18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 11 Eylül 2016 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: FUNDA YAŞAR ERDOĞDU Emniyet’in bir numarası değiştiAltınok FETÖ SORUŞTURMASI Heyet ABD’den memnun döndü Fethullah Gülen’in iadesi için ABD’de temaslarda bulunan heyet Türkiye’ye döndü. Havaalanında açıklama yapan AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker, “Bizler FETÖ örgütüyle ilgili bilgi ve belgeleri teslim ettik, anlattık. Herkes istisnasız olarak o görüşmeden son derece memnun kaldığını söyledi. Nihai kararın bir tarafı politiktir, yani ABD’nin tavrı. Orada ABD’nin Türkiye ile işbirliği içerisinde olduğunu belirtmemiz lazım” dedi. MİT TIR’ı avukatı tutuklandı Adana’da MİT TIR’larının dur durulmasıyla ilgili da vada tutuklu yargıla nan eski Adana Cum huriyet Başsavcı Tanrıverdi sı Süleyman Bağrıyanık ile savcılar Özcan Şişman ve Aziz Takçı’nın avukat lığını yapan Alp Değer Tanrıver di tutuklandı. Ankara’da gözaltına alınarak perşembe günü Adana’ya getirilen Tanrıverdi, emniyette susma hakkını kullanmıştı. Tanrı verdi, evinde bulunan ve “devlet sırrı” niteliği taşıdığı belirlenen 13 çuval belgenin, baktığı davaların evrakı olduğunu öne sürdü. Darbeciler için tez hazırlıyordu Kocaeli’de, FETÖ soruşturma sı kapsamında gö zaltına alınan Koca eli Üniversitesi Hu kuk Fakültesi Deka N. Çolak nı ve Kamu Hukuku Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nusret İlker Çolak tutuklan dı. Çolak’ın yüksek lisans ve dok tora yapan askeri hâkim, savcı ve subaylar için tezler hazırladığı tes pit edildi. Çolak’ın ayrıca, hâkim üsteğmen İ.Y. için “Cumhurbaş kanı yüce divanda nasıl yargıla nır” adlı tez hazırladığı, darbenin başarılı olması halinde bu tezin de kabul edilmesinin beklendiği öne sürüldü. Çolak’ın evinde yapı lan aramada montajla hazırlanmış Erdoğan’ın ses kayıtları bulundu. Seyidoğlu cezaevinde FETÖ/PDY’ye yönelik yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan aralarında işadamlarının da bulunduğu 30 kişi Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na getirildi. Savcılık sorgusunun ardından mahkemeye sevk edilen Seyidoğlu Baklavaları’nın sahibi Mustafa Seyidoğlu’nun da aralarında bulunduğu 7 kişi tutuklandı. Diğer 23 kişi ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Seyidoğlu Şirketler Grubu’nda yapılan açıklamada, Seyidoğlu’nun “Laleli mağazasının sahibi” olduğu şirkette imza yetkisi olmadığı bildirildi. 32 teğmen tahliye edildi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü darbe girişimi soruşturmasında tutuklanan 32 teğmen tahliye edildi. Soruşturmada 15 Temmuz gecesi, Jandarma Eğitim Komutanlığı’nda bir amfide tutulan 32 jandarma kursiyer teğmen darbe girişimine katılmadıkları tespit edilerek sulh ceza hâkimliğince serbest bırakıldı. Adil Öksüz’ün baldızları serbest FETÖ’nün “Hava Kuvvetleri imamı” Adil Öksüz’ün gözaltına alınarak adliyeye sevk edilen baldızları Belkıs Nur Tetik ile Seyyide Öznur Yıldırım adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı. Evinde, FETÖ’ye ait yayınlar bulunan Öksüz’ün kayınpederi Cevat Yıldırım’ın baldızı Naciye Alişan ise tutuklandı. Efkan Ala’nın İçişleri Bakanlığı’ndan istifasının ardından yayımlanan Valiler Kararnamesi ile Selami Altınok, EGM’nin başına geçti Efkan Ala’nın İçişleri Bakanı’yken yaşanan kriz nedeniyle bir türlü yayımlanmayan Valiler Kararnamesi, Ala’nın istifa edip koltuğu Süleyman Soylu’ya devretmesiyle çıktı. Kararname ile Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz ile Ankara Emniyet Müdürü Mehmet Kılıçlar merkeze çekildi. Emniyet Genel Müdürlüğü’ne İçişleri Bakanı Müsteşarı Selami Altınok getirildi. Bu değişiklikler, bayram sonrasında Fethullahçı Terör Örgütü operasyonlarında yeni döneme girileceğinin işareti olarak yorumlandı. İçişleri Bakanlığı’na Süleyman Soylu’nun getirilmesiyle birlikte Valiler Kararnamesi dün Resmi Gazete’de yayımlandı. Kararname ile 6 ilin valisi değişirken, 4 vali merkeze alındı. İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Altınok, bürokraside altı konumundaki Emniyet Genel Müdürlüğü’ne atandı. 7 Haziran seçimleri sonrasında oluşturulan geçici hükümette 29 Ağus tos24 Kasım 2015 tarihleri arasında İçişleri Bakanlığı yapan Altınok, 1 Kasım seçimleri sonrası ise önce bakan yardımcılığına, ardından ise İçişleri Bakanlığı Müsteşarlığı’na getirildi. Merkeze çekilen Celalettin Lekesiz’in başarısız bulunduğu belirtilirken, Altınok’un direkt Cumhurbaşkanlığı ile koordineli çalışacağı ifade edildi. Ankara Valiliği’ne ise Hatay Valisi Ercan Topaca getirildi. 1725 Aralık döneminde Emniyet Genel Müdürlüğü yaparken, Ankara Valiliği’ne getirilen Mehmet Kılıçlar ise merkeze çekildi. Adı bir süre MİT Müsteşarlığı için geçen Altınok’un Emniyet Genel Müdürlüğü’ne atanması, kulislerde Kurban Bayramı sonrasında cemaat operasyonlarının yeni boyut kazanacağı şeklinde yorumlandı. Diğer yandan Celalettin Lekesiz’in Hatay Valisi’yken EGM’ye atanmasından sonra Ankara Valiliği’ne de yine Hatay’dan atama yapıldı. İçişleri bürokrasisinde Hatay’ın tercih edilmesi dikkat çekti. İnce müsteşar oldu İçişleri Müsteşarlığı’na ise Artvin Valisi Muhterem İnce atandı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun konvoyuna yapılan saldırının yaşandığı dönemde Artvin Valiliği yapan İnce’nin terfi ettirilmesi ise soru işaretine neden oldu. İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürü Ömer Doğanay Artvin Valiliği’ne, Bakanlık Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanı Orhan Tavlı Çanakkale Valiliği’ne, merkez valisi Erdal Ata, Hatay Valiliği’ne, merkez valisi Hasan İpek Sinop Valiliği’ne, İzmir Vali Yardımcısı Zülkif Dağlı Düzce Valiliği’ne getirildi. Çanakkale Valisi Hamza Erkal ve 15 Temmuz darbe girişiminin ardından tutuklanan Sinop Valisi Yasemin Özata Çetinkaya ise merkeze alındı. Öğrencileri bile fişlemişler Kırklareli’nde tutuklanan dershane öğretmenlerinin ifadeleri, örgütün öğrencileri fişlediğini ortaya koydu. Öğretmen M.Y. ifadesinde özellikle kız öğrencilere 1’den 5’e kadar numara verildiğini belirterek “1’lik öğrenci: Yapıya karşı bir duruş sergileyen öğrenciydi. Sigara ve alkol kullanan, erkek arkadaşı olan öğrenciler bu gruptandı. 2’lik öğrenci: Daha ılımlı olan ancak yi ne erkek arkadaşı olan öğrencilerdi. 3’lük öğrenci: Kuran bilen, üzerinde çalışırsa kazanılabilecek öğrencilerdendi. 4’lük öğrenci: Tesettürlü ve namazını 5 vakit kılan. 5’lik öğrenci ise tesettürlü ve namazını 5 vakit kılan, bu yapıya bağı sıkı olan, ailesinin de bu yapıyla bağı bulunan, yapının rahatlıkla kullanabileceği öğrencilerdi” dedi. l DHA Kurmaylar inceleniyor AKP döneminde kurmay olan subaylar hakkında başlatılan inceleme sürüyor. Askeri kulislerde, ‘AKP kendi döneminin kurmay subaylarını ihraç ediyor’ yorumu yapılıyor SERTAÇ EŞ Darbe girişiminin ardından “FETÖ’nün bağlantılı olduğu subayları kurmaylığa yoğun olarak yönlendirdiği” saptaması, bu yönde ağır önlemleri gündeme getirdi. Yüksek Askeri Şura’da (YAŞ) kurmay albayların generalamiralliğe terfilerine tırpan gelirken bu subayların tayin ve görevlendirmelerde de pek tercih edilmedikleri ortaya çıktı. Özellikle AKP iktidarı döneminde kurmay olan subayların sürekli mercek altında tutulduğu ve yeni bilgilerle araştırmanın sürdüğü öğrenildi. TSK’de, yüzbaşıalbay arası rütbelerde bulunan kurmay subaylara yönelik darbe girişiminin ertesinde başlatılan inceleme genişletilerek sürdürülüyor. Bu rütbe aralığındaki tüm subayların AKP iktidarı döneminde kurmay olduğuna dikkat çekiliyor. Bu nedenle askeri kulislerde, “AKP kendi döneminin kurmay subaylarını ihraç ediyor” değerlendirmeleri yapılıyor. Darbe girişiminin ardından kurmay subaylara yönelik bir sınırla YETİŞMELERİNDEN KUVVET KOMUTANLARI SORUMLU Sürekli mercek altında tutulan şu anki kurmay subayların tamamı AKP döneminde kurmay oldu. AKP, katıldığı YAŞ toplantılarında çok sayıda kuvvet komutanı, Jandarma Genel Komutanı’nın yanı sıra sırayla emekli Orgeneral Hilmi Özkök, Yaşar Büyükanıt, İlker Başbuğ, Necdet Özel ve mevcut Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile çalıştı. Kurmaylığı kazanan subaylar Harp Akademileri’nde iki yıl eğitim gördükten sonra kur may subay olarak görevlendiriliyor. AKP döneminin kuvvet komutanlarının, yetişen kurmay subaylardan birebir sorumlu olduğu, Harp Akademileri’nin de doğrudan Genelkurmay’a bağlı olduğuna dikkat çekiliyor. Şu an incelenen kurmay subayların yetişmesinde komuta kademesinin sorumlu olduğu, ancak 1725 Aralık’a kadar hükümetin ve onun TSK’ye genel yaklaşımının da yadsınamayacağı vurgulanıyor. ma da atama ve tayinlerde getirildi. Haklarında yeterli kanıt bulunamadığı için ihraç edilmeyen bazı kurmayların görevlendirme yapılırken tercih edilmediği de ortaya çıktı. Bu nedenle daha önce kurmay olmayan subayların üst düzey görevlere atandıkları öğrenildi. Asker kulislerinde, “Bir süre kurmaylık gözden düştü. Kurmayların önemli görevlere getirilmemesi de FETÖ ile mücadelede etkili bir yöntem” yorumu yapılıyor. Milli Savunma Bakanlığı’nın (MSB) eşgüdümünde TSK’de sür dürülen FETÖ incelemesinin her kuvvette belli bir aşamaya geldiği de öğrenildi. Mevcuduna oranla en büyük ihracın Hava Kuvvetleri, sonra Deniz Kuvvetleri, ardından Kara Kuvvetleri’nde gerçekleştirildiği dile getirildi. Edinilen bilgilere göre incelemeler sonucu kuvvet kadrolarında asgari bir sistematik oluşturuldu. Kurmay subaylar üzerinde sürekli inceleme yapılması kararlaştırıldı, bu nedenle yeni gelen bilgiler ışığında kurmay subayların durumu tekrar tekrar gözden geçiriliyor. l ANKARA haber 5 Şafağın soluğu... Boşluğun suskunluğu arasında bir yerlerde dolaşalım, sonbaharın soluğunu dinleyelim bugün... Ellerimizi kavrayıp karanlık yağıştan yağışa sürükleyen, o düşlerimizi yıkanlara inat, şafağın sesiyle gelen dost aydınlığı bekleyelim. Sonra haykıralım hep birlikte: “İyi akşamlar ey eşitlik İyi akşamlar HHH İyi akşamlar ey düzensizlik İyi akşamlar” Sonunda gözlerin azıcık olsa meçhul bir ifadeyi alır belki; belki bir esinti başlar akşam saatlerinde; belki hüzün bulutları dağılır. Sen bekle! Eskiden kalma gözyaşları, kaderin kadehinde bir parça umut, bir yakarış... Acı... Umut... Tutku... Aşk... Zalimlik... Hoyratlık... Çiçeklenmiş bir yüreğin kanatlanmasıdır umut. Bir huysuz acıyla değil, sevgiyle dokunmak gibidir ağaçların dallarında. Var mısın İdil’de umut toplamaya, var mısın insanca yaşamaya, var mısın teröre karşı güç birliğine, birlikte barış içinde kardeşçe yaşamaya. Bir sonbahar sabahındayız... Güzel günleri görmek istiyor insan. İnsanca yaşamayı. Sevgiyi, aşkı, sevdayı... Haydi söyle bana yaşamın nerede olduğunu... Anlat bana arkadaşlığı, dostluğu, barışı, özgürlüğü... İstersen Pablo Neruda’ya kulak ver bu sabah: “Uzak bir aşkın rengindeydi gözleri kolları ikiz safirlerdi dudakları titriyordu mercan ışığında sonunda çıkıp gitti güç bela girdiği nehirde tertemiz oldu yine yüzdü bakmadan arkasına yüzdü hiçliğe yüzdü ölümüne” HHH Sen daha doğmamıştın “Deniz Kızı ve Ölüm” başlıklı yazımı yazdığım yıl... Soruyordum yazımın bir yerinde: “Nasıl kokar ıhlamur ağaçları çiçeğe durduğunda?” Öyle kokuyor işte oturduğum vadi... Çiçeğe dönüşmüş her yer, zeytin, çam ağaçları... Koca çınar iyice yaşlanmış... Yaşamın acısı nedir, ey insanlık hiç düşündün mü? Cesare Pavese’nin o bilinen masalında “ölüm gelecek ve senin gözlerine bakacak” sonra seni alıp götürecek işte. Kaldır başını göğe. İşte oraya... Diyecek ki sana: “Sabahtan akşama dek, uykusuz bağır eski bir pişmanlık ve de anlamsız bir ayıp gibi ardına bırakmayan bir ölüm. Bir boş söz, bir kesik çığlık bir sessizlik olacak gözlerin; böyle görünür her sabah yalnız senin üzerinde kıvrımlar yansıtırken aynada. Hangi gün ey sevgili umut, bizler de öğreneceğiz senin yaşam olduğunu hiçlik olduğunu.” Eşsizdin sen; bütün çıplaklığına sığınmış, bir orman yangınındaki ağaçlar gibi, onurlu ve korumasız. Haydi gel şimdi İdil’e umut toplamaya, haydi gel Hakkâri’ye, Tunceli’ye, Erzurum’a, haydi gel İzmir’e Trabzon’a, Gaziantep’e... Yum gözlerini genç arkadaş... Karadeniz’den Ege’ye Akdeniz’den Güneydoğu’ya, Kızılırmak’tan Fırat’a, Suruç’a... Bir uçtan bir uca... Uğur Mumcu’dan Musa Anter’e; Doğan Öz’den Hrant Dink’e. Tüm aydınlarımıza, din, dil, ırk, mezhep ayrımı gözetmeksizin herkese... Haydi gel haykıralım: “Terör nereden gelirse gelsin bir insanlık suçudur!” HHH Bir güvercin uçuşunu bile bölüşemiyoruz. Yaşanmışlıkları, güzellikleri anlatamıyoruz. Kin, nefret, şiddet sarmalında yaşıyoruz... Nerede bizim insani değerlerimiz, vicdanımız? Gökyüzünün o maviliğini unuttuk... Gözlerimizdeki o meçhul ifade bile yitip gitmiş. Ellerimde akan bir ırmak var sadece. Hüzün var umutla birlikte... Sen gece misin yoksa gündüz mü farkında bile değilim. Geçitlere sadece maviler yazılmış, tek tesellim bu benim. Günaydın ey ağaçların dalgası, günaydın umut, günaydın hüzün, günaydın acı... Haydi bir şeyler anlat güvercin uçuşlarını falan. Yalan bile olsa anlattıkların, inanacağım. Haydi anlat! HHH Sevgili okur; Kış ayları sağlık sorunlarıyla geçti. Yaz ayları bildiğiniz gibi. Bayramdan yararlanarak bir süre dinlence... Gönlünüzce bir bayram dilerim. Umudunuzu yitirmeyin! C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle