03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 2 Ocak 2017 2 Acı ve gözyaşı haber EDİTÖR: SERKAN OZAN Yılbaşı gecesi düzenlenen terör saldırısında yaşamını yitirenler arkalarında yürek burkan öyküler bıraktı 3 yaşındaki kızı annesiz kaldı Özel bir güvenlik şirketinde çalışan ve yoğunluk nedeniyle yılbaşı gecesi Reina’da görevlendirilen güvenlik görevlisi Hatice Koç da (27) saldırıda yaşamını yitirdi. Koç’un üç yaşında bir kız çocuğu olduğu öğrenildi. Koç’un kısa süre önce Beşiktaş Şehitler Tepesi’nde yaşanan bombalı saldırı sonrası sosyal medya hesabında, “Severek geldiğim, görmek için göreve gelmek için can attığım yerdin. Artık her gördüğümde acı vereceksin” notunu paylaştığı görüldü. Çocuklarıyla vedalaştı İki çocuk babası Kenan Kutluk da Reina’da garson olarak çalışıyordu. 31 Aralık’ta çocuklarıyla vedalaştıktan sonra evden çıktı. Saldırganın silahından çıkan kurşunların hedef olan Kutluk çalıştığı yerin önünde hatıra fotoğrafı çektirmişti. Eğlence merkezinin önünde görevli polis memuru Burak Yıldız’da hayatını kaybetti. Dört arkadaştan 2’si yaşamını yitirdi Arkadaşıyla yılbaşını kutlamak için Reina’ya giden gümrük firması çalışanı 32 yaşındaki Mustafa Kaya’nın saldırıda hayatını kaybettiği belirlendi. Kaya’nın üç arkadaşıyla birlikte Mustafa Kaya eğlenmek için Reina’ya gittiği, saldırıda bir arkadaşının da öldüğü, 2 arkadaşının ise yaralı olduğu öğrenildi. Üniversite için Irak’tan gelmişti Jalal Abbas Saldırıda Türkiye’ye üniversite okumak için gelen Iraklı Jalal Abbas isimli gencin hayatını kaybettiği belirlendi. Iraklı Jalal Abbas isimli gencin Kemerburgaz Üniversitesi’nde öğrenci olduğu belirtildi. Geriye nişan fotoğrafları kaldı Saldırıda hayatını kaybeden Mustafa Sezgin Seymen’in geçtiğimiz aylarda nişanlandığı öğrenildi. Reina’ya nişanlısıyla birlikte giden Seymen’den geriye nişan fotoğrafları kaldı. Saldırıda yaralanan nişanlısı Sezer Arseven’in sosyal medyadan yazdığı mesaj okuyanları duygulandırdı. Arseven mesajında; “Beraber gittiğimiz yerden sensiz dönüyorum. Bana en güzel bakanımmm, beni en çok sevenimm, Aşk dolu olanım, artık biz resimlerde kaldık, beni hep görmek istediğin sürece bekliycem, biz yarım kaldık. Eşimi hayat arkadaşımı sevdiğimi, aşkımı kaybettim” ifadelerini kullandı. Isınmak için çay içiyordu Silahlı terör saldırısının yaşandığı sırada kapıda gece kulübünde çalışan görevlilerle birlikte ısınmak için çay içtiği öğrenilen turizm şoförü Ayhan Arık da hayatını kaybedenlerden biriydi. Eğlence mekânına turist getiren servis şoförünün uzun yıllardır turizm şoförlüğü yaptığı öğrenildi. Ulaş ve Anıl isimli iki erkek çocuk babası olan Arık’ın cenazesi, Küçükköy Merkez Camii’nden kaldırıldı. Törende Arık’ın babası Davut Arık, eşi Özlem Arık, kardeşi Faruk Arık ve 2 oğlu taziyeleri kabul etti. Ayakta durmakta zorlanan Ayhan Arık’ın eşi Özlem Arık komşuları tarafından teselli edilmeye çalışıldı. Tabutun başına gelen oğulları Ulaş, Anıl ve kardeşi Faruk Arık, birbirlerine sarılarak gözyaşı döktü. Ayhan Arık’ın yakını Veysel Gündoğan, acılarının büyük olduğunu söyleyerek, “İlk şehit edilen kişi, çocukluk arkadaşımız akrabamızdı. Ekmeğinin peşindeydi, turistleri kulübe getirmiş, kapıda çıkmalarını bekliyormuş. İlk şehit edilen polisle sohbet ediyorlar, hemşehri çıkıyorlar tesadüfen. Biz zaten şaşırdık, Reina’da ne işi var diye. Sonra turizmci olduğu aklımıza geldi” diye konuştu. Güvenlik görevlisi Fatih Çakmak’ın yakınları Adli Tıp Kurumu’nda teröre tepki gösterdi. Çakmak, futbol dünyasının ünlü ismi Zinedine Zidane’la fotoğraf çektirmişti. Beşiktaş’ta kurtuldu Ortaköy’de yaşamını yitirdi Ortaköy’deki terör saldırısında hayatını kaybeden güvenlik amiri Fatih Çakmak 35 yaşındaydı ve kendi ekibiyle birlikte çalışıyordu. 10 Aralık’ta düzenlenen bombalı saldırı sırasında Vodafone Arena’da görevli olan Fatih Çakmak ölümden kıl payı kurtulmuştu. Yılbaşı gecesinde ise daha önce defalarca görev yaptığı Reina’daydı. Teröristin kurşunlarıyla ilk hayatını kaybedenlerden oldu. Çakmak’ın otopsi işlemleri dün öğlen saatlerinde tamamlandı. Çakmak’ın cenazesi Adli Tıp Kurumu’ndan alınarak Kü çükçekmece Mezarlıklar Müdürlüğü’ne götürüldü. Cenazenin çıkışı sırasında Çakmak’ın yakınları sinir krizleri geçirdi. Çakmak’ın ağabeyi Erkan Çakmak, “Aslan gibi Fatih Çakmak yatıyor burada. Reina’da güvenlik görevlisiydi. Bu çocuk ekmek parası için gece gündüz mücadele ediyor” diye konuştu. Çakmak’ın diğer Erhan Çakmak ise “Benim kardeşimi öldürdüler. Bir hiç uğruna öldü. Bana vatan sağolsun dediler. Eyvallah dedim. Hepsi vatanımız evladı dediler. Öldürdüler. Kardeşimi öldürdüler” diye konuştu. Yaralıların çoğu yabancı Sağlık Bakanlığı hastanelerdeki yaralılar hakkında bilgi almayı yasakladı Reina’daki saldırıda yaralanan 65 kişinin tedavileri Şişli Etfal, Okmeydanı, Çapa, Haseki, Vakıf Gureba hastaneleri başta olmak üzere 10 sağlık kuruluşunda devam ediyor. Sağlık Bakanı Recep Akdağ, yaralılardan 4’ünün durumunun ağır olduğunu, yaralılar arasında çok sayıda yabancı uyruklu kişinin olduğunu söyledi. CHP Milletvekilleri Ali Şeker, Selina Doğan, Gürsel Tekin, Şişli’deki Hamidiye Etfal Hastanesi’ne gelerek bilgi aldı. Selina Doğan, sağlıklı bir bilgilendirmenin yapılmadığını söylerek, “Engellemelerle karşılaştık. Bu saldırı toplumda yaşanan ötekileştirme ve hedef göstermeler sonucu meydana geldi” dedi. Doğan, siyasilerin görevinin nefret söylemi saçmak olmadığını vurgulayarak, “Özellikle yaşanan bu son olay yılbaşı kutlamaları ve yaratılan nefret iklimi tesadüf değil. OHAL ve alınan güvenlik önemlerine rağmen böyle bir saldırının gerçekleşmiş olması düşündürücü. İstihbarat zaafının olmadığını söyleyecekler. Siyasilerin istifa etmesi için daha kaç tane benzer olay yaşanması gerekiyor. Tüm bakanlar kurulu istifa etmeli. İstihbarat zaafı var” diye konuştu. Sağlık Bakanlığı tarafından yaralılar hakkında bilgi almalarının yasaklandığının altını çizen Ali Şeker, “Biz insanlara bilgi ulaştırıyoruz ki panik havası dağılsın” dedi. Yabancıların özellikle hedef alındığını söyleyen Şeker, “Tanıklarla konuştuğumuzda olay yerinde çok sayıda Libyalı, Tunuslu, Iraklı vatandaş olduğunu, çok az Türk bulunduğunu söylediler” diye konuştu. Gürsel Tekin ise “Bir haftadır sosyal barışımızı bozabilecek eylemlerin, tweetlerin soruşturmaya tabi tutulmaması dikkat çekici. Saldırının kaç kişi tarafından düzenlendiğiyle ilgili net bilgi yok. Türk yaralımızın ifademize göre 2 kişiyi gözümle gördüm dedi” diye konuştu. l İSTANBUL/Cumhuriyet Ebnekalceıyiş Saldırıda ölenlerin yakınları cenazelerini almak için dün Yenibosna’daki Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu’na (ATK) geldi. Yakınlarının cenazelerini alanlar gözyaşları na boğulurken, ATK önündeki acılı bekleyiş dün gün boyu devam etti. Saldırıda hayatını kaybeden yabancı uyruklu kişiler için ilgili devletlerin konsolosları da ATK’ye geldi. Almanya’dan tatil için gelmişti Mesut Gürbüz Saldırıda hayatını kaybeden Mesut Gürbüz’ün (28) Almanya’dan tatil için arkadaşlarıyla İstanbul’a geldiği öğrenildi. Arkadaşlarıyla gittiği ku lüpte saldırıda ölen Gürbüz’ün Almanya’da yaşadığı belirtildi. Eniştesinin cenazesini teslim aldığı Gürbüz’ün bugün memleketi Sivas’a gönderileceği öğrenildi. Laik kimlik kıyımı: Reina Gezi, bir çığlıktı. Yaşam biçimlerini yitirme kaygısı duyan on milyonlarca insanın, bunun sorumlusu saydıkları bir iktidara karşı canhıraş çırpınışla attıkları bir çığlık... Memleketi “Hisseli Dinbazlıklar Kumpanyası”na çevirmiş hoyrat, acımasız, kendinden başka herkese düşman bir iktidara karşı atılmış çığlık... Reina ise bir kıyım. Gezi’de on milyonlar halinde “Beni duyun, anlayın” diyen, ama karşılığında komplo, provokasyon, darbeye davetiye diye lânetlenen o çığlığın kıyımı... HHH Gezi olayları başladığında muhafazakâr kesime yakınlığıyla bilinen psikatrist Prof. Dr. Erol Göka bir gazeteye verdiği röportajda çarpıcı bir yorumla Gezi’yi “laik kimliğin feryadı” olarak tanımlamıştı. Çok doğruydu. Ama muhafazakâr camia içerisinden dahi Gezi olaylarının ilk günlerinde kendisini gösteren böylesi “akil” sesler, sokağa dökülenleri topyekun kriminal addeden, “çapulcu” diye lânetleyen ve terörle irtibat ve “iltisak” içinde sayan irade tarafından duyulmaz kılındı. Hele ki 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Gezi için, bırakın böyle bir hayat isyanı, çığlığı, feryadı demeyi, sosyolojik mahiyette bir kelime etmek bile imkânsızlaştı. O, 15 Temmuz’a giden yolda ilk “prova” sayılır oldu. Hâlbuki Göka haklıydı. Gezi, bir feryattı. Ve o feryat kaale alınmadığı, bastırıldığı, ezildiği için bugün Reina’ya gelmiş bulunuyoruz!.. HHH İstemeye istemeye bu yazıyı kaleme alırken bir yandan da ekrandaki zevat/zerzevatın Reina katliamına ilişkin yine “Suriye faktörü”, “dışgüçlerin oyunu”, “uluslararasıterör”, “emperyalistkomplo” vb. retorik üzerinden sakız çiğnemeyi sürdürdüklerini duyuyorum. Elimdeki kalemi ekrana fırlatasım geliyor. Gezi’de de böyle yaptılar. “İçeri”de her şey güllük gülistanlık, sütliman, balkaymaktı çünkü!.. Huzurumuzu bozmak isteyen, ülkenin kalkınmasını, büyümesini, güçlenmesini istemeyen ve “Yeni Türkiye”yi çekemeyenlerin bir tezgâhı idi o... Şimdi de aynı ya da benzeri teraneleri sıralayıp ardından ölenlere rahmet, yaralılara acil şifa temenni ediyorlar. Sanki günlerdir Yılbaşı’nı “Noel” adı altında “cadılaştırıp” bir yeni yıla neşe, sevinç ve eğlenceyle girmek isteyenler için cadı kazanları kaynatmadılar! “Noel” diye diye Yılbaşı’nı günah, haram, necis, lânet ve evet, en resmi ağızlardan “gayri meşru” ilan etmediler! Billboardlarda “Noel Baba” yumruklayıp meydanlarda onun kafasına silah dayamadılar!.. Daha ne olsun, böyle “mümbit” bir iklimde cihadiselefi teröre ne kalır ki... “Yarabbi Şükür” demekten başka?! HHH Gelelim Diyanet’e... Başkan Mehmet Görmez, katliamın ardından haber olarak önümüze sürülen beyanatında diyor ki: “Bir pazar veya mabette yapılmasıyla bir eğlence yerinde yapılmasının herhangi bir farkı yok. Bu, bir vahşettir, dehşettir, cinayettir ve katliamdır.” Tebrik ediyorum Sayın Başkan!.. Ama esefle de dönün bir de iki gün önceki Kurumunuz hutbesine bakın diyorum!.. Ne deniyordu orada: “Unutmayalım ki ömür sermayesinden geçen bir yılın sonunda kendini ve yaratılış gayesini unutarak değerlerimizle örtüşmeyen, insan hayatına katkısı olmayan gayri meşru tutum ve davranışlar sergilemek bir mümine asla yakışmaz.” Sayın Başkan, keşke bu kadar rahat ve hesapsızca “gayri meşru” ilan ettiğiniz bu tutum ve davranışları kendi yaşam tercihleri doğrultusunda sürdürenlere karşı bir “mümin”e neyin yakışıp yakışmayacağına da hiç olmazsa açıklık getirseydiniz orada... Ki ortalık belki bu kadar başıboş kalmazdı!.. l ŞEHİT POLİS MEMURU Daha 21 yaşındaydı Reina’ya düzenlenen saldırı da şehit olan polis memuru 21 yaşındaki Burak Yıldız’ın Mersin’in Toroslar ilçesinde ki evine acı haber gitti. Şe hit Yıldız’ın babasının bir süre önce vefat ettiği belirti Burak Yıldız lirken acı haberi alan anne Aslı Yıldız sinir kriz leri geçirdi. Haberi alan Burak Yıldız’ın yakın larının akın ettiği eve bayrak asıldı. Polis Mes lek Yüksekokulu’ndan 1.5 yıl önce mezun olan ve Temmuz 2015’te göreve başlayan şehit po lis Burak Yıldız’ın, 10 Aralık’ta Beşiktaş Vodafo ne Arena’da terör saldırısında şehit olan mes lektaşları için Instagramda, “Yere düştü kaskı nız, annenizin öpmeye kıyamadığı alnınızı koru yan. Bir sedyeye konuldu hayalleriniz, kim bi lir kaçtı yaşınız. 202122 ? Yaşınızla ölçülebilir mi ki yiğitliğiniz? Şimdi ardınızdan gözlerimizde yaş, yüreğimizde yangın kaldı. Kinimiz diri kala cak” paylaşmıştı. l MERSİN/ DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle