27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Rıza Sarraf kefalet için bastırmadı 1725 Aralık yolsuzluk ve rüşvet skandalının kilit ismi İranlı işadamı Rıza Sarraf’ın kefaletle serbest kalma talebini reddeden mahkemeye itiraz etmediği öğrenildi. Hâkim Richard Berman’ın 16 Haziran tarihli kararına itiraz edeceklerini açıklayan Sarraf’ın avukatı Benjamin Brafman’ın, itiraz süresi içerisinde başvuru yapmadı ğı anlaşıldı. Sarraf’ın savunma ekibinin itiraz için ek süre istediği, ancak talebin henüz işleme alınmadığı da gelen bilgiler arasında. Sarraf’ın davasında bundan sonraki adım cuma günü atılacak. Avukatları, emsaller göstererek ve yetkisizlik öne sürerek davanın düşmesini talep edecek. l İLHAN TANIR/WASHINGTON Perşembe 14 Temmuz 2016 [email protected] TASARIM: ZARİFE SELÇUK 7 Şebab: Türkiye düşman Somali’yi kana bulayan cihatçı örgütün lideri ‘Ankara yüzünden ekonomimiz çöküyor. Türkiye haçlılarla ülkemizi işgal ediyor’ dedi Somali’de cihatçı terör örgütü Şebab lideri Ahmed Diriye, Türkiye’yi “düşman” ilan etti. AFP ajansının haberine göre El Kaide bağlantılı örgütün liderliğini devralmasından beri ilk kez bir sesli mesaj yayımlayan Diriye, “Türkiye’nin Somali kaynaklarını yağmaladığını” öne sürdü. Ekonomi kontrollerinde Sosyal medyada ve örgütün radyo istasyonunda yayımlanan 44 dakikalık ses kaydında Diriye, “Türkiye hükümeti, ulusun düşmanıdır. Somali ekonomisi bugün, onların müdahalesi yüzünden tamamen çökmektedir. Türkiye bu ülkeyi ekonomik ola rak işgal etmektedir. Somali ekonomisini kontrol altına almıştır ve tek isteği Somali halkının fakir kalmasıdır” ifadelerini kullandı. Diriye, yabancı barış gücü askerlerine de çattı. Somali’nin “haçlı işgali” altında olduğunu belirten Diriye, uluslararası toplumun asıl amacının Somali’yi ele geçirmek ve kaynaklarını talan etmek olduğunu savundu. Diriye, askerleri tecavüzün de dahil olduğu insan hakları ihlalleri ile suçladı. Ahmed Diriye, Ahmed Abdi Godane’nin Eylül 2014’te ABD tarafından düzenlenen bir hava saldırısında öldürülmesi üzerine örgütün başına geçmişti. Şebab, Somali’nin uluslararası destek gören hükümetini devirmek için savaşıyor. Örgüt lideri Diriye, Türkiye’yi Somali kaynaklarını yağmalamakla suçladı. Örgüt, başkent Mogadişu başta olmak üzere ülkenin diğer bölgelerinde terör saldırıları düzenliyor. 2007 yılında gönderilen Afrika Birliği Somali Misyonu (AMISOM), hükümeti Şebab saldırılarına karşı koruma görevini üstlendi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen ay gerçekleştirdiği Somali ziyaretinde Mogadişu’da dünyadaki en büyük Türk elçiliklerinden biri olan büyükelçilik külliyesinin açılışını yapmıştı. Erdoğan, “Burası Türkiye’nin dünyada bir numaralı külliyesidir” demişti. Somali’de bu yıl genel seçimlerin düzenlenmesi planlanıyor ancak yabancı diplomatlar vatandaşların pek çoğunun seçimde oy kullanamayacağına dikkat çekiyor. Birleşmiş Milletler ancak 2020 yılında ülkede normal bir seçim düzenlenebileceğini umuyor. Türk yatırımcı cenneti somali Türkiye, güvenlik sorunlarına rağmen 4 kez saldırıya uğradığı Somali’ye yatırım yapmaya devam ediyor. Ülkenin en büyük havalimanı olan başkent Mogadişu’daki Aden Abdulle Uluslararası Havaalanı’nın işletmesini üstlenen Favori LLC, bir Türk şirketi. Aynı zamanda Somali’de, denizlerin güvenliğinden sonra işletilmesi de Türk firmalarına verildi. Ülkenin deniz ticaretindeki üssü olan Sea Port Limanı’nın 20 yıl süreyle Albayrak Grubu’na verildiğini 2013 yılında Somali Bakanlar Kurulu açıklamıştı. Diğer yandan, ülkede 2014 yılında başladığı mobilya üretimine devam eden Türk işadamı Sönmez Temur, Başkent Mogadişu’daki atölyesinde Türkiye’den getirttiği ham maddelerle mobilya üretmeye devam ediyor. 2013 yılında dönemin Somali Dışişleri Bakanı Dr. Mohamed Nur Ga’al’i, özellikle o dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan‘ın ziyaretinden sonra güvenlik problemini ortadan kaldırdıklarını söyleyerek “ Şu an Somali’de her şey hükümetin kontrolü altındadır. TürkyeSomali kardeşliği Osmanlı’dan beri mevcut. Bunun sonsuza kadar devam etmesini istiyoruz” demişti. Öte yandan, bu yıl Türkiye ile Somali arasında yapılan Savunma Sanayi İşbirliği anlaşması kapsamında, askeri eğitim üssü inşaasının başladığı biliniyor. l Ekonomi Servisi PEKİN RESTi ÇEKTİ: Güney Çin Denizi savaş beşiği olur Lahey’deki Daimi Hakemlik Mahkemesi’nin Güney Çin Denizi’ndeki egemenlik iddiaları konusunda davacı Filipinler’i haklı bulması Çin’i çileden çıkardı. Bölgenin ‘savaş beşiğine’ dönüşebileceği tehdidi savuran Pekin, tartışmalı sular üzerinde askeri hava savunma bölgesi oluşturabileceğini bildirdi. Çin Dışişleri Bakanı yardımcısı Liu Zhenmin, kararı kâğıt israfı olarak değerlendirirken Güney Çin Denizi’ndeki adaların, Çin’in ‘doğal toprakları’ olduğunu söyledi. Filipinler’i ‘ortalığı karıştırmakla’ suçlayan Liu, “Güvenliğimizin tehdit edilmesi halinde elbette bölgeye sınır çekme hakkına sahibiz. Bu karar bizim tehdit değerlendirmemize dayanıyor” dedi. Liu, “Diğer ülkelerin, bu fırsatı, Çin’e şantaj yapmak için kullanmayacağını, Güney Çin Denizi’ndeki barış ve istikrarın korunmasında Çin ile birlikte çalışacağını ümit ediyoruz” ifadelerini kullandı. Komünist Parti’nin yayın organı “People’s Daily” gazetesi ise “Bize ait olmayan bölgenin bir parçasını bile istemiyoruz ama bize ait olan hiçbir şeyi vermeyiz” yorumunu yaptı. Çin yüzde 80’ini istiyor Güney Çin Denizi’ndeki adaları en erken fark eden, adlandıran ve işletenlerin kendileri olduğunu öne süren Çin hükümeti, Güney Çin Denizi’nin yüzde 80’i üzerinde hak iddia ediyor. Dünya Bankası’nın, yatağında yaklaşık yedi milyon varillik petrol ve 25 trilyon metreküp hidrokarbon rezervi olduğunu kaydettiği 3.5 milyon kilometrekarelik bir alana yayılan Güney Çin Denizi üzerinde Çin’den başka Filipinler, Vietnam, Malezya, Brunei ve Tayvan hak iddiasında. Tüm dünyadaki ticari yük gemilerinin neredeyse yarısı Avrupa ve Ortadoğu’dan Asya’nın doğusuna ulaşmak için bu denizden geçiyor. Bu da, her yıl 4.58 trilyon Avro’luk bir ticaret rotası demek. Mahkeme önceki gün aldığı kararda, Çin’in Filipinler’in egemenlik haklarını ihlal ettiğine ve yapay adalar inşa ederek bölgedeki mercan kayalıklarına ciddi zarar verdiğine hükmetmiş, Pekin ise kararı tanımayacağını açıklamıştı. ‘Göründüğümüz kadar ayrı değiliz’ ABD Başkanı Barack Obama, Dallas’ta öldürülen 5 polisin anma törenine katıldı. Obama, başkanlığı boyunca çok sayıda ailenin acısına tanıklık ettiğini belirterek “Göründüğümüz kadar bölünmediğimizi vurgulamak için buradayım” dedi. Obama, protestonun bir hak olduğunu fakat silahlı saldırının asla meşrulaştırılamayacağını belirtti. Obama’nın sık sık gözlerinin dolduğu törene, eşi Michelle Obama, Başkan Yardımcısı Joe Biden ile eşi ve eski ABD başkanı George W. Bush ile eşi de katıldı. Bush’un Britanya’ya Türk asıllı bakan Yeni Başbakan Theresa May, eski Londra Belediye Başkanı Boris Johnson’ı Dışişleri Bakanlığı’na getirdi Britanya’nın yeni başbakanı Theresa May sarayda Kraliçe’nin önünde diz çökerek hükümet kurma görevini ka bul etti. Böylece Margaret Thatcher’ın elinden ülkenin tek kadın başbakanı unvanını aldı. May’in kabinesi de şe killenmeye başladı. May, eski Londra Belediye Başkanı ve ülkedeki referan Theresa May dum sürecinde AB’den çıkılmasından yana kampanyanın başını çeken Türk Johnson asıllı Boris Johnson’ı Dışişleri Bakanlığı görevine getirdi. Türk kökenli ve 52 yaşında olan Johnson, Osmanlı döneminde Damat Ferit Paşa hükümetinde bakanlık yapmış Ali Kemal Bey’in torununun oğlu. Johnson, 20082016 yıllarında başkent Londra’nın belediye başkanlığını rüttüğü Michael Gove’un başbakanlık koltuğuna talip olduğunu açıklamasının ardından Johnson, başbakanlık için adaylığını koymamıştı. Bu arada yeni kabinede, Britanya’nın Dışişleri Bakanı Philip Hammond’ın Maliye Bakanı olarak görevlendirildiği açıklandı. yaptı. Brexit kampanyasını birlikte yü Cameron gitti, kedi kaldı Cameron Britanya başbakanlığını Theresa May’e devreden David Cameron, konutu önünde ailesiyle son pozunu verdi. “Bir zamanlar gelecek bendim” diye rek ülkesine başarılarının devamını diledi. Kedi Larry’ninse Dow ning Street 10 numarada kalmaya devam edeceğini açıkladı. törende hayatını kaybeden polislerin anısına ilahi okunduğu esnada olduğu yerde ‘sallanması’ ise günün konusu oldu. Bush’un ilahi boyunca devam ettirdiği hareketi ‘dans’ olarak yorumlayanlar, sosyal medya hesaplarından Bush’u saygısız olmakla suçladı. ABD ‘ılımlılardan’ caydı cayacak Suriye’de sayısız katliama imza atan Ankara destekli Ahrar’uş Şam ve Riyad destekli İslam Ordusu’nu şimdiye dek ‘terörist’ kabul etmeyen Washington, dümeni Rus sularına kırdı. ABD’nin Washington Post gazetesinden John Rogin, Dışişleri Bakanı John Kerry’nin 28 Haziran’da Aspen Fikir Festivali’nde yaptığı konuşmada yer alan çarpıcı detayı yakaladı: Suriye’de radikal grupları yenmek için yaptıkları en önemli hamlenin Rusya ile anlaşmak olacağını belirten Kerry, bu iki örgütü “IŞİD ve Nusra’nın alt grupları” diye tanımlamıştı. Bakanlık sözcüsü John Kirby, Kerry’nin “sadece Suriye’deki durumun karmaşıklığını açıklamaya çalıştığını” savunsa da diplomatlar tepkili. Rogin’e konuşan üst düzey bir yetkili “Aylardır Rusya ve Suriye rejiminin bu grupları teröristlerle bir tutmamasını sağlamaya çalışıyoruz” diye sitem etti. Obama yönetiminin Kremlin’e sunduğu teklifin ayrıntıları da netleşiyor. Washington Post’a göre ABD, Rusya ile ‘Ortak İcra Grubu’ kurarak Nusra hedefleri hakkında istihbarat alışverişi yapmayı hedefliyor. Buna karşılık Moskova’nın Suriye jetlerini savaştan çektirip insani uçuşlarla sınırlaması isteniyor. Bugün Kremlin’de Rus lider Putin’le görüşecek olan Kerry’nin teklifin kabulü için bastıracağı tahmin ediliyor. Üç parçalı Irak’a doğru ABD yönetimi önceki gün Irak’taki Kürdistan Bölgesel Yönetimi (KBY) ile dikkat çekici bir mutabakat anlaşması imzaladı. İçerik itibarıyla ilk niteliği taşıyan mutabakatın imzalanması, görünüm itibarıyla da çarpıcı. Erbil’in Selahaddin kasabasındaki başkanlık konutunda kurulan masanın bir ucunda KBY’den CIA’in yanı sıra Türkiye ile yakın ilişkileri olan Savunma Bakanlığı’na vekâlet eden Kerim Sincari, diğerinde ABD Savunma Bakanlığı Ulusal Güvenlik İşleri’nden sorumlu Bakan Yardımcısı Elissa Slotkin oturdu. Hemen arkalarında duran isim ise KBY Başkanı Mesud Barzani’ydi. HHH ‘IŞİD’e karşı savaş’ temalı yeni mutabakat; Obama yönetiminin Kürtlere Bağdat üzerinden değil, doğrudan askeri ve mali yardımının yolunu açıyor. Özellikle IŞİD’le savaşan birliklere destek verilecek ve Musul operasyonuna odaklanılacak. Sünni ağırlıklı olmasından ötürü Şii ağırlıklı Irak ordusu ve milislerinin “dokunmasının” istenmediği Musul’un kurtarılması için mutabakatın imzacısı Slotkin’in “Peşmerge güçleri Musul operasyonunda tıpkı IŞİD’e karşı diğer operasyonlarda olduğu gibi esaslı rol oynayacaklar” sözü önemli. Barzani’nin ise “Musul’un kurtarılması sonrası planlamanın önemine” dikkat çekmesini not etmeli. IŞİD’le savaşta statüsü tartışmalı Kerkük de facto KBY’nin kontrolüne geçti. Ve son dönemde Sünniler ile Kürtlerin Şii Bağdat’a karşı “elbirliği” teması eksik değil. HHH Bu mutabakat, ABD politikaları açısından “temel bir dönüşüme” işaret. Zira Washington’ın 2003 işgaliyle başlayan süreçte 2005 anayasasıyla Irak’ı, Bağdat’taki merkezi hükümet ve Erbil’deki özerk yönetimi “statüsü tartışmalı yerlerle” de olsa bir arada tutan çatıyı “üçlü yapıya dönüştürme” potansiyeline sahip. ABD’nin 2016 savunma bütçesine dayanıyor. Geçen sene tartışılan ve kasımda Obama’nın onayladığı bütçe “merkezi hükümet adil paylaştırmazsa, Kürtlere ve Sünnilere destek sunulmasını” içeriyor. Taslakta Kürt ve Sünni bölgeler için ‘ülke’ atfı bile yapıldı, sonradan silindi. Ama “ayrı entiteler” var. Kürtlerin yanı sıra Sünni aşiret güçleri ve Sünni Ulusal Muhafızlar desteklenebilecek. Tabii etnik ve mezhepsel iki unsurun kendilerini Irak’ın federal çerçeveden ayrı tutmayıp anayasaya saygı duymaları vurgusu eksik değil. HHH Amerikan yönetimi 2011 sonunda Irak’tan “çekilmesinden” bu yana KBY ile özel ilişkisini sürdürse bile Irak’ın egemenliğine “titizlendi”. Washington’da ‘bölünme’ senaryoları çizenler hep bulunsa da resmi politikada bağımsızlık talebi desteklenmedi. Hatta dizginlendi. 2014 yazında IŞİD’in Irak’ta fırtına gibi esmesi, Erbil’in 40 km dibine gelmesiyle başlayan terörle savaşta bile... Hem askeri tehdit, hem de Bağdat ile yıllardır enerji kaynaklarının paylaşımı ve Kerkük ile Neynova bölgesindeki tartışmalı yerlere dair anlaşmazlıkların sıkıntısını yaşayan KBY iki yıl içinde mali iflasın eşiğine geldi. İmzalanan mutabakat Erbil’in mali dertlerine deva niteliğinde. Nisanda açıklanan 415 milyon dolarlık maddi yardımın temmuz sonunda ulaşması bekleniyor. Peşmerge maaşlarını artık ABD ödeyecek. Diğer yüzüyle mutabakat Barzani’nin bağımsızlık referandumunu öngörülebilir gelecekte dizginleme aracı kılınabilir. Barzani, KBY içinde Bağdat’la uzlaşmacı olunması ve IMF’nin Irak’a vereceği 5.4 milyar dolardan pay alınmasını isteyen KYBGorran’ın yeni ittifakının muhalefetiyle yüz yüze. Gorran bakanlarını hükümetten atmış Barzani’nin referandum hazırlığını tartışma davetini 23 Haziran’da geri çevirdi. Görev süresi Ağustos 2015’te dolmuş olduğundan “başkan” olarak tanımama hali bile var. HHH Mutabakat askeri açıdan geçen martta iki peşmerge tugayının ilk kez ABD ordusundan miğfer, zırhlı giysi, kimyasal karşıtı ekipman ve M16 tüfekleri almasından sonra daha geniş yardımın yolu açıyor. Kürtler memnun. KBY resmi sözcüsü Safin Dizayi’nin ARA News’a ifadesiyle “Bu bir tanıma, takdir ve peşmergenin fedakârlıklarının değerini bilme ve istikrar ve demokrasi, insanlık ve özgürlüğün savunması ile istikrara katkı.” ABD’nin “Irak’ın parçalanmasını önlemek amaçlı üç federal parça” arzusunun sahadaki tezahürünü göreceğiz… Sanders Clinton’ı destekledi ABD’de Demokratların olası başkan adayı Hillary Clinton, rakibi Bernie Sanders’ın da desteğini aldı. Clinton’ın New Hampshire’daki seçim kampanyasında önceki gün sahneye çıkan Sanders, “Clinton’ın ABD Başkanı olması için elimden gelen her şeyi yapacağım” dedi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle