24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 14 Temmuz 2016 6 haber EDİTÖR: ASLAN YILDIZ TASARIM: İLKNUR FİLİZ Adalet ve Kalkınma Partisi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni devletin yasama ve yargı erklerini canı istediği gibi kullanarak aşiret devletine dönüştürme yolunda hız kesmeden ilerliyor. “Milli irade” diye yeri göğü inletirken 7 Haziran seçimlerinde oy veren 45 milyon 119 bin 17 seçmenin oylarını çöpe atarak başlatılan süreç, tam da istedikleri gibi işletiliyor. “Cihangirane (dünyayı ele geçiren) bir devlet çıkardık bir aşiretten” dizesini yazan şair, bugünleri görse acaba ne derdi? HHH Bir hukuk devletinin en önemli özelliği, basitçe belirtilirse; vatandaşlarının ne yaptığı zaman nasıl bir sonuçla karşılaşacağının önceden yasalarla belirtilmiş olmalıdır. Yasalar, hukuk alanında ya da uygarlıkta gelişmeler oldukça bu duruma koşut olarak değiştirilir. Ama, hukuka aykırı olarak, bir kişinin aklına estikçe değiştirilmesi ancak bize özgü bir demokrasi anlayışıdır. HHH Adım Adım Aşiret Devletine Binlerce yıllık yönetim ve devlet geleneğinden geliyor oluşumuz, devletin her kademesinde uygulanacak kuralların belirlenmesinde etkili olmuştur. Örneğin bir köy muhtarının ve ihtiyar meclisinin nasıl seçileceği, hangi durumda hangi yetkililer tarafından görevlerine son verileceği, boşalma sonrasında ne yapılacağı yasalarda yazılıdır. Bir köy muhtarı görevden alınırsa, yapılacak seçime kadar ihtiyar meclisinin (mahallelerde heyet) birinci üyesi muhtarlık görevini yürütür. Medyadan öğrendiğimize göre Van’da üç muhtarın görevine son verilmiş ve yerine AKP’nin nalıncı keseri gibi kullanmak amacıyla icat ettiği yöntemle kayyımlar atanmış! HHH Sırada belediye başkanları var. Milli iradenin bir parçası olan yöresel iradenin belirlediği belediye başkanı görevden alınırsa, yerine kayyım atamanın yolu açılmak isteniyor. Oysa yasada bu sorunun da çözümü var. Belediye başkanlığı bir nedenle boşalınca, belediye meclisi, yenilenecek seçime kadar görev yapacak bir başkan vekili seçiyor. Yasa böyle ama tek parti yönetiminin işine gelmiyor. Çünkü gelecek başkan vekilinin kendisinden olmama olasılığı var. Diyor ki “Ben yürürlükteki yasayı yok sayarım. Atamayı, benim atadığım yet kili yaparak benim adamımı göreve getirir.” Bir bölümünü daha önce yazdığım örnekler çok ama yer bitiyor. HHH İfade özgürlüğü ve halkın bilgilenme hakkının yerlerde sürünür konuma indirgenmesinden rahatsızlık duyan meslektaşlarım, iktidarı bir kez daha uyarmak amacıyla kampanya başlattılar. “Biliyor musunuz? Gazetecilik suç değildir” söylemi gitgide yaygınlaşıyor. İfade özgürlüğünün ve halkın bilgilenme hakkının tanımının da yargı aracılığıyla kötüye kullanıldığı bir süreçteyiz. Görüntüye göre yargı yalnızca, 5187 sayılı basın yasasının 3’üncü maddesinin 2’nci fıkrasını biliyor ve yayın yasaklama kararlarına dayanak yapıyor. Oysa “Basın özgürlüğü” üst başlıklı maddenin bir de birinci fıkrası var: “Basın özgürdür. Bu özgürlük; bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma haklarını içerir.” Yok sayılmaktan vazgeçilirse kampanyalara da gereksinim kalmaz ama nerede o günler? TecavüzcüleriaAYğMırcbeuzladyuı sevindirecek karar Anayasa Mahkemesi, 15 yaşından küçük çocuklara yönelik 8 ile 15 yıl arasında değişen hapis cezasını çok gördü, maddeyi iptal etti Çocuklara yönelik tecavüze en az 16 yıl hapis cezası verilmesi hükmünü iptal eden Anayasa Mahkemesi, bu kez de çocuğu cinsel yönden istismar TU3TSUAKNLAIKNDI eden kişiye 8 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası verilmesi kuralını ip tal etti. Bu cezanın suçla yaptırım arasında bulunma sı gereken adil den geyi ortadan kaldı racak ölçüde ağır ol duğunu savunan Yüksek Mahkeme, ALİCAN çocuğun yaşını ta ULUDAĞ mamlayarak birlikteliğin resmi evlili ğe dönüşmesi gibi olayın özelliklerinin dikkate alınarak ceza tayin edilmesini önerdi. Bu kapsamda, cezanın indirilmesi için yeni düzenleme yapılması amacıyla hükümete 6 ay süre verildi. İptal kararına karşı çıkan üye Osman Paksüt ise “12 yaşındaki çocuğa cin SEZGİ KIRIT Sezgi davasında 7 yıl sonra adalet‘alkışlanan karar’ Avukat Sibel Önder, öldürülen Sezgi’nin darp edildiğine dair fotoğrafı gösterdi. sel istismarda bulunan 50 yaşın daki faile 8 yıl hapsi çok görmek, toplumda infial yaratır” dedi. Bafra Ağır Ceza Mahkemesi, Antalya’da 2009’da alkol ve uyuşturucu madde Sanıklardan Osman Küçük, maktulle bir arkadaşı aracılı sorması üzerine sanık Küçük, bu konuda bilgisinin olmadığı baktığı bir çocuk istismarı dava verilip tecavüz edildikten son ğıyla internetten tanıştıklarını, nı öne sürdü. Emine Karpi, kızı sında Türk Ceza Yasası’nın 103. ra öldürülen 16 yaşındaki Sez 16 yaşındaki Sezgi Kırıt’ın ken vücuduna dokunmadan dolayı maddesinin iptali istemiyle Ana gi Kırıt ile ilgili davada 3 sa disini “Sevgi” olarak tanıtıp, 22 parmak izinin kalmaması için yasa Mahkemesi’ne başvurdu. Ye nık 7 yıl sonra tutuklandı. Ka yaşında olduğunu söylediğini bezle sildiğini anlattı. rel mahkeme dilekçesinde, 15 ya rar, mahkeme salonunda al savunarak Sezgi ile kendi iste Mahkeme Sezgi Kırıt’ın ölü şını tamamlamamış çocuklara yö kışlarla karşılandı. ğiyle ilişkiye girdiklerini iddia müyle ilgili 7 yıl sonra yargıla nelik cinsel istismara 8 yıldan 15 Sanıkların yargılanmasına 7 etti. Emine Karpi’nin küçük kı nan 3 sanık hakkında, tutukla yıla kadar ceza öngören maddede yıl sonra Antalya 6. Ağır Ceza zın cesedini bezle sildiğini söy ma kararı verildi. Karar salon “mağdurun rızasına hukuki sonuç Mahkemesi’nde başlandı. Du ledi. Küçük, küçük kızın cena dakiler tarafından alkışlandı. tanınmadığı, bu mağdurların rıza ruşmaya başka suçtan tutuklu zesini Isparta’da bir göl kenarı Duruşma arasında müşteki avu sıyla yaşadığı cinsel eylemler hak Mehmet Mutlu Kurtlar, tutuk na bıraktıklarını anlattı. katı Sibel Önder, cesedin üze kında cezanın çok yüksek olduğu suz sanıklar Osman Küçük ve Mahkeme heyeti başkanının, rinde 3 erkeğe ait sperm bulun nu” savundu. Başvuruyu görüşen Emine Karpi ile maktulün an Adli Tıp Kurumu raporu sonu duğunu belirterek Adli Tıp ra Anayasa Mahkemesi, oy çokluğuy nesi Hanife, babası Sinan ve kız cunda, cesedin üzerinde darp porunun Kırıt’ın ölüm nedenini la çocuğu cinsel yönden istismar kardeşi Sevgi Kırıt katıldı. ve kırık bulguları bulunduğunu tespit edemediğini anlattı. eden kişiye 8 yıldan 15 yıla, istis marın sarkıntılık düzeyinde kal ması halinde ise cezanın 3 yıldan 8 yıla kadar olmasını öngören ya Yargıtay’a göre, kadının yalan söylemesiyle, eşinin onu dövmesi eşit kusur sa maddesini iptal etti. Bu iptalin “söz konusu suçlar da mahkemelere olaya özgü takdir marjı tanımaması ve onarıcı hu Yalan varsa dayak ‘hak’mış! kuk kurumları öngörmemesi” gerekçesiyle alındığı belirtilen kararda, ceza yaptırımının alt sınırının 16 yıldan aşağı olmamak üzere belirlenmesinin; “fiilin farklı yaş kategorilerindeki mağdurlara kar KEMAL GÖKTAŞ Yargıtay 2. Hukuk Dairesi bir boşanma davasında davacı kadının eşine sürekli ya ği kararda “davacı kadının eşine sürekli yalan söylemek suretiyle onun güvenini sarstığı, borçlandığı, eşine hakaret ettiği, davalı erkeğin ise eşine fi ğü kadının kendisini döven eşine 10 bin TL tazminat ödemesine karar vermişti. Genel Kurul kararında kadının kızlık soyadıyla Facebook’ta hesap aç şı işlendiği veya failin küçük oldu lan söyleyerek onun güvenini ziksel şiddet uyguladığını” be ması ve başka bir erkekle sa ğu ya da fiilden sonra mağdurun sarstığı, borçlandığı ve eşine ha lirtti. Kararda şöyle denildi: “O mimi pozlarını paylaşması ne yaşının ikmali ile fiili birlikteliğin karet ettiği, davalı erkeğin ise halde, gerçekleşen bu duruma deniyle ağır kusurlu olduğu sa resmi evliliğe dönüşmesi gibi her eşine fiziksel şiddet uyguladı göre, boşanmaya sebep olan vunulmuştu. Bu karara muhalif bir somut olayın özellikleri dikka ğını belirterek boşanmaya se olaylarda tarafların eşit kusur kalan Yargıtay üyelerinin karşı te alınarak ceza tayin edilmesi”ni bep olan olaylarda tarafların lu olduklarının kabulü gere oy yazısında ise “Şiddete sıfır engellediği ileri sürüldü. eşit kusurlu olduklarına karar kir. Bu husus gözetilmeden, toleransın geçerli olduğu dev Yüksek Mahkeme, 16 yıl hapis verdi. Daire bu gerekçeyle er erkeğin ağır kusurlu kabulü let ve hukuk düzeninde fizik cezasının iptalindeki bu gerekçe keği ağır kusurlu kabul eden ve bu yanılgılı kusur belirle sel şiddet uygulayan eşe mane lerin, çocuğa yönelik cinsel istis ve buna bağlı olarak kadın ya mesine bağlı olarak kadın ya vi tazminat verilmesi sonucunu mara 8 yıldan 15 yıla kadar hapis rarına maddi ve manevi tazmi rarına Türk Medeni Kanunu doğuran ve benzer davalarda fi öngören kurul için de geçerli olduğunu kaydetti. Kararda, “İtiraz konusu kural da aynı şekilde bazı durumlarda somut olayın özellikleriyle bağdaşmayacak ve suçla yaptırım arasında bulunması gereken adil dengeyi ortadan kaldıracak ölçüde ağır cezaların verilmesi sonucunu ortaya çıkarabilecek bir niteliğe sahiptir. Bu nedenle kural ölçüsüz bir yaptırım öngördüğünden hukuk devleti ilkesine aykırıdır” denildi. l ANKARA nata hükmeden yerel mahkeme kararını bozdu. Bakırköy 11. Aile Mahkemesi, söz konusu davada, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeği ağır kusurlu bularak davacı kadının Türk Medeni Kanunu kapsamındaki maddi ve manevi tazminat taleplerini kabul etti. Davalı erkek kararı temyiz etti. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, geçen ay verdi nun 174/12. maddesi gereğince, maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi doğru bulunmamıştır.” İlk karar değil Yargıtay dairesinin bu kararından önce de Hukuk Genel Kurulu, “güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu” gerekçesiyle eşini döven kocayı haklı görerek daha kusurlu gördü ziksel şiddet uygulayanların tazminat almalarını sağlayan bir görüşe katılmamız mümkün değildir” denilmişti. Yargıtay’ın bu kararlarına göre erkek kadını yalan söylediği, hakaret ettiği gerekçesiyle dövdüğünde kusurlu sayılmayacak, hatta kendisini aldattığından şüphelendiğini söyleyerek döverse üstüne tazminat dahi alabilecek. l ANKARA Suriyeli mülteciler bir ulusal ve toplumsal güvenlik sorunudur… Suriye’nin en büyük zenginliği ganimet olarak paylaşılırken... Bugün 11 milyon Suriyeli dış ülkelerde, 4 milyon da ülke içinde mül sut ortamlarda el üstünde tutuyorlar! Oysa ülkeden kaçan kaçana! teci. Suriye’de insan kalmadı Ankara’nın Suriyelileri yurt neredeyse. Türkiye’de 4 milyo taş yapacağız politikasının na yakın, statüleri mülteci bile toptancılığına bakılacak olur olmayan Suriyeli var. İktidar ve sa, “nitelik” diye bir dertlerinin yandaşları, sürekli “Katil Esad” ise hiç olmadığı görülüyor. Ko dersek, Suriye iç savaşına her nu 3.5 milyon Suriyeli! Üçte bi türlü müdahale bize meşruluk rinin okuma yazması bile yok kazandırır politikasıyla, bu par ve nüfus artışı aralarında yüz çalanmada ve iç savaşta so de 4’ün üzerinde! rumluluk sahibi. Şimdi ise Suriyelilere yurt Toplumsal dokuyu taşlık verilmesini “demokrat” kısvesiyle savunuyorlar. Karşı çıkanlar da “faşist”… Tarih bir kez daha gösteriyor ki, bizim gibi ülkelerde politikanın ve iktidarda olmanın çatlayacak ar damarı bile yok.. yabancılaştırma 3.5 milyonu yurttaş yapmaya kalkışmak, büyük bir sosyolojik yarılmadır; ülkemizin anlayış, kültür, düşünce olarak Ortadoğulaştırılmasıdır. Ülkemizdeki kadın ve kızlara Ganimet paylaşımı 3.5 milyon Suriyeliyi vatandaş yapmanın birçok çehresi var. Başta geleni, iktidar yararına “yurttaş” kılığında sandığa oy devşirmektir. Ama konuya “ganimet” paylaşımı açısından bakalım: Bir ülkenin en değerli varlığı nitelikli insan zenginliğidir. Suriye’de “bundan” ne kadar kalmıştır, bilinmiyor. 11 milyon insan ülkelerine katkıda bulunamıyor. Ülkede kalanların da bulunması şansı yok. Bir ülke işte böyle bitirilip köle yapılır. Bir ülkenin en temel zenginliği “savaş ganimeti” olarak yağmalanıyor. Bence, insan zenginliğinin talanı açısından, soykırımın belki de yeni ve değişik bir tanımı ile karşı karşıyayız. Avrupalıların şüphesiz yetişkin, becerikli genç insanlara ihtiyacı var. Zaten Batı’ya doğru yollara düşenler arasından seçerek aldılar, alıyorlar. Bilgisayar uzmanı mı, doktor mu, mühendis mi… dil de biliyor mu, gel! Adım adım bir “bütünleştirme” programıyla, kendi toplumsal düzenlerini sarsmadan işlerini yürütüyorlar. uygulanan baskının birkaç kat artmasıdır. Ülkemizde yeni ötekiler ötekileştirmeler yaratma, gerilimler ekmedir. Zaten kamplaşmış bir toplumsal yapıda, yeni kamplaşmalar oluşturmaktır. Bu ve başka açılardan büyük bir güvenlik sorunudur. Zaten ucuz olan düşük nitelikli işgücü üzerinde, yeni bir ücret baskısı oluşturmaktır. Türkiye’de işgücü piyasası üzerinde nasıl olur da emeği daha değersizleştirebiliriz, uygulamaları vardır. İktidarın temel politikalarından biridir bu. Ekonominin ve ihracatın düşük ve orta teknolojik yapısı nedeniyle, rekabet edebilmenin temel vurgularından biri, üretim maliyetlerini düşük tutmaktır. Elektrik, vergi vb gibi maliyet girdilerinin yüksekliği nedeniyle, emeği maliyetini baskılamak, en önemli araçtır. İktidarın buna şiddetle ihtiyacı vardır. Suriyeliler, daha şimdiden, günü 2030 liradan yüz binlerin yerini almış gözüküyor. Türkiye bir aşiret devleti gibi. Reisi “alınacak” diyor ve emir Ülkeyi Ortadoğulaştırma kulları harekete geçiyor. Ortada kurumsal hiçbir karar ve yapı yok. Ama buna rağmen, bu yu Milli Güvenlik Kurulu nere muşak politikanın bile yarat de? Devlet nerede? Üniversi tığı siyasal sarsıntı neredeyse teler nerede? iktidarları devirdi devirecek. Yurttaşlar arasında büyüyen Tek çare hem refah toplumunun sonu Şüphesiz ki bu savaş misa na geldiği korkusunu hem de firlerini insani koşullarda barın terörün yarattığı büyük gü dırmalıyız. Ama onlara yapıla vensizliği kullanarak siyasal cak en iyi yardım, ülkelerinde fırtına estiriyorlar. ki savaşın bir an önce bitmesi Ankara’yı yönetenler ancak ni sağlamak ve ülkelerine dö nice sonra Batı’nın laflarını dil nüş yolunu açmaktır. lerine dolayarak nitelikli Suri Ankara bir an önce Esad ile yelileri göndermeyiz, onlar bi el sıkışmalı. Yıllardır yazıyoruz: ze lazım, demeye başladılar. Suriye’nin birlik ve bütünlüğü Gören de sanır ki, Ankara’da bir an önce sağlanmalı. oturanlar, kendi ülkelerinde Başbakan, Esad ile el sıkış ki değerlere sahip çıkıyor, on manın yolunu yapıyor. lara kapıları açıyor, mutlu me Hadi! Mahkeme ‘ruh sağlığı bozulmadı’ raporuna itibar etmediCinsel istismar davasında bir ilk Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi, 17 yaşındaki torununa cinsel istismarda bulunduğu için 7.5 yıl hapis cezasına çarptırılan 67 yaşındaki A.O., hakkındaki gerekçeli kararı açıkladı. Mahkeme cinsel istismar davasında mağdurun ruh sağlığının bozulmadığına ilişkin verilen rapora itibar edilmediğini açıkladı. Mahkeme, ruh sağlığının tespitine yönelik sürecin mağdurun ruh sağlığını bozacak hale geldiğini kaydetti. Cinsel istismar olayı açığa çıktı ğında mağdurların daha çok mağdur olduğu belirtilen kararda, ifadesi doktor raporu ile doğrulanan mağdurun anlatımlarına üstünlük tanınması gerektiği vurgulandı. Somut bilgi vurgusu Kararda, “Dedesine karşı özgürlüğünün cinsel istismar iddiası ile kazanılacağı yönündeki savunma hayatın olağan akışına aykırıdır. Savunma ve tanıklık olaya ilişkin olup, somut gerçek bilgiye dayalı olmalıdır” denildi. l DHA Kızgın kocadan öldüresiye şiddet Karaman’ın Sarıveliler ilçesinde geçen cumartesi günü Anakız Dorum ve kızı M.D. (17), bir yakınlarının düğününe gitti. Kızının düğünde erkek arkadaşıyla konuştuğunu öğrenen baba Salim Dorum, düğüne gidip herkesin içinde dövdüğü kızını ve eşini kayınpederinin evine bıraktı. Olaydan bir gün sonra fenalaşarak hastaneye kaldırılan Anakız Dorum yaşamını yitirdi. Anakız Dorum’un, iç kanama sonucu yaşamını yitirdiği belirlendi. Salim Dorum tutuklandı. l DHA Üç çocuğunun annesine 5 el ateş Kırıkkale’de, bankadan çektiği kredi karşılığı evini ipotek ettiren Muzaffer Özata, 3 çocuğunun annesi Medine Özata ile tartışınca evi terk etti. Eve dönen Muzaffer Özata, tartıştığı eşi Medine Özata’yı pompalı tüfekle 5 el ateş ederek öldürdü. Komşuların ihbarıyla olay yerine gelen polis ekipleri, Medine Özata’nın cansız bedeniyle karşılaştı. Muzaffer Özata gözaltına alınırken, Medine Özata’nın cesedi otopsi yapılmak üzere morga kaldırıldı. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle