22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Trump’a savaş açan açana ABD başkan adaylığına ayrımcı söylemleriyle dikkat çeken emlak milyarderi Donald Trump’ı seçen Cumhuriyetçi Parti içindeki isyan büyüyor. Richard Nixon’dan George W. Bush’a Cumhuriyetçi yönetimlerde üst düzey ulusal güvenlik rolleri Trump üstlenmiş 50 partili, New York Times’da yayım lanan açık mektupla Trump’ın “Oval Ofis’teki gelmiş geçmiş en pervasız başkan olacağı” çıkışı yaptı. Aralarında Bush döneminin CIA Başkanı Michael Hayden, eski iç güvenlik bakanı Tom Ridge, eski Dünya Bankası başkanı Robert Zoellick’in de bulunduğu imzacılar, Trump’ın “Başkanlık için gerekli karakter, değerler ve tecrübeye sahip olmadığını” savundu. 12 dishab@cumhuriyet.com.tr TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ ‘Kamyonlarca silah’ Çarşamba 10 Ağustos 2016 Halep’te ordu ile cihatçılar arasında kentin ele geçirilmesine yönelik savaş sürerken ABD ile Körfez ülkelerinin Türkiye üzerinden muhaliflere silah ve para gönderdiği öne sürüldü Suriye’de Britanya gücü devriyede Britanya özel kuvvetleri ilk kez Suriye’de cephede görüntülendi. BBC’nin yayımladığı görüntülerin geçen Haziran ayında, IŞİD’in, ABD’nin desteklediği “Yeni Suriye Ordusu”nun SuriyeIrak sınırındaki üssü El Tanaf’ı hedef alan saldırısının ardından çekildiği savunuldu. Britanya özel kuvvetlerinin üs çevresindeki güvenliği sağlamak için bölgeye gittiği kaydedildi. Britanya güçlerinin Suriye’de konuşlandığına ilişkin haberler daha önce basına yansımıştı. Fotoğraflara ilişkin Britanya Savunma Bakanlığı sessiz kalırken “Yeni Suriye Ordusu” sözcüsü “İngiliz ve Amerikan ortaklarımızdan özel kuvvetler eğitimi alıyoruz. Pentagon ayrıca silah gönderiyor” dedi. Protestolar kana bulandı Uluslararası Af Örgütü, Etiyopya’da hafta sonu gerçekleşen hükümet karşıtı protestolarda 97 göstericinin yaşamını yitirdiğini duyurdu. Örgüt, Oromia ve Amhara eyaletlerinde politik reform ve adalet talebiyle binlerce göstericinin sokaklara çıktığını, polisin sert müdahalede bulunduğunu belirterek Oromia’da 67, Amhara da ise 30 göstericinin öldüğünü aktardı. Yüzlerce kişinin de polis merkezleri ve askeri birliklerde tutulduğunu kaydetti. Hükümet gösterilerin arkasında “yabancı terörist güçlerin” olduğunu iddia etmiş komşu Eritre’yi suçlamıştı. Suriye’de savaşın sonucunu belirleyebilecek önemdeki Halep kentinde Nusra’nın, Rusya destekli Suriye hükümet güçlerinin kuşatmasını kırmasının gerisinde Türkiye’den kamyonla gönderilen silahların olduğu öne sürüldü. Halep’in doğusunu kontrol eden Nusra liderliğindeki cihatçılar kuşatmayı kırıp hükümet kontrolündeki batı bölgesinin ana ikmal hattını keserken Financial Times (FT) taarruz için cihatçıların dışardan yeni silahlar, nakit para ve diğer malzemelerle takviye edildiğine dair tanıklıkları aktardı. Günlerdir taşıyorlar Gazeteye konuşan Suriye ile Türkiye arasında mekik dokuyan bir aktivist “Dün sınırda Suriye’ye silah götüren onlarca kamyon saydık. Günlerdir, haftalardır taşıyorlar. Az buz mermi ve silahtan söz etmiyoruz” dedi. İki cihatçı da haftalardır nakit para ve malzemenin Suudi Arabistan ve Katar gibi bölgesel destekçiler tarafından gönderildiğini ve Türkiye üzerinden nakledildiğini dile getirdi. Türkiye’de üslü muhaliflerden biri FT’ye “Tüm isyancı grupların koordineli hareket etmesi için geçen ay çok para akıtıldı. Bunların birlikte çalışmalarını sağlamanın tek yolu para vermek” diye konuştu. Körfez yetkililerine yakın bir askeri analist, Halep’teki cihatçıların silahın yanı sıra askeri eğitim de aldığını söyledi. Bu çerçevede Körfez ya da Türkiye’ye atıfta bulundu. Sonuçta vekâlet savaşında ABD ile müttefiklerinin “ılımlı” diye sunmaya çalıştığı muhaliflerin Halep’te bugüne değinki en büyük başarısını IŞİD’den pek farkı olmayan Nusra elde etti. ‘Nusra’ya göz yumuyor’ Cihatçıların “Büyük Halep Savaşı” dediği taarruzun BM’nin terör listesinde bulunan Nusra’nın liderlik ve organizasyonunda yapılmasına rağmen dış destek verildiğine dikkat çeken FT, ci hatçıların “Ilımlı isyancıları destekleyen ABD’li yetkililer, muhalefetin Halep’e tutunabilmesi için Nusra’nın rolüne göz yumuyor” sözlerini aktardı. Kültür mozaiğiydi Akdeniz, Türkiye, İran, Irak arasındaki ticaret yollarının kesiştiği, sanayinin geliştiği, Suriye’nin en büyük kenti Halep’te savaş öncesi Ermeni, Süryani, Sünni, Alevi mozaiğinde 2.5 milyon insan yaşıyordu. Cihatçıların Temmuz 2012’deki saldırısıyla ikiye bölünen Halep’in şimdi “tamamını alma” yemini eden cihatçıların dış güçlerce desteklemesinin gerisinde stratejik sebepler var. Beş yılda gelinen noktada cihatçıların içinde tutunabildiği başka kent kalmadı. Halep’i tümden kaybederlerse taşra ayaklanmasına indirgenecekler ve MINBİÇ’TE halay... IŞİD’in Suriye topraklarında Rakka’dan sonra en önemli merkezlerinden olan Mınbiç’i kurtaran YPG liderliğindeki Suriye Demokratik Güçleri (SDG), kentte zafer yürüyüşü yapıyor ve halay çekiyor. SDG’ye bağlı Mınbiç Askeri Meclisi’nin bayrağı kent merkezine çekildi. Ancak Türkiye’nin Karkamış sınır kapısının karşısında bulunan ve IŞİD’in “Avrupa Kapısı” diye nitelenen Mınbiç’te operasyonun 70. gününde hâlâ 10 noktayı terk etmeyen 130 IŞİD’li 4 bin sivili “canlı kalkan” olarak kullanıyor. velilerinin pazarlık masasında ağırlığı kalmayacak. Washington ile Moskova, hem IŞİD hem Nusra’yı birlikte vurma ve Obama ABD Başkanlığı’ndan gitmeden evvel Suriye anlaşmasına varmak için pazarlık yapadursun, Nusra adını ve biatını değiştirip IŞİD hariç tüm cihatçıların başına geçti. İnsani felaket uyarısı Madalyonun öbür yüzünde BM, şehirdeki yaklaşık 2 milyon insanın 4 gündür temel ihtiyaç maddelerinden yoksun olduğu uyarısı yaptı. Elektrik ve su hatlarının onarılması ve yeniden çalışabilmesi için derhal ateşkes çağrısında bulundu. ‘İsrail Erdoğanlaşıyor’ İsrail’in Haaretz gazetesi “İsrail Erdoğanlaşmaya kayıyor” başlıklı analizinde, Başbakan Netanyahu’nun tek adamlığında partisi Likud’un sağa kayışının yoğunlaştığı belirtildi. Bunun İsraillilerin yaşamının her alanını etkilediği belirtilirken, muhalefete hükümete karşı çıkması, gidişatı parlamentoda, sokaklarda korkusuzca protesto etmesi çağrısı yapıldı. Yazıda, “Muhalefetin doğası gereği Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hükümetine dönüşme potansiyeli olan bir sistemin ortağı haline gelme gibi bir seçeneği yok” denildi. Clinton’a Libya davası 2012’de Libya’nın Bingazi şehrindeki ABD Konsolosluğu’na düzenlenen saldırıda çocukları öldürülen iki ABD’li aile, dönemin dışişleri bakanı, günümüzde Demokratların başkan adayı Hillary Clinton’a ihmal sonucu ölüme sebebiyet verme davası açtı. IKYB özür bekliyor ABD’nin Cumhuriyetçi kanattan başkan adayı Trump’ın dış politika yorumlarına Halepçe’yi de kattığının ortaya çıkması üzerine Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKYB) “Irak tarihi hakkındaki yalan yanlış açıklamaları için özür dilemesini” istedi. Trump’ın “Saddam Hüseyin biraz gaz attı herkes çıldırdı” ifadelerini sarf ettiğinin anlaşılmasının ardından Halepçe Valiliği’nin kaleme aldığı mektupta “1988’de 5 bin can alan Halepçe katliamının kurbanlarından özür dilemesi” talep edildi. EbvirleertitniileyrerlebaFUtçiBsFnıeiilouanmllışiintcssdaeymaıttuaatıŞmiilktnntıbeenialliğ2iiruzllyyii7eiilHlainkauyr’eFenlninaaenivyılaplbnritsrseniııönlittkv,azaiilüödnlnrgyebmılyoneıiorınrüilüsenlyaadmniyvyknıiakdlsytıadekıseiılımzi.emıkİyysAtkaİlarıısaaks.BasrılGıi’iıa.dmnnlyiEeıiişll.şlnalaaroİgHesra1fr6aırikdatna7l’çilsuiaii4zllaeıs’’n0niilnnui Sarraf’ın peşini bırakmıyor Savcı Bharara: ABD ulusal çıkarlarını tehdit etti. Mutlaka yargılanmalı New York’taki Rıza Sarraf davasın ulusal güvenliğine önemli bir tehda Savcı Preet Bharara, savunma dit oluşturan bir ülkeye destek nın “ABD’nin İran yaptırımlarını ihlal sağlayan bir kişiyi ABD’nin yar için komplo kurma suçlamasının” düş gılayamayacağı yönündeki sa mesi için yaptığı başvuruyu yargıcın vıdır” ifadeleri kullanıldı. Savcı reddetmesini istedi. Bharara dilekçesin NY Times’ın haberine göre, savcı de, Sarraf’ın ‘kit lık Sarraf’ın kurduğu yasadışı şebe le imha silahla kenin büyük çaplı ve karmaşık oldu rının yayılması ğunun altını çizdi. İran’a atıfta bulu na ve İran Dev nularak “Eşi benzeri olmayan tek şey, rim Muhafızla Sarraf’ın bilinçli şekilde Amerikan ma rına destek ve li sistemini sömüre ren İran banka rek, teröre verdi ları ve İran dev ği destek ve kü letine ait ku resel huzursuz rumlar luğu kışkırtma la işbir sıyla ABD’nin Bharara liği ya parak’ ABD ulusal çı karlarını tehdit ettiği ni iddia etti. Sarraf’ın avukatla rı davanın düşmesi ne ilişkin dilekçelerini takvime uygun şekil de mahkemeye geçen ay sonunda sunmuş Rıza Sarraf lardı. Savcı Bharara da dün kendi imzasıyla, savcılığın karşı görüşü ne ilişkin 63 sayfalık dilekçesini mah kemeye iletti. Savcı Bharara karşı dilek çesinde 6 Eylül’de yapılması planlanan duruşmaya da gerek olmadığını vurgu ladı. Jürili asıl duruşma için tarih 23 Ocak 2017 olarak belirlenmişti. Rusya ile nerde kalmıştık? “Olacak iş var, olmayacak iş var” deyişi TürkiyeRusya ilişkilerine tam oturmakta… Hiç unutmam, Ahmet Davutoğlu’nun “SETA ekolünden” olan ve bugün “güvenlik bürokrasisinde” etkili ve de yetkili bir şahsiyet, Rusya Devlet Başkanı’nın 2012 Aralık başındaki Türkiye ziyaretinin ardından bana “Putin üç ay sonra Esed’i terk edecek” buyurmuştu. Bunun imkânsızlığını anlatma çabalarım sonuçsuz kalmıştı. Uluslararası politika ve aktörleri anlamak ve aktarmakla iştigal eden bir gazeteci olarak akıl almaz ithamlar ve etiketlemelerle karşılaşınca da “Rusya’nın Esad’ı terk etmesinin benim elimde olmadığını” söylemiştim. Ne günlerdi :) HHH “Köprülerin altında geçen sular” hepimizin malumu.. Suriye savaşının gidişatı ortada. Rusya ile ekonominin yüzü suyu hürmetine “idare eden” ilişkiler, 24 Kasım’da 17 saniyelik ihlal üzerine Rus uçağının düşürülmesiyle çöktü. Rusya, AKP tabanı kendisine “cihat ilan ederken”, son 10 aydır S400’leri, ağır silah ve savaş jetleriyle Suriye’de, Doğu Akdeniz’e konuşlandı. Türkiye’yi yöneten siyasal İslamcı aklın iç siyasi hırsları, dış siyasette ölçüsüz üslubu ve altı boş kibri ile şuursuzluk ve idrak yoksunluğu ise memlekete pahalıya patladı. Rusya, 24 Kasım’dan beri tek geri adım atmadı. Tersine Türkiye’yi zorda bıraktı. 2016’nın ilkyarısında ticari ilişkilerde 2015’e göre yüzde 60’lara varan düşüş yaşandı. Rus turistler güney sahillerimizi boşalttı. Suriye hava sahası Türkiye’ye kapandı. Rusya, Türkiye’den militan cihatçı gruplara yollanan silah ve lojistik yardıma dair iddiaları BM Güvenlik Konseyi’ne sundu. Böylece haziran sonunda “kuyruğu dik tutma” görüntülü Putin’den “af dileme” ve içeriği nedense izah edilmeyen tazminat uzlaşması geldi. Ardından “Allah’ın lütfu” 15 Temmuz darbe girişimi ve Putin’in “geçmiş olsun” niyetine açtığı ilk telefon… HHH İşte Rus lideri dün memleketi St. Petersburg’da dokuz ay önce kendisini “arkadan bıçakladığını” söylediği Erdoğan’ı ağırladı. Girişte Erdoğan’a 15 Temmuz’a atıfla “anayasaya aykırı eylemlere karşı çıkan ilkesel tutumlarını” anımsattı. Aynen Suriye’de Esad’ın silah zoruyla devrilmek istenmesi karşısında olduğu gibi. Putin tartışma başlıklarını “ekonomik ve ticari ilişkilerin yeniden tesisi” ve “terörizme karşı işbirliği” olarak koydu. İkincisi Suriye... Ortak basın toplantısından “af dileme” sonrası zaten yapılmış ekonomik ve ticari ilişkilerde adım adım gitme beyanı ötesinde pek bir şey işitmedik. Erdoğan daha iyimserdi. Putin “orta vadede ekonomik programdan” söz etti, “Türk Akımı’nın Güney Akım’a alternatif olmadığını” söyledi, “Vizelerin kaldırılması gerekir” gibi cümleler kurdu. Sebzemeyve işinde topu komisyonlara attı. Rus Enerji Bakanı hemen sonra “Doğalgazda indirim gündemde yok” dedi. Suriye dosyası akşam konuşuldu. Putin’in geçen hafta lojistiği Türkiye’den sağlayan cihatçı grupların Halep’te linç ettiği beş Rus pilotu unuttuğunu hiç sanmıyorum. HHH Türkiye, darbe girişiminden Batı’yı sorumlu tutuyor, ABD ve AB ile ilişkilerin belirsizliğe yelken açtığı izlenimi veriyor. Rusya ile “normalleşme” Batı’ya adeta “Bize iyi davranmazsanız Avrasya’ya kayarız” restine dönüşüyor. Sorun şu ki bunu Rusya da, Batı da görüyor. “Hillary Clinton”lı bir dünyaya hazırlanan Rusya için Türkiye, küresel hesaplarında stratejik “asset” (kıymetli varlık). Ancak Türkiye’nin Avrasyacı bloka kaymasının imkânsızlığını Moskova da biliyor. 24 Kasım öncesine jet hızda dönüş imkânsız. Salt ticari ilişkilerde bile. Hele Türkiye Suriye’de zaten çökmüş politikasını değiştirmezse… Dün için iki net saptama yapılabilir: 1 Erdoğan’ın en uzun günüydü. 2 Her şey gibi Rus uçağının düşürülmesini “FETÖ”ye bağlamanın Moskova’da bir karşılığı yok. Kıssadan hisse: Putin üç ay sonra Esad’ı terk etmeyeceği gibi, Rusya üç ayda “stratejik müttefikimiz” olmayacak. “Olacak iş var, olmayacak iş var”… ABD’nin ‘kirli savaş’ belgeleri ‘Fazla ileri gittik’ ABD Başkanı Barack Obama’nın Arjantin ziyaretinde verdiği söz uyarınca yayımlattığı “kirli savaş” dönemine ait 1078 sayfalık gizli belge, Washington’ın başta cuntaya sempatiyle baktığını, daha sonra insan hakları ihlallerinden rahatsız olsa da Sovyetler’e yakınlaşmasına yol açacağı korkusuyla sustuğunu ortaya koyuyor. Ekim 1976’da ABD Dışişleri Bakanı Kissinger, Arjantinli muadili Guzzetti’ye “Temelde başarılı olmanızı istiyoruz” demiş. 1978’de kısmi yaptırımlar devreye girdiğinde ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Latin Amerika Direktörü, Carter’ın Ulusal Güvenlik Danışmanına “Fazla ileri gittik” diye yazmış. 197683 arasındaki “kirli savaş”ta 30 bine yakın muhalif öldürüldü. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle