15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 15 Ağustos 2016 EDİTÖR: TAMER KAYAŞ TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ 3 HDP’liye 5 iddianameDemirtaş, Yüksekdağ ve Beştaş için 5 yıla kadar hapis isteniyor Adana Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile Genel Başkan Yardımcısı, Meral Danış Beştaş hakkında, “Terör örgütü propagandası yapmak” ve “Devleti, hükümeti, yargı organları, askeri ve Emniyet Teşkilatı’nı alenen aşağılamak” suçlarından 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle 5 ayrı iddianame hazırlandı. Demirtaş’ın kongre konuşması, Yüksekdağ’ın Ankara katliamından sonra yaptığı konuşmalar, Beştaş’ın Ankara katliamı, sokağa çıkma yasakları ve Twitter paylaşımları suç sayıldı. Demirtaş’ın konuşması Milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasına ilişkin anayasa değişikliğinin yürürlüğe girmesi ardından Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile Danış Beştaş hakkında hazırlanan fezlekeler Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’na geldi. Soruşturmada, 15 Ekim 2011 tarihinde Demirtaş’ın, il kongresinde PKK lehine attılan sloganlar eşliğinde yaptığı konuşmada “terör örgütü propagandası yaptığı” savunuldu. Tebligata rağmen müracaat etmeyerek savunma yapmadığı belirtilen Demirtaş’ın, Terörle Mücadele Kanunu’nun 7/2’nci maddesi uyarın YüFkkigsaeeyknbdeağtm‘Kaeznainnmeşainğıinndyeaydiza’ HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş hakkında 5 ayrı iddianame düzenlendi. HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, “AKPCHPMHP koalisyonunun bir şansı yok. AKPCHPMHP yaptıkları şovlarla ne kadar çürüdüklerini gösteriyor. İşte HDP bu bataklığın içinde açan nilüfer çiçeğidir. HDP artık bütün Türkiye’nin ana muhalefet partisidir. Türkiye’nin tek alternatifiyiz” dedi. Van’da konuşan Yüksekdağ daha büyük mücadele vermek zorunda olduklarını belirterek, “Kadınlar, mazlumlar, Aleviler, emekçiler için artık kader anıdır. Kazanmanın ya da kaybetmenin eşiğindeyiz” dedi. l Yurt Haberleri ca “Terör örgütü propagandası yapmak” suçundan 1 yıldan 5 yıla kadar cezalandırılması istendi. İddianame, Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. Yüksekdağ’a 301 davası Yüksekdağ hakkında yürütülen soruşturmada ise 10 Ekim Ankara katliamının ardından 12 Ekim 2015’te Uğur Mumcu Meydanı’nda düzenlenen basın açıklaması ve cenaze töreni sırasında yaptığı konuşmada, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni aşağılama” suçu işlediğ savunuldu. Yüksekdağ’ın TCK’nın 301/1’inci maddesi uyarınca 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması talep edilen iddianame, Adana Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Beştaş’ın paylaşımları Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturmada, Beştaş’ın 14 Ekim 2015’te Ankara patlamasını protesto etmek için Adana İnönü Parkı’nda düzenlenen basın açıklaması ve 9 Şubat 2016’da Güneydoğu bölgesinde ilan edilen sokağa çıkma yasağını protesto etmek amacıyla yine İnönü Parkı’nda düzenlenen ba sın açıklamasında yaptığı konuşmalar ile 2 Şubat 2016 tarihinde sosyal paylaşım sitesi Twitter hesabından bir kişinin polis tarafından katledildiği şeklinde yaptığı paylaşımlarla “Hükümeti, devleti, Devletin Yargı Organlarını, Devletin Askeri ve Emniyet Teşkilatını alenen aşağılama” suçunu işlediği iddia edildi. Hakkında 3 ayrı iddianame hazırlanan Beştaş hakkında, TCK’nın 301/1 ve 301/2. maddeleri uyarınca 3 kez ayrı ayrı 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası talep edilen iddianameler, Adana 2, 8 ve 21’inci Asliye Ceza Mahkemelerine geldi. l Yurt Haberleri ETHA muhabiri gözaltında Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu üyesi Hünkar Genç’i gözaltına almak için misafir olarak kaldığı eve gelen polis, ev sahibini de gözaltına almayı ihmal etmedi. Ev sahibi ETHA muhabiri Fatma Edemen, Genç ile birlikte gözaltına alındı. Operasyonda 10 kişinin gözaltına alındığı öğrenildi. Fatma Edemen HDP Gençlik Meclisleri yaptığı açıklamada “10 arkadaşımız ‘makul şüphe’ gerekçesiyle gözaltına alınmıştır. Ancak bizler ‘makul şüpheli’ olmadığımız gibi, iktidarın suçlarına ortak olan ‘makul’ muhalefet de değiliz” denildi. l ANKARA BGÖAOLZLGEMETADEKCE İ ‘Kafanıza sıkar şuraya atarım’Reuters foto muhabiri Sertaç Kayar. Evrensel gazetesi muhabirleri Hasan Akbaş, Serpil Berk, Fırat Topal. 15 Ağustos operasyonu Diyarbakır’ın Bismil, Ergani ve Çermik ilçelerinde dün sabah düzenlenen operasyonlarda Ergani Belediye Başkan Yardımcı Gülistan Polat’ın da aralarında bulunduğu 7 kişi gözaltına alınırken, Bismil’de 12 Ağustos’ta gözaltına alınan 10 kişi halen emniyette tutuluyor. Ankara Tuzluçayır’da çeşitli siyasi parti ve derneklere üye olan kişilerin evlerine yapılan baskında 8 kişi gözatına alındı. Avukatlar, gözaltına alınan kişilerin 15 Ağustos’ta eylem yapacağı iddiasıyla gözaltına alındığını belirtti. İstanbul’da ise Gazi Mahallesi’nde en az 7 kişi gözaltına alındı. Van’da çatışma: 1 korucu şehit Van’ın Başkale İlçesi’nde PKK’li teröristlerle köy korucuları arasında çıkan çatışmada, 1 korucu şehit oldu, 2 korucu da yaralandı. Başkale ilçesine 40 kilometre uzaklıktaki Oğulveren Mahallesi’nde dün akşam PKK ile güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmada 1 korucu şehit olurken, 2 korucu da yaralandı. Öte yandan Hakkâri’nin Çukurca ilçesine bağlı Çığlı köyünde bulunan Tepeşin Askeri Üs Bölgesi’ne PKK’liler tarafından havanlı saldırı düzenlendi. 3 asker yaralandı. Savcılık PKK ile bağlantıyı arıyor Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı Midyat ilçesinde PKK propagandası yaptıkları iddiasıyla gerçekleşen operasyonda gözaltına alınan, aralarında öğretmen ve sağlık çalışanlarının da bulunduğu bazı şüphelilerin üzerinde ve evlerinde 1’er dolar bulunduğunu açıkladı. 23 kişinin gözaltına alındığı belirten Başsavcılık’tan yapılan açıklamada, “FETÖ/PDY soruşturmalarının bir kısmında 1 ABD doları çıktığı bilinmektedir. PKK propagandası yapma suçundan hakkında işlem yapılan bazı şüphelilerde 1 ABD dolarının çıkması üzerine, her iki örgüt arasındaki bağlantılarının tespiti için soruşturma derinleştirildi” denildi. SELİN GÖRGÜNER Diyarbakır’da geçen çarşamba günü tarihi On Gözlü Köprü yakınlarında çay içereken, 5 sivilin öldüğü bombalı saldırıdan kıl kapı kurtulan ve ölümden dönen Reuters foto muhabiri Sertaç Kayar ile Evrensel gazetesi muhabirleri Hasan Akbaş, Fırat Topal, Serpil Berk, olay yerine gidince polis tarafından gözaltına alındı. Hakarete uğrayan, tehdit edilen ve suçlu muamelesi gören gazetecilerden Sertaç Kayar, yaşadıklarını Cumhuriyet’e anlattı. Olay yerine gittiklerinde karşılaştıkları manzarayı “Ortalık kan gölüne, cehenneme dönmüştü” sözleriyle anlatan Kayar, birkaç fotoğraf çektikten sonra olay yerinden çıktıklarını, 2 arama noktasından geçtikten sonra 3., arama noktasında gözaltına alındıklarını söyledi. Kayar, “Araçtan indirildik diz üstü çöktürdüler gazeteci olduğumuzu söyleyince ‘lan ne gazetecisi, siz bittiniz, olay yerinden bir fotoğraf bile görürsen öldürürüm’ dedi bir polis. Küfür ve hakaretler havada uçuştu. ‘kafasını kaldıranın kafasına sıkarım, zaten burası karanlık vurur atarım sizi bir kenara’ diye tehdit ediyorlardı. Kafamızı oynatsak dipçiple vuruyor tekmeliyorlardı. Resmen işkenceydi” diye konuştu. Ajanlık teklif ettiler Emniyette de kötü muamele gördüklerini anlatan Kayar, “Kıyafetlerimiz kriminal incelemeye götürüldü. Küfür ve hakaretler burada da sürdü. Gazeteci örgütlerinin, sivil toplum kuruluşlarının, kamuoyunun tepkisinin ardından tavır değiştirdiler. İfadede ‘neden ordaydınız, gün içinde ne yaptınız’ gibi şeyler sordular. Daha sonra başka bir ekip geldi sohbet ediyor gibiydiler. ‘Dışarıda da görüşelim. Bir şey duyarsanız, bir şey görürseniz bize haber verin’ gibi şeyler söylediler. Ajanlık teklif ettiler yani. Daha sonra serbest bırakıldık” dedi. ‘Psikolojik destek alacağım’ Mardin’in Midyat ilçesinde 8 Haziran’daki bombalı saldırının ardından linç edilmeye çalışılan gazetecilerden biri olan Kayar, “Daha önce de yaşadığım bazı şeyler olmuştu ama bu son yaşananlardan sonra psikolojik destek almaya karar verdim” dedi. “Başka bir ülkede olsak ölümden dönen gazeteciler haber yaptı diye baştacı edilirdik ama burada neredeyse suçlu çıkarılıyorduk” diyen Kayar, bölgede ne koşullar altında gazetecilik yaptıklarını şöyle anlattı: “Gazetecilerin çalışmasını engellemeye çalışıyorlar. Sanki bir şeylerin üzerini örtüyorlar. Giderek bölgede gazetecilik yapılamaz hale geliyor” dedi. TİKKO militanlarının öldürdüğü gencin ailesi eylem yaptı Kardeşinin hesabını sordu Tunceli merkeze bağlı Atadoğu Köyü’nün Çet Deresi mevkiinde 18 Temmuz günü yol kesen TKP/ML TİKKO mensupları, daha önce öldürülen iki arkadaşlarının ölümünden sorumlu tuttuğu Erkan Doğan’ı kaçırdı. Örgüt mensupları, 4 gün boyunca ormanlık alanda tuttukları Erkan Doğan’ı öldürdü. Doğan’ın ailesi, dün Seyit Rıza Meydanı’nda oturma eylemi yaptı. Doğan’ın ağabeyi Ahmet Doğan, “Katledilen kardeşim Erkan Doğan’ın faillerinin ortaya çıkarılması için biz bu eylemi gerçekleştirdik. Yapılan bu barbarca davranışlarının hesabının verilmesi gerekir. Kardeşimiz suçsuz” dedi. Doğan’ın ablası Ayşe Karataş ise kardeşinin 4 gün boyunca işkenceye maruz kaldığını belirterek, “Gizlice Çet Deresi’ne götürüyorlar. Dipçikle vuruyorlar, ağzını burnunu kırıyorlar. Bize bırakacaklarını söylediler. Bırakmadılar. Kardeşimin cenazesini Askesor ve Bornek yol ayrımına bıraktılar. Kalbinden ve bacağından vurmuşlardı. ‘Kaçtı o yüzden vurduk’ dediler” diye konuştu. ‘TİKKO eşimi tehdit ediyor’ Kardeşinin çalışıp ev aldıktan sonra evlenme hayali olduğunu da belirten Ayşe Karataş, “TİKKO şu anda kocamı tehdit ediyor. Çünkü kardeşimi yıkamaya benim eşim gitti. İnkâr edeceksin diyorlar” diye konuştu. l TUNCELİ/ DHA İlkbahar için keşif talebi reddedildi Tunceli’nin Hozat ilçesi Dalören köyünde 1 Ağustos’ta denetimli serbestlik için babası Alişan İlkbahar’ı (60) karakola imza vermeye götüren Mesut İlkbahar (27) açılan ateşle yaşamını yitirdi. Valilik, İlkbahar’ın karakola PKK’lilerce düzenlenen saldırıda iki ateş arasında kalarak yaşamını yitirdiği yönünde açıklama yaparkan, ailenin avukatı Hüseyin Aygün, İlkbahar’ın karakola 250 metre mesafede, askerlerce açılan ateşle yaşamını yitirdiğini söyledi. Aygün hakkında “soruşturmanın gizliğini ihlal” suçundan soruşturma açıldı. Aygün, “Ben adil yargılanma için açıklama yaptım. Valilik tüm deliller toplanmadan açıklama yaparak kamuoyunu yanlış bilgilendirdi. Savcılık keşif talebini reddetti. Buna karşı itiraz ettik” dedi. l Yurt Haberleri PKK, Jirki aşireti üyesini bıraktı Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesinde geçen cumartesi günü yol kesen PKK’liler Jirki aşiretinden olan AKP İlçe Gençlik Kolları Başkanı Naci Adıyaman ve kendisinden önce aynı görevde bulunan kardeşi Fikret Adıyaman’ı araçlarını yaktıktan sonra kaçırdı. Başlatılan operasyonda, olay yerinden 1 kilometre ileride Naci Adıyaman’ın cenazesi bulunurken Fikret Adıyaman dün serbest bırakıldı. Fikret ve Naci Adıyaman’ın Jirki aşiretinin önde gelen isimlerinden Tahir Adıyaman’ın yeğenleri olduğu belirtildi. haber 7 Gülen ‘Deccal’se Mehdi kim? Darbe girişiminin başarısız olduğunu vurgulamak, sonrasında sürdürülen bazı tartışmalara bakacak olursanız zor. Özellikle ana akım görsel medyadaki programlar izlendiğinde “15 Temmuz”un aklımıza darbe yapmayı başardığını düşünmek için fazlasıyla veri var!.. Olup biteni sosyalbeşeri bilimlerin analiz çerçevesinde ele almanın, bir zamanlar bu bakımdan hassasiyeti hasbelkader sürdürmeye çalışan mecralarda dahi kalmadığını görüyoruz. Bir dönem bazı kıyıdaköşede kalmış kanallarda karşımıza çıkan, komplo teorileriyle, ezoterik şarlatanlıklarla, parapsikolojik safsatalarla, eskatolojik şaklabanlıklarla dolu argümanları, şimdi merkez medyada FETÖ bağlamında “ciddi ciddi” konuşulurken gözlemliyoruz. İşin cılkı çıktı, böyle rezillik olmaz diye tepki gösterdiğimizde ise anlatmak istediğimizle hiç alâkası olmayan, geneldeki sorunu görmekten aciz, eleştirimizi kişiselleştiren, çocuksu, zavallı tepkiler alıyoruz. Mesela CNN Türk’te Didem Arslan Yılmaz’ın gece yarılarına kadar adeta mistikfantastik bir ajanpolisiye dizi gibi akıp giden programında eski Cemaat imamı, şimdi sıkı itirafçı bir zattan FETÖ’nün “Deccal Hareketi” olduğunu öğrendik!.. Yaşadığımız korkunç trajediden böylesi bir “komedi” çıkarın! Sonra tartışmasını rasyonaliteden uzak fantastik düzlemlerde sürdürdüğünüz birinin iadesi talebiyle dünyaya dosyalar gönderin!.. Ve elbette elâlemin iade talebinizi değerlendirirken dosyalar kadar memleketinizde sürdürülen bu tartışmalara bakacağını da unutmayın!.. “Deccal”in bir kötü figür olarak yer aldığı, ama esas itibarıyla iyiliği temsil eden bir “kurtarıcı” beklentisine dayalı mesiyanik anlatılar, daha genel adıyla “milenaryanizm” sadece İslâm’da yok. Sadece üç büyük tektanrıcı dine özgü de değil. Arizona’daki Hopi yerlilerinin inanç sisteminde bile karşılığını bulabileceğimiz bir “eskatoloji” söylemi bu. Yani, kıyamete yakın zamanda dünyadaki sefalete son verip inananları kendisinin kılavuzluğunda selamete erdirecek bir kutsi şahsiyet beklentisi. YahudiHıristiyan gelenekte Mesih, İslâmda ise Mehdi... Ancak İslâm söz konusu olduğunda bu, Şiîlikte inancın merkezi bir motifî olsa da Sünni dünyada o kadar ciddiye alınmaz ve ulemanın çoğu bu konuya kuşkucu açıdan yaklaşır. Sorun bakalım mesela Diyanet İşleri Başkanı Görmez’e, ne anlatacak size?! Bunu Sünni İslâm dairesinde öne çıkaranlar, “halkİslâmı” ile de irtibatlı mahiyette tarikat çevreleridir. Ben de Nakşibendilik üzerine araştırmamın öznesini oluşturan Şeyh Nazım Kıbrısî çevresinde hâkim bir söylem olarak buna “muttali” oldum. “Umut duygusu” yatar bu türden mehdi, mesih, vb. milenaryan beklentilerin özünde ve “umut sosyolojisi” başlığı altında incelemeye tâbi tutulurlar. Özellikle sosyoekonomik altüst oluşların, şiddetli ve yakıcı geçiş süreçlerinin yaşanıp umudun ölmek üzere olduğu zamanlarda “umutsuzların umudu”dur milenaryan formüller. Ve “Deccal” yahut “YalancıMesih” (AntiChrist) böyle bir beklentide ön aşamadır. Eğer birisinin “Deccal” olduğunu öne sürüyorsanız, ardından “Mehdi Aleyhisselâm”ın gelmesi ve hepimizi sefaletten, felaketten, dalâletten kurtarması da yakın demektir!.. FETÖ “Deccal Hareketi” ise Mehdi’nin belirmesi de an meselesidir yani... Peki, Mehdi’miz kim?.. Hepimizin aklına gelen mi?! Öyleyse Mehdi’nin zuhuratı ne zaman, bunun üzerine de bir tartışma bekliyoruz!.. CNN Türk’te ama... Bu aşamadan sonra aşağısı kurtarmaz!.. Çiçek’ten ‘tavzih’ ricası TBMM eski başkanı ve AK Parti milletvekili Cemil Çiçek, geçen çarşamba günü kaleme aldığım “FETÖ’yü kazıyınca AKP çıkıyor” başlıklı yazımda isminin geçtiği şu cümle nedeniyle beni aradı: “27 Nisan eMuhtırası sonrası AKP’nin dik duruşunun simge ismi Cemil Çiçek, Gülen’cilikle itham ediliyor.” Çiçek, 35 yıl Fethullah Gülen’in sağ kolu olmuş, şimdilerde ise “FETÖitirafçısı” olarak görünürlük kazanmış bir zata ait bu ithamı şiddetle reddedip tam aksi yönde Cemaat’in zararlarına en erken dikkat çeken kişilerden biri olduğuna ilişkin bazı yayın organlarına yansımış tepkisini benimle de paylaşarak bu itibarla söz konusu cümleyi “tavzih etmem” (açıklığa kavuşturmam) ricasında bulundu. Bu not ile sanırım maksat hasıl olmuştur. Hekimler ‘gönüllü muhabir’ oldu Özgür Gazeteciler Cemiyeti (ÖGC) tarafından tutuklu 34 gazeteci için başlatılan “Gönüllü Muhabir” kampanyası 2. gününde. Dicle Haber Ajansı (DİHA) Diyarbakır Bölge Bürosu’ndaki dünkü haber nöbetine, Diyarbakır Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Murat Çap katıldı. Diyarbakır Tabip Odası Eşbaşkanı Semra Güzel de Jin Haber Ajansı’nın (JINHA) toplantısına katılarak gündem değerlendirmesi yaptı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle