Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Pazar 17 Temmuz 2016 6 Türkiye darbe aldı EDİTÖR: ASLAN YILDIZ TASARIM: İLKNUR FİLİZ Ortak metinde Türk milleti yerine TBMM vurgusu TBMM’de 26. dönemde dört siyasi parti ilk kez ortak imza vererek ye dağılımı göz önüne alınarak değişiklik yapıldı. HDP’nin ismi MHP’nin olan milletvekilleri ve Gazi Meclis’e yönelik darbe girişimini ve Meclis’e hukuk içerisinde bedelini en ağır şekilde ödetecektir. Türkiye’de darbe karşıtı bildiride uzlaştı. Siyasi önüne getirildi. Metinde Türk milleti yönelik saldırıları şiddetle kınıyoruz. hiçbir şeyin eskisi gibi olmayaca partiler arasında ortaya çıkan üç vurgusu yerine TBMM vurgusu ya Meclisimizde bulunan tüm siyasi ğının en somut ispatı da bu ortak görüş ayrılığı yapılan görüşmeyle pılması konusunda uzlaşıya varıldı. parti gruplarının darbe girişimine bildiridir. Dört parti olarak farklı aşıldı. Darbe girişiminin ardından Bildiride bir diğer uzlaşılan konu ise ortak bir tavır ve ortak dile karşı görüşlerimiz olsa da, hepimiz tüm TBMM’deki olağanüstü toplantıda şiddet unsurlarına izin verilmemesi durmaları tarihe geçecektir. Bu milletvekillerimizle, tüm teşkilatla okunacak ortak bildiride dört siyasi gerektiği vurgusu yapıldı. ortak tavır milli irade ve milletimizi rımızla milli iradenin yanındayız, milli parti 26. dönemde ilk kez mutabakata vardı. Partiler üç temel hususta İşte ortak metin daha da güçlendirecektir. Meclis görevinin başındadır ve milletin iradeye hep birlikte sahip çıkıyoruz ve ebediyen sahip çıkacağız. Mille uzlaştı. Bildiride MHP’nin HDP’den “Milli iradeye, devletimize, özel Meclisi, millete ve egemenliğine timiz müsterih olsun.” l MAHMUT önce yer almasını TBMM’deki sandal likle de millet iradesinin temsilcisi yönelik bu saldırıya girişenlere LICALI/ANKARA TarIhI oturum TBMM Meclis Başkanı’nın çağrısı üzerine olağanüstü toplandı dört siyasi partinin liderleri darbeye karşı ortak tavır aldı Darbe girişiminin ardından TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın olağanüstü çağrısıyla toplanan parlamentoda izleyici localarından diplomatik localara kadar bütün sıralar neredeyse tamamen doldu. Yüksek yargı başkanları ile çok sayıda yüksek yargı üyesi tarihi oturuma katıldı. Yargı üyelerinin cüppeleriyle yer bulamayıp localarda ayakta bekledikleri görüldü. Sivil toplum örgütü temsilcileri, üniversite rektörleri de tarihi oturuma katıldı. Kahraman’ın olağanüstü oturumu açmasından sonra darbe girişiminde hayatını kaybeden sivil ve güvenlik görevlileri için saygı duruşunda bulunulduktan sonra İstiklal Marşı okundu. Kahraman, daha sonra İstiklal Marşı’nın geri kalan sekiz kıtasını yer yer kendisine eşlik eden milletvekilleriyle beraber okudu. Bu arada izleyici locasından bir yurttaş, Meclis Başkanı Kahraman’a, “Başkanım dün (önceki gün yapılanları kabul etmiyoruz, idam istiyoruz” diye bağırdı. Tek tek tokalaştı Bu sırada Genel Kurul’a Başbakan Binali Yıldırım geldi. Yıldırım, ön sıralarda oturan muhalefet milletvekilleriyle tek tek tokalaşırken CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken’le el sıkıştı. Kahraman önceki gece bir kalkışma yaşandığını ve başarılı olamadığını belirterek, “Dün akşam TBMM burada bir demokrasi nöbetinde bulundu. Hiçbir parti gözetmeksizin aynı ruhla bir arada bulunduk” diye konuştu. TBMM’deki tarihi toplantının ardından Kahraman, siyasi partilerin grup başkanvekilleri, yüksek yargı başkanları ve Genelkurmay Başkanı Akar’la da baş başa görüştü. Org. Akar da katıldı Başbakan Binali Yıldırım’ın konuşmasını tamamladığı sırada Genel Kurul’a Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar geldi. Kahraman’ın Org. Akar’ın Genel Kurul’a geldiğini duyurmasının ardından salondan büyük bir alkış sesi yükseldi. Genel Kurul’da sırasıyla Başbakan Yıldırım, CHP lideri Kılıçdaroğlu, MHP lideri Bahçeli ve HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın yerine HDP Grup Başkanvekili Baluken konuştu. Konuşmalar özetle şöyle: ‘Haşhaş esir almış’ Başbakan Yıldırım: Milli iradeyi teslim almak isteyenler karşısında sokağı teslim alan aziz milletimizi Meclis’in çatısı altında yürekten selamlıyor, böyle kahraman milletin evladı olmaktan büyük gurur duyuyorum. Siyasi partilerimize teşekkür ediyorum. Dünya parlamentolarına örnek bir duruş gösterdiniz. Tetiklere basan elleri kırıldı. İnşallah ocakları da ebediyyen söndü. 15 Temmuz artık demokrasi nöbetinin tutulduğu gündür. Parlamento engelledi CHP lideri Kılıçdaroğlu: Yaşadığımız olay doğrudan Cumhuriyetimize, tarihsel birikimimize yapılan bir darbedir. Bunun için biz anayasamıza öyle maddeler koyduk ki değiştirilmesi teklif da Meclis bahçesinde idam sloganı TBMM Genel Kurulu’nda olağanüstü toplantıya başladığı sırada, dışarıda toplanan yüzlerce kişi ellerindeki Türk bayrakları ile Meclis bahçesine girdi. Önceki gün sabah saatlerine kadar defalarca askeri uçaklar tarafından bombaların hedefi haline getirilen, helikopterlerin silahlı saldırılarına maruz kalan TBMM, siyasilerin toplantısı devam ederken “İdam isteriz” sloganı atan yüzlerce kişinin akınına uğradı. Meclis binasının kapıları güvenlik amacıyla kilitlendi. Sıhhıye’de toplanan başka bir grup ise araçları ezen tankla selfie çekildiler. Daha sonra ise Kızılay Meydanı’na Mehter Marşı eşliğinde yürüdü. hi edilemez. Her koşulda demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, laikliği savunmak ortak görevimizdir. Demokrasiye yapılanı grubum adına lanetliyoruz. Bu süreç siyasette olması gereken ortak paydada bizleri birleştirdi. Bunu dilimizle değil, yüreğimizle de söylemeye devam edeceğiz. Halkımız meydanlara çıktı ve darbeye karşı direnme hakkını kullandı. Anayasa ve hukukun dışına çıkanlar bunun bedelini mutlaka ödemeliler. Önümüzde çok kritik bir dönem olduğu gerçeğini kabul etmeliyiz. Bu dönemi hukuk içinde kalarak atlatmamız gerekir. ‘Uçurumdan döndük’ MHP lideri Bahçeli: Demokrasi uçurumdan dönmüştür. Milli iradenin namus ve emanetleri son anda kurtarılmıştır. Milli iradeye sürülmek istenen kara leke yine milletimizin azim ve kararlığıyla temizlenmiş, derin komplo ve kumpas inançla püskürtülmüştür. Anıda birsek, ati de bir ve beraber olacağız. Tarihimiz birse talihimiz de birdir. ‘Daralma tetikledi’ HDP’li Baluken: 15 Temmuz akşamı saat 10.00 sularında başlayan bir tehdit olarak varlığını devam ettiren Türkiye demokrasisini hedefleyen bir darbe girişimi. Partim adına bu darbe girişimini lanetlediğimi belirtmek istiyorum. Askeri, sivil ya da bürokratik bir darbeyi kabul etmiyoruz. 2013 yılına kadar yanlış politikalarla güçlendirilen paralel yapının durumu, parlamenterlerin dokunulmazlığının alınarak, askere dokunulmazlık verilmesi maalesef demokratik siyaset alanını daraltmış ve darbecilerin hedefi haline getirmiştir. l MAHMUT LICALISELDA GÜNEYSUİKLİM ÖNGEL/ANKARA Darbe... Bir kamikaze olayının derinliği Bu girişim, Cemaat ile RTE iktidarı arasında 6 yıldır süren büyük kapışmaya son nokta konmasıdır. Darbe girişimi karşı darbeyi kökleştiriyor... Önce şimdiki zamandan bakalım: Bu kadarını bekliyor muydum, hayır. Tra leceğinden daha fazlasını yaptı: İşi Meclis’i bombalamaya vardırmaları, darbeyi bir çırpınış ve intikam jikomik bir oyun sahneye kon eylemine dönüştürdü. du. Kimileri, “kime yaradı” diyerek, Şimdi daha geniş boyuttan bakalım: oyunda iktidarın parmağını arıyor. Salt “Kime yarıyor”, sorusunun yanıtına bakarak olayları açık n6oykıtllaık çatışmaya son lamak, komplocu istihbaratçı düşüncenin tutumudur. Olayları bütünlük içinde açıklamayamayınca böyle davranırlar. Darbe girişimi öncesine bakalım: ErgenekonBalyoz darbeleri tezgâhı içinde bulunanlara karşı öncelikle İzmir’de Deniz Kuvvetleri içinde başlayan amiralsubay tutuklamaları. Bu aynı zamanda ağustosta yapılacak “Askeri Şura”da “Fethullahçı” tasfiyelere hazırlıktı. Darbe girişimini bundan soyutlayamayız. Bu tasfiye ile Cemaatçilerin ordu ile ilişkisi kesilecek, tutuklamalar ile uzun bir hapishane dönemi başlayacaktı. Bu açıdan, darbe girişimine, bir son huruç harekâtı gözüyle bakabiliriz. Bu darbe, RTEGülen büyük çatışmasının finalidir. Darbecilerin Cemaatçi karakteri üzerinde, hükümet dışında, özellikle Silivri’de yargılanan subaylar fikir birliği içindeler. Bunu kabul ederek, 6 yıllık çatışmaya son noktanın konduğunu beirteyim. “Çatışmanın Anatomisi” kitabım (KırmızıKedi) bu uzun soluklu mücadelenin resmi tarihi gibidir. Okumayanlara, bugünü anlamalarında rehberlik yapabilir. Darbe girişimi, bu zincirin son halkasıdır. Bu büyük ittifak bloğunun arasında ilk çatışma, 2010’da Mavi Marmara ile başladı. Gülen, RTE’ye, İsrail’iABD’yi karşına alma dedi (haklı olduğu ortaya çık Darbecilerin 2 aşamalı planı tı gerçi!) Emniyet, Devlet, Yargı ve Or Huruç harekâtı diyorum, çünkü du içinde, iktidarı ele geçirmek için uygulanışı hedefleri vb açısından yeterli güce ulaştığını hesap eden bakıldığında, başarıya ulaşması Cemaat büyük adımlar atmaya nın zor ve rastlantıya bağlı olduğu başladı. görülüyor. Bugüne kadar yaşadığımız dar Ön darbelerin izlencesi belerin hepsi, 1997 “Postmodern”i dahil “başarılı” oldu. Orta ve uzak değil, ama yakın hedeflerine ulaştı. Temel özellikleri Genelkurmay’ın hiyerarşik yapısı içinde gerçekleşmeleri ve siyasi iktidarları hedef almaları oldu. Burada ise, Genelkurmay işin içinde yok. Darbecilerin önünde aşmaları gereken iki hedef vardı: Genelkurmay ve siyasi iktidar. Bir açmaz içindeydiler. Doğrudan siyasi iktidarı hedef alsalar, sahip oldukları tugay çapında güçleriyle bunu gerçekleştirmeleri zordu. Böyle bir girişimi ordunun hiyerarşik olarak bastırması ve engellemesi kolaydı. Ordunun alt ve üst kesimleri arasında başlayacak zorunlu çatışmayı, hiyerarşi kazanırdı. 2011 Şike davası tutuklamaları ve olayları ilk büyük siyasi hamleydi. Bu başarısızlığı uğrayınca veya burada küçük başarılan elde edince... 7 Şubat 2012’de MİT üzerinden RTE’ye darbe girişimi oldukça büyük bir üst aşama yargısal ve siyasal darbe girişimiydi. Başarısız oldu. 2012 Sonbahar ve 2013 Kasım’a kadar süren cemaat okulları ve dershaneleri üzerinden sürdürülen büyük kapışma, yine RTE’nin duruma egemen olmasıyla sonuçlandı. 2013’te 1715 Aralık, iktidarın Rüşvet Yolsuzluklarını ortaya çıkartarak RTE iktidarını çökertme girişimiydi. Tabii, MİT TIR’ları olayı da bunun bir parçasıydı... RTE İki aşamada da başarısızlık çökmedi, karşı hamlelerle Cemaati adım adım çökertmeye başladı. Darbeciler bu nedenle bir se Emniyetten temizledi, istihbarat çim yapmak zorunda kaldı, ön tan temizledi. Yargıdan temizleme ce Genelkurmay’ı ele geçir harekâtını başlattı. meye yöneldiler. Kendilerini Medyadan temizledi, iş dünya Genelkurmay’ın yerine geçirirler sından destekçilerinin üzerine ya se ordu üzerinde emir komuta zin salyasadışı giderek ekonomik ciri kuracaklarını ve ikinci hamle güçlerini budadı. olarak iktidarı tutuklayabilecekleri Aynı zamanda Silivri kumpasla ni sandılar. rının ordu içindeki uzantılarına yü Bu iki aşamalı darbenin ilk rümeye, tutuklamalara ve tama aşaması başarılı oldu. Genelkur men tasfiyeye girişti. may ele geçirildi, tüm kuvvet komutanları enterne edildi. Ama dar İntiharla bitirdiler benin bu ilk aşamasındaki başarı, hem umulanı getirmedi, mesela Birinci Ordu darbecilere uymadı; hem de ikinci aşamaya geçemediler: iktidar dışarıdaydı ve ülkeyi yönetiyordu! Sivil direnişi örgütlediler. Birtakım siyasi parti bürolarını ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni ele geçirerek neyi amaçladıklarını anlamak zordu. Peki, köprüleri ele geçirmenin mantığı neydi? Komik bir durum yani. Başarılı bir darbe gerçekleştirme koşulları yoktu. Bu açıdan çete yapabi Ordu içindeki güçleri Cemaatin son atımlarıydı. Ya tam teslim olacak, tasfiye ve hapishaneleri göze alacaklar ya da bu güçlerini sahneye süreceklerdi. İkincisini yaptılar. Olaya bakacak olursak, bu bir intihar ve kamikaze girişimiydi. Kendileri, yarattıkları kanlı sahnede yerlerini aldılar. Geride, güçlü bir iktidar yapısı bıraktılar. İktidar şimdi Cemaatin artıklarına ve kendisinden olmayan devletteki güçlere bir “karşı harekâtdarbeyi” sürdürüyor. (Yarın devam...). Bombalanmış bir Meclis Sadece darbe girişiminin cüreti nedeniyle değil. O İZLENİM sün diye. Girerken “parlamen to muhabiri” kartı yetme gece, gözle tanık olduk di. Görevliler eşleştirme larımız bakımından da için bir de nüfus cüzda dehşet vericiydi. nı istedi. Savaş uçaklarının sa Yürüyerek ulaştığımız atler süren uçuşunu, al kampus bahçesinde his çalıp dalışlarını, TBMM’yi üst üste bombalayışlarını, kulakları tıkayarak yakın mesafeden izledik. ÇToiğkdeerm sedilir bir ağırlık. Olağanüstü gecenin sa bahında, hasır koltuk ve masalarda milletvekille İşgal yıllarında bile yaşanmayan ri kısık seslerle, gruplar halinde soh yaşanmış, TBMM bombalanmış bet ediyor. Az ilerde Yalçın Akdo tı. Türk savaş uçaklarını kullanan ğan, Mahir Ünlü, Yasin Aktay’ın Türk askerleri tarafından hem de. yer aldığı bir grup. Dumanları gece yarısı karanlığında bile görülebilen şiddetteki bom ‘Fahri’yi götürdüler’ bardımanın içerideki izleri? Sorunun yanıtı için çeyrek asrın üzerinde bir zamandır, salonlarında, koridorlarında haber izlediğimiz Meclis’in yolunu tuttuk. Gece bir tankın üzerinden geçerek dümdüz ezdiği iki araç yolumuzun üzerindeydi. TBMM’nin Güvenlik Caddesi kapısında iki mavi servis otobüsü yan yana çekili duruyor. Tıpkı Çankaya Kapısı’ndaki gibi bariyer işlevi gör Eski TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in yanında ATO Başkanı Salih Bezci. Çiçek, Gölbaşı’ndaki lojmanlarda otururken Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga’nın eşinin, kendi eşini aradığını ve “Fahri’yi götürdüler” diye ağladığını aktarıyor. “Bakın” diyor Çiçek: “Dün gece buraya gelen hiç kimse bir çağrıyla değil, kendiliğinden geldi”. Grup başkanvekillerinin bir araya gelip ortak bir bildiriye imza atmasını çok başarılı bir sınav verme olarak görüyor: “Farklılıklarımız husumete dönüşmemeli. Bu gece gösterdiğimiz onurlu duruşu iktidarıyla muhalefetiyle, bir yıl götürsek, çok şeyi çözeriz. Bu duruş konjonktürel olmamalıdır”. Moloz kokusu Çiçek’le sohbetin ardından “iktidar kulisi” olarak bilinen bölümün kapısından girerek Genel Kurul salonuna açılan büyük fuaye alanına varıyoruz. İki bahçeye açılan geniş kapı ve pencereler paramparça. Cam kırıkları ikinci bir zemin yüzeyi oluşturmuş. Ancak inşaat şantiyelerinde duyulan sesler. Havada yoğun bir moloz kokusu Onlarca işçi, ellerinde aletler, çabuk hareketlerle bombardımanın izlerini temizliyor. Yüksek tavandan sarkan antika avize tehlikeli biçimde sallanıyor. İki üniteyi birbirine bağlayan geçiş köprüsü, çok şiddetli bir depremden çıkmışcasına harabeye dönmüş. Başbakanlık katı tanınmaz halde. Özgür Özel Ortadoğu’daki savaş manzaralarını hatırlatıyor. Sanki havadan işaretlenerek vurulduğu izlenimi bırakıyor. CHP Grup katında her nokta cam kırıklarıyla dolu. Kapılar dışarı fırlamış. Özel, her bombada yerlerinden zıpladıklarını söylüyor. Sığınaktaki saatler Genel Kurul salonunun hemen altındaki sığınak pek çok vekil için bir “ilk” olmuş. “Yerini bile bilmiyorduk. Herkes bir yana doğru koşturuyordu” diye anlatıyor CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel o dakikaları. İkinci bombardıman çok büyük olunca inilmiş sığınağa. O güne dek kimsenin inmediği sığınağın yerini Mehmet Bekaroğlu bulmuş. Basık ve oturacak yer sayısının çok az olduğu, Çiçek’in deyimiyle “kırık dökük yerler”. Özel, “Bırakın acil durum çantasını bir yara bantı bile yoktu. Ama bunda sorumluluk hepimizin” diyor. Ortak bildiri sığınakta hazırlanmış. Başkan İsmali Kahraman, grup başkanvekilleri bir araya gelip cümle cümle konuşup uzlaşmışlar. Başkan Kahraman, Cemil Çiçek, Mehmet Ali Şahin, Mehmet Muş, Erdal Akçay, Özgür Özel, İlknur İnceöz, Levent Gök, Aydın Ünal. Önce bir Meclis görevlisi el yazısıyla kâğıda yazmış. Sonra Kanunlar Kararlar’dan laptop gelmiş ve çoğaltılıp dağıtılmış. HDP o an bulunamamış ama Kahraman’a telefon ederek, darbeye karşı olduklarını söylemiş. Bildiri yazılırken, sığınak girişinde 3040 polis ağır silahlarla beklemiş. Bir ara kalabalıktan dolayı havasızlık tehlikesi atlatılmış. O zaman dışarıya çıkmışlar. Bunlar bir rüya mı Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik’le rastlaşıyoruz. “Bütün bunlar rüya mı” diye anlamakta zorlandığını söylüyor. Çelik, “Meclis’i bombalayan bu alçaklar hangi yüzle milletin yüzüne bakacak” derken, darbe girişiminden sonra hükümetin otoriter uygulamalarının artacağı endişesini sormamız üzerine, “Milleti hiçe sayanlara karşı hukukun vereceği ceza bellidir. Türkiye demokratik bir ülkedir. Terörle ve millete saldıranlarla yapılacak mücadele ile diğer meseleler, sapla samanı birbiriyle karıştırmamak lazım” diyor. Polise vekil yardımı Yerden demir çubukların beton parçalarının fırladığı zeminde yürürken Eren Erdem’le karşılaşıyoruz. Saldırının darbe girişiminden çok bir “intihar saldırısı” olduğunu söylüyor. Yanı sıra, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a değil demokrasiye ve Cumhuriyete dönük bir saldırı olduğunu. Bekaroğlu, ilk saldırıdan sonra yaralanan polislerin yaralarını, milletvekillerinin buldukları bez parçalarıyla sardığını anlatıyor. Bombalanmış bir Meclis ne kadar şoke ediciyse, farklı partilerin yaralarını sarma konusundaki ortak çabası o kadar “düzeltici” bir duygu bırakıyor. Bu havanın ömrü ve derinliğinin ne olacağı ise demokratik siyasetin temel sorusu olarak havada asılı duruyor. C MY B