Katalog

Perşembe 19 Ocak 2017 EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ZARİFE SELÇUK ‘Canlı bomba olacaktım’Reina saldırganı MASHARİPOV’UN sorgusu sürüyor Reina’da 39 kişiyi katleden Tacik kökenli Özbekistan vatandaşı Abdulkadir Masharipov’un, Vatan Caddesi’ndeki Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nün nezarethanesindeki üçüncü günü. Gözaltına alındıktan sonra uzun süre hiçbir bilgi vermeyen teröristin sorgusu sürüyor. Masharipov’a konuşmaya başladığı zaman risk analiz uzmanı ekip tarafından önce Türkçe sorular yöneltildi. Bunlara ‘Türkçeyi az biliyorum’ diyerek cevap vermemesi üzerine İngilizce sorular soruldu. Bunlara da cevap vermeyince aynı sorular Rusça sorulmaya başlandığı zaman akıcı şekilde cevaplar vermeye önceki gece saatlerinde başladığı öğrenildi. ‘Kâfirlere saldırdım’ Risk analiz uzmanlarının sorduğu ilk soru; ‘Niye Reina’ya saldırdın ?’ oldu. Masharipov ise bu soru karşısında, ‘Onlar kâfir olduğu için oraya saldırdım’ dediği iddia edildi. Risk analiz uzmanlar ikinci olarak, ‘Niçin kapıdaki polisi öldürdün?’ diye sordu. Masharipov’un bu soruya ise ‘İlk önce polis bana ateş etti. Onu öldürmeden içeriye giremezdim’ dediği öğrenildi. Masharipov’un sohbet havasında geçen konuşmalarda ekiplere 2015 yılında İran’da sahte pasaport sebebiyle tutuklandığını ve yaklaşık 1 ay tutuklu kaldığını söylediği öne sürüldü. İlk hedef Taksim’di Cezaevinden çıktıktan bir süre sonra 2016 yılı Ocak ayında kaçak yollardan İran üzerinden Türkiye’ye geldiğini söylediği iddia edilen Masharipov, “Türkiye’ye geldiğimde Konya’ya yerleştim ve orada 1 yıla yakın kaldım. Bu sürede sürekli Rakka ile mesajlaşma programları sebebiyle irtibat halindeydim. Yılbaşı gecesi Taksim’de canlı bomba eylemi yapmam için talimat verildi, bunun üzerine İstanbul’a geldim. Taksim’de çektiğim keşif görüntüsü bunun içindi. Çektiğim görüntüyü Rakka’ya yolladım, IŞİD’in İstanbul emiri Hoca Aka ve yardımcısı tarafından uygun bulundu” dedi. Teröristin aslında canlı bombalı bir ‘Reina üzerinde drone gezdi’ Reina’nın sahibi Mehmet Koçarslan, saldırganın Esenyurt’ta yakalanmasının ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu. Personelin çalışmak istemediğini ve psikolog desteği aldıklarını ifade eden Mehmet Koçarslan, şöyle konuştu: İşletme ortağımla, 70’e yakın çalışma arkadaşımı toplayıp karar vereceğiz. Çoğunluk, ‘Teröre inat açalım. Kapatırsak teslim oluruz’ diyor. Saldırı sırasında ‘Suada Clup’teydim. Güvenlik müdürü ‘Reina’yı tarıyorlar’ dedi... İblis daha önce keşif yapmadı. İçeride 7.5 dakika kaldı. Bir barmen, saldırıdan 10 gün önce ‘Reina’nın üzerinde bir drone dolaştı’ dedi. Emniyet’e bildirdik. İfadesi alındı. Kapıda 4 polis görevliydi. Olay anında 3’ü kapıda yokmuş. O gece Reina’da 22 özel güvenlik çalıştı.” l İSTANBUL/Cumhuriyet Mehmet Koçarslan eylem hazırlığı içinde olduğu ancak bombayı taşıyan kuryeler yakalandığı için eylemi silahla gerçekleştirdiği iddia edildi. ‘El bombası sanıyordum’ Yılbaşı günü yoğun önlemi olması ve bombayı getirecek kişiyle buluşamadığı için durumu Rakka’da bulunan IŞİD’in İstanbul emiri Hoca Aka’ya bildirdiğini anlatan Masharipov, “Hoca Aka, bunun üzerine bölgede ses getirici bir hedef bulmamı söyledi. Daha önceden adını gece kulübü olarak duyduğum Reina’nın önünden saat 22.00 sıralarında geçtim. Fazla güvenlik önlemi olmadığını gördüğüm için burayı uygun bulduğumu onaylatmak için Rakka’ya bildirdim. Kabul edilmesi üzerine, kaldığım evdeki silahı ve el bombası olarak bildiğim Flashbang’leri alarak Reina’ya ölmeye gelerek eylemi gerçekleştirdim. Patlayan bombaların ışık çıkardığını görünce kaçtım” dediği öğrenildi. ‘Eylemi Rakka’ya bildirdim’ Eylem sonrası Rakka ile irtibata geçerek bir süre sessizce beklemesi gerekildiğini, Konya’daki hücrenin kendisine ulaşacağını öğrendiğini söyleyen Masharipov, “Gelen talimat doğrultusunda Ali Mohammed Jameel (Esenyurt’ta yakalanan Iraklı) ile irtibata geçtim ve Esenyurt’ta onun kiraladığı eve geldim. Senegal uyruklu Dina A. ile birlikte 45 farklı evde kaldık. Ali Mohammed Jameel bize gü venliğin arttığını fark ettiğini söylemesiyle onun yeni kiraladığı eve geçtik” diye anlattığı öğrenildi. ‘Lütfen beni vurmayın’ Teröristin Esenyurt’taki evde yakalandığı operasyon sırasında karşısında polisi görünce, “Lütfen beni vurmayın” dediği öne sürüldü. Teröristin, gözaltına alınmadan önce, kendisine yardım eden 3 kişinin yakalanması üzerine paniğe kapıldığı ve Konya’daki IŞİD hücresiyle irtibata geçtiği de iddia edildi. Hoca Yusuf’la görüştü Emniyet kaynaklı bilgilere göre, deneyimli polisler, sohbet ortamıyla teröristi çözmeye çalışıyor. Teröristin kaldığı evde bulunan 197 bin doların, saldırı sonrası kaçması için IŞİD tarafından verildiği belirlendi. Teröristin kaçma hazırlığı içinde olduğu, Rakka’ya gitmeye çalıştığı tespit edildi. Teröristlerin Suriye’den mi Irak üzerinden mi Rakka’ya gidebileceklerinin yollarını aradıkları ortaya çıktı. Terörist emrin Rakka’dan geldiğini doğruladı. Teröristin, terör örgütünün sözde İstanbul emiri Hoca Aka’nın yardımcısı olduğu öğrenilen Hoca Yusuf kod adlı İlyas Mamaşapirov’la eylemler üzerine görüştüğü ortaya çıktı. İnternette bir mesajlaşma programından haberleştiklerini, yaptığı keşifleri aktardığını söylediği iddia edildi. Terörist yakalandığında oğlu yanında yoktu. Çocuğun nerede olduğu araştırılıyor. l DHA IŞİD kuryesi yakalandı Akçakale sınırında Suriye’den Türkiye’ye yasadışı yollardan giren terör örgütü IŞİD’in silah ve mühimmat taşıyan kuryesi Abud Mahho, düzenlenen operasyonla yakalandı. Suriye uyruklu örgüt üyesi Abud Mahho, ifadesinde terör örgütü IŞİD’in kuryesi olduğunu, silah ve mühimmat gibi malzeme aktarımını yaptığını itiraf etti. Polis, teröristin sınırı geçtiği sırada çuvalla toprak altına gizlediği canlı bomba eyleminde kullanılan yeleğin hazırlanmasında kullanılan malzemelerin yerini tespit etti. Yapılan kazıda çuval içerisinde 3 el bombası fünyesi, 3 uzaktan kumanda anahtar sistemi, 6 elektrikli hale çevrilmiş kapsül ile 3 kilo 560 gram RDX patlayıcı ele geçirildi. Mühimmatın İstanbul, Ankara ve Gaziantep’te IŞİD tarafından düzenlenen saldırılardaki malzemelerle benzerlik gösterdiği saptandı. l DHA Bursa’da 27 gözaltı Reina katliamı ile bağlantılı oldukları öne sürülen şüphelilere yönelik operasyonda IŞİD üyesi olduğu öne sürülen 15’i kadın 27 kişi, beraberlerinde 29 çocukla yakalandı. Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, Reina saldırganı Abdulkadir Masharipov’un daha önce Konya’da birlikte kaldığı bir kişinin Bursa’ya geldiğini belirledi. Bu şüpheliyi ve bağlantılı olduğu kişileri takibe alan ekipler, 7 adrese, özel harekât polislerinin de katılımıyla eşzamanlı operasyon düzenledi. Operasyon kapsamındaki 6 evde, Tacikistan, Özbekistan, Kırgızistan, Doğu Türkistan uyruklu 15’i kadın 27 şüpheli, beraberlerindeki 29 çocukla yakalandı. Boş olduğu tespit edilen bir evde ise 40 pasaport, 38 sahte geçici kimlik kartı ele geçirildi. l BURSA /DHA l Sosyal medya operasyonları 23 gözaltı 7 tutuklama n Konya İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele (TEM) ekipleri sosyal medyadan IŞİD propagandası yaptığı iddia edilen 9 kişiyi gözaltına aldı, 1 kişinin arandığı belirtildi. nBursa İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Ekipleri, sosyal medya hesapları üzerinden yaptıkları paylaşımlar ile “terör örgütü PKK/ KCK’yi övdükleri ve terör propagandasını yaptıkları” iddiasıyla 3’ü kadın 14 kişiyi gözaltına aldı. Şüpheliler emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi nMuş’ta sosyal paylaşım sitelerinde PKK propagandası yaptıkları ve Kandil’e gidip görüştükleri belirtilen 2 kişi tutuklandı. n Manisa’nınTurgutlu ilçesinde, sosyal medyada PKK/KCK propagandasını yaptıkları gerekçesiyle gözaltına alınan 5 kişi, sevk edildiği adliyede tutuklandı. l İHA/ DHA Ağır yaralanan polisin beyin ölümü gerçekleşti Diyarbakır Dicle Üniversitesi yerleşkesi içindeki hafriyat alanında, 16 Ocak 2017 tarihinde, nöbet tutan polisleri taşıyan zırhlı aracın geçişi sırasında, mezarlığın duvarına tuzaklanan el yapımı patlayıcının uzaktan kumanda ile infilak ettirilmesi sonucu 4 polis şehit olmuş, 1’i ağır 2 polis yaralanmıştı.Dicle Üniversitesi Hastanesi’nde tedavi gören ağır yaralı polis memuru Furkan Demir’in (23) beyin ölümü gerçekleşti. Furkan Demir, yoğun bakım ünitesinde, yaşam destek ünitesine bağlı tutuluyor. l Haber Merkezi Van’da operasyon: 2 PKK’li öldürüldü Van Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri ve Özel Harekât polisleri, önceki gece Eminpaşa Mahallesi’nde PKK’lilerin olduğu belirlenen bir eve operasyon düzenledi. “Teslim ol” çağrısına PKK’liler ateşle karşılık verince çatışma çıktı. Operasyonda çıkan çatışmada 2 PKK’li öldürüldü. Evde yapılan aramada 1 Glock marka silah, bu silaha ait 1 şarjör, 1 patlamamış el bombası, 9 mm. çapında 49 fişek, 1 laptop bilgisayar, 1 flaş bellek ele geçirildiği belirtildi. l İHA/ DHA Kilis’te roketli saldırılarda 25 kişi öldü 22 EYLÜL’DEKİ SALDIRIDA 2’Sİ ÇOCUK 3 KİŞİ YARALANMIŞTI Kilis Valisi İsmail Çataklı, dün düzenlediği basın toplantısında IŞİD’in geçen yıl 18 Ocak’ta başlayıp, 2 Ekim’e kadar kente 95 roket saldırısı yaptığını, saldırılarda 13’ü Türk, 11’i Suriyeli ve 1’i de imha sırasında şehit olan polis memuru olmak üzere 25 kişinin hayatını kaybettiğini, 367 ikametin de zarar gördüğünü söyledi. Vali Çataklı, “Son atılan roket 2 Ekim’de ilimize isabet etmişti. Fırat Kalkanı Harekâtı sonrasında sınırımızın güneyinde yeterince derinliğe ulaşılması sonrasında saldırılar son buldu” diye konuştu. Vali Çataklı, “Toplam 3 bin 457 kişiye geçici istihdam sağlandı. Zarar gören insanlarımızla ilgili 618 başvuru oldu ve 3 milyon 329 bin lira tazminat ödendi. Sınır boyunda güvenlik önlemleri artırıldı” dedi. l DHA ‘Örgüt değil HDP üyesiyim’ Milletvekili Encü hakkında “silahlı terör örgütü üyeliği” iddiasıyla açılan dava başladı MAHMUT ORAL “Silahlı terör örgütü üyeliği ” iddiasıyla hakkında açılan davada ifade veren HDP Şırnak Milletvekili Ferhat Encü, “KHK ile kapatılan Roboski Derneği ve milletvekili olduğum HDP’ye üyeyim. Bunların dışında hiçbir üyeliğim yoktur” dedi. HDP Şırnak Milletvekili Ferhat Encü hakkında “silahlı terör örgütü üyeliği” iddasıyla açılan davaya dün Şırnak 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Encü’nün yakınları, Roboski katliamında yaşamını yitiren 34 kişinin aileleri de duruşmayı izlemek için adliyeye gelirken, Şırnak adliyesi önünde yoğun güvenlik önlemleri alınması dikkat çekti. HDP’li Encü, duruşmaya tutuklu bulunduğu Kandıra Cezaevi’nden Sesli ve Görüntülü Bilgi İletişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Tarih yanlışını düzeltti İddianamede kendisi hakkında 4 Kasım günü gözaltı ve yakalama kararı çıkarıldığı yazdığını ancak kendisinin 3 Kasım’ı 4 Kasım’a bağlayan gece saat 01.00’de gözaltına alındığına dikkat çeken Encü, “Gözaltı işlemini uygulamak için 3 Kasım’ı 4 Kasım gecesine bağlanırken saat 01.00’de kaldığım eve gelinmiş tir. Hakkımdaki gözaltı ve yakalama kararının 4 Kasım günü alınmış olması mümkün değildir. Eve geldiklerinde kararı görmek istedik. Karar tarihi 3 Kasım 2016 idi. Bundan çok eminim çünkü o gün sabah diplomatik pasaportuma da el konulmuştu” dedi. ‘Sürreal bir kurgu’ Yüzde 85 oyla milletvekili seçildiğine dikkat çeken Encü, “Bu dosyada birbiriyle hiçbir ilgisi olmayan beş ayrı fezleke birleştirilmiş ve sürreal bir kurgu yaratılmıştır. Bu sürreal kurguda benim propaganda sınırını aşmak suretiyle örgüt üyesi olduğum iddia edilmektedir. Savcı, bakmış bakmış sonunda, ‘Sen o kadar çok propaganda yaptın ki artık terör örgütü üyesisin’ demiştir. Bu, sadece ve sadece savcının kendi yorumudur. Bu konuda somut hiçbir delil yoktur. Savcı bu sonuca ulaşırken benim özgür bir irademin olduğunu, muhakeme yeteneğimin olduğunu, kendi kararlarımı alabilecek yetişkin bir birey olduğumu hiç düşünmemiştir. Benim varlığımı hiçe sayıp bana sen örgüt üyesisin demiştir. Ben kendi özgür ira demle şimdi KHK ile kapatılan Roboski Derneği ve milletvekili olduğum HDP’ye üyeyim. Bunların dışında hiçbir üyeli ğim yoktur” diye konuştu. Dokunulmazlıklarının sürdüğünü vurgulayan Encü, “Milletvekili sıfatı ile karşınızdayım. Tutuklu eş genel baş kanlarımız, grup başkanvekillerimiz ve milletvekili arkadaşlarımla birlikte bu rada değil, Meclis’te olmamız gerek mektedir. Ancak bizler, Meclis’te olma yalım, bir bütün olarak muhalefet yap mayalım diye burada rehin tutuluyoruz. Yaptığımız güçlü muhalefet nedeniyle buradayız. Siyasetçilerin siyaset arena sındaki muhatapları yine siyasetçiler dir. Bu ülkenin en temel meselesinin siyasal düzeyde ve siyaset kurumu aracılığıyla çözülmesi gerekirken yargı kurumuna havale edilme si sorunu çözmeye değil, daha da içinden çıkılmaz bir hal almasına hizmet etmektedir. Dokunulmazlı ğımın kaldırılması, gözaltı na alınmam ve tutuklan mam siyasi bir karara dayanıyor. Bu neden le adil yargılanmadığı ma inanıyorum” dedi. Ferhat Encü l DİYARBAKIR haber 7 Ceylan’ın davası AİHM Büyük Dairesi’ne götürülecek MAHMUT ORAL Avrupa İnsan Hakları Mahkeme si (AİHM), 28 Eylül 2009’da, Diyarbakır’ın Lice ilçesinin Şenlik köyüne bağlı Paşaçiya mezrasında koyun ot latırken meydana ge len patlamada hayatını kaybeden 12 yaşındaki Ceylan Önkol Ceylan Önkol’un yaşa mını yitirmesiyle ilgili davada yaşam hakkı ve adil yargılama hakkı ihlali bulunmadığı yönünde karar aldı. Önkol ailesinin avuka tı Rehşan Bataray Saman, Ceylan’ın ölümü nün her aşamasında hak ihlalleri yaşandı ğına dikkat çekerek, AİHM kararının ken dilerini şaşırttığını, AİHM Büyük Dairesi’ne başvuracaklarını söyledi. Diyarbakır’ın Lice ilçesi Şenlik köyü Pa şaciya mezrasında 28 Eylül 2009’da ko yun otlatırken meydana gelen patlama da hayatını kaybeden 12 yaşındaki Ceylan Önkol’un babası Raif Önkol ve annesi Sali ha Önkol’un Ceylan’ın ölümüyle ilgili etkin soruşturma yapılmadığı ve yaşam hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle yaptığı başvuru yu değerlendiren AİHM her iki konuda da Türkiye’nin ihlalde bulunmadığına karar verdi. Önkol ailesinin avukatı olan İHD Di yarbakır Şubesi Hukuk Komisyonu Üyesi avukat Rehşan Bataray Saman, daha önce verdiği birçok ihlal kararları dikkate alındı ğında, AİHM’in Ceylan ile ilgili verdiği ka rarın kendilerini şokettiğini söyledi. Karara çok şaşırdık Saman “Bu karar bizi çok şaşırttı çünkü birçok yönüyle ihlal barındıran bir olay ve başvuruydu. AİHM’nin çok uzun yıllardır artık içtihat haline gelen kararları ve Ceylan’ın davasındaki çok açık olan ihlaller ortada dururken böyle bir karar beklemiyorduk. 2010 yılında ilk başvurduğumuzda, odağında dosyanın gizlilik kararı vardı. Gizlilik kararına yaptığımız başvuru reddedilmişti. Bu ret kararı üzerine biz de AİHM’ye gitmiştik. Çok büyük bir ihlal kararı beklerken bu karar, açıkçası bizi çok şaşırttı” dedi. l KCK ANA DAVASI İddianameyi hazırlayan savcı FETÖ’den ihraç MAHMUT ORAL DTK Eşbaşkanları Hatip Dicle ve Leyla Güven, DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek ile tutuklu belediye eşbaşkanları Fırat Anlı, Gültan Kışanak ve Ahmet Türk’ün de sanıkları arasında olduğu, 154 sanıklı KCK davasına Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Davanın dünkü oturumu nedeniyle Diyarbakır Adliyesi çevresinde çok yoğun güvenlik önlemleri alındı. Adliyeye girmek isteyenler, turnikelerde kuyruklar oluşturdu ve 2 ayrı xray cihazında aranıp, içeri alındı. Duruşmada başka bir davadan tutuklu olan sanık Veysi Akar ve avukatı hazır bulundu. Davaya ilişkin daha önce yaptığı savunmaların savcı tarafından dikkate alınmadığını dile getiren sanık Akar, suç delili olarak gösterilen telefon görüşmelerinin çarpıtılarak ve cımbızlanarak farklı bir şekilde yansıtıldığını söyledi. Söz konusu telefon konuşmalarından birinde geçen, kapatılan “Demokratik Toplum Partisi (DTP) Sur İlçe Örgütü” cümlesindeki örgüt kelimesinin, iddianamede çarpıtıldığını ve “KCK Örgütü” olarak yansıtıldığına dikkat çeker Akar, “Bu dosyanın siyasi yanı hukuki yanından daha ağır basıyor. Bu davanın iddianamesini hazırlayan savcı İsmail Aksoy ‘FETÖ/PDY’ soruşturması nedeniyle meslekten ihraç edilmiş. Şike, Ergenekon ve Balyoz davaları bu nedenlerle düşürüldü. Bir taraftan cemaat üyelerinin yaptıklarını yok sayacaksın diğer taraftan da bu davanın yargılamasını devam ettireceksin. Bu durum hukuki bir mantık ile izah edilemez. Bu çifte standardın açıklanmasını bekliyoruz. Beraatımızı istiyoruz” dedi. l DİYARBAKIR C MY B