18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 17 Temmuz 2016 EDİTÖR: SERKAN OZAN Türkiye darbe aldı 11 Erdoğan’a göre idamı tartışmak hakmış! Erdoğan, ABD’ye ‘Gülen’i teslim edin’ diye seslendi. İdam isteyenlere ‘Her talebin değerlendirilmesi demokratik ülkelerde haktır’ yanıtını verdi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Barack Obama’ya çağrı yaparak “Pensilvanya’daki bu zatı artık Türkiye’ye teslim edin. ‘Eğer biz, stratejik ortaksak model ortaksak, o zaman ortağınızın bu talebini lütfen yerine getirin’ diyorum. Siz bizden hangi teröristi istediyseniz teslim ettik” dedi. Erdoğan, “İdam isteriz”, “Feto’ya idam” sloganları atılması üzerine “Her talebin değerlendirilmesi demokratik ülkelerde bir haktır” diye konuştu. Erdoğan dün akşam Kısıklı’da bulunan evinin önünde toplananlara hitap etti. Darbe girişimi için “Silahlı Kuvvetlerimizin içinde bir azınlığın yaptığı eylemlerdir” diyen Erdoğan, “Silahlı Kuvvetlerimizin içinde bunlar bir urdu ur. Şimdi bu ur temizleniyor” dedi. Meclis’te ortak bildiri yayımlanmasından duyduğu memnuniyeti dile getiren Erdoğan, “Biz de bunun altına imzamızı koyarız. İşte bu bildiriye, bu beraberliğe, bu dayanışmaya her zaman ihtiyacımız var. Bunu yaptığımız anda bizim aşamayacağımız hiçbir engel yoktur. Zaten bu olanlar Türkiye’nin yükselişini hazmedemeyen büyük patronların operasyonudur” ifadelerini kullandı. Erdoğan, konuşması sırasında sık sık “İdam isteriz”, “Feto’ya idam” sloganları atılması üzerine “Her talebin değerlendirilmesi demokratik ülkelerde bir haktır” karşılığını verdi. Erdoğan, “Sizin o meydanlara çıkışınız var ya. Her şeyi alt üst etti. Bir hafta boyunca bunu yapacak mısınız, söz mü?” dedi. ‘Teşekkür’ telefonu Öte yandan Erdoğan, darbe girişimine karşı ortak bildiri yayımlanmasından dolayı TBMM Başkanı İsmail Kahraman, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli’yi telefonla aradı. Erdoğan’ın demokrasiye ve millet iradesine sahip çıkarak darbe girişimine prim vermemelerinden dolayı teşekkürlerini ilettiği belirtildi. l İSTANBUL / Cumhuriyet BGBAEAŞNŞBEKALAKKNAUINRYMAVANEYYANA Başbakan Yıldırım, Çankaya Köşkü’nde Genelkurmay Başkanı Akar, Adalet Bakanı Bozdağ, İçişleri Bakanı Beyni oluşturanAla ve Milli Savunma Bakanı Fikri Işık’la birlikte basın toplantısı düzenleyerek yaşananları değerlendirdi. isimler gözaltında BAŞBAKAN YILDIRIM: ZAAF VARSA DEĞERLENDİRİLECEK Başbakan Binali Yıldırım, dün öğlen saatlerinde yaptığı açıklamada darbe girişimi sırasında 161 şehit verildiğini, 440 yaralı olduğunu, aralarında üst rütbelilerin de olduğu 2 bin 839 askerin ise gözaltında olduğunu bildirdi. Başbakan Binali Yıldırım, Çankaya Köşkü Şeref Kapısı’nda açıklama yaptı. Basın toplantısında Yıldırım’ın yanında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, İçişleri Bakanı Efkan Ala ve Milli Savunma Bakanı Fikri Işık da vardı. Yıldırım’ın açıklamalarından satır başları şöyle: Kara leke 15 Temmuz Cuma gecesi Türk demokrasisi için kara bir lekedir. Darbe girişiminde bulunan paralel terör çetesinin demokrasi çetesine karşı demokrasi nöbeti tutan sabah da normal hayatına dönen asil milletin adı Türk milletidir. 15 Temmuz artık demokrasimizin bayramı olmuştur. Tabii sevindirici olan bu kalkışma TSK’nin emir kumanda hiyerarşisiyle olan bir kalkışma değil silahlı kuvvetler içindeki paralel terör yapılanmasının bir kalkışmasıdır. İşin birinci safhası burada sona ermiştir. Bundan sonraki yapılacak işlemlerde çalışmalarda da bir yandan vatandaşlarımız normal hayatlarını sürdürürken, bir yandan da ülkemizi milletimizi dünya ülkeleri arasında itibarsızlaştırmaya çalışan bu gruplara karşı gereken her türlü işlem gecikmeden misliyle yapılacak. Komutanlarımızla ilgili herhangi bir endişe edilecek durum yok. Durum tamamen kontrol altına alınmıştır. Kısa süre içinde komutanlarımız normal sürece geçecektir, görevlerinin başındadır. İlk bilgilere göre darbecilerden de 20 civarında ölen var. 30’a yakın yaralı var. Bu kesin değil. İşin omurgasını, beynini oluşturun bütün isimler alınmıştır. Kontrol altındadır. Bu bir müşterek çalışmanın ürünüdür. Kolluk kuvvetleri savcılarımızla koordinasyon ile çalışmıştır. Hainin rütbesi olmaz Bu ani girişime kalkışmaya çalışanların artık generalliği, amiralliği söz konusu değildir. Rütbesi ne olursa olsun, bunlar haindir. Hainin de rütbesi olmaz. Gülen’in arkasında duran dost değil Fethullah Gülen bir terör örgütü başı olduğu bizim bildiğimiz ve bu konuda MGK Kurul kararı da dahil her türlü altyapısı olan iade talebini yaptığımız birisidir. Bu adamın arkasında duracak ülke Türkiye’ye dost değildir. Türkiye’ye karşı ciddi bir savaşım içindedir. Vatandaşların darbe grişimi Cumhuriyet tarihinde milli iradeye karşı yapılmış en büyük darbe girişimidir. Diğerlerinden farkı da bu darbe girişimine karşı vatandaşların darbe girişimidir. (İstihbarat alınmış mıydı?) Bu konunun bütün boyutları ele alınacak. Hiçbir şey atlanmayacak. İdam cezası değerlendirilecek (İdam sorusu üzerine) İdam cezası Türk Anayasası’ndan hukuk sisteminden çıkarılmıştır. İlave ne gibi tedbirler alınacaksa diğer parti liderleriyle değerlendireceğiz. Yıldırım, Meclis bahçesinde kendisine “idam isteriz” diye seslenenlere de “Mesajınızı aldım gereği neyse yapılacak” yanıtını verdi. Kalabalık ise Yıldırım’a “Vur de vuralım, öl de ölelim” karışılığını verdi. Paralel PKK’den daha aşağılık Bu paralel çete mensupları artık yüce Türk adaletinin elindedir. Müstahak oldukları her türlü cezayı, karşılığı göreceklerdir. Devletin silahıyla, parasıyla, tankıyla, bombasıyla, uçağıyla, helikopteriyle bu ülkenin vatandaşlarını üzerine ateş açanlar PKK teröründen daha da aşağılık bir terör örgütüdür. ‘Ortak metni bombalar altında yazdık’ ÇİĞDEM TOKER / KEMAL GÖKTAŞ Eski Meclis Başkanı Cemil Çiçek, darbe girişimine ortak tavır gösterilmesinden ders alınması gerektiğini belirterek “Düşüncelerimiz, kanaatlerimiz farklı olsa da dostluğumuzu arttırmalıyız. Nasıl yurtdışında artırdıysak, içerde de işbirliği ve dostluğu artırmamız lazım” dedi. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ise bombalar altında Meclis sığınağında partilerin ortak metin yazdığını vurgulayarak, “Dün gece çok şey kaybettik ama Türkiye’de demokrasi önemli bir mesafe aldı” dedi. Cumhuriyet, önceki gece bombalanan Meclis’te iktidar ve muhalefet partisinden önemli isimlerle görüştü. Eski Meclis Başkanı Cemil Çiçek, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada Meclis’in bombalanmasını “Ordusunun içinden çıkan belli sayıda sapkın Meclisi bombalıyor, işgal dönemlerinde bile olmadı bu. Bu düşündürücü ve ibret verici bir olaydır” sözleriyle değerlendirdi. ‘Bu kez başarılı olduk’ Çiçek, “Evden arabayla çıktım, emniyetin önünden sonra araçlar yolu kapattığı için yürüyerek Meclis’e geldik. Patlamalar oldu. Sığınağa indik. İktidar, muhalefet oradaydı. Taslak metin orada yazıldı” dedi. Çiçek, “Siyasi partilerimiz, medya ve milletimiz çok onurlu bir duruş sergiledi. Bu demokrasi sınavında bu defa çok başarılı olduk” dedi. “Gıda, Tarım ve Haycancılık Bakanı Faruk Çelik yaşananları “Zifiri karanlık gibi bir geceydi. Bu kadar alçaklığı millete karşı bir senaryo kursan yazmak aklına gelmez. Ama bu alçaklığın üstesinden millet geldi” sözleriyle değerlendirdi. Çelik Meclis’i bombalayanlar için “Bunlar kanı bozuk insanlardır” dedi. ‘Kanı bozuklar’ CHP’li Özel ise her partinin ayrı ayrı darbeye karşı olduğunu açıklamasından 10 dakika sonra Meclis’e saldırı başladığına dikkat çekerken “İşgal kuvvetleri bile Meclisi Mebusan’ı bombalamadı. Bu elbette gözü dönmüşlük şizofrenik halin kendi içinde kinini ve hırsını büyüttüğünü söy lüyor. Patolojik bir durum var. Karargâhta, F16 içinde böyle bir katili, caniyi nasıl ürettiğini sorgulamamız gerekir” dedi. ‘Hedef Erdoğan değil’ CHP’li Eren Erdem ise darbeyi “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin püskürttüğünü” belirterek “Ancak bu cunta hareketinin mirası üzerinden bir sivil darbe gelebilir. Bu darbenin hedefinin Erdoğan olduğunu söylemek doğru olmaz. Meclis’e bombalı saldırı demokrasiye ve Cumhuriyete bir saldırı” dedi. CHP’li Sezgin Tanrıkulu ise “Hükümetin önünde iki yol var: Otoriterliği artırmak ya da demokrasi. Otoriterliği artırma girişimi olursa, idamın geri getirilmesi gibi, buna izin vermeyiz” dedi. Darbe sonrası güvercin tedirginliği Dehşet bir geceydi cuma... Bir kâbusla sabahladık, ertesi gün bambaşka bir kâbusa uyandık. Hepimiz memlekete üzülüyor, darbeye kızıyor, demokrasi için elem duyuyor, gelecek kuşaklara böyle hasarlı bir ülke bırakıyor olmaktan utanıyoruz. Büyük hayallerle çıkıp sonunda “Mısır’dan hallice” bir Ortadoğu ülkesine dönüşmüş olmaya lanet yağdırıyoruz. Ama böyle kaos anlarında, hepimiz de biraz bencilleşiyor; kendi geleceğimizi düşünür hale geliyoruz. Bu yüzden cuma gecesi boyunca insanlar ekmek ve erzak kuyruğundaydı, elektrik gider korkusuyla telefonlarını şarja taktılar, her yerde bankamatiklere koştular. Biz de üzerimizden F16’lar uçarken “Darbe olursa bize ne yaparlar” korkusuyla diken üzerinde oturduk; cumartesi sabahı ise “Bu eli satırlı adamlar iki gün sonra sokakta bizi de dövmeye kalkar mı” korkusuna uyandık. Ne sokaklar tekin, ne siyaset. Ne Meclis, ne köprü. Ne Ankara, ne Samsun. Ne geçmiş, ne gelecek. Kapkaranlık bir ülkede, içimizdeki son ışığı da söndürmemek için çırpınan zavallı yaratıklarız biz artık. Doğruya doğru, zaten karnesi zayıf olan demokrasimiz son dönemde iyice bir tiyatroya dönmüştü. Darbe girişimi şimdi buna tuz biber ekti. Bizler darbeye karşı olduğumuzu biliyoruz. 1970’ler özentisiyle TRT’de bildiri okutan sersemce bir girişimden kimsenin bir beklentisi yok. Siyaset kurumları, basın, siyasi partiler tek ses olarak 15 Temmuz darbe girişimine karşı yek vücut oldular. Ancak darbenin bertaraf edilmiş olması içimizdeki güvercin tedirginliğini geçirmiş değil. Tam tersine o tedirginlik, her geçen gün büyüyor. Darbe işin bir yüzü. Evet darbe bertaraf edildi; peki bu artık Türkiye’ye demokrasinin geleceği anlamını mı taşıyor? Darbe bertaraf edildi diye artık gazetelere baskı olma yacak, siyasetçiler tutuklanmayacak, insanlar hayat tarzından dolayı cezalandırılmayacak, şehirler bombalanmayacak, ifade özgür mü olacak? Yoksa bundan sonra kurulacak düzen, darbecilerle yüzleştikten sonra hızını alamayıp bizler için, 14 Temmuz günü olduğundan daha da boğucu, baskıcı, yaşanmaz bir ülke mi yaratacak? Köprüde boğaz kesen o kalabalık, gün gelip bizi de mi bir tehdit olarak görecek? İyimser senaryo, iktidarın bu darbe yüzleşmesini bir milat olarak kabullenip içeride “iç barış” yoluna gitmesi. Ne ironik, iktidarın Aydın Doğan’a yönelik halkayı iyice daralttığı, Yargıtay’da kapanmış davayı tekrar açarak Doğan’ı mahkemeye çağırdığı günün hemen ertesinde gelen darbe girişimi, büyük ölçüde CNN Türk’ün canlı yayında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bağlanmasıyla sonlandı. O beğenmediğiniz CNN’in yayınları, o kapatmaya çalıştığınız İMC TV’nin naklen yayınları, CHP’nin duruşu, merkez medyanın desteği olmasaydı, hükümet darbeyi bertaraf edecek psikolojik üstünlüğü elde edemezdi. İyimser senaryo, bunları gören ve bu ölçüde nefretle dolmuş bir ülkede iç barış dışında bir kurtuluşun seçenek olmadığını anlayan bir iktidarın, demokrasiye sarılması. Ancak sanmıyorum. Cuma gecesinin dersi bu olmayacaktır. Cuma gecesinin dersi, ne olursa olsun güvenlik çemberini daha da genişletmek, daha büyük duvarlar örmek, öteki yüzde 50’yi kendi gettosuna itmek, toplumsal hayatın tüm katmanlarında bizlere göz açtırmamak olacaktır. Laiklik, artık komik bir laf gibi tebessümle anılacak; demokrasi sadece parti teşkilatlarının kalabalık organizasyonları olarak anlatılacaktır. Diğer demokratik talepler ise darbe sonrası hey heyli günlerde akan yağmur suyu gibi unutulacaktır. Umarım yanılıyorumdur. Darbeye karşı yürüdüler Başbakan Binali Yıldırım’ın Meclis bahçesinde yaptığı çağrının ardından binlerce kişi Ankara Kızılay Meydanı’nda toplandı. Kızılay’ın farklı yollarından alanda buluşan kitlenin yoğun olarak, Mehter marşı ve tekbir sesleri ile ilerledikleri görüldü. Grubun “Bu ümmet seninle” pankartı taşıması, Kızılay’daki bilboardlara da Erdoğan’ın resimlerinin asılması dikkat çekti. Yıldırım’ın toplantı yoğunluğu nedeniyle yürüyüşe katılamadığı ancak bugün yapılacak protesto gösterilerine katılacağı öğrenildi. İstanbul’da da Gezi eylemlerinde bu yana hiçbir eyleme ya da toplanmaya müsaade edilmeyen Taksim Meydanı’nda bulunan Cumhuriyet Anıtı önünde toplanan binlerce kişi sık sık tekbir getirerek darbe karşıtı sloganlar attı. Tekbirle ‘Gazi’ye girmek istediler İstanbul’da darbe karşıtı gösteri yapmak için sokağa çıkan AKP’lilerin ‘tekbir’ getirerek Gazi Mahallesi’ne girmeye çalışması gerginliğe yol açtı. Mahallelilerle AKP’li grup arasında bir süre gerginlik ve arbede yaşanırken, polisin müdahalesiyle AKP’li grup bölgeden uzaklaştı. Polisin gaz bombalarıyla müdahale ettiği ma halleli grup ara sokaklara dağıldı. Patlayıcı atıldı Öte yandan Diyarbakır’da darbe girişimini protesto için toplananlara yoldan geçen bir araçtan el yapımı patlayıcı atıldı. Grup kaçarken polisler araçla bölgeden kaçan şahısları yakalamak için çalışma başlattı. Bakan Soylu: Arkasında ABD var Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, özel bir televizyon kanalında canlı yayına bağlanarak “Darbe girişiminin arkasında Amerika Birleşik Devletleri var. Oradan yayınlanan birkaç dergi, birkaç aydır fa aliyette bulunuyordu. Biz ABD’ye aylardır Gülen konusunda mesaj veriyoruz. ABD bize Gülen’i vermek zorunda” dedi. Soylu, İncirlik Üssü’nün bir süre kapatılmasıyla ilgili bir soru üzerine konuyla ilgili bilgisi olmadığını söyledi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle