25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 17 Temmuz 2016 2 Darbe girişimi bitti sokaklarda kaos var Ankara’da Meclis, Emniyet, MİT, Özel Harekât’ın vurulduğu darbe girişiminde 60’a yakın polis ve sivil hayatını kaybetti. Darbenin önlenmesi için sokaklara çıkanlar zaman zaman etrafa saldırdı Ankara, saat 22:00 sıralarında savaş uçakları ve helikopterlerin gürültüsüyle darbeyi haber aldı. Bu aşamadan itibaren Cumhuriyet ekibi olarak Genelkurmay önünde darbe girişimine şahit olduk. Jetler, Genelkurmay Karargâhı ile Cumhurbaşkanlığı Sarayı, MİT, Ankara Emniyeti gibi kritik kurumlar üzerinden alçak uçuşlar yaptı. Jetlerin gittiği sırada yerlerini Sikorsky, Kobra helikopterler aldı. Genelkurmay Kavşağı’na gitmek istediğimizde, yol otomatik silahlı polisler tarafından kesilmişti. Terör suçlarına bakan bir savcı da kendisini arayan gazetecilere, “Cemaat darbe yaptı. Silahımı alıp darbecileri bekleyeceğim” dedi. Jetlerden alçak uçuş Genelkurmay Kavşağı’na gittiğimizde kavşakta polis araçları ile çok sayıda ambulans konuşlanmıştı. Meclis ve Genelkurmay üzerinden alçak uçuş yapan bir kobra, bir anda meydana ateş açtı. Bu sırada polisler de ellerindeki hafif silahlarla karşılık verse de panikle dağıldılar. Gazeteciler de can havliyle alandan uzaklaşmaya çalıştı. Aynı dakikalarda darbeciler, Gölbaşı’ndaki Özel Harekât Daire Başkanlığı’na Sikorsky helikopter ile saldırdı. 42 özel timci hayatını kaybetti. Sikorsky helikopterler, MİT’in üzerinden uçarak sürekli kampus içine doğru ateş açtı. Darbecilerden bir ekip de tanklar ile Ankara Emniyeti önüne gitti. Tanklardan emniyete birkaç atış yapılırken, havada da helikopter 1A5GNTEEKCMAERMSAUİ Z Darbe girişimine karşı toplanan grup Rabia işaretiyle eylem yaptı. ler emniyeti vurmaya başladı. Bir polis şehit oldu. Sokağa çağrı Saat 22.50’te darbeciler TRT’nin kapısına dayandı. İlk açıklama Başbakan Binali Yıldırım’dan geldi. Yıldırım, darbe girişimine “Bu bir kalkışmadır” diyerek, tüm emniyeti göreve çağırdı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın halkı sokağa çağırmasıyla birlikte Genelkurmay’ın önünde hareketlilik yaşandı. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in talimatı üzerine gece camilerden halkın sokağa çıkması için anonslar yapıldı, “sela”lar okundu. 23.30 sıralarında bir grup tankın yolu, Akay Kavşağı’nda vatandaşlar tarafından kesildi. Kimisi tankların önüne geçerken, kimisi de üzerine çıktı. Silah sesleri etrafta yankılandı. Kalabalığı aşmaya çalışan tanklar, otomobilleri ezip yoluna devam etti. Gece saat 00:00’dan sonra kalabalık, karargâh duvarlarına yüklenince askerler sık sık ateş açtı. Bu sırada çok sayıda kişi yaralandı. 00.20’de ise TRT’yi işgal eden askerler, darbe bildirisi okuttu. Meclis ve Saray vuruldu Köşk’e doğru hareket eden 6 tank, Genelkurmay önüne hareket etti. Bu esnadaki çatışmalarda şiddetli 2 patlama oldu. Tanklar, geçtikleri sırada yolu kesmeye çalışan çok sayıda yurttaşı ezdi. Patlamalardan bir tanesi Emniyet Müdürlüğü’ne karşı uçakla gerçekleştirildi. Helikopterler, emniyeti vurdu. Bu arada darbeciler Meclis’i hedef aldı. Önce helikopterlerden, ardından jetlerden Meclis’e atış yapıldı. Cumhurbaşkanlığı Saray’ının çevresi uçaklar ve helikopterler tarafından dün sabah vuruldu. TÜRKSAT binası işgal edilmeye çalışıldı. İki güvenlik görevlisi şehit oldu. 02.50’de TRT binasını ele geçiren askerler operasyonla gözaltına aldı. Emniyet İstihbarat Dairesi’ne (İDB) gelerek, polisleri teslim almaya çalışan darbecilere polis de aynı şekilde gözaltı yaparak karşılık verdi. Bu esnada, haklarında yakalama kararı bulunan ve firari durumdaki eski Ankara Terörden Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Lokman Kırcılı ile eski İstihbarat Dairesi Başkan Yardımcısı Gürsel Aktepe’nin de İDB bahçesinde oldukları anlaşıldı. Kırcılı ve Aktepe gözaltına alındı. Kalabalık tarandı Genelkurmay Karargâhı önünde kalabalığın artması üzerine önce jetler, Meclis’i birkaç kez vurdu. Daha sonra gelen kobralar da kalabalığın üzerine ateş açtı, bazı vatandaşlar hayatını kaybetti. Gün ağarmasıyla birlikte Atatürk Bulvarı, Kızılay ve Akay Kavşağı’nda çok sayıda aracın tanklar tarafından ezildiği görüldü. Başkentte gece boyunca çoğunluğu polis olmak üzere 47 kişi darbeciler tarafından öldürüldü. Darbe girişiminin engellenmesiyle bu kez gerici tehdit ortaya çıktı. Genelkurmay ile Akay Kavşağı’nda toplanan kalabalığın bir kısmının sakallı, takkeli tarikat üyeleri olması dikkat çekti. Bu kalabalık, zaman zaman askerleri linç etmek istedi. l ALİCAN ULUDAĞ/SİNAN TARTANOĞLU/ OZAN ÇEPNİ Türkiye darbe aldı EDİTÖR: ASLAN YILDIZ TASARIM: İLKNUR FİLİZ Terör, darbe ve Norveçli baba 15Temmuz Cuma akşamı, darbe girişimi maskaralığını duymadan hemen önce, ünlü belgeselci Michael Moore’un “Şimdi Nereyi İşgal Etmeli” (Where To Invade Next) adlı filmini izlemiştim: Michael Moore, son derece eğlenceli bir belgesel çekmiş... Esas olarak Avrupa ülkeleriyle Amerika Birleşik Devletleri’ni karşılaştırıyor: İstihdam, sağlık, eğitim, ceza ve infaz politikaları, kadın ve işçi hakları, büyük ekonomik krizde finans kuruluşlarının yaptıkları yolsuzluklarla mücadele, ele aldığı ana konular. Çizdiği manzara, Avrupa ülkelerinin, insan refah ve mutluluğuna Amerika’dan çok daha fazla önem verdiğini gösteriyor. Her ülkeden ABD’de olmayan bir uygulamayı alıyor oraya bir ABD bayrağı dikiyor. İlginç olan nokta, son değerlendirmeyi yaparken belgeselde üzerinde durduğu bütün doğru ve güzel uygulamaların esas olarak Amerika’dan kaynaklandığını belirtmesi. Bir başka deyişle, Avrupa’da olup da ABD’de bulunmayan bütün güzel uygulamaların, kaynak olarak Amerika’dan çıktığını ama şimdi orada görülmediğini vurguluyor. HHH Belgesel, Moore’un çok dinamik ve ilgi çekici bir biçimde kurguladığı söyleşilerden oluşuyor. Ceza ve infaz sistemi ile ilgili olarak yaptığı bölümü Norveç’te çekmiş... Burada, faşist bir katilin bir adada öldürdüğü gençler olayı ile ilgili olarak, oğlu öldürülmüş bir babayla konuşuyor. Norveç’te idam cezası yok ve infaz sistemine göre de, katil bir süre sonra serbest kalacak. Moore, bu durum karşısında oğlu öldürülen babanın ne hissettiğini öğrenmeye çalışıyor; özellikle de katili öldürerek intikam almak isteyip istemediğini soruyor. Baba da ısrarla katile karşı kin duymadığını, böyle bir intikam duygusuna sahip olmadığını söylüyor. Bunun üzerine Moore, babaya, bu tür cinayetlerin nasıl önlenebileceğini, ne gibi tedbirler önerdiğini soruyor... İşte o noktada, baba son derece doğal bir biçimde, bu tür şiddet olaylarının ve cinayetlerin, ifade özgürlüğünün ve demokratik hakların geliştirilmesiyle önlenebileceğini söylüyor. Üstelik de bunu ne bir kahraman edasıyla, ne de ermiş bir bilge havasıyla belirtiyor: Son derece normal bir vatandaşın, son derece sıradan bir gerçeği ifade ederken sahip olduğu rahatlıkla dile getiriyor. HHH Norveçli babanın söyledikleri zihnime ve yüreğime kazınmış olarak eve geldim, televizyonu açtım ve köprü başlarını tutarak yapılan bir darbe girişimi parodisiyle karşılaştım. Bu satırları yazarken şiddetin, terörün ve darbenin ya da darbe girişiminin faşizme hizmet ettiğini, bu toplumun, bu kadar tecrübeden sonra bile, hâlâ anlamamış olmasına şaşırıyorum. Darbenin sadece askeri değil, sivil biçimlerini de yaşayan ülkemizde, demokratik, laik ve sosyal hukuk devletini, ancak barışçı ve demokratik direniş yollarıyla geliştirebileceğimizi düşünüyorum. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle