22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Barzani’den ‘kırmızı çizgi’ çıkışı Irak’ta Musul’un IŞİD’den alınmasına yönelik operasyon için geri sayım sürerken IKBY lideri Mesud Barzani, IŞİD ile savaşın bitmesinin ardından “ABD ve Irak ordusu birliklerinin Irak’taki Kürdistan bölgesinden çekilmesi” gerektiğini söyledi. Le Monde’a konuşan Barzani, “Bu kırmızı çizgimizdir” dedi. Bibi’nin ‘etnik temizlik’ suçlaması İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Filistinli liderlerin Filistin devleti kurmak için Yahudilerin olmamasını istediğini savunarak “Etnik temizlik isteyen toplumlar barış için çalışmaz” çıkışı tepkilere yol açtı. ABD de “İsrail’deki yeni yerleşim birimleri barışın önünde engeldir” dedi. 8 dishab@cumhuriyet.com.tr TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Umut tokalaşması nilwgun@cumhuriyet.com.tr Pazar 11 Eylül 2016 Suriye ordusu Halep’e yönelik ilerleyişini sürdürüyor. Anlaşmanın yolu dikenli Rusya ve ABD arasında varılan mutabakatın Suriye’de siyasi geçiş sürecinin yapı taşı olup olamayacağı tartışılırken ateşkes planının önünde pek çok engel bulunuyor. Bu çerçevede, Şam yönetimi ile muhalif gruplar arasındaki derin güvensizlik ortamına, daha önceki ateşkes girişimlerinden sonuç alınamamasına işaret ediliyor. Şubat ayında ABDRusya aracılığı ile gerçekleştirilen ateşkes anlaşması kısa süre içinde bozulmuştu. Suriye’deki durumun kimsenin birbiriyle anlaşma sağlayamadığı sürekli değişen bir yapıya sahip olması uzun soluklu anlaşma şansını zora sokuyor. Nusra çıkmazı Anlaşmanın en çetrefilli noktası, adını Fetih El Şam Cephesi olarak de ğiştirip, Halep çevresinde de olmak üzere ABD ve Türkiye tarafından da desteklenen “ılımlı muhalif” gruplar içinde yer alan Nusra militanlarının varlığı. ABD ile Rusya uzun pazarlıkla rın ardından Nusra’yı or Pentagon uyardı tak hedef ilan ederken muhalifler kendi içlerinden ABD Savun bu unsurları çı ma Bakanlığı karmak zorun Pentagon’un Rusya ile ortak merkez kurulmasına ilişkin güvenlik riski kaygısı yaşadığı belirtiliyor. Pentagon yayımladığı da. Halep’e yönelik ordu kuşatmasını kırmak için isyancılar açıklamada, askeri bir arasında Fe işbirliğinden önce anlaşmanın şartlarına uyulması gerektiğini kaydetti. tih el Şam militanlarının etkin rol oynadığına dikkat çekiliyor. Bu çerçeve de muhalif güçler için den Nusracıların nasıl ayıkla nacağı ya da Nusracıları bünyelerin den atmak isteyip istemeyecekleri de ayrı bir soru. İsyancı Nur el Din el Zin ki Tugayı anlaşmanın sadece Halep’te Şii İran milisleri destekli Suriye ordu sunun ilerlemesine katkı sağlayaca ğını savunuyor. ÖSO içindeki unsur lar da Moskova’ya güvenmiyor. Riyad destekli muhalif örgüt Yüksek Müza kere Komitesi’ne (YMK) göre, muhalif ler rejim güçlerinin kuşatma taktikleri yüzünden Nusra ile müttefik olmak zo runda kaldı ama eğer ateşkes başarılı olursa bu ortaklığı bozarlar. ‘Ilımlı yok ki..’ ABD’li uluslararası ilişkiler uzmanı Charles Lister ise “muhaliflerin Nusra ile bağlarını koparma niyetleri olduğuna dair işaret yok” diyor. Ayrıca, Şam’ın destekçisi İran’ın dünkü sessizliğine dikkat çekiyor. Russia Today’in Halep’in güneyinde konuştuğu Suriyelilerin bazıları bu planın yürümeyeceği çünkü Halep’te “ılımlı muhaliflerin” olmadığı, bütün grupların “terörist” olduğu görüşünde. ‘Türkiye, IŞİD’le anlaştı’ iddiası Fırat Kalkanı operasyonu kapsamında, TSK’nin 14 saatte IŞİD’den te mizlendiğini duyurduğu Cerablus için Türkiye ile IŞİD’in gizli bir anlaşma yaptığı iddia edildi. Independent’ın Türkiye, ÖSO birliklerine destek veriyor. Ortadoğu muhabiri Patrick Cockburn’ün görüştiği Faraj kod adlı “eski” bir IŞİD milita nı, örgütün Tür kiye ile gizli anlaş ma yapıp Türki ye sınırından silah desteği aldığını ve IŞİD’lilerin sakalla rını kesip kılık değiş tirerek sivil görünü münde Cerablus’ta ya şadığını iddia etti. Suriye’de ateşkese ilişkin ABD ve Rusya’nın Cenevre mesaisinden bu kez uzlaşı çıktı. Ortak hedef, IŞİD ve Nusra Suriye’de şiddetin durdurulması yönünde uzun süredir temasları sürdüren ancak görüş farklılıkları nedeniyle her seferinde eli boş dönen ABD ve Rusya önceki gece nihayet uzlaşıya vardı. Cenevre’de her iki ülkenin Dışişleri Bakanları’nın geç saatlere kadar süren görüşme maratonundan Suriye’de Halep vurgusu öne çıkan ateşkes kararı, insani yardımın sağlanması, Suriye ordusunun Moskova ve Washington’ın belirlediği bölgelerdeki muhaliflere yönelik operasyonlarını durdurması, Kremlin ve Beyaz Saray’ın 5 yılı aşkındır savaşın gölgesindeki ülkede Kurban Bayramı ile birlikte uygulanması planlanan anlaşma, barış umuduyla birlikte yaşama geçirilmesine yönelik pek çok soru işareti de barındırıyor... ABD ve Rusya’nın Dışişleri Bakanları KerryLavrov dün 13 saati bulan görüşmenin ardından uzlaşıyı duyurdu. IŞİD’e karşı mücadele için müşterek bir merkez kurma kararı çıktı. Anlaşma da dikkat çeken bir diğer unsur ise adı nı Fetih El Şam Cephesi olarak değiştirip Kaide ile bağını kopardığı savındaki Nusra’nın da ortak hedef alınacağı oldu. Şam’ın yakın müttefiki Rusya, sık sık “ılımlı muhalifleri” destekleyen ABD’yi Nusra’yı hedef almamakla eleştiriyordu. Bir haftalık süre nelik operasyonları durduracak. Ayrıca Halep de dahil olmak üzere, ihtiyaç olan her bölgeye insani yardımın kesintisiz bir şekilde ulaştırılması öngörülüyor. Halep’te yardımların ulaştırılması için tarafların tamamının Kastillo Yolu’ndan çekilmesi, rejim güçlerinin ve muhalif edeceği savunulurken taraflar koordineli hava operasyonlarının düzenleneceği bölgelerin yerleri hakkındaysa güvenlik gerekçesiyle bilgi vermedi. ‘Güvensizlik’ vurgusu ABD’ye yönelik devam eden güvensiz Beş yılı aşkındır savaşın hüküm sürdüğü Suriye’de farklı cepheleri destekleyen ABD ve Rusya’nın Dışişleri Bakanları Cenevre’de iki hafta içinde 3. kez önceki gün bir araya geldi. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile ABD’li mevkidaşı John Kerry, 13 saati bulan toplantının ardından Suriye’de yarından itibaren, Kurban Bayramı’yla birlikte uygulanması planlanan ateşkes için anlaştıklarını açıkladı. Karar aralarında Türkiye’nin de olduğu uluslararası toplumdan yükselen “bayrama ateşkesle girilsin” baskıları ile birlikte geldi. Anlaşma kapsamında Suriye ordusu, Moskova ve Washington’ın belirlediği bölgelerdeki muhaliflere yö lerin şehrin güneyindeki Ramuse’de güvenli bir giriş noktası oluşturması planlanıyor. ABD ve Rusya, 48 saatlik geçici ateşkesin başarılı olması halinde, bir hafta sonra da cihatçı gruplarla mücadele için ortak bir merkez kuracak. Ortak hedef Nusra Bu merkezde IŞİD’in yanı sıra eski adıyla El Nusra Cephesi yeni adıyla Fetih El Şam Cephesi hedef alınacak. Lavrov, kurulacak ortak merkez sayesinde ABD ve Rusya’nın “terörist ılımlı muhalefet” ayrımını koordinasyon içerisinde yapabileceğini söyledi. Anlaşma kapsamına girmeyen bölgelerde Suriye ordusunun hava operasyonlarının devam liğe rağmen terörizme karşı mücadelede koordinasyonu sağlayacak bir plan üzerinde anlaştıklarını söyleyen Lavrov, “Bu uzun zamandır ertelenen politik sürecin yeniden başlaması için gerekli şartları yaratıyor” diye konuştu. Anlaşmaların uygulanma olasılığına gelince kimsenin yüzde yüz garanti veremeyeceğini kaydeden Lavrov, Şam yönetiminin anlaşma şartlarına uymaya hazır olduğunu da açıkladı. Planın işe yaraması için hem muhaliflerin hem de Suriye Devlet Başkanı Esad yönetiminin üzerine düşeni yapması gerektiğini vurgulayan Kerry ise muhalif grupların kendilerini olabildiğince Nusra ve IŞİD’den soyutlaması gerektiğini belirtti. İdlib’e dün düzenlenen hava saldırısında 25 kişinin yaşamını yitirdiği duyuruldu. Kimi kaynak bombardımanın Rus jetleri tarafından gerçekleştirilmiş olabileceğini iddia etti. Son dönemde bölgede cihatçı Fetih Ordusu’na yönelik koalisyon güçlerinin hava saldırıları da gerçekleşiyor. Halep’te çatışmalar şiddetlendiABDRusyaara sında Suriye’de ateşkese varıl den karşı saldırı açıklaması gelirken Halep’teki dığı anlaşmasının açıklanmasından saatler sonra rejim güçleri Nur el Din el Zinki Tugayı’nın sözcüsü güneyde çatışmaların şid nin Halep’in kuzeyinde muhaliflerin elindeki bölgelere saldırı dü detlendiğini aktardı. Kimi yorumda tarafların ateşkes devreye zenlediği, 10 kişinin öldüğü haberi ajanslara düştü. Muhalifler girmeden sahada kazanımlarını artırma peşinde olduğu belirtildi. Temkinli iyimserlik... ABDRusya arasında varılan Suriye uzlaşısına başta Ankara olmak üzere uluslararası toplumdan memnuniyet açıklamaları geldi. Muhalif cephe ise temkinli. Riyad destekli Suriyeli muhalif şemsiye örgüt Yüksek Müzakere Komitesi (YMK) sözcüsünden ilk olarak “Umarız bu sivillerin çektiği çile için sonun başlangıcı olur. Uygulanabilecekse anlaşmayı memnuniyetle karşılıyoruz” açıklamaları gelse de günün ilerleyen saatleriyle birlikte oluşumdan “henüz tam metni görmedik, değerlendirmemiz gerek” demeçleri de peşi sıra yapıldı. Ayrıca oluşum, Moskova’nın Şam yönetimine hava saldırılarını sonlandırma konusunda yeterli baskı kurabileceğine ilişkin şüphelerinin olduğunu belirtti. YMK, hafta arasında Londra’da yapılan toplantıda Suriye için yol haritasını açıklamış, 6 ay Esad’la müzakere, sonrasında geçiş yönetimi ve 18 ay içinde seçimlere gidilmesini önermişti. Lavrov aradı BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura, “Uzun bir günün sonunda iyi bir sonucun çıktığını” belirtirken Türk Dışişleri Bakanlığı, anlaşmaya varılmasını memnuniyetle karşıladığını bildir PİZZAVOTKA DİPLOMASİSİ Rusya, Cenevre’de sonucun uzun süre çıkamamasından ABD cephesini sorumlu tutarken kendilerini 13 saat süren görüşme maratonunda takip eden medya çalışanlarının gönlünü almayı da unutmadı. İddiaya göre, ABD heyetinin kendilerine yolladığı pizzaları gazetecilere gönderen Lavrov, gazetecilerin “peki ya votka” çağrısını da geri çevirmedi. İki şişe votkayı poşet içinde kendi elleriyle getirdi. Lavrov, “Pizzalar ABD heyetinden, votkalar bizden” dedi. di. Açıklamada, Türkiye’nin BM aracılığıyla Halep’e yardım ulaştırmaya hazır olduğu duyuruldu. Rusya Dışişleri Bakanlığı, Lavrov’un Kerry ile görüşmesinin ardından Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini açıkladı. Çavuşoğlu’nun Kerry ile de görüştüğü dün gündeme yansıdı. Almanya Dışişleri Bakanlığı, anlaşmayı siyasi sürecin yeniden başla ması için bir fırsat olarak gördüğünü belirtti. AB’den de siyasi süreç vurgusuyla memnuniyet açıklaması geldi. Bu arada ABD’nin Suriye özel temsilcisinin, uzlaşıya ilişkin sahadaki muhalif gruplara hitaben ateşkesin öneminin anlatıldığı Arapça bir mektup gönderdiği belirtildi. AFP’nin haberine göre, mektupta gruplara anlaşmaya uyup uymayacakları soruldu. 11 Eylül mutlu dünyanın sonu Bilimkurgu filmlerini andıran 11 Eylül’den bu yana 15 yıl geçti... Uçakların tere yağına giren bıçak misali kulelere daldığı o sahneler dün gibi aklımda ama 11 Eylül denince ben özellikle 2001 güzünde Madrid’de yaptığım bir sohbeti hatırlıyorum. Daha önce de yazdığım için ayrıntılarına girmeyeceğim ama önemli olduğu için hatırlatacağım. Kulelerin çöküşünden iki ay sonra Madrid’deydim. Bir dönem ABD’de “Brookings Enstitüsü’nde” çalışmış bir dostumla buluştuğumda bana ilk yönelttiği soru Erdoğan olmuş, onun müstakbel başbakanımız olacağını söylemiş, Türkiye’nin “laik model”inin miadının dolduğunu, yerine “ılımlı İslam”ın getirileceğini, bunun temsilcisinin de RTE olacağını bildirmişti. İlk ‘rejim değişikliği’ RTE’nin “yasaklı” olduğu o dönemde Ecevit hükümeti hâlâ yerinde olduğu için duyduklarıma inanamamıştım... Bugün geri dönüp baktığımda 11 Eylül sonrası ilk operasyonun Irak’tan önce Türkiye’ye yapıldığını görüyorum. Evet, konuşmanın cereyan ettiği 2001 Kasım’ında Afganistan savaşı patlamıştı. Ancak ABD henüz Saddam’ı devirmemişti. Henüz Irak savaşının gölgesi yokken görüyoruz ki çoktan o tarihte Türkiye için bir “rejim değişikliği” projesi yapılmış, yeni rejimin başına kimin getirileceği kararlaştırılmış. 15 yıl önceki 11 Eylül’ün ilk kurbanı bizim nacizane kör topal yerli demokrasimiz oldu. Irak’a nasıl aleni yalanlarla “demokrasi getiriyoruz” iddiasıyla girildiyse, Türkiye’ye de “demokrasi geliyor” palavrasıyla ne idüğü belirsiz bir “ılımlı İslam” modeli getirildi ve laik rejim taş taş söküldü. Bir zamanlar İsraille Ortadoğu’nun “biricik demokrasisi” diye tanımlanan Türkiye bugün “Erdoğan Sultanlığı” olarak anılıyor. Avrupa’nın Ortadoğulaşması 11 Eylül’ün etkisi sırf Türkiye’de değil, dünyada özgürlüklerin kısılması, en sağlam demokrasilerin bile tahribatıyla sonuçlandı. FETÖ darbesi toz dumanıyla Türkiye’nin görüş alanından çıkan Avrupa’da bugün Fransaİngiltere arasına Calais’te çekilecek göçmen duvarı konuşuluyor. Berlin Duvarı’nı anımsatan çapta, 2 km. uzunluğunda ve 4 m. yüksekliğindeki duvar “Çin Seddi”ne bir göndermeyle “Calais Seddi” diye damgalanıyor. Doğu Avrupa’da ardı ardına yükselen göçmen karşıtı duvarlar tartışılırken Avrupa’nın kalbinde yeni bir “Berlin Duvarı” örneğinin gündeme gelmesi, Batı Avrupa’nın gelişmiş değerlerinin ne kerte kırılgan olduğunu gösteriyor. “Calais Duvarı”nın bir yanı parlamenter demokrasinin beşiği İngiltere... Diğer yanı; Fransız devrimi, “özgürlük, eşitlik, kardeşlik” fikirleriyle Avrupa’nın insan hakları kazanımlarının kaynağı olan Fransa. Eski Kıta’nın siyasi gelişimine bu yaşamsal katkıları yapan iki ülke bile, 11 Eylül sonrası konjonktürde yakıp yıkılan Ortadoğu savaşlarından kaçan göçmenler karşısında duvar gerisine çekilmekten başka çare bulamıyor. Ortak Avrupa projesi iflas yaşıyor. Köklü demokrasiler irtifa kaybediyor. “Burkini” tartışmalarına hapsolan Avrupa, Ortadoğulaşıyor. İslamafobi, göç, yabancı korkusu sırf Avrupa’ya özgü değil. ABD’nin de fabrika ayarları bozulmuş durumda. Avrupa da oylarını artıran popülist partiler ve liderlerinin ABD’deki karşılığı olan Trump, seçmenlerine bir “Meksika Duvarı” vaat ediyor ve Müslümanları ABD’den atmaktan bahsediyor. Washington’da 11 Eylül’ün ardından “Bu ABD’nin yeni bir Pearl Harbor baskınıdır. Pearl Harbor’un ardından nasıl II. Dünya Savaşı’na girip kazandıysak bu bahsi de kazanırız” demişlerdi. II. Dünya Savaşı 6 yıl sürdü. 11 Eylül’den bu yana 15 yıl geçmesine rağmen ortada zaferin izi yok. Aksine terör küreselleşti. El Kaide’nin yeni şubeleri, IŞİD ortaya çıktı. Kaos yayıldı. Ortadoğu yangın yeri oldu. Avrupa savruldu. ABD ise bir Trump tehdidiyle karşı karşıya. Dünyanın şakülü kaydı ve düzeltilemiyor. Dahası kâbusun nerede biteceği bilinmiyor... Bayramda tüm okurlarıma biraz olsun huzur dilerim. Riyad’a davada top Obama’da ABD’de Kongre’nin alt kanadı Temsilciler Meclisi, 11 Eylül saldırılarının 15’inci yıl dönümünün öncesinde, kurbanların ailelerinin, Suudi Arabistan aleyhine dava açabilmesinin önünü açacak tasarıyı onayladı. Geçen Mayıs’ta Senato tarafından da kabul edilen tasarının onaylanması için Başkan Obama’nın imzası gerekiyor. Ancak daha önce Obama’nın tasarıyı veto edeceği açıklamaları yapılmıştı. Riyad, saldırılarda sorumluluğu olmadığını belirtirken 11 Eylül saldırılarında 19 intihar eylemcisinden 15’i Suudi vatandaşıydı. C MY B nilgun@
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle