14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 13 Ağustos 2016 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY Akademide deprem 5342 kişiye uzaklaştırma Gençay Gürsoy Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı bünye mensup hiç kimsenin barınmasına asla müsaade sinde kurulan OHAL edilmeyecektir. Komisyonu’nca devlet FETÖ/PDY te ve vakıf üniversitelerin rör örgütüne yö de toplam 6 bin 792 aka nelik yapılan iş demik ve idari personel hakkında işlem başlatıldı. Bunlardan toplam 5 bin 342 personel hak FAigtaelany lemlere ilişkin son durum aşağıdaki şekildedir: l Devlet ve va kında görevden uzaklaş kıf üniversitele tırma kararı alındı. YÖK’ten rimizde toplam 5 bin 247 aka yapılan açıklama şöyle: “Yük demik personele ilişkin işlem seköğretim kurumlarında FE başlatılmış olup bunlardan TÖ/PDY terör şebekesine toplamda 4 bin 225 kişi hak kında görevden uzaklaştırma kararı alınmıştır. l Devlet ve vakıf üniversitelerimizde 1545 idari personele ilişkin işlem başlatılmış olup bunlardan toplamda 1117 personel hakkında görevden uzaklaştırma kararı alınmıştır. l Devlet ve Vakıf üniversitelerimizde 6 bin 792 akademik ve idari personel hakkında işlem başlatılmış olup bunlardan 5 bin 342 personel hakkında görevden uzaklaştırma kararı alınmıştır.” Gürsoy 1402’lik akademisyenlerdendi. ‘Böylesi dünyada görülmedi’ 12Eylül darbesi sonrasında üniversiteden atılan “1402’lik akademisyenler’’ arasında bulunan Prof. Dr. Gençay Gürsoy “12 Eylül’de başarıya ulaşmış bir darbenin sonucu 1402 sayılı kanuna uyarak bu işlemler yapıldı. Bugün ise başarıya ulaşamamış, bastırılmış bir darbe girişiminin ardından iktidar tarafından uygulanan bir tasfiye söz konusu. Bu kişiler arasında tanıdığım, FETÖ ile uzaktan yakından ilgisi olmadığından kendim kadar emin olduğum insanlar var. Hekimler, öğretim üyeleri var’’ dedi. 1983 yılında 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanunu ile büyük çoğunluğu solcu, yaklaşık 80 öğretim üyesi YÖK tarafından üniversiteden atılmıştı. 400 civarı öğretim üyesi de güvenlik soruşturması alamama, görev süresi uzatılmama gibi yollarla üniversiteden uzaklaştırılmış, yaklaşık 60 akademisyen de bu durumu protesto için istifa etmişti. Prof. Gürsoy’la, iki dönem üzerine konuştuk. ‘Sarı zarf’la atıldılar l Önce 33 yıl öncesine dönelim. Üniversitedeki görevinizden neden uzaklaştırılmış, kararı nasıl öğrenmiştiniz? 1983 başında solcu olarak tanınan öğretim üyelerine birer birer “sarı zarflar” gelmeye başladı. İçinden çıkan yazıda, “1402 sayılı Sıkıyönetim Yasası’nın 2. maddesinin son fıkrası uyarınca, bir daha kamu hizmetinde çalıştırılmamak üzere görevinize son verilmiştir” deniliyordu. Hakkımızda kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı olmadığı gibi isnat edilen herhangi bir suç da yoktu. 1990’da 78 yıllık bir yasal mücadelenin ardından görevlerimize döndük. Ancak bıraktığımızdan çok farklı bir üniversiteye dönmüştük. YÖK’ün merkeziyetçi yapısı ve rektör atamaları eliyle dinci ve milliyetçi kadrolaşma hep devam etti. l 12 Eylül Darbesi ve 15 Temmuz darbe girişimi sonrası akademisyen tasfiyeleri... Farklılıklar, benzerlikler var mı? 12 Eylül’de bir askeri darbe başarıya ulaştı ve bu işlemler kanuna uyularak yapıldı. Bugün ise bastırılmış bir darbe sonrasında iktidarın uygulamasıyla karşı karşıyayız. 1980 dönemi ile karşılaştırılamaz boyutlarda bir tasfiye var. 15 üniversitenin FETÖ ile ilişkisi olduğu öne sürülerek bütünüyle kapatılması, öğrencisiyle, personelle sokağa bırakılmasının bir örneği yok dünyada. ‘Acı acı gülüyorlar' l Diğer kurumlarda olduğu gibi üniversitelerde de bir kadrolaşma olduğu gerçeği de var. Sizce nasıl bir yol izlenmeliydi bu konuda? Bu kişiler arasında tanıdığım FETÖ ile uzaktan yakından ilgisi olmadığına emin olduğum insanlar var ama üniversitelerde bir yuvalanma olduğu da ortada. Soruşturma açılır, inceleme aşamasından sonra karar verilir. Bütün bunlara ön ayak olanların, siyasi iktidarın hesabı nasıl sorulacak? Kadrolara usulsüz atamaların hesabı ne olacak? Hemen her üniversitede yıllardır tepeden inme atamalar var. lBu uygulamalara karşı ne yapılabilir? ‘Ne yapabiliriz’ diye sorduğumda herkes acı acı gülüyor. Yasal bir uygulama olmadığı için ‘yasayı ihlal ettiniz’ diye mücadeleye girme olanağı da yok. YÖK yarın ‘bütün üniversiteleri kapattık’ da diyebilir. Sonra yeniden açar. l İSTANBUL Dsoarnbraesgı Airikşıinmciı Erdoğan Üssü 15 Temmuz’da darbecilerin merkez olarak kullandığı ve “Demokrasi parkı” yapılmasına karar verilen Akıncı Üssü ile kalkışmada kullanılan uçak ve helikopterler ilk kez fotoğraflandı. AKP Milletvekili Mehmet Erdoğan, derdest edilen Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile kuvvet komutanlarının da götürüldüğü adres olan Akıncı Üssü’ne gitti. Üssü ve hangarlardaki uçak ve helikopterlerin fotoğrafını çeken, tankları da görüntüleyen Mehmet Erdoğan, TBMM, MİT, Ankara Emniyet Müdürlüğü ile Özel Harekât Daire Başkanlığı’nı hedef alan saldırıları gerçekleştiren uçak ve helikopterlerin şu an üste incelemeye tabi tutulduğunu kaydetti. l DHA 3 partili anayasa komisyonu çalışmalarına başladı CHP: HDP de olmalı AKP, CHP ve MHP’den oluşan anayasa komisyonu, dün çalışmalarına başlarken, CHP, HDP’nin de komisyonda temsil edilmesini önerdi. MHP, siyasi projelere zemin hazırlayacak tekliflerle gelinmemesini istedi. Toplantıda, anayasa değişikliğinin hangi kapsamda yapılabileceğinin çerçevesi çizilirken öncelikli olarak yüksek yargı ile ortak karar verebilecek acil konularla ilgili çalışma yapılması benimsendi. AKP’den Abdülhamit Gül, CHP’den Bülent Tezcan ve MHP’den Mehmet Parsak’tan oluşan anayasa komisyonu, dün 15 Temmuz’da Meclis’in bombalanan şeref holünde düzenenen basın toplantısıyla çalışmalarına başladı. AKP’li Gül, komisyon çalışmaları sonucunda bir uzlaşmaya varılacağına inandıklarını belirterek, Yenikapı mitingiyle oluşan uzlaşma ruhunu korumaya kararlı olduklarını söyledi. CHP’li Tezcan, darbe girişimi sonrasında 3 önemli konunun olduğunu vurgulayarak, bunları hesaplaşma, normalleşme ve demokratikleşme olarak sıraladı. Darbecilerle hesaplaşmanın hukuk devleti sınırları içinde yapılması gerektiğine dikkat çeken Tezcan, hızla ve elbirliğiyle normalleşme ve demokratikleşmenin sağlanmasının önemi ne işaret etti. Bütün partilerin bu sürece katkı vermesinin yararlı olacağını kaydeden Tezcan, anayasa çalışmaları RumuzlU açığa alma ZEHRA ÖZDİLEK siz, Mutlu Özçınar isimli adres siz tarihli, Milas Muğla ve Mar 15Temmuz darbe girişiminin ardından gözal maris kreşleri adına Seda Doğan İsmi ile tarihli adressiz di tı, açığa alma, işten çıkarma ar lekçelerde iddia ve şikâyet olu tarak devam ediyor. Muğla Ai nan konularla ilgili ilimiz Vali le ve Sosyal Politi Yardımcısı Ekrem kalar İl Müdürlü Aylanç soruştur ğünde görev yapan ma yapmak üze Sağlık ve Sosyal re görevlendiril Hizmet Emekçile miştir. Soruştur ri Sendikası (SES) ma sırasında ba İşyeri Temsilci zı delillerin Müdür si Mustafa Kurt ve Yardımcısı Gül Ses Üyesi psikolog fer Özen, Psikolog Semra Karaağaç Semra Kaya Kara lı tarihi 45 gün ön Valiliğe gönderilen dilekçe ağaçlı ve Ambar ceye dayanan ad Memuru Mustafa ressiz dilekçelere istinaden hiç Kurt tarafından karartılabilece bir sebep gösterilmeden açığa ği kanaati belirtildiğinden yü alındı. rütülmekte olan soruşturmanın Mustafa Kurt ise neden açı selameti bakımından görevden ğa alındıklarını bilmediğini uzaklaştırılmasını olurlarını kaydetti. za arz ederim” ifadeleri yer al 3 personelin görevden uzak dı. Trabzon’da ise KESK’e bağlı laştırılması için valiliğe gönde Sağlık ve Sosyal Hizmetler Sen rilen dilekçede “İlimiz Aile ve dikası üyesi, Karadeniz Teknik Sosyal Politikalar İl Müdürlü Üniversitesi’nde (KTÜ) Asistan ğü görevleri ile ilgili Valiliği Hekim ve Araştırma görevlisi mize intikal eden İl Müdürlüğü olarak çalışan Mihriban Yıldı çalışanları adına rumuzlu Se rım görevden uzaklaştırıldı. fa Öztunç isimli tarihsiz adres l İSTANBUL nın en önemli ayağını yargının bağımsızlığının oluşturacağını söyledi. Tezcan, “Yargı, siyasetin, tarikatların, cemaatlerin, hukuk dışında hiçbir gücün kesinlikle kontrolünde olmamalıdır. Çalışmalarımız yargının bağımsızlığı ekseninde olacaktır” dedi. MHP’li Parsak, acele etmeden ancak hızla uzlaşma iklimi çerçevesinde çalışmaların yapılması ve tamamlanmasının birinci öncelikleri olduğunu vurgulayarak, bu sürecin heba edilmemesi gerektiğini söyledi. Komisyonun 16 Ağustos’ta yapacağı ikinci toplantıya partiler önerileriyle gelecek. Komisyon, 4 gün boyunca hergün çalışacak. 19 Ağustos’taki toplantıdan sonra uzlaşılanmaddelerle ilgili olarak liderlerine rapor sunacak. l ANKARA/Cumhuriyet Darbe girişimine 10 iddianame 15Temmuz darbe girişiminin ardından yürütülen soruşturma kapsamında, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından görevlendirilen 15 savcının 10 ayrı iddianame hazırlaması bekleniyor. Edinilen bilgiye göre, planlanan iddianame planıyla, 15 Temmuz gecesi Genelkurmay Başkanlığı’nda Orgeneral Hulisi Akar ve diğer komutanların rehin alınmaları ve burada diğer yaşanan olaylar çatı iddianamede yer alacak. Diğer iddianameler, 3 kuvvet komutanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, EDOK, MİT, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, Kara Havacılık Okulu, Sahil Güvenlik Komutanlığını kapsayacak şekilde hazırlanacak. TBMM, Ankara Emniyet Müdürlüğü, TRT, Akıncı Üssü, İstihbarat Daire Başkanlığı gibi diğer alanlara dair çalışmalar, bu 10 iddianame içinde değerlendirilecek. Cemaat soruşturması kapsamında darbe girişimine katılmayan ancak “FETÖ terör örgütüne üye olma” suçundan tutuklanan hâkim, savcı, askeri hâkim ve devlet memurları için ise ayrı iddianameler hazırlanması planlanıyor. l ANKARA/Cumhuriyet haber 5 Altın nesilin FETÖ’cüleri... Umudu, hayatı, hüznü... Ölümü, acıyı, yalnızlığı... Düşlerimizi çoğaltmayı, sevdalarımızı bu topraklarda yeşertmeyi... Tüm bunları iç içe yaşıyoruz. PKK terör örgütü yine can almayı sürdürürken, yüreklerimiz paramparça. Terör yine can aldı Güneydoğu’da: 13 şehit. PKK dört kentte düzenlediği saldırılarda güvenlik güçlerini ve sivilleri hedef aldı... Şırnak’ta askeri araca yönelik roketli saldırıda dört asker şehit düştü, 11 asker yaralandı. Mardin Kızıltepe’de hastane yakınlarındaki bombalı saldırıda bir polis şehit düşerken, iki sivil yaşamını yitirdi. Diyarbakır’da tarihi “On Gözlü Köprü” yakınlarındaki mesire yerlerinin bulunduğu alanda, bombalı saldırıda kadın ve çocukların da yer aldığı beş sivil yurttaşımız yaşamını yitirdi. Tunceli’de bir Telekom görevlisi öldürüldü. Acılar denizinde yaşıyoruz... Uykularımız kaçıyor, acılarımız çoğalıyor... Şehit ailelerinin gözyaşları, ölen sivil yurttaşlarımızın yakınlarının ağıtları. Her gün onca askeri, polisi şehit düşen, sivilleri ölen kayıp hayatlar ülkesindeyiz. Yılda 1700 işçiyi katleden bir kurulu düzenin çarklarında hayatlarımız çalınıyor. Terörün bir insanlık suçu olduğunu söylüyoruz hep. Memleketimizin tarihi kanla yazılmış, darbelerle yönetilmiş. Bir kuşak darbelerle ezilmiş... 1071’den bugüne tüm halklar bu coğrafyada acıyı, hüznü, kederi, tasayı birlikte yaşadı. Doğu’da, Güneydoğu’da çekilen acılar farklı bölgelerde farklı biçimlerde yaşandı... HHH Acıları bal eyleyen bu toplum, 15 Temmuz’da FETÖ’cü hain darbede tankların altına yattı, göğsünü mermilere siper etti, felaketi önledi. Hani biz yaradılanı Yaradan’dan ötürü seviyor, umutlarımızı çoğaltıyorduk? Hani biz sevdalarımızı türkülü, çiçekli dallarda tomurcuklandırıyorduk? Hani biz insanları ırkından, mezhebinden, renginden, dilinden, inancından, dininden ötürü değil, insanlığından ötürü seviyorduk? Bir yanda PKK öte yanda FE TÖ... Yıllarca FETÖ’cüleri koru yup kolladık, onlara özel okullar, dershaneler açtık, Türkçe Olimpiyatlar şovuna alkış tuttuk, Pensilvanya’da Feto’yu görmek için sıraya girdik... Kandırıldık mı? Yeni mi öğrendik “Altın Nesil Vakfı”nı, bir vaizin yükselişini; yargıda, eğitimde, Emniyet’te, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde örgütlendiğini. Böylesine ikiyüzlülüğü görünce umutlarımızın neden darmadağın olduğunu anlıyorum. Pensilvanya’da görüşmek için sıra bekleyen muhteremler şimdi avaz avaz bağırıyor: “Kahrolsun darbeci FETÖ...” Onların okullarının tüm dünyaya yayılmasında bu ülkeyi yöneten gelmiş geçmiş siyasal iktidarların günahı yok mu? Hele hele sizin! Demek siz iktidara gelmek için Fethullahçıları kullandınız! O sizi kullanmış bir güzel! Şimdi emekli olan paşaları tanımış, Evren’le pazarlık yapmış, 12 Mart’ta 15 gün gözaltında kalıp salıverilmiş, Işık Evleri’ni kurmuş, medyasını hayata geçirmiş son 33 yıl içinde... Yıllarca FETÖ’nün sözcülüğünü yapanlar, köşelerinden onu öve öve bitiremeyenler, eğitim kurumlarına, dershanelerine toz kondurmayanlar şimdilerde bas bas bağırıyorlar: “Kahrolsun FETÖ!” Yahu sizde utanmak, sıkılmak yok mu? HHH Hayatı doyasıya yaşamak, umutlarımızı çoğaltmak, çocuklarımızı aydınlık bir geleceğe götürmek için, laiklik temelinde demokrasimizi geliştirmek gerekir... Emperyalizmin oyunu bitmez! Terörü de lanetleyeceğiz, darbeyi de, otoriterliği de. Savaştan yana değil barıştan yana olacağız, demokrasiyi bir yaşam biçimi olarak göreceğiz... Hem düşünce özgürlüğünü hem de inanç özgürlüğünü savunup, ayrımcılıktan, baskıdan, şiddetten uzak duracağız. Uygar bir toplum olacağız... Başka bir seçeneğimiz yok... Can Yücel’in 17. ölüm yıldönümüydü dün. Can Baba’nın dediği gibi “ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi”. Yaşayabilir miyiz?.. Kuran kurslarına iki hafta erken tatil Diyanet, darbe girişimi sonrası açığa alınan personel sayısı ve motivasyon düşüklüğünü gerekçe gösterdi SİNAN TARTANOĞLU Diyanet İşleri Başkanlığı, 18 Temmuz’da başlayan ve 26 Ağustos’ta bitmesi planlanan Yaz Kuran Kursları’nı erken kapatma kararı aldı. Erken kapatma kararı, “Açığa alınan personel sayısının fazla olması nedeniyle öğretici eksikliğinin baş göstermesi, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından öğretici ve öğrencilerin motivasyon düşüklüğü” gerekçesine dayandırıldı. Diyanet, Yaz Kuran Kursları, tamamlanması gereken tarihten 14 gün önce kapattı. Eğitim Hizmetleri Daire Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş imzalı, 81 il müftülüğüne önceki gün gönderilen “çok ivedi” kodlu yazıda “26 Ağustos 2016 tarihinde sona erecek olan yaz Kuran kursu eğitimlerinin 12 Ağustos 2016 tarihinde sonlandırılması hususunu tensiplerinize arz ederim” ifadeleri kullanıldı. Yazıda “görülen lüzum üzerine” gerekçesi kullanıldı. Diyanet’in bu kararı almasında darbe girişiminin ardından başkanlıkta görevden alınan personel sayısının fazla olmasının etkili olduğu ifade edildi. Bugüne kadar 3 bin 672 personel açı ğa alındı. Kursların 2016 yazı için kapatılmış olmasında “öğretici eksikliğinin meydana gelmiş olması” gösteriliyor. Yaz Kuran Kursları her yaz 3 dönem halinde düzenleniyor. Kapatma kararı üçüncü dönemin 4. gününde gelmiş oldu. l ANKARA Baykal: Uzlaşalım da, nasıl? Eski CHP genel başkanı ve Antalya milletvekili Deniz Baykal, darbe girişimi ve FETÖ yapılanmasına ilişkin, “Biz şimdi mücadele ediyoruz, yapacak bir şey yok diyorlar. Buraya nasıl geldi, kim getirdi? Bunları kim besledi kardeşim” dedi. CHP Muratpaşa ilçe örgütünün Soğuksu Mahalle temsilciliği açılış töreninde konuşan Deniz Baykal, “1725 Aralık niye oldu? Bu terör sorunu, bu boyuta niye gel di? Bir tarikat Türkiye’de iktidara el koyma imkânını nasıl bulabilir, bu noktaya nasıl geldi?” diye sorarak, “Bunu tartıştığımızı, aydınlattığımızı söyleyebilir miyiz? Aman uzlaşalım. Uzlaşalım da nerede uzlaşalım? Miting meydanında uzlaşma tamam da kararname çıkarılırken uzlaşma var mı? Buradan nasıl çıkacağımıza yönelik uzlaşma var mı? Laik eğitim politikasında uzlaşma var mı” diye konuştu. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle