama aynı zamanda salt kendi çıkarına en uygun düşeni savunmak hakkı da vardır. İşçi sendikaları, işveren kuruluşları bu tür örgütlerdir ve ikna yoluyla, oylama yöntemiyle çıkarını savunmak da bireyin, çıkar gruplarının, sınıfların meşru haklarıdır. Ancak bunun en uygun şekilde yaşama geçmesinin de kuralları ve adabı vardır. Demokrasi bütün fikirlerin ve çıkarların kendilerini serbestçe ifade edip savunma hakkına sahip oldukları, bunun için örgütlenebildikleri rejimdir. Ama bu demek değildir ki, demokrasilerde her şeyi her yerde söylemek esastır. Her fikrin ve çıkarın, kendini ifade ve savunma hakkına ve imkânına sahip olması, “evet”çilerin, “hayır”cıların mitinglerini basıp onları susturarak, kendi savlarını haykırmaları anlamını taşımaz. Burada esas olan evetçilerin de hayırcıların da eşit savunma haklarına sahip olmalarıdır. Yoksa herkesin kendi düşüncesini karşısındakinin toplantısında savunmaya çalışması marifet değildir. HHH Liberal partide sosyalizmin savunmasının, sosyalist partide de liberalizmin savunmasının yapılmasını istemek, tıpkı işveren kuruluşunun başkanının grev gözcülüğü, işçi sendikası başkanının lokavt sözcülüğü yapmasını istemek gibi abestir ve böyle bir davranıştan demokratik ahenk değil, anarşist kaos doğar. Laiklik, herkesin yaşam biçiminde, karşısındakinin alanına tecavüz etmemek kaydıyla serbest olmasını savunur. Ama laiklik Müslüman mahallesinde salyangoz satmak değildir. Cemaat, tarikat gazetesinde laiklik propagandası yapmaya kalkışmak, ne laik düşünceye, ne yazının sahibine ne de cemaate veya tarikata bir şey kazandırır. Aynı şekilde, laikliği savunmak için kurulmuş bir organda, laikliği getiren ile götüreni aynı kefeye koyan düşünceler ileri sürmek kimseye bir şey kazandırmaz. Böyle bir davranış kuşkusuz hainlik değildir, ama densizliktir. Demokrasilerde densizlik de suç değildir, serbesttir, ama hoş da değildir. Şike ve Oda TV davası hâkimi tutuklandı FETÖ soruşturması kapsamında Yalova’da yakalanarak gözaltına alınan “Futbolda şike” ve “Oda TV” davası eski hakimi Mehmet Ekinci, “örgüt üyeliği” ve “darbeye teşebbüs” gerekçeleriyle tutuklandı. Ekinci, kapatılan İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi başkanlığından 2014’te HSYK kararnamesiyle alınarak Bakırköy 15. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görevlendirilmişti. l İSTANBUL/Cumhuriyet haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN MHP referandum için muhalefete muhalif Bahçeli, referandum sürecinde partisinin sloganını ‘Millet için, devlet için, cumhuriyet için evet’ olarak açıkladı ve MHP’de referandum hazırlığı başladı MHP’nin referandum sürecinde yürüteceği “evet” kampanyasının temelini 15 Temmuz darbe girişimi oluştura cak. “Türkiye’de hiçbir şey 15 Tem muz öncesindeki gibi değil. 15 Tem muz, dış güçlerin Türki ye üzerindeki emellerini en net ortaya koyan giri şimdir” sözleriyle teklifi parti tabanına anlatma SELDA GÜNEYSU yı hedefleyen MHP’nin üzerinde duracağı bir diğer nokta ise “değişikli ğin Erdoğan için değil, ‘millet’ için yapılacağı.” Bahçeli’nin, “Biz, millet için evet, devlet için evet, Cumhuriyet için evet diyeceğiz” şeklindeki ifadeleri siyasi kulislerde “kampanyanın sloganı bu” diye nitelendirilirken, partinin refe randum sürecindeki kampanyasının ana noktasını ise “15 Temmuz darbe girişimi” oluşturacak. “MHP’nin özel likle 15 Temmuz darbe girişimi son rası ülkenin hızla gerginlik ve tartış maların içinden çekilmesi amacıy la önemli bir adım attığının” vurgula nacağı belirtilirken, daha önce parla mentoda 4 partinin katıldığı Anaya sa Komisyonu’ndaki partilerin getir diği öneriler de kampanya kapsamın da yurttaşlara anlatılacak. Bu süreç te, “Geçmişte CHP ve HDP’nin istedik leri ve teklif ettikleri başkanlık siste mi ile MHP’nin istediği Cumhurbaş kanlığı sistemi birbirinden çok farklı dır” denilerek, anayasa değişiklik tek lifine “hayır” diyecek olan cephenin “CHP, HDP, PKK ve FETÖ işbirlikçile ri oldukları” dile getirilecek. İlk rakip CHP Anayasa değişiklik teklifinin Meclis Genel Kurulu’ndaki görüşmelerde CHP’li milletvekillerinin MHP tabanına yönelik açıklamalarını da kendi içinde değerlendiren parti yönetimi de “CHP’nin başkanlık sistemine ilişkin geçmişte yaptığı açıklamaları da tabana anlatacak.” CHP’lilerin “twitter hesabından Bahçeli’nin başkanlık sistemine ilişkin önceki konuşmalarını yayımlamaları” üzerine MHP de özellikle CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 26 Ekim 2015 tarihinde İMC TV’deki “Anayasanın ilk üç maddesi değiştirilebilir mi” sorusuna verdiği “tabii” yanıtının yer aldığı videoyu da kampanya kapsamında çeşitli platformlarda yayımlayacağı ifade ediliyor. Genel Başkan Bahçeli’nin “15 Temmuz darbe girişiminin Türkiye’de daha önce gerçekleştirilen ve gerçekleştirilmeye çalışılan darbe girişimlerinin hiçbirine benzemediği, 15 Temmuz’un dış güçlerin Türkiye üzerindeki emellerini çok iyi anlattığı” gerekçesiyle “Türkiye’deki rejimi güçlendirecek bir hamlede bulunduğunun” da tabana anlatılacağı belirtilirken, “Türkiye’nin özellikle 15 Tem CHP’Lİ ÖZGÜR ÖZEL ‘Ak troll ağzıyla konuşuyorlar’ CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Bahçeli’nin “Millet için, devlet için, cumhuriyet için evet” şeklindeki sözlerine resmi Twitter hesabından Kurtuluş Savaşı yıllarındaki iki askerin yokluk içindeki fotoğrafıyla yanıt verdi. Fotoğrafın üzerine “Kolay kurulmadı. Şimdi sahip çıkma zamanı. Vatan için hayır, istiklal için hayır, cumhuriyet için hayır” yazan Özel, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada da her yerde liderlerin arkasında bir başarı hikâyesinin bulunduğunu, Bahçeli’nin de 14 yıllık AKP iktidarını daha önce en sert dille eleştiren bir lider olduğunu ancak son zamanlardaki tutumuyla “Erdoğan’ın başarı hikâyesini anlatmaya çalıştığını” söyledi. “Bizim arkamızdaki başa rı hikâyesi twitter hesabımdan paylaştığım fotoğraftır” diyen Özel, “CHP’yi ‘HDP, PKK ve FETÖ ile yan yana getirmeye çalışanların da içlerine Ak troller kaçmış. Onların iftira kampanyalarının MHP’nin diline sirayet etmesi de enteresan. Bunu bir köşe yazarı yazdığı zaman, Meclis kürsüsünden çıkıp, Bakan Ömer Çelik’e sormuştum: ‘CHP gibi bir partiyi bu terör örgütleriyle yan yana getirmeye çalışıyorlar. Bu ahlaksızlıktır’ demiştim. Bakan Çelik de ‘CHP gibi bir partiyi böyle terör örgütleriyle ilişkilendirmeyi yanlış buluyor ve kınıyorum’ diye açıklama yapmıştı. AKP’nin söyleyemediğini MHP’liler söylüyorsa, bu utanç onlara yeter. Ama bilsinler ki MHP’nin tabanı böyle düşünmüyor.” MHP’DE İSTİFA ÇATLAĞI BÜYÜYOR ‘Evet diyen MHP’yi temsil edemeyiz’ Sivas’ın Gölova ilçesinde MHP İlçe Başkanı Recep Kılıçin, “Referandum sürecinde ‘evet’ diyen bir MHP Genel Merkezi’ni temsil etme imkan ve ihtimalimiz yoktur” diyerek istifa etti. Kılıçin tarafından Genel Merkez’e gönderilen dilekçede, 47 yıldır siyasi geleneği olan ülkücü hareket davasına ömrünün sonuna kadar hizmet edeceklerini belirterek, “Fakat inandığımız değerler ile tem sil ettiğimiz makam çeliştiği takdirde vazgeçeceğimiz şey değerlerimiz, ülkümüz değil oturduğumuz makam ve koltuk olacaktır. Bu tavrın ülküdaşlarımıza örnek olması temennisi ile yönetim olarak istifa ediyoruz. Yaşadığımız referandum sürecinde ‘evet’ diyen bir MHP Genel Merkezi’ni temsil etme imkân ve ihtimalimiz yoktur” ifadelerine yer verdi. l SİVAS/ DHA muz sonrası sistem tartışmalarıyla vakit kaybedecek durumunun olmadığı” vurgulanacak. 2007 yılında Meclis’te Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesiyle birlikte gündeme gelen “367 krizinin ardında CHP’nin olduğu, Gül’den önceki cumhurbaşkanları için 367 oyun aranmamasına karşın CHP’nin 367’yi öne sürerek, aslında cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesinin önünü açtığını” da tabana söyleyecek olan MHP, asıl fiili durumun bu süreçten sonra başladığına da dikkat çekecek. MHP, “Bahçeli, ‘Devlet’ aklıyla hareket etti” diyecek. “Eğer Bahçeli, devlet aklı ile hareket etmeyip, söz konusu fiili durumun devam etmesinden yana tutum sergileseydi, Türkiye’nin öngörülemez tehlikelere daha da açık hale geleceği” üzerinde de duracak olan MHP, bu teklifin “parlamentoyu zayıflatmayıp aksine güçlendirdiğine” dikkat çekerek, “teklifin tek adam diktası getirmeyeceği” üzerinde de duracak. HDP de hedefte MHP, bu süreçte HDP’nin “hayır kampanyasını” da ele alacak. HDP’nin daha önceki Anayasa Komisyonu’nda “federasyon talebinde bulunduğuna” dikkat çekilerek, MHP’nin teklife müdahalesiyle anayasanın ilk 4 maddesinin korunduğuna atıf yapılacak. MHP’nin “süreçte taşın altına elini koymasıyla federasyon ve özerklik taleplerinin tümünün kaldırılıp, atıldığı” anlatılacakken, daha önce Cumhurbaşkanının “sadece vatana ihanet ile yargılanabildiğine ancak teklif ile cumhurbaşkanının aynı zamanda halka hesap verebilir noktaya getirildiğine” de dikkat çekilecek. MYK’de şekillenecek MHP’nin bu süreçte mitinglerden çok istişare toplantılarıyla referandum sürecini yöneteceği ileri sürülürken, sürece ilişkin kapsamlı çalışmanın da MHP MYK sonrası yapılacağı belirtiliyor. l ANKARA HDP SÖZCÜSÜ AYHAN BİLGEN: Amaç ‘Hayır’ diyeni baskı altına almak HDP Kars Milletvekili ve Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen ise MHP’nin HDP’yi hedef alarak yürüteceği referandum kampanyasına ilişkin “Bu tamamen ‘hayır’ blokunu baskı altına almaya yönelik bir kuşatmadır. MHP tabanı da dahil Türkiye toplumu bu konuda bazı siyasi partilerin liderlerinden çok daha olgun birlikte yaşama kültürüne açık ve çoğulculuğun farkındadır. Referandumda cepheleşmeyi gerektirecek bir şey söz konusu değil. Ortada açık bir tehdit ve bu dayatmanın işbirlikçisi olmakla karşısında durmak gibi bir tercih var” dedi. Bahçeli’nin sert söylemlerini de eleştiren Bilgen, “MHP lideri kendi çelişkisini örtmek ve parti içerisindeki eleştirileri bastırmak için düşmanlaştırma ve kamplaştırma siyasetine sığınmışa benziyor. Birlikte yaşadığımız bir ülkede elbette siyaseten yan yana durduğumuz zamanlar da olacak, farklılıklarımızı ortaya koyduğumuz durumlar da söz konusu olacak” ifadelerini kullandı. Bilgen, “Biz HDP olarak toplamda ‘hayır’ oyuna zarar vermeyecek bir dikkat içerisinde kampanyamızı yürüteceğiz. Özel olarak kendi hayırımızı da demokratik, özgürlükçü bir anayasaya olan ihtiyaca vurgu yaparak ve aslında OHAL uygulamalarının oylanacağına odaklanarak yürüteceğiz” diye konuştu. İZMİR SALDIRISI Bakanlık 1 gün önce tüm teşkilatı uyarmış SİNAN TARTANOĞLU Adalet Bakanlığı’nın; İzmir Bayraklı Adliyesi’nde 5 Ocak’ta yaşanan terör saldırısından 1 gün önce tüm bölge adliyelerini ve savcılıklarını “sabotaj”lara karşı uyardığı ortaya çıktı. Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mustafa Erol imzasıyla yapılan uyarıda, “Adalet daireleri, ek binalar, Denetimli Serbestlik Şube Müdürlükleri’nin faaliyet gösterdiği binalar ile bakanlık lojmanlarının güvenliğinin gözden geçirilmesi” talimatı verildi. İzmir Bayraklı Adliyesi’nde, 5 Ocak’ta, mesai çıkışına yakın saatlerde, teröristlerin bomba yüklü araçla saldırısında polis memuru Fethi Sekin ile zabıt kâtibi Musa Can şehit oldu, 3’ü polis 6 kişi yaralandı, güvenlik güçleriyle çatışmaya giren 2 terörist ölü ele geçirildi. Adalet Bakanlığı’nın saldırıdan bir gün önce, 4 Ocak’ta “Güvenlik Önlemleri” başlıklı bir genelge gönderdiği ortaya çıktı. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ adına Müsteşar Yardımcısı Mustafa Erol imzalı talimat yazısında, “Ülkemizin birlik ve beraberliğini hedef alan terör saldırısı ve sabotajların arttığı göz önüne alınarak; adli hizmet binalarımıza karşı yapılacak her türlü saldırıların, kötü amaçlı eylemlerin ve bunlara zemin hazırlayacak güvenlik açıklarının en aza indirilmesinin sağlanması için binalarda güvenlik önlemlerinin eksiksiz biçimde alınması önem arz etmektedir” ifadeleri kullanıldı. Bakanlığın terör saldırılarına ilişkin uyarı yazısı tüm bölge adliye ve idare mahkemesi başkanlıklarına ve cumhuriyet başsavcılıklarına gönderildi. l ANKARA MECLİS’İN TELEFON FATURALARI Divan üyeleri kendilerini savundu TBMM Başkanlık Divanı üyelerinin bir yılda ortalama iletişim giderlerinin 10 milyon TL’ye yakın olduğunun ortaya çıkmasının ardından Meclis’teki “fatura tartışması” devam ediyor. ‘Ben emekçi bir adamım’ TBMM Başkanlık Divanı üyesi AKP’li Ahmet Gündoğdu, “iletişim tutarı faturaları arasında en yüksek tutarın kendisinde bulunduğunun” gerçeği yansıtmadığını söyledi. Gündoğdu, gazetemizi arayarak, eski Memur Sen Genel Başkanı olduğunu anımsattı ve “Emekçi bir adamım, kamu haklarını en iyi bilenlerden de biriyim. Benim bu kadar konuşmam mümkün değil. Bir yılda kullandığım iletişim gideri 7 bin 697 TL. Milletvekillerine tanınan hakkın dörtte birini bile kullanmadım” dedi. En fazla iletişim gideri faturasına sahip olan CHP’li Elif Doğan Türkmen de konuya ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. CHP’li Elif Doğan Türkmen, “milletvekili olarak yasama ve siyasi çalışmalarını birçok yöntemle seçmenleri ve kamuoyu ile paylaştığını, bu yöntemlerden bir kısmının SMS ve yazılı bildirim şeklinde olduğunu” kaydetti. ‘Fahiş fiyattan almışlar’ “Bir divan üyesi olarak, kendisinden önce alınmış bir karar ile divan üyelerine verilen hakkı kullandığını” ifade eden Türkmen, “Bu kullanılan hak tamamen seçmenlere, hemşerilerime, kamuoyuna yönelik bir bilgilendirme, iletişim amaçlıdır. Asıl sorulması gereken sorunun; bu hizmetleri fahiş fiyatlardan satın alıp bu konuda bize en küçük bir bilgi bile vermeden kullananlara olması gerekir” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle