15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Sigmar Gabriel: Türkiye’nin AB üyeliğini görmeye ömrüm yetmez Geleneksel olarak Türkiye’nin AB üyeliğini destekleyen Almanya’daki Sosyal Demokrat Parti’nin 56 yaşındaki lideri Sigmar Gabriel, Türkiye’yi AB’de görmeye siyasi kariyerinin yetmeyeceğini söyledi. Alman Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi Bakanı Gabriel, Ankara yarın tüm kriterleri yerine getirse bile AB’nin üye alabilecek durumda olmayacağını söyledi. AB’nin Britanya’nın çıkışının ardından yeniden organize olmakta zorlandığını belirten Gabriel, 79 milyonluk nüfusuyla üyeliği büyük sorun oluşturacak Türkiye’nin “gelecekte muhtemelen ‘değişmiş bir AB’nin dış çeperlerinde yer alan bir ortak” olacağını dile getirdi. Pazartesi 29 Ağustos 2016 [email protected] TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Sırf çıkar için 7 Merkel: Almanya’daki Türklerin başbakanı benim Almanya’da başbakanlığın açık kapı günü vesilesiyle kamusal kanal ARD’nin sorularını yanıtlayan Başbakan Angela Merkel, Türkiye kökenli nüfusa “Yapmamız gereken ilk ve en önemli şey, Türkiye’deki çatışmaları Almanya’ya taşımamak” diye seslendi. “Bunun yerine ülkemizin kalkınmasında yer alırlarsa, büyük memnuniyetle karşılanırlar” diye ekleyen Merkel “Hep söylüyorum, ben Almanya’daki Türkiye kökenlilerin de başbakanıyım” vurgusu yaptı. 31 Temmuz’da Köln’de düzenlenen mitingin Alman kamuoyunda “Türkler Erdoğan’ın emrinde” tartışması başlatması üzerine Merkel, Türkiye kökenlilere sadakat çağrısı yapmıştı. 4. dönem istenmiyor Almanya’daki anketlere göre halkın yarısı, 2005’ten beri 3 dönemdir başbakanlık yapan Angela Merkel’in 4. kez başbakan olmasını istenmiyor. Dün ARD’ye verdiği mülakatta 2017 genel seçiminde aday olup olmayacağına henüz karar vermediğini belirten Merkel, bir dönem daha seçilirse, Almanya’da en uzun süre başbakanlık yapan Helmut Kohl’ün rekorunu egale edecek. Dün Bild am Sonntag gazetesinin yayımladığı Emnid anketi ise Merkel’in 4. kez başbakanlığına karşı olanların oranını yüzde 50, destek verenlerin oranını yüzde 42 olarak gösterdi. Merkel‘i bu noktaya sığınmacı politikası getirdi. Geçen yıl 1 milyon müteci kabul eden Almanya’ya bu yıl da 300 bin mültecinin gelmesinin beklendiği açıklandı. Avusturya hükümeti, Türkiye için AB üyeliği yerine çıkar ortaklığı önerisinde bulunmaya hazırlanıyor Ankara ile krizi tırmandıran Avusturya Başbakanı Christian Kern AB’den Türkiye ile de “Önemli bölgesel ve ekonomik ortak Türkiye’ye has bir ortaklıktan yanayız. Bu ütopik bir üyelik umu üyelik müzakerelerini derhal bitir dunu korumaktan daha mantıklı ve mesini istedi. Başbakan Yardımcısı gerçekçi” dedi. ÖVP liderinin SPÖ Reinhold Mitterlehner de “AB üyeli ve AB’ye sunacağı “ABTürkiye Çı ği yerine çıkar ortaklığı” önerdi. kar Ortaklığı” önerisi şöyle: ‘Ütopik üyelikten iyi’ Ortak Siyasi ve Ekonomik Gündem: Güvenlik işbirliği, Gümrük Kern, “Türkiye’yi Avrupa’ya ya Birliği’nin güçlendirilmesi, Serbest kınlaştırmak için her derde deva di Ticaret Anlaşması’nda Türkiye’nin ye sunulan müzakere süreci kesin çıkarlarının dikkate alınması, in likle hiçbir kazanım getirmedi. Ak san hakları ve temel haklar alanın sine Türkiye AB’den giderek daha da diyalog, TürkAvrupa Ekono fazla uzaklaştı” dedi. Daha önce mü mik Topluluğu: Belirli işlenmemiş zakereleri durdurmayı reddetmiş tarım ürünleri, çelik ve kömür güm olan Avrupa Komisyonu Başkanı Je rük birliğinin genişletilmesi, Öz anClaude Juncker’i “Oturduğu yer gürlükler: Kişilerin değil, sermaye den sokaktaki insanın bakış açısını nin daha çok serbest dolaşımı, AB anlayamıyor” diye eleştiren Sosyal Türkiye Güvenlik Birliği: Terörle Demokrat Partili (SPÖ) lider “Junc mücadele dahil adalet ve içişlerinde ker gibi hem Türklere müzakere sö geliştirilmiş işbirliği, Türkiye’den zü verip hem Türkiye’nin üye ola Schengen’e seyahat imkânı sağlan mayacağını söylemek, ne Türkiye madan Türk makamlarının Avru ne de AB açısından onaylanabilecek pa’daki ağlarla bağlanması, tüm kri bir tutum” çıkışını yaptı. terlerin yerine getirilmesi koşuluy Hükümet ortağı Avusturya Halk la vize serbestisi, dış politika ve gü Partisi’nin (ÖVP) lideri Mitterlehner venlik politikasında işbirliği. Özbek lider hastanede Özbekistan’ın 78 yaşındaki lideri İslam Kerimov, hastaneye kaldırıldı. Özbek resmi haber ajansının yayımladığı bakanlar kurulu açıklamasında, “başkent Taşkent’te bir hastaneye kaldırılan Kerimov’a uzmanlara göre kapsamlı bir muayenenin ardından, belli bir zaman alacak bir tedavi uyİslam Kerimov gulanacağı” belirntildi. 1991’den beri Özbekistan’ı yöneten ve diktatör olmakla eleştirilen Kerimov’un sağlık durumuyla ilgili resmi açıklama yapılması nadir görülen bir durum. Ama Kerimov’un sağlığının uzun süredir bozuk olduğu yönünde haberler basına yansıyordu. Son olarak Fergananews, Kerimov’un kalp krizi ve felç geçirdiğini iddia etti. Irak: Suudi elçi değişsin Irak devlet televizyonuna göre Irak Dışişleri, Suudi Arabistan’ın tartışmalı büyükelçisi Tamer Sabhan’ın yerine başka birinin atanmasını istedi. Irak’ın Kuveyt’i işgalinden beri kapalı olan ve Aralık 2015’te yeniden açılan Suudi Büyükelçiliği’ne atanan ilk elçi olan Tamer Sabhan, İran’ın Irak’ın içişlerine müdahil olduğu ve İran destekli Şii milislerin Sünnilerle gerginliğin artmasına yol açtığına ilişkin ifadelerinden ötürü Irak hükümetinden tepki çekmişti. Irak hükümeti için bardağı taşıran son damla ise Sabhan’ın, “İran’ın, Iraklı milisleri kullanarak kendisine yönelik suikast planı hazırladığını” iddia etmesi oldu. ‘Brexit’i meclise sormayacak’ Britanya Başbakanı Theresa May’in, referandumdan çıkan AB’den ayrılma (Brexit) kararını hayata geçirme süreci için parlamentodan onay almayı düşünmediği iddia edildi. Anamuhalefetteki İşçi Partisi’nin gölge uluslararası ticaret bakanı Barry Gardinar “Böyle bir kararın koşullarını ve temellerini oylamaya sunmadan onaylamak, parlamentoyu hiçe saymaktır. Tudor kraliyet ailesinin kibirli yetkilerini hatırlatıyor” tepkisini gösterdi. Telegraph gazetesine göre May, Britanya halkının aldığı AB’den çıkma kararını desteklemeyen vekilleri bertaraf etmek amacıyla parlamentodan Brexit onayı almayı düşünmüyor. Şeker de yiyebilsinler Suriye’nin başkenti Şam’ın güneyindeki Deraya kasabasında ordunun militanlarla yaptığı anlaşma sonucu 4 bin sivilin tahliyesi tamamlandı. Hracela köyüne yerleştirilenlerden Emine Kamel, 4 yıllık kuşatmayı “Günde sadece bir kâse çorba yiyorduk. Oğlumun açlıktan öleceğinden korkardım” diye anlattı. Daha önce hiç şeker görememiş 4 yaşındaki Yazan’ın şimdi şeker, bisküvit, dondurma verildiğinde sevinçten deliye döndüğünü belirtti. ‘Kürtleri infaz eden IŞİD’ci çocuk, oğlum’ IŞİD’in Suriye’de Mınbıç’i YPG’ye kay betmesinin ardından ço cuklara Kürtleri infaz ettirdiği video yayım lamasının şoku dinme mişken, videodaki Bri tanyalı çocuğun babası olduğunu iddia eden bir kişi medyaya konuştu. “El Britani” adı takılan mavi gözlü çocuğun babası olduğunu söyleyen Britanyalı adam, yıllardır göremediği oğlunu videoda teşhis ettiğini, eşi Sally Jones’un oğulları JoJo’nun beynini yıkayarak IŞİD’e katılmasını sağladığını anlattı. İngiliz basını IŞİD’e katılan eski punk gitarist Sally Jones’un oğlunun infazcı yapıldığını öne sürdü. Güvenlik gerekçe siyle ismi açıklanmayan kişi “JoJo’yu üç yıldır görmüyorum. 2013 yılında IŞİD’e katılmak için Suriye’ye kaçan annesi Sally Jones (47), 10 ya şındayken JoJo’yu da yanında götürdü. Daha önce oğlum parklarda oynayan, hayvanları kovalayan normal bir çocuktu. Beyninin bu şekilde yıkan ması felaket bir durum” dedi. Geçmişte bir punk rovk grubunda gitaristlik yapan Sally Jones, hac ker Junaid Hussain’le evlenip IŞİD’e katılmıştı. ‘Uyuşturucu alan insan değil ki’ Filipinler’in “ye ni diktatörü” gözüyle bakılan Devlet Başkanı Rodrigo Duterte, “uyuşturucunun kökünü kazımak” adına başlattığı kanlı savaşı derinleştiriyor. Verdiği uyuşturucuyla mücadele emirleriyle mayıstan beri 2 bin kişinin yargısız infazına yol açan ve BM tarafından insanlığa karşı suç işlemekle suçlanan Duterte, bu eleştirilerin umurunda olmadığını söyledi. “İnsanlığa karşı suç mu? Bunlar insan mı? Sizin insan tanımınız nedir” diyen Filipinler lideri, uyuşturucu kullanan birçok insanın rehabilite olma şansının kalmadığını savundu. “İnsan hakları mı? Beyniniz var mı? Öldürmeden (uyuşturucuya karşı) savaş açamazsınız” diye konuştu. IŞİD’ciler hapishane bastı Bu arada Filipinler’de IŞİD’i destekleyen radikal İslamcı örgüt Maute, güneydeki Mindanao bölgesindeki Marawi şehrinde bir hapishaneye baskın düzenledi. 22 Ağustos’ta yakalanan 8 militanı hapishaneden alan Maute’nin 20 militanı, gardiyanların silahlarına da el koydu. Ayrıca15 mahkum da baskın sayesinde kaçtı. ‘Kolombiya modeli’ “Latin Amerika’nın kesik damarlarından birisini onarma” yolunda tarihi bir adım atıldı. Amerikan neoliberal stratejisinin bölgedeki öncü ülkesi Kolombiya’da, hükümet ile Marksist Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri (FARC) çarşamba günü barış anlaşması imzaladı. 1960’larda başlayan ve 260 binden fazla can alan, 45 bin insanın adeta ‘buharlaştığı’, 6.5 milyonunun yerinden yurdundan edildiği, uyuşturucu kartelleri ve fidyeciliğin tuzu biberi olduğu, Latin Amerika’nın en uzun siyasi çatışması bu. Akıbetini 2 Ekim’deki referandum belirleyecek. HHH Kasım 2012’de Havana’da başlatılan müzakerelerde işaret fişeğini, haziran sonunda Kolombiya Devlet Başkanı Juan Manuel Santos ile FARC lideri Timoleon Jimenez’in ‘beyaz gömlekleriyle’ ‘ateşkes ve silahsızlanma’ anlaşması yapması vermişti. Nihayet netleşen nihai anlaşmayla; l Bölgenin en eski gerilla örgütü FARC, altı ay içinde BM gözetiminde ‘silahlarını gömecek’. 7 bin kadar gerilla belirlenen bölgelerde toplanıp tasfiye edilecek. Karşılığında FARC legal siyasete girecek. l Hükümet toprak reformu ve kalkınma programlarıyla kırsal kesimdeki eşitsizliklere deva arayacak. l ‘Özel Barış Mahkemeleri’ ile ‘geçiş dönemi adalet sistemi’ tesis edilecek. Kirli savaşa bulaşmış, katliam emirleri vermiş olanlar suçlarını itiraf edecekler ama uzun süreli hapis cezaları yerine toplum hizmeti görecekler. Çatışmayı vahimleştiren kokain üretimini yürüten suç örgütleriyle savaş sürecek. Daha küçük solcu grup ELN ile henüz sorunlar baki. HHH Peki dünya için bir ‘Kolombiya modeli’ çıkar mı? Yanıt için önce çatışmanın anatomisini iyi anlamalı. Bu çatışmada etnik motif yok. Kolombiya çatışması, 1960’larda FARC’ı Komünist Parti’nin silahlı kanadı olarak şekillendiren, toprak talebiyle başlamış bir kırsal isyan. Sistem, Latin Amerika’daki benzerleri gibi kökleri 16. yüzyıldaki kolonyalizme uzanan ve ülke kaynakları ile topraklarının yabancı sermayeye dayalı küçük bir azınlığın (İspanya’nın denizaşırı kolonilerinde Avrupa soyundan gelen Creole sınıfı) çıkarları ve güçlerini korumaya dayanıyordu. Yeniden paylaşım için gereken ekonomik ve sosyal reformlara en vahşi yöntemlerle set çekildi. Kolombiyalılara her türlü sosyal adalet arayışının ‘komünist isyan biçimi olduğu’ belletildi. Direnenlere ‘iç düşman’ muamelesi yapıldı; ulema, akademisyenler, sendika liderleri, insan hakları çalışanları hedef oldu. HHH Tüm bunlar elbette ABD’nin 1940’ların sonunda belirlediği ‘ulusal güvenlik stratejisi’ ile mümkün oldu. 1960’larda iş ‘kontrgerilla doktrinine’ dönüştürüldü. ‘Plan Lazlo’ ile askeri sisteme ‘sivil savunma güçleri’ enjekte edildi. 1998’de Andreas Pastrana döneminde ABD’de Bill Clinton başkanken ortaya konulan ‘Plan Kolombiya’ stratejinin güncellenmesiydi. Elbette uyuşturucu kartelleri ve solcu grupların hedeflendiği ‘meşru bir çerçevede’ sunuldu. Sorun şu ki, uygulayıcıları ABD özel birlikleri ile onlardan doğrudan yardım/eğitim alan paramiliterlerdi. Ve vahim suçlara imza attılar. Bugünkü barış esasen 2000’lerin başındaki kısa süreli müzekere süreci sonrası Pastrana’nın yerini alan Alvaro Uribe’nin 2009’a dek süren saldırganlığına dayanıyor. Bu süreçte FARC liderliği hedeflendi, örgüt zayıfladı, kontrol ettiği toprak miktarı azaldı, gerilla sayıları 20 binlerden 7 binlere düştü. İroniktir, anlaşmanın mimarı olan Santos 20062009 döneminin savunma bakanıydı. HHH Anketlere bakılırsa, 2 Ekim’deki referandumda Kolombiyalılar Pastrana/Uribe çizgisinin ‘hayırcı’ zeminini değil anlaşmayı destekliyor. Ancak gerillanın siyasete atılıp pozisyonlar elde etmesine yüzde 80’lere varan oranda itirazlar var. Diğer yandan toprak reformu ABD destekli neoliberal sosyo ekonomik modelden vazgeçilmesi anlamına gelmiyor. Oysa barışın asıl kilidi paylaşım sisteminde ve toprak reformu deva olmazsa yeni FARC’ların doğması işten bile değil. Ben Eliezer veda etti Eski İsrail Savunma Bakanı Benyamin Ben Eliezer 80 yaşında öldü. Türkiye ile iyi ilişkilerin hararetli savunucusu olan Ben Eliezer’in, devrik Mısır lideri Hüsnü Mübarek’le de iyi ilişkileri vardı. Son dönemde yolsuzluktan yargılanıyordu. İran’da müzakereci casus İran’ın tarihi anlaşmayla sonuçlanan Batı ile nükleer müzakerelerinden bir kişi, casusluktan gözaltına alındı. Tahran “Heyete sızmış casus haberli doğru” derken bu kişinin Britanya vatandaşı da olan Abdülresul Dorru İsfahani olduğu sanılıyor. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle