26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR Uluslararası İstanbul Opera Festivali başlıyor 7. Uluslararası İstanbul Opera Festivali, 27 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Festivalin açılışı, 2 Temmuz akşamı, konuk şef Borislav Ivanov yönetiminde İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası’nın gerçekleştirece ği Gala Konseri ile başlayacak. Mozart’ın “Saraydan Kız Kaçırma” operası, İstanbul DOB tarafından, 1415 Temmuz akşamları İstanbul Arkeoloji Müzeleri Bahçesi’nde Yekta Kara rejisiyle sahnelenecek. Pazar 3 Temmuz 2016 EDİTÖR: CEREN ÇIPLAK TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ [email protected] Nâzım’ın Büyükada’daki 17 ‘demokrasi serası’ Ressam, yazar, müzik uzmanı ve dramaturglar, Türkiye’nin dört bir yanından çocukları, Nâzım’ın evrensel dizelerinin yoldaşlığıyla Büyükada’da buluşturduartal Belediye Başkanı Altı nok Öz, yazar Gündüz Vas K GÖNÜLLÜ KATILIMCILAR NE DEDİsaf, Adalar Vakfı Başkanı Ha lim Bulutoğlu ve Adalar Kent Konse yi Başkanı Sinan Özbek’in başını çek tikleri bir grup gönüllü, 20 Haziran ?1 Temmuz arasında Büyükada’da çocuk lar adına Nâzım Hik met Yaz Kampı dü zenledi. Araların da Diyarbakır, Ur fa, Nevşehir, Anka EAVLRTUİMĞ ra, Erzincan, Mersin, Arhavi ve Artvin ile Soma’nın da yer al dığı Türkiye’nin do kuz ayrı noktasından kampa gelen ço cuklar, yarının bireyleri olarak fark lı bir gelecek ve eğitim ile bilinçlenme vizyonunun tohumlarını, bu sıra dışı ‘demokrasi serası’nda atma şansını el de etti. Evrensellik DNA’sı Biz de ziyaretimizde, kendine has günlük gazetesi dahi basılan bu kampın karakterini oluşturan ana ipuçlarını kayıt altına almaya ve bu projenin ğmGşmbsöryGiieenıimdmreüıeyzcrüknnisin,drlyeideoeseaaebyelülsl,pmmiğuaifnzbmıl.inyeilaain,VBrolkakbdbeagy,rmii,gisznirayrkpuisidepimbşimnbaaeatbicyufışyğyiyb:llinmeaaıaoYüinşzypopearlımlyretbetrnkeıotığtira.iraıbkk,icsSkgkdytOdrHzueııüıouöeeannşanznçkıhrızrln.lAidçülaegamoadeeordkelrlıdüömlınknakenBlşienlmunieraübzukeelaielşnöl,iiaemumttUadvaryiğttırdeiiüllromt,ieieif.stağyhağicAin,yeambü’edolbdıumimbmKraiiğual:akaanoiürzKşrkzlaİrddzesaagtaatftaeıidmagetkmaodnefemtilnabpelapaannbbidtnnğagniöoauzbaıaölçsgklyılig’mdkroubroielmeiuük,nbuvcleahh.terliuebuoaAteankrkişırişkplemmlyyıuçamaişyakoorenaaa,cry..ıi llnNsvDMjddpbSseeeiaeoıreaemiesşnüğokkğymitvedeavaljaieüdıeşrmüabsyramezarypkbrrileaeslı,dlihıiaeüyerçıçyorzıi.çmğa.rikıdoönldTkaaBüieadiçcunuaaşlçiıliunlşkeelmminıindglnnmektntçaigmadlioduama‘oniYkebeçryaıpyşcaıuçlikggneanlbuozaeaoiu,ç:batekmmbnlana0üadrlinaiillrambtlpasu5ıbezrlşoieyr.i.a3kemrilaraeEpOntO3rdmçyerayregşzeüika3ayyyıeiib,uşnMdvrıly0üeabyüluibciıdzr2yitlnaligeaadflraıopiılbck0nendşre’Erreealpdo8ılrsanğv.açlnmör0aıtjeirkeoetb,.ry8iiızmku ranç eğitimi, yüzme gibi unsurlarla beslenen kampta şimdilik dokuz şehre ulaşılmış oldu ve kampın, kış mevsiminde de Kapadokya / Nevşehir’de uygulanması için şimdiden altyapı çalışmalarına başlandı. Kampta siyaset yok Öte yandan, bu alanda 10 yıldır eğitim veren koordinatör Odabaşı’nın vurguladığı gibi, kampta siyasetin ‘s’si yoktu. Yatılı Kamp olarak ilkinin geçen günlerde düzenlendiği etkinlik, daha önce de Gaziosmanpaşa’da ve Büyükada’da bir okulda hayata geçirilirken, projenin bu yılki kadrosunda, Nehir Sevimli (Yaratıcı Drama), Kübra Müjde (Resim), Begüm Ayangil (Ritm atölyesi) ve Yeşim Altınay’ın yanı sıra (Müzik Orff Eğitimi) ‘Kimlikler, Ayrımcılık ve Önyargı Atölyesi’yle, Boğaziçi Üniversitesi Barış Eğitimi ve Uygulama Merkezi’nden Maggie Pınar ile Jennifer Sertel gibi imzaların adları geçiyordu. Günlük’te ise Hikmet Atay, Lara Atalay, Özgür ve Fetullah Çelik’in emekleri bir araya getirildi. Tekne Turu, Sait Faik ile Adalar Müzesi gezisi, fotoğrafçılık, tekne turu Türkiye ve dünya için bir model ola ve oryantasyonu da kapsayan kamp, ço bilmesinin önünü biraz da olsa açma atölyesi ise, çocukların ritm ile birlik cukların sahneye koydukları dramatik ya çalıştık. maların doğaçlama yapıldığı bir ortam te meditatif bir süreçten geçmesi bakı ürünlerle, video ve fotoğrafları da kap Kampa emeği geçen eğitmenler sağlanmaya çalışıldı. Medya iletişim uz mından önem taşıdı. Sait Faik ve Adalar sadı. Bu manzara, Sevim Ak’ın Can Ya den Çiğdem Odabaşı, kamp tasarımı manı ve kütüphanecilik konusunda tec Müzesi’nin de gezildiği, Çelik Gülersoy yınları destekli okuma atölyesi ve Gün nı oluştururken çocukların yaratıcılık rübeli, dramaturg Odabaşı’ndan öğren Kültür Merkezi’nde çocukların resim düz Vassaf’ın ‘Çocuklar için Nâzım’ ki larına müsaade edilebilmesinin önemi diğimiz kadarıyla, bu fırsattan yarar sergilerinin yer aldığı kampın bu bölü tabı üzerinden yürüttüğü sıcak buluş ne işaret etti. Çocukların da sürece da lanarak, kampta Nâzım Hikmet’ten ki münde çocukların farklı yaratıcı birta mayla da zenginleşti. hil olup, eğitimi dönüştürebilecekle mi masallar da ‘müfredat’a alındı. Di kım ezgiler ortaya koyabilmeleri ri bir eğitim modeli, kampın ve dünya key değil yatay, hiyerarşik değil eşit hedeflenmişti. nın geleceğini biçimlendiren evrensel likçi, rekabetçi ve yarışmacı değil, or Kampta, akşamlar da atlanma lik ‘DNA’sı için önemli bir unsurdu. Sı tak tecrübeye ve ötekinin varlığına say dı. Yaratıcı drama ve sanat eğitimi nıflarda sıra, sandalye değil, orta alanın gı ve anlayışa dayalı bir üretim ve pay destekli barış eğitimi, bu eksen boş olduğu, oyun merkezli ve canlandır laşım mantığı güden kamptaki ritm de çocuklara sunulmuş oldu. Sat Ara Güler ile Doğuş Grubu müze için imza attı Doğuş Grubu, foto muhabiri Ara Güler ile müze için işbirliği anlaşmasına imza attı. İşbirliği kapsamında dünyaca ünlü bir küratör ve sanat ekibiyle birlikte Ara Güler’in sanatını, sanatçı kimliğini ve hayatını yansıtan tüm eser ve birikimlerin sergileneceği uluslararası nitelikte bir fotoğraf müzesi açılması planlanı yor. Doğuş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ferit F. Şahenk’in ve Doğuş Grubu CEO’su Hüsnü Akhan’ın da katıldığı imza töreni sonrasında bir açıklama yapan Ferit F. Şahenk, “Ara Güler’in doğduğu, büyüdüğü ve aynı zamanda bir dönem çalışma alanı olarak kullandığı Beyoğlu’ndaki bina Türkiye’de uluslararası niteliğe sahip ilk fo toğraf müzesine dönüştürülecek ve Türkiye’nin en önemli sanat çekim alanlarından biri haline gelecek” dedi. Anımsanacağı üzere, yıllardır kendi adına bir müze kurulup fotoğraflarının burada yaşaması için uğraşan Ara Güler’in, bu müze projesi bir süre önce Doğuş Grubu’yla yaptığı sözleşmeyi bozduğu iddiaları yansımıştı. Ferit Şahenk Ara Güler Hüsnü Akhan [email protected] Mehtap Meral ‘Yana Yana’ (Ada Müzik) Masum bir iç dünya Yıllarca Ruhi Su Dostlar Korosu’nda yer almış olduğunu, sevdiğimiz birilerine şarkı verdiğini, Zülfü Livaneli’nin “Mutluluk” filminin müziklerini seslendirdiğini sonradan öğrendik. Ta ki, 2011 yılında tango eserlerinden oluşan “Aşk” isimli ilk albümü dinlediğimizde... Besteci, yorumcu, şair Mehtap Meral’in ilk albümü maalesef pek ilgi görmemişti; biraz memlekette tango dinleyicisinin azlığından, ince ve dar bir müzikal çizgiye ayak basmasından, biraz da iyi tanıtılamamasından ötürü. Beş yılın ardından çıkan ikinci albüm “Yana Yana”, daha olgun ve duygularının doruğunda bir kadının aşk dünyasında geçenleri tasvir ediyor. Güzel sesi bir yana, Mehtap’ın şarkılarının gücü özellikle sözlerinden geliyor. Dokuz şarkının tamamı kendine ait. İnsanın içine kısa yoldan tesir eden, bu içli, romantik satırlar, naif ve duygusal temalar, klasik pop anlayışıyla düzenlenmiş. Edebiyattan beslenen bir tarafı var, şairlere has bir derinlik içinde. Yana yana aşkı arayan, kaybeden, hüsrana uğrayıp bin parçaya bölünen, sonra yavaş yavaş aşkla yeniden doğup çoğalan bu romantik kadın, masum bir iç dünyaya sahip. Mehtap’ın yaşadığı bu dünyanın sembolü siyah gül. Kendisi ise Hüsnü Arkan’ın karşı cinsi temsil edeni. Gökyüzü Mavi Kaldı ‘1–2’ (Beyoğlu Metropol) Metropol dervişi Elimizdeki albüm Sabahattin Eyüboğlu ile Yaşar Kemal’in derlediği Türk Halk Edebiyatı Antolojisi değil, ama ona çokta uzak değil; en azından ruh ikizi, gönül yoldaşı. Ustaların eseriyle aynı adı taşıyan iki ayrı albümden oluşan bu seçki, kentli bir ozan tarafından derlenmiş. Aslında ne kadar derleme olduğu da tartışılır; bu çalışmalar büyük oranda Metin Yılmaz’a ait bol konuklu solo albümler olarak da tarif edilebilir, zira (ikişer Karacaoğlan ve Pir Sultan Abdal ile bir Yunus Emre şiiri dışında) tüm şarkıların söz ve müzikleri kendisine ait. Metin Yılmaz, dizelerinden de anlaşıldığı üzere çilekeş bir ruh; bir metropol dervişi, modern zamanlar divanesi... Yedi solo albüm yapmasına rağmen renkli medyalarda adından bahsedilmeyen gözlerden ırak bir müzisyen. Hoyrat ve kalabalık bir itiş kakışın uzağında, genelde hasret ve yalnızlık şarkıları yazıyor Yılmaz. Düzenlemeleri Levent Canen tarafından yapılan şarkıların her birinde çok tanıdık konuklar var; İlkay Akkaya, Hilmi Yarayıcı, Efkan Şeşen, Niyazi Koyuncu, Nurettin Rençber, Erdal Güney, Arzu Görücü, Seza Kırgız, Sinan Güngör, Ahu Sağlam, Düşbaz, Ayhan Orhuntaş, Oğuz Aksaç gibi... Halk ozanları kültürünün modern bir örneği “Gökyüzü Mavi Kaldı.” Yangın sürüyor, elimizde körük... Yangın sürüyor... Atatürk Havalimanı’ndaki bombaların açtığı yangın değil sözünü ettiğim... Bugün 3 Temmuz. Dün Madımak katliamının 23. yılıydı. Dün devletin tüm güçleri, kurumları, denetimi, varlığına rağmen o gerici yobaz güruh, sekiz saatlik bir çaba sonunda, kendilerinden farklı düşünen her yaştan insanı, çocuk, yaşlı demeden diri diri yakmışlardı. Ne o yakanlar, ne yaktıranlar, ne kışkırtanlar, izin verenler, ne de sorumlu olanlar, hiçbiri ceza almadı. Aksine sırtları sıvazlandı. Bugün IŞİD’in canlı bombaları onların çocuklarıdır... Nasıl önlenir, ne yapmalı... Hepsi üzerine birbirinden farklı yorumlar, analizler okuyup duruyoruz. Ve çoğu kez elimizde körük seyrediyoruz... Karşıdevrimi durdurmalıyız! Benim diyeceğim sadece 2 sözcük: Karşıdevrimi durdurmak! Her gün Atatürk ve Cumhuriyet ilke ve devrimlerini yok sayan, geriye döndürmeye çalışan uygulamalara tanıklık ediyoruz. Her gün laikliğe karşı bir adım daha... Atatürk Havalimanı katliamıyla aynı güne rastladığı için üzerinde hiç ya da çok az durulan en yeni örnek, “Müftülere, muhtarlara, resmi nikâh yetkisi vermek”... Bu kararı Binali Yıldırım, “devrim” diye tanıttı partisinin grup toplantısında. Evet, karşıdevrim! Yine aynı günlerde, İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği (İKKB), Medeni Kanun için topladıkları 1 milyon imzayı TBMM’ye gönderdi. Evlilik yaşı, resmi nikâh ve tekeşlilik kurallarının uygulanması için; Medeni Kanun’dan geriye atılan adımlara dikkat çekmek, dur demek için! İki kahraman kadın Laiklikten geri atılan her adımda önce kadınların birey olma haklarının sınırlandığını görüyoruz. Buna önce AKP’li kadınların karşı çıkması beklenirken, ne yazık ki bundan çok uzağız. Birileri onlara bumerang etkisini anlatmalı... Ben her karşı devrim hareketine karşı sesini yükselten iki kadın görüyorum. Biri İKKB Koordinatörü Nazan Moroğlu, diğeri CHP Ankara Milletvekili Şenal Sarıhan... Her ikisi de Medeni Kanun’un tümden kaldırılmak istenmesine ve bizi bekleyen tehlikelere işaret ediyor. Biri Meclis’i soru önergeleriyle bombardımana tutuyor, diğeri sivil toplum kuruluşlarını harekete geçiriyor. Gelin görün ki iletişim araçlarının onlara ayırdıkları yer neredeyse yok gibi... Oysa ikisini de yakından izlemek, söylediklerine kulak vermek, karşıdevrimi durdurmak için ilk adım olabilir. Muhtar ve müftülere verilecek nikâh yetkisinden yurttaş mağduriyetine her konuda eşitlik peşinde didiniyorlar. (İnternete girip çalışmalarını izlemelisiniz.) Karşıdevrimi durdurmak; eşitlik, demokrasi ve çoğulculuk kültürüne sahip çıkmak; şeriatçı katliamları durdurmanın bir adımı olabilir ancak. Bayram şekeri Önümüz bayram... Hani Nâzım Hikmet demişti ya, “Ve bayram bile bayram olduğuna pişman olacaktı belki...” İşte öyle günler yaşamaktayız. Ama yine de toplumsal depresyonu önlemek zorundayız... (Bu da bir başka yazı konusu.) Hepinize şiddetten, öç ve kinden, yobazlıktan ve yalandan arınmış bir bayram diliyorum. Bayram şekeri niyetine de Nâzım’dan birkaç dize: “En güzel deniz: henüz gidilmemiş olanıdır, En güzel çocuk: henüz büyümedi. En güzel günlerimiz: henüz yaşamadıklarımız, Ve sana söylemek istediğim en güzel söz: henüz söylememiş olduğum sözdür...” Antalya Film Festivali için başvurular başladı 1623 Ekim 2016 tarihleri arasında gerçekleşecek 53. Uluslararası Antalya Film Festivali’nde yer alacak filmler için yönetmelikler, başvuru tarihleri ve başvuru formları festivalin resmi internet sitesinde yayımlandı. Festivalde bu yıl da ana kategoriler “Ulusal Uzun Metrajlı Film Yarışması”, “Uluslararası Uzun Metrajlı Film Yarışması”, “Ulusal Kısa Metrajlı Film Seçkisi” ve “Antalya Film Destek Fonu” olarak belirlendi. Festivale son başvuru tarihleri ise şöyle: Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması: 26 Ağustos, Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması, Kısa Metraj Film Seçkisi ve Antalya Film Destek Fonu 19 Ağustos. (antalyaff.com) C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle