02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 19 Ocak 2017 haber 4 EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ ‘Tarihi sorumluluktu’ Atatürk’e çatmanın dayanılmaz cazibesi Demokrasinin rafa kaldırılıp tek adam diktasının anayasal tescilini amaçlayan anayasa değişikliği görüşmeleri sırasında, Bekir Bozdağ şöyle demiş: Bu yeni bir şey değil, Atatürk ve İnönü de partili cumhurbaşkanları idiler. Atatürk’e çatmanın dayanılmaz cazibesinden bir türlü kendilerini kurtaramayanlar da bunun üzerine hemen eski defterleri ortaya döküp güya eleştirilerini sundular: Doğrudur, ama şimdi siz de aynı şeyi yapıyorsunuz. El insaf! Amaçları laik Cumhuriyeti kurup, pekiştirip, güçlendirmek olanlar ile, onu yıkıp kalıntılarını süpürmek isteyenler arasında nasıl bir ayniyet olabilir ki? Tarihsel olayları irdelerken dönemin koşulları içinde değerlendirmeyip, geçmişe sanki günümüzün koşulları o zaman da mevcutmuş gibi bakarak, yargıya varmak cehalet ile saçmalık arasında kolan vurmak sonucunu doğurur ve “Fatih insan haklarına saygılıydı” gibisinden anakronik safsataların telaffuzuna yol açar. Fatih zamanında insan hakları diye bir kavram yoktu ki, hükümdar ona saygı göstersindi. Kuvvetler birliği ilkesinin ürünü olan 1921 Anayasası’na göre hareket eden ve kurtuluş savaşını zafere yönelten birinci Meclis döneminde de, Cumhuriyeti ilan eden ikinci Meclis döneminde de, kuvvetler ayrılığı, daha toplumsal yaşamımızda kök salmış bir kavram değildi. HHH Bu gerçeği saptadıktan ve iki dünya savaşı arası dönemde sanki Türkiye’de demokrasinin koşulları olgunlaşmıştı da, Atatürk ve İnönü engellemişlermiş gibi bir yargının insafsızın ötesinde abes olduğunu vurguladıktan sonra, hemen belirtelim: Aklı başında hiç kimse Atatürk ve İnönü dönemlerinin demokrasi olduğunu ileri sürmez. Aklı başında hiç kimse, tek parti dönemi yöntemleri ve kurumlarıyla 21. yüzyılın sorunlarına çare bulmaya, dertlerine deva olmaya kalkışmaz. Bu gerçeğin altını böylece çizerken, başka bir gerçeği de görmezden gelemeyiz: Tek parti dönemi, o dönemin Cumhurbaşkanı ve tek partisinin de, Genel Başkanı olan İnönü’nün önderliğinde, herhangi bir zorlama ve tehdit olmaksızın, siyasal iktidarın iradesiyle, tersine, yani çok partililiğe dönüşmüştür. Bu dönüşüm sürecinin en önemli kilometre taşlarından biri de İnönü’nün cumhurbaşkanlığı makamını partiler üstü konuma kavuşturmak için attığı adımdır. İnönü hükümetin baskısından yakınan muhalefet partisi DP’nin lideri Bayar ile Başbakan Recep Peker’i Çankaya’ya çağırıp, dinledikten ve Bayar’a baskı yapılmasına izin verilmeyeceği konusunda teminat verdikten sonra, 12 Temmuz beyannamesi diye anılan açıklamasında şunları söylüyordu: Ben Devlet Reisi olarak, kendimi her iki partiye karşı da müsavi derecede vazifeli görürüm. Cumhurbaşkanı İnönü, 18 Eylül 1947’de verdiği demeçte ise şunu açıklıyordu: “Müfrit ve mutedil idare amirlerine her iki partiye karşı eşit şekilde vazife yapmak mecburiyetinde oldukları ve memur kaldıkları müddetçe herhangi bir şekilde partizanlık yapamayacakları yönünde kati talimat verdim.” 14 Mayıs 1950 seçimleri gerçekten bu teminat altında yapıldı ve iktidar el değiştirdi. HHH Sonuçlarına bakıldığında tek partinin öyküsü otoriterlikten demokrasiye dönüşümün, çok partili dönemin öyküsü ise demokrasiden istibdada dönüşün öyküsüdür. Biri laik cumhuriyeti kurmak, pekiştirmek, öbürü yıkmak peşinde olan ve her ikisi de haklılıklarını bu amaçlarında arayan iki iktidarın arasında herhangi bir ayniyet olamayacağı hususunu da bir kez daha vurguladıktan sonra Atatürk döneminin meşruiyeti konusuna gelelim: Meşruiyet konusunda çağdaş ölçüt şudur: Eğer bir iktidar topluma işbaşına geldiğinde var olandan daha fazla, hukuki, sosyal, ekonomik, politik hak sağlamışsa, demokratik meşruiyete sahiptir, sağlamamışsa değildir. Bütün dönemleri bu ölçüye vurun! Kimin ne kadar meşru olup olmadığını rahatlıkla görürsünüz; tabii eğer izanınız Atatürk’e takmanın dayanılmaz cazibesi tarafından malul kılınmadıysa... Bahçeli’ye tuğla ile çağrı Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan, MHP lideri Bahçeli’ye tuğla ve mektup göndererek, anayasa değişikliğine verdiği desteği geri çekmesini istedi. Candan, tuğla için “Cumhuriyetin yıkılan adalet ve vicdan tuğlasıdır” dedi. ‘Proje’ye de başkanlığa da hayır Proje okul uygulamasına karşı mücadele veren İstanbul’un köklü liselerinin veli ve mezunlarından oluşan “Projeniz Değiliz İnsiyatifi”, anayasa teklifine bir bildiriyle tepki gösterdi. Bildiride kişiye özel anayasa girişimine her zeminde hayır denileceğinin altı çizildi. DÜZELTME Gazetemizin dünkü sayısında yer alan “Dikta’nın resmi” başlıklı haberin başlığı olan “dikta” ifadesi, tabloları hazırlayan Avukat Ece Güner Toprak’ın açıklamaları ve tablolarında yer almamaktadır. Kılıçdaroğlu ile Bahçeli, ‘gergin atmosfere’ karşın bir araya geldi. İlk izlenim, Devlet Bahçeli’nin fikir ve tavırlarında değişiklik yok NECATİ SAVAŞ ‘EL ELE’ AÇIKLAMASI Oylamalar sırasında CHP’li Levent Gök ile Adalet Bakanı Bozdağ’ın “el ele” fotoğrafı objektiflere yansıdı. Gök, “Ben kendisine ‘Sayın Bakan lütfen açık oy kullanmayın’ dedim. Kendisi de ‘Benim nasıl oy kullandığımı bilmiyor musun?’ dedi, o sırada da elimi tuttu” açıklamasını yaptı. Yine açık oy Kritik ikinci tur başladı İkinci turda önerinin 1. maddesi için 345 kabul, 140 ret ve 1 geçersiz oy çıktı. Birinci turda 1. madde oylamasında 347 kabul, 132 ret, 2 çekimser, 2 boş ve 1 geçersiz oy çıkmıştı. Buna göre kabul oylarda birinci tura göre 2 azalırken; ret oyları ise ilk tura göre 8 arttı. 1. maddenin 1. tur oylamasında en az 1 fire veren AKPMHP bloğu, 2. turda MHP’li 4 muhalifin ‘ret’ oyu verdiği varsayıldığında en az 3 fire verdi. İkinci turda 2. madde oylamasında 342 kabul, 139 ret çıkarken boş oy sayısı ise 4 oldu. Birinci turda önerinin 2. madde için 343 kabul, 133 ret, 1 çekimser, 2 boş ve 1 geçersiz oy çıkmıştı. Birinci tura göre 2. maddede kabul oyları 1 artarken, ret oyları ise 6 arttı. İkinci turda 3. madde oylamasında 342 kabul, 137 ret, 3 boş ve 3 geçersiz oy çıktı. Birinci turda 3. madde için 341 kabul, 139 ret, 3 boş ve 2 geçersiz oy çıkmıştı. Buna göre ikinci turda kabul oyları 1 artarken, ret oyları ise 2 azaldı. İkinci turda 4. maddesi 342 oyla kabul edildi. Oylamada 138 ret oyu çıktı. kullandılar MAHMUT LICALI/ İKLİM ÖNGEL TBMM Genel Kurulu’nda dün başlayan anayasa değişiklik önerisinin ikinci tur görüşmelerinde AKP’li vekillerin gizli oylama işlemi sırasında kabinlere girmemeleri tartışmalara neden oldu. Açık oy kullanan vekillere ilişkin CHP’nin itirazları isim isim TBMM’nin resmi tutanaklarına da yansıdı. İtiraz edilen isimler arasında çok sayıda bakanın da bulunması dikkat çekti. Önerinin 2. maddesi üzerine yapılan oylamada AKP’li Orhan Miroğlu’nun yetişememesi üzerine AKP sıralarında kısa süreli bir panik yaşandı. HDP’den ‘Hayır’ kokartı Birinci tur görüşmelerde yaklaşık 90 saat süren mesaiyle kabul edilen önerinin ikinci turunda yalnızca önergeler üzerine kısa konuşmalar yapılması nedeniyle; görüşmelere geçilmeden gündem dışı konuşmalar ve CHP ile HDP’nin grup önerilerine ilişkin yapılan konuşmaların gündemi de anayasa oldu. İkinci turda AKP ve MHP’den oluşan evet bloku olası firelerin önüne geçmek için milletvekillerine yakın markajda bulundu. HDP’li milletvekilleri ikinci tur görüşmelerine yakalarında “Hayır” yazılı kokartlarla çıktı. ikinci tur görüşmelerinde CHP Milletvekili Ali Şeker, birinci turda olduğu gibi internet üzerinden görüşmeleri yayımladı. Usul tartışmaları CHP’li Özgür Özel, gizli oylamada Bakanlar Kurulu üyelerinin vekâleten oy kullanamayacağını, aynı zamanda bakanların genel vekalet değil, özel vekâlet vermesi gerektiğini belirtti. Usul tartışmasının ardından Bakanların gizli oylamada vekaleten oy kullanması AKP’lilerin oylarıyla kabul edildi. HDP’li Ahmet Yıldırım, görevleri nedeniyle Genel Kurul’daki oylamaya katılamayan Bakanlar gibi tutuklu vekillerin de oy kullanmasının sağlanmasını talep etti. Oturumu yöneten Bahçekapılı Yıldırım’ın talebi olan usul tartışmasını açmadı. CHP’den bir dakika Tartışmalar sürerken CHP’li milletvekilleri saat 18.00’de Genel Kurul’da bir dakika süreyle ayağa kalkarak eylem yaptı. CHP sıralarındaki bütün milletvekillerinin ayağa kalkmasının ardından CHP’li Özgür Özel, “Bugün ayın 18’i ve saat 18.00. CHP grubunu tüm Türkiye’yle birlikte ayakta bu rejim değişikliğine direnmeye ve buna kar VEKİLLERE KORUMA TBMM yerleşkesine giriş çıkışlarda uygulanan normal güvenlik önlemlerinin bu hafta başında olağanüstü artırılmasından sonra İçişleri Bakanlığı, milletvekillerinin olası saldırı ve suikast girişimlere karşı seçim bölgelerinde “korunması” kararı aldı. Bu kapsamda, milletvekilleri tek tek aranarak koruma isteyip istemediği soruluyor. şı ayaktayız eylemine davet ediyorum. Bu eylemde CHP yalnız değildir. 81 ilin meydanlarında, sokaklarında, kahvehanelerinde milletimiz bizlerle birlikte rejim değişikliğine karşı ayaktadır” diye konuştu. Bir dakikalık ayakta durma eyleminin ardından CHP’liler eylemlerini alkışlarla sonlandırdı. 85 vekilden açık oy Birinci madde üzerine yapılan oylama işleminde AKP’li vekillerin kabine girmek yerine kabinin önünden geçerek tercih ettikleri pulu zarfa koydukları gözlendi. CHP’li Barış Yarkadaş, sosyal medyadan AKP’li vekillerin açık oy kullanmayı sür dürdüğünü; dün geçen her madde için ortalama 85 milletvekilinin açık oy kullandığını tespit ettiklerini söyledi. CHP’nin açık oy kullanımına ilişkin itirazları tutanaklara da yansıdı. CHP’nin açık oy kullandığı itirazı yaptığı isimler arasında Bakanlar Akif Çağatay Kılıç, İsmet Yılmaz, Berat Albayrak, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, Mahir Ünal, Osman Aşkın Bak, Uğur Aydemir, Hamza Dağ, Mehmet Metiner, Ahmet Davutoğlu, Yusuf Başer ve Selçuk Özdağ yer aldı. Oylama sürerken, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile HDP’li Mithat Sancar’ın arka sıralarda uzun süre konuşmaları dikkat çekti. Edinilen bilgiye göre Sancar, Bozdağ’a tutuklu vekillerin oylamalara katılması gerektiğini belirtti. Görüşmede Ahmet Türk’ün sağlık sorunlarının da gündeme geldiği öğrenildi. CHP’li Özel ile HDP’li Altan Tan arasında bir tartışma yaşandı. Tan’ın Özel’e “Bir gece Meclis’e gelmedik. 6 madde geçirmişsiniz” diye laf attığı öğrenilirken, Özel de Tan’a “MHP yoktu, siz de yoktunuz. Biz direndik. Kendi partinin firesi sensin. Cümle âlem biliyor, kabine girsen ne oy atacağını” karşılığını verdi. ‘50 vekil Meclis’e rüşvet’ Kılıçdaroğlu, milletvekili sayısının artırılmasını eleştirdi İKLİM ÖNGEL CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, OHAL döneminde süren anayasa değişikliği teklifinin Türkiye’yi daha da çöküntüye götüreceğini belirterek, “İşsizlik artacak. OHAL koşullarında bir seçim Türkiye’yi çok daha zor duruma sokacak” dedi. Kılıçdaroğlu, Bahçeli ile görüşmesinin ardından Meclis’te MYK’yi toplayarak, kurmaylarıyla görüş alışverişinde bulundu. “600 milletvekili nereden çıktı, biri bunun mantığını açıklamalı” diyen Kılıçdaroğlu, Meclis’in yetkilerinin alınırken, vekil sayısının artırıldığına dikkat çekerek, “Bu CHP Sözcüsü Selin Sayek Böke MYK ile ilgili basın toplantısında “Hukuk, İçtüzük ve anayasanın bize verdiği hakları kullanmaya, Meclisimizi, AKP ve ortaklarına yıktırmamaya söz veriyoruz” dedi. Meclis’e verilmiş bir rüşvettir. Meclis bunu reddetmeli” diye konuştu. Toplantıda bir MYK üyesi, artan vekil sayısına iliş kin yaptığı hesaplamaları anlattı ve SGK, danışman ve birçok gider hesaplandığında 50 vekilin devlete 5 yıllık maliye tinin 184 milyon 500 bin olduğunu belirtti. AKP’li İsmail Aydın’ın ilk dört maddenin değişitirilmesine yönelik sözlerine ilişkin Kılıçdaroğlu, “Burada AKP pot kırmadı. Bu, yazılı bir metinden okundu. Aynı kişi, bunu ikinci kez TBMM kürsüsünden tekrar etti, savundu. Bu AKP’nin açık fikridir” ifadelerini kullandı. İlk dört maddenin neyinden rahatsız olduklarını anlatmaları gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Bayrak mı, milli marş mı, başkent mi, hukuk, demokratik laik devlet mi rahatsız ediyor? Türkiye ayağımızın altından kayıyor. Buna izin vermememiz lazım” dedi. l ANKARA Saadet’ten destek çıkmadı Erdoğan, Kazan’la görüştü Saadet Partisi’nin referandumda ‘hayır’ oyu vereceğini açıklamasının ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Necmettin Erbakan’ın kurmaylarından ve Milli Görüş geleneğinin önemli isimlerinden Şevket Kazan’a sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi. Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Karamollaoğlu, yetkinin tek elde toplanmasının milli iradenin temsili noktasında sorunlara neden olacağını belirterek anayasa değişikliği teklifinin mevcut haliyle referanduma sunulması durumunda parti olarak “hayır” oyu kullanacaklarını söyledi. Bu açıklamanın ardından Erdoğan, SP Yüksek İstişare Kurulu üyesi eski Adalet Bakanı Kazan’ı evinde ziyaret etti. Erdoğan’a Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da eşlik etti. Edinilen bilgiye göre, nezaket ziyareti olarak tanımlanan görüşmeye Karamolaoğlu’nun özel kalem müdürü İbrahim Titiz de katıldı. Kazan, geçen yıl SP Genel Başkanlığına Karamollaoğlu’nun seçilmesinden sonra partinin Yüksek İstişare Kurulu üyeleri arasında yer aldı. l ANKARA/Cumhuriyet Anayasa paketi demokrasi ve insan hakları için tehdit KAYHAN AYHAN New York merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch) anayasa değişiklik paketinin insan haklarının, hukukun üstünlüğünün ve ülke demokrasisinin geleceğine yönelik büyük bir tehdit oluşturduğuna dikkat çekti. Örgütün Avrupa ve Orta Asya Direktörü Hugh Williamson’ın yaptığı açıklamada, teklifin cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yetkilerini arttırdığı belirtilerek, “Paket le yürütmenin üzerindeki, denge ve denetleme sistemleri daha da güçsüzleştiriliyor. Meclis hukukun üstünlüğü ilkesinin içini boşaltacak ve ülke demokrasisinin altını oyacak bu değişikliği reddetmelidir” ifadeleri kullanıldı. Açıklamada KHK’lerle bağımsız basının neredeyse tamamen susturulduğu ve 11 HDP’linin de hapse atılmasının kamuoyunda anayasa değişikliklerine ilişkin açık ve özgür bir tartışmanın yürütülmesi ihtimalini son derece kısıtladığı kaydedildi. Türkiye’de köklü sistem değişikliğine yol açacak olan “başkan lık anayasası”nın kritik ikin ci tur oylaması öncesinde son bir hamle yapan CHP lideri Ke mal Kılıçdaroğlu, MHP lide ri Devlet Bahçeli ile öncesinde ki “gergin atmos fere” rağmen bir araya geldi. İlk iz lenim, Bahçeli’nin “fikirlerinde ve tavrında hiçbir de AYŞE SAYIN ğişiklik olmayacağı” mesajı ver mesi. Kılıçdaroğ lu da zaten böyle bir telkin veya talepte bulunmamış. Ziyareti nin nedenini sorduğumuzda ise Kılıçdaroğlu, “tarihi sorumlu luk” vurgusu yaptı: “Ben kay gılarımı iletmek zorunday dım, o yüzden bu randevu gerçekleşti, çünkü tarihe kar şı sorumluluğumuz var... ” Ziyaret sonrasında Meclis’te görüştüğümüz Kılıçdaroğlu, “görüşmenin mahremiyeti”ne saygı gereği karşılıklı olarak ne ler konuştukları konusunda de tay vermedi, ancak anayasa de ğişikliği ile ilgili duyduğu kay gıları “iletme zorunluluğu”nun gereği olarak bütün “her şeyi konuştuklarını” anlattı. Kılıçdaroğlu, Bahçeli’den “desteğinizi gözden geçirin, ya da çekin” talebinde bulunup bu lunmadığı konusundaki soru muza ise “Hayır, bir genel baş kanın, bir genel başkanın ka rarlarını değiştirmesini isteme si doğru olmaz, etik de olmaz. Dolayısıyla hiç gündeme gelme di” yanıtını verdi. Kılıçdaroğlu, Meclis’te gizli oylamanın sağ lanması konusundaki hassasi yetini Bahçeli’ye iletirken, Baş bakan Binali Yıldırım’a da çağ rı yaptı: “Vekiller, gizlilik kara rına uymalılar. Üstelik bunu ge nel başkanların kendileri sağ lanmalı. Aksi kendi milletveki line güvenmiyorsun demektir. Peki kendi milletvekiline gü venmiyorsan, neden partide tu tuyorsun? Bunu bizzat Başba kan ifade etmeli.” Saray kapısı vurgusu Kılıçdaroğlu’nun Bahçeli’ye ilettiği bir başka kaygı ise “Milli Kurtuluş savaşını yürüten Meclis’in etkisizleştirilmesi.” Bütün yetkiler “başkanın” uhdesinde toplanacağı için artık yurttaşın, Meclis yerine “Saray kapısı”nda çare arayacağı mesajını veren Kılıçdaroğlu, bir de örnek verdi: “Eskiden Türkiye’nin dört yanından insanlar Meclis’e gelirlerdi, şikâyetlerini dile getirmek için. Hiçbir şikâyeti yoksa da, ‘vekilimi ziyaret ettim, bir çorbasını içtim’ demek için. Bu bile etkisiz hale getiriliyor. Bunu bir örnek olarak söylüyorum ama bunun dışında bütün endişelerimizi bir kez daha kendisine aktardım. Twitter mesajı dahil bütün konuları konuştuk.” Kılıçdaroğlu, Bahçeli’nin anayasa değişikliğine destek için şart koştuğu “Anayasa’nın ilk 4 maddesinin değiştirilmeyeceği” konusundaki AKP’nin samimi olmadığını belirtirken de AKP’li İsmail Aydın’ın yeri, zamanı geldiğinde bu maddelerin de değişebileceği yönündeki açıklamasını örnek gösterip, “tarihi sorumluluğum gereği size bunu aktarmak istedim” mesajıyla görüşmeden ayrıldı. l ANKARA 30 saniyede açıkladılar Bahçeli’nin Meclis’teki makam odasında 45 dakika süren görüşmenin ardından Kılıçdaroğlu, “MHP Türk demokrasi tarihinin çok önemli bir partisidir. Bugünlerde benim şahsen görüşmeye ihtiyacım vardı. Lütfedip, kabul ettiler. Anayasa değişikliğiyle ilgili kaygılarımı kendileriyle paylaştım ve kendisine çok teşekkür ederim” derken gazetecilerin sorusuna Bahçeli’nin yanıtı da “Sayın Genel Başkan gerekeni söyledi” oldu. İki liderin açıklamasının bir dakikadan az bir sürede sona ermesi dikkat çekti. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle