06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 24 Ocak 2017 EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN ‘DARBE ÖTESİ’ Kandıra F Tipi Cezaevi’nden sorularımızı yanıtlayan HDP Eş Genel Başkanı Yüksekdağ, mücadeleye devam edeceklerini söyledi HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, HDP’li milletvekilleri gözaltına alınmadan önce talimatla cezaevinin boşaltıldığını söyledi. 3 Kasım 2016’da evinin kapısı kırılarak gözaltına alınan ve 4 Kasım’dan bu yana Kandıra F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Yüksekdağ, yazılı sorularımızı yanıtladı. Tecrit koşulları nedeniyle Yüksekdağ’ın yanıtlarının elimize ulaşması bir ayı buldu. İşte Yüksekdağ’ın sorularımıza verdiği yanıtlar. n Kapınız kırılarak gözaltına alındınız. Bu durum sizde nasıl bir etki yarattı? Her şeyden önce kapımızın kırılması, gözaltı operasyonunun hukuksuzluğuna delalettir. Aslında her şey dokunulmazlıklarımızın kaldırılmasıyla başladı. Anayasayı delen Meclis’teki haksız çoğunluk, Eş Genel Başkan’ın kapısını da kırar. Evimin kapısını kırarak beni gözaltına almaları iktidar sahiplerinin gayri meşruluğunun bir manzarası. Sabaha karşı evimin basılması talimatını verenler, kapımı kırdıranlar, seçmenlerimizin ve siyasete umut bağlamış tüm kesimlerin umudunu kırmayı hedefliyordu bence. ÜÇ TARAFI DENİZLERLE ÇEVRİLİ KOCA HAPİSHANE n Günlerinizi nasıl geçiriyorsunuz? Mahpuslukta geçen günlerim gelişmelere biraz daha dışarıdan bakmama da olanak sağladı. Anladığım şu; bu dönemde hepimiz içeride, hepimiz dışarıdayız aslında. İçeride de dışarıda da hepimize aynı zulüm, aynı esaret dayatılıyor. Türkiye üç tarafı denizlerle çevrili koca bir hapishaneye dönüşmeden özgürlüğün değerine, özgürlük mücadelesine sahip çıkması gerekiyor. Bunun dışında cezaevindeki tecridin beni tecrit etmemesi için günlerimi hareketli, verimli değerlendirmeye çalışıyorum. Sonuçta burada da görevimiz devam ediyor. Sadece görev yerimiz ve şartlarımız değişti. ‘Hayır potansiyeli güçlü’ Tecrit var ama.. n Cezaevi koşullarınızı anlatır mısınız? Cezaevine geldiğimizden bu yana tecrit koşullarında tutuluyoruz. Bu başlı başına bir saldırı ve bizlere dönük cezalandırma, öç alma politikası. Türkiye’de sadece ağırlaştırılmış müebbet cezası onaylananlar için uygulanan tekli tecrit şu an seçilmişlere karşı uygulanıyor. Ben kısa bir süre öncesine kadar koridorda tek tutuluyordum. Biz tutuklanmadan bir gün önce cezaevinde koca bir blok boşaltılmış. Gıyabımızda daha gözaltına alınmadan, mahkemeye çıkmadan, talimatla hazırlık yapılmış. Tabii bunların hepsi, bağırsak dahi sesimizin kimseye ulaşmaması için. Sonradan dışarıdan yapılan görüşmeler ve idareyle temaslarımız sonucu tecrit karar ve uygulamasının doğrudan Bakanlık ve Hükümet kaynaklı olduğunu öğrendik. Halen katı tecrit koşulları devam ediyor. Aynı zamanda avukat görüşme sınırlaması uygulanıyor. Görüşmelerimin tamamı kamera kaydı altında, görevli memur nezaretinde gerçekleşiyor. Avukatlarımın ya da benim görüşmede aldığım her nota el konuluyor. Bunların yanı sıra mektuplarıma müdahale devam ediyor. İki mektubuma hakaret içeren kelimeler olduğu gerekçe gösterilerek müdahale edilmesi yani sansürlenmesi, karalanmasının ardından İnfaz Hâkimliği’ne yaptığım başvuru lehte sonuçlandı ve mektuplardaki karalamalar kaldırıldı. Ama bunun ardından bana gelen bir mektuba daha müdahale edildi. Yüksekdağ, anayasa referandumunda kötü gidişin duracağını belirtti n Partinize ve Kürt siyasi hareketine yönelik operasyonları nasıl değerlendiriyorsunuz? Partime ve tüm muhalefet güçlerine karşı topyekun bir tasfiye operasyonu yaşanıyor. Tabii önceleri de bu operasyonların benzeri yaşandı. Darbe ve faşizm koşullarında yaşandı bu operasyonlar. Bugün de farklı bir atmosferden söz etmek mümkün değil. İleri demokrasi söylem ve iddiasından, ileri faşizme giden bir mecradan söz ediyorum. Bugün Eş Genel Başkanlarla birlikte Meclis’in üçüncü grubu olan HDP’nin 11 milletvekili tutuklu. Neredeyse bütün il yöneticilerimiz içeride. Seçilmiş belediye eşbaşkanlarının çoğu hapiste ve yerlerine darbecunta döneminde bile ender görülen kayyum atamaları yapılmış durumda. Kötü yönetimlerini “sandıktan çıkan irade” diye denetlenmez, hesap sorulmaz, hatta eleştirilemez bir dayatmaya dönüştürenler, HDP’ye oy verenler ve Kürt yerel yöneticileri seçenler mevzu bahis olunca sandıktan çıkan iradeyi gasp ediyor. Siyasi, adli, polisiye, medyakara propaganda boyutları olan kapsamlı yok etme operasyonuyla yüz yüzeyiz. Temel hedefleri HDP nezdinde Türkiye’de gelişmekte olan yeni bir demokrasi gücünü boğmak. Partimiz ortaya çıkışı ve yakaladığı başarı ivmesi nedeniyle merkezi hâkim siyaset elitlerini hep rahatsız etti. Bu kadar saldırıya uğramamız ya da dokunulmazlıklarımızı kaldırmak, bizleri tu ‘VAZGEÇMEK YOK’ n Yakınlarınızla görüşmelerinizde bir sıkıntı yaratılıyor mu? OHAL ve çıkarılan KHK’lara dayanarak telefon görüşmesi hakkı 15 günde bire indirilmiş durumda. İdare tarafından onaylanan üç ziyaretçiyle görüşme hakkını da kullanamıyoruz. Bu nedenle halen görev başında olduğum partim ve Meclis Grubumla hiçbir görüşmem ve temasım yok. Milletvekillerimiz yine iktidar engeli nedeniyle, her vekilin sahip olduğu cezaevlerine ziyaret hakkını, kendi eş genel başkanlarını, vekil arkadaşlarını ziyaret için kullanamıyor. Yani nereden bakarsanız bakın, darbe ötesi bir zamanda ve mekândayız. Ama tam da bu koşullarda saldırıların akışına kendini bırakmamak, bireyin ve toplumun da en hayati görevidir. Akıntıya karşı ilerlemeye çalıştığımız doğrudur. Unutmamak gerekir ki, tarihte ve bugün hiçbir gerçek ilerleme zorlanmadan, zora karşı mücadele yürütmeden olmuyor. Ben bu dönemi Türkiye toplumunun zorlanarak ve hâkim gücü zorlayarak ilerlediği ve bu ilerleyişini sürdüreceği bir dönem olarak görüyorum. Önemli olan zor ve zorlama karşısında yılmamak, mücadeleden vazgeçmemek, kendini bırakıp sürüklenmemek… tuklamak için bütün hâkim elitlerin birleşmesinin tek bir nedeni var: Hepsinin statükosunu tehdit ediyoruz. 7 Haziran’dan bu yana yaşadığımız onca baskıya, zora, linç operasyonlarına, medya ambargosuna, yalan, kara çalma, gözden düşürme operasyonuna rağmen kendilerine benzetemedikleri, yanlışlarına biat ettiremedikleri HDP’yi yok etmeye odaklanmış durumdalar. Bu da onların açmazı, gördükleri gündüz düşü. Kırılma noktası n Türkiye’nin gidişatını nasıl görüyorsunuz? Bugün Türkiye’nin geleceğe gidişinin önünü despotik bir rejim inşa ederek kesmeye çalışıyorlar. Miadı dolan iktidarın kendini zoraki sürdürmek için bulduğu tek yol, adına ‘parti li Cumhurbaşkanlığı’ denen ‘tek adam’, ‘tek parti rejimi’. İçeride ve dışarıda devam eden savaş, OHALdarbe koşullarında hedeflenen rejim değişikliğinin altyapısı oluşturuluyor. Bu durumda eğer geçişine izin verilirse başkanlık rejimi, kalıcı hale getirilen savaş, OHAL rejimi olacak. Parlamenter yapının başına neler geleceğini görmek için zaten gözler önündeki resme bakmak yeterli. Tepeden tırnağa yasama, yürütme ve yargıyı belirlemeye muktedir ‘tek adam rejimi’ Türkiye tarihinin en hayati kırılma noktası olabilir. Bizler bu tehlikeyi çok önceden gördüğümüz ve engellemek için kendimizi ortaya koyduğumuzdan dolayı bugün bedel ödüyoruz. Ama ödenecek bir bedel varsa bugün ödemek gerekir. Tekçi, diktatoryal rejim inşasına karşı bugün bedel ödemeyi göze alamayanlar, yarın her günü bir bedel olarak yaşayacaklar. Bunu sadece belli bir kesim için değil, birbirinden farklı bütün Türkiye halkları ve dahası böyle bir tekçi anayasaya oy vermeyi düşünenler için söylüyorum. Amaç zayıflatmak Bugün bütün antidemokratik şartlara, seçimlerin şeffafadil bir ortamda yapılacağına olan haklı güvensizliğe rağmen, başkanlık anayasasına karşı “hayır” potansiyeli güçlüdür. HDP’ye ve demokrasi güçlerine dönük operasyon ve darbeyle bu potansiyelin oluşturacağı özgürlükçü cepheyi zayıflatmaya çalışıyorlar. Ama bu darbelerle alınan yaraları ve rejim değişikliğini onaylamayanların ya da başkanlığa şüpheyle yaklaşanların aralarındaki ayrımlara rağmen “hayır”da birleşmeleri mümkündür. Farklı gerekçelerle “hayır” diyenler kötü gidişi durduracak belirleyici bir irade olabilir. n Özellikle söylemek istediğiniz başka bir şey var mı? Her şeye rağmen umudumuzu parlatmalı, muktedirlerin pompaladığı yılgınlığa prim vermemeli, daha da önemlisi birleşerek kazanabileceğimizi unutmamalıyız. Son olarak bizleri seçenseçmeyen bütün halklarımıza, en fırtınalı günlerde bize uzanan dayanışma dalı olan dostlarımıza, kadının, doğanın, emeğin, barışın yoluna ve yoldaşlarına, içeridekidışarıdaki özgür kalemlere ve Cumhuriyet ailesine yürekten selam ve sevgilerimi gönderiyorum. Görüşmek üzere... ‘Hep haksızlığa uğradım’ Ahmet Türk, görevden alındıktan sonra 21 Kasım’da gözaltına alınmış, ardından tutuklanmıştı. Türk, sorunların demokratik temelde çözüme ulaşması için mücadele ettiğini söyledi MAHMUT ORAL Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 154 sanıklı KCK ana davasında ifade veren Ahmet Türk, yıllardır demokratik alanda siyaset yaptığını, sorunların demokratik temelde çözümü olması için mücadele ettiğini belirterek, “Ama Türkiye’de her dönemde haksızlığa uğradım. Siyasi gelişmeler çerçevesinde her dönemde hakkımda soruşturmalar ve davalar açıldı ve yargılandım” dedi. DTK eşbaşkanları Hatip Dicle ve Leyla Güven, DBP Eş Ge nel Başkanı Kamu nedeniyle tahli ran Yüksek ile tutuklu Diyarbakır Bü KCK ANA ye edilmesi istenen Ahmet Türk yükşehir Belediyesi Eş Başkanları Gültan Kışanak ve Fırat DAVASINDA İFADE VERDİ verdiği ifadede, yıllardır demokratik alanda si Anlı ile tutuklu Mar yaset yaptığını, din Büyükşehir Be sorunların de lediye Başkanı Ahmet Türk’ün mokratik temelde çözümü olma de sanıkları arasında bulundu sı için mücadele ettiğini vurgu ğu 154 siyasetçinin yargılandı layarak “Ama Türkiye’de her dö ğı KCK Ana Davası’na Diyarba nemde haksızlığa uğradım. Si kır 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yasi gelişmeler çerçevesinde her devam edildi. dönemde hakkımda soruşturma Geçen günlerde Silivri lar ve davalar açıldı ve yargılan Cezaevi’nden Elazığ Cezaevi’ne dım. 2012 Nevruz’unda yaptı nakledilen ve sağlık sorunları ğım konuşmadan dolayı hakkım da dava açıldı. O yıl Nevruz yasaklanmıştı. Ben de buna ilişkin 5 dakika konuştum. Ne güvenlik güçleriyle ne başka kişilerle tartışmam oldu. Aksi olsa görüntülere yansırdı. İddianamede avukatımla yaptığım görüşmeler yer almış. Ayrıca Sedat Yurttaş ve Sırrı Sakık ile yaptığım görüşmeler var. 1973 yılından beri siyasal mücadelem devam ediyor. Sadece bunları söylüyorum” dedi. Avukat savunmalarının ardından, mahkeme Kızıltepe Belediyesi eski başkanı Ferhan Türk’e söz verdi. l DİYARBAKIR haber 7 Sırrı Süreyya Önder yargılanıyor HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreya Önder hakkında 40 yıla kadar hapis istemiyle açılan davaya başlandı. Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davaya Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nden SEGBİS yöntemi ile bağlanan Önder, Kandil’de KCK yöneticileri ile çektirdiği bir fotoğrafın bir vatandaşın şikâyeti üzerine iddianameye konulmasını eleştirerek “Nevruz ve gazetede yayımlanan fotoğraf çözüm süreci dönemindedir. Basın savcılığı var emniyet var, bunlar kamu davası açmıyor ama Turabi diye biri müşteki olarak şikâyet etmiş. Bunlar bütün Türkiye ve dünyanın gözü önünde oldu. Bütün olanlar çözüm sürecinin rafa kaldırılması ve güvenlik politikalarına dönüş ile önü açılan yargılanmalardır” dedi. Bu arada hakkında başka bir dosya kapsamında “zorla getirme kararı” bulunan Önder, duruşmanın ardından gözaltına alındı. İfadesi alındıktan sonra serbest bırakılan Önder’in daha önce savcılık kararıyla alınan “adli kontrol şartı”nın da kaldırılmasına karar verildi. l MAHMUT ORAL/ DİYARBAKIR İHD: 2016 korkunç bir yıldı İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, 2016 yılı ihlal raporunu açıkladı. İHD Şube Başkanı Raci Bilici, 50 bin hak ihlali yaşandığını söyleyerek 2016 için “Korkunç bir yıl” nitelemesi yaptı. Raporda yargısız infaz, keyfi öldürme, silah kullanma yetkisinin ihlali ve “dur” ihtarına uymadığı için polis, korucu ve asker tarafından 305 kişinin öldürüldüğü, 134 kişinin yaralandığı vurgulandı. Raporda bölgedeki cezaevlerinde ise 6 kişinin yaşamını yitirdiği, 1 kişinin yaralandığı, faili meçhul saldırılarda 6 kişinin öldürüldüğü, 5’i çocuk 14 kişinin ise yaralandığı dile getirildi. Raporda ayrıca polis ve askerlerin hata ve ihmali sonucu 11 kişinin yaşamını yitirdiği, 7 kişinin yaralandığı, yıl içerisinde intihar sonucu 2 asker ve polisin yaşamını yitirdiği, 8 asker ve polisin şüpheli ölüm sonucu hayatını kaybettiği belirtildi. l MAHMUT ORAL /DİYARBAKIR Fransa’da PKK davasını düşürdü Fransa’nın başkenti Paris’te PKK ile bağlantılı 3 kadının öldürüldüğü dava, mahkeme tarafından davanın tek sanığı olan Ömer Güney’in cezaevinde ölmesi nedeniyle askıya alındı. Paris’te PKK’ye yakın Kürt Enformasyon Bürosu’nda 9 Ocak 2013’te Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez silahlı saldırıda öldürülmüştü. Saldırının tek sanığı olarak tutuklanan Ömer Güney hakkında “terör örgütü ile bağlantılı olarak cinayet işlemek suçundan” dava açılmasına karar verilmişti. İki yıllık soruşturma sonrası hazırlanan suç duyurusunda, Güney’in Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasını istenmişti, ancak beyninde tümör olduğu belirtilen Güney, duruşmaya 36 gün kala öldü. Dün görülen duruşmada Fransız mahkemesi, cinayetlerle ilgili tüm mahkeme işlemlerini durdurma kararı aldı. l Haber Merkezi 3 ilde 26 kişiye tutuklama Osmaniye’de 12 Ocak’ta düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 14 kişiden HDP İl Eş Başkanı Yüksel Tecik ve HDP Merkez İlçe Başkanı Celal Korkmaz’ın da aralarında bulunduğu 8 kişi tutuklandı, 4 kişi ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.2 kişi ise savcılık sorgusunun ardından serbest bırakıldı.Elazığ’da terör örgütü PKK’nın propagandasını yaptıkları iddasıyla gözaltına alınan BDP’nin eski İl Başkanı Turan Çelik ile HDP’li üyelerinin de bulunduğu 18 şüpheliden 14’ü tutuklandı. Bursa Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri tarafından sosyal medya hesaplarında PKK propagandası yaptığı iddiası ile gözaltına alınan 7 kişiden 4’ü tutuklandı. l DHA/ İHA Güvenlik güçlerine saldırı Siirt’ten Kurtalan Ilçesi istikametine giden Il Jandarma Komutanlığı’na ait zırhlı Kobra aracına, önceki gece saat 22.10 sıralarındar PKK’li teröristler tarafından roketatarlı saldırı düzenlendi. Roket boş araziye düştü, can kaybı yaşanmadı. Tunceli’de operasyonların devam ettiği Bali Deresi’nde yapılan arazi aramalarında, teröristlerin kullandığı ve içerisinde yaşam malzemeleri, cep telefonları, yakıt ve güneş paneli olan 19 sığınak bulundu. l DHA Sivil cumaya beraat Diyarbakır’da 4 Mart 2016 günü Sümerpark’ta kıldırdığı cuma namazında verdiği hutbede “örgüt propagandası” yaptığı iddiasıyla hakkında 5 yıl hapis istemiyle dava açılan eski Diyarbakır Müftüsü ve HDP Diyarbakır Milletvekili Nimetullah Erdoğmuş, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada suçun unsurları oluşmadığı gerekçesiyle beraat etti. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle