25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 8 Haziran 2016 EDİTÖR: BAHADIR AKTAŞ TASARIM: SERKAN OZAN haber 5 Bharara’dan 7 tanık Birlikte Mücadele Ama Nasıl? İktidar partisinin özellikle dış politikada tökezlediği, “dost” sayısının azaldığı, neredeyse sıfıra yaklaştığı söyleniyor. ABD ile müttefiklik ilişkisi sorunludur, Rusya ile kriz sürüyor, Suriye’de tantana ile ilan edilmiş politika iflas halinde, Yunanistan’la kadim sorunlarda gelişme yok, Almanya ile ilişkiler hele son “Ermeni soykırımı” kararından sonra iyice şeker renk. AB’den hiç söz etmeyelim. Liste uzatılabilir. HHH İçeride ise nasıl bir keskin dönüşle başlatıldığı izaha muhtaç bir savaş sürüp gidiyor. Can kaybı büyüktür, kentler, kasabalar harap oldu. Sorumlunun kim olduğu konusundaki tartışmanın gerçekten anlamı yoktur. “Devlet yurttaşının canından, malından sorumludur” diyorsanız, sistemin mahkemelerinde “Adalet mülkün temelidir” yazıyor, buna inanılıyorsa yanıt da ona göre olur. Sonuçta Kürt siyasi hareketi devre dışı bırakılmış, silahla çözüm seçilmiş, sorunun çözümünün başka birtakım gelişmelere bağlandığı, başka hedeflere kurban edildiği ortaya çıkmıştır. HHH Ama tüm bu sorunların temelinde, sömürünün zirveye çıkmış olması, kârların tavan yapması, rant kaynaklarına verilen önceliğin çevreyi, hayatı zorlar hale gelmesi, harcamaların tüm yükünün işçilere, köylülere, memurlara havale edilmesi gibi nedense dile getirilmek istenmeyen bir sorun var. “O sonraki iş” diyenler yanılırlar; bu sorunu görmeyenlerin gördükleri tüm sorunlar çözümsüz kalmaya mahkumdur. HHH Peki, kim çözecek, nasıl çözecek? Neden bir araya gelinemiyor? Bu soruya yine neredeyse koro halinde “muhalefet beceriksiz, gündeme hâkim değil, halkın sorunlarını dile getirmekte zorlanıyor...” yanıtı veriliyor. Kuşkusuz bu gerekçelerde doğruluk payı vardır. Ama bu kadar mı? Nesnel koşullar, bu koşulların kendi iç dinamikleri, herhangi bir etkin muhalefet ortada görünmese bile yeni, farklı, etkin bir siyasi odağın ortaya çıkmasına yol açmaz mı? HHH Bu yönde, sosyalist solun dışında da arayışlar olduğunu biliyoruz. Liberal ya da sosyal demokrat çevrelerde bu arayışları dile getirenler, sistemle tartışmamayı, düzeni tartışma konusu yapmamayı, dahası değişiklik için sermaye çevrelerinin onayını şart koşuyorlar. Bu türden bir önerinin, rejim değişikliğini önlemeyi başlıca programatik hedef ilan etmesinin öncelikli tehlikeye denk düştüğü iddia edilebilir. Ne var ki sistemin aklanması, güçlerini birleştirecek olanların kendi görüşlerini bir yana bırakmalarının talep edilmesi sanıldığı gibi o sınırlandırılmış amaca da uygun değildir. HHH Sermaye ile gericiliğin ittifakını göremeyen, solu marjinal sayan, Gezi’den ders çıkarmayan, sokaktaki kavgayı anlamamakta direnen bir “birlik”, mücadelenin içini boşaltır. Düzeni “iyileştirmeye”, zorbalığın dozu üzerinde pazarlığa razı bir restorasyona dönüşür. Sorun bir kişi, bir parti değil; yoksulluğun zirveye çıkması, eğitimde gericiliğin aldığı mesafe, laikliğin, Cumhuriyet’in kazanımlarının, cılız aydınlanma ışığının yediği darbedir. Bu hedeflerde birleşilmeyecekse halk neden desteklesin ki? Bir araya gelelim peki, ama yalnızca neyi istemediğimizi değil, ne istediğimizi de söyleyerek, farklılıklarımızdan güç alarak... Sarraf’a karşı iddianameyi hazırlayan savcı Bharara’nın Türkiye, İran ve Dubai’den en az 7 de tanığı var. Bir tanığın Türkiye’de yakın geçmişte AKP hükümetinin üst düzey bir mevkiinde ve Erdoğan’a yakın bir pozisyonda bulunduğu belirtiliyor ABD’de mart ayında tutuklandık yok. Türkiye, İran ve Dubai’den en az 7 de tanık da var. tan sonra hakkında Soruşturmadan bil 4 farklı suçtan 75 yıl gisi olan kaynakların hapis cezası istenen işadamı Rıza Sarraf’a İLHAN TANİR Cumhuriyet’e aktardığına göre bu tanıkların karşı savcılığın ileti yıllarca süregiden bu şim halinde olduğu çarkın işleyişi hakkın tanıklar arasında üst düzey da somut bilgileri bulunuyor. bir AKP’linin de olduğu iddia edildi. Biri hariç hepsi hazır Cumhuriyet’in edindiği bil Özellikle bir tanığın giye göre Sarraf’a karşı iddia Türkiye’de yakın geçmiş nameyi hazırlayan New York te AKP hükümetinin çok Güney Bölgesi Savcısı Preet üst düzey bir mevkiinde ve Bharara’nın elinde sadece ta Erdoğan’a yakın bir pozisyon peler, banka hesapları, ban da bulunduğu belirtiliyor. ka dekontları gibi kanıtlar Diğer bazı tanıkların ise farklı devlet birimlerinde çarkı izlediği ve çeşitli bilgilere sahip olduğu öğrenildi. Cumhuriyet’e konuşan kaynaklar bu tanıklardan biri hariç hepsinin tanıklık yapmaya hazır olduğunu belirtti. Önemli bir tanık ise Bharara’nın ofisi ile görüşmelere devam ediyor. Bu tanıkların söyleceklerinin İran ambargosunu delmek için kullanılan ve Türkiye’de rüşvet skandalı ile iç içe geçen çark hakkında söyleyecekleri ile davanın gidişatını kolaylaştıracağı tahmin ediliyor. Preet Bharara Ankara, Beyaz Saray ile görüşmek istedi WASHINGTON ‘YARGI BAĞIMSIZ, SİYASİ İRADE KARIŞAMAZ’ DEYİP GERİ ÇEVİRDİ Soruşturmadan haberi olan kaynakların verdiği bilgilere göre önceki hafta Ankara’dan Beyaz Saray’a ulaşılarak bu davanın içeriği ile ilgili bilgi istendi. Ankara adına üst düzey yapılan baş vuruda davanın gidişatı hakkında görüşme talep edildi. Savcı Bharara’nın 25 Mayıs’ta Sarraf’ın kefaletle serbest bırakılmasına karşı aralarında 17 Aralık fezlekesinin çevirisinin de oldu ğu ek belgelerle sunduğu 29 sayfalık görüşü yayımlamasının ardından yapılan bu talep reddedildi. ABD yönetimi Ankara’dan gelen bu talebi ‘yargı bağımsızlığı’ ve ‘güçler ayrılığı’ ilkelerini hatırla tarak ve davanın sürecine siyasi iradenin dokunamayacağı cevabını vererek geri çevirdi. Hatta kaynaklara göre Türkiye’nin teklifi başsavcılığa iletilmedi bile. l WASHINGTON Kara para aklayanlara ceza kapıda 670 milyon Avro’luk iddialar suçlamaların yüzde biri bile değil. Cumhuriyet’in pazar günü yayımladığı 670 milyon Avro’luk kara para aklama çarkı haberinin ardından ilgili kurum ve kişilerden tepki gelmemesi dikkat çekerken dosyayı yakından takip eden kaynaklar bunların iddianamede geçen suçlamaların yüzde biri bile olmadığını belirtiyor. Sarraf ve yıllardır beraber çalıştığı çetenin Türkiye’de ve diğer ülkelerde çalıştıkları isimler çok üst düzey profillerden oluşuyor. Bu sanıklardan bazılarına ise büyük cezalar geleceği tahmin ediliyor. Türkiye’nin ve Türk kurumların bu cezaları ‘reddetme’ imkânı olmadığı, hatta pazarlık imkânı dahi bulunmadığı belirtiliyor. Sanıklardan bazıları için ise Amerikan ulusal güvenliğini doğrudan tehdit ettikleri gerekçesiyle hapis cezası istenebilecek. Kısacası bu isimlerin uluslararası kariyeri bitecek. Zira bu davada 100 milyar dolardan fazla bir paranın İran’ın ulusal güvenliğine hizmet ettiğinin ortaya çıkarılması bekleniyor. Son dakikada onayladı Dokunulmazlıklarla ilgili anayasa değişikliğini 14 gün bekleten Erdoğan, dün akşam imzaladı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin anayasa değişikliğini onayladı. Bu onayla birlikte haklarında 800 dosya bulunan 152 milletvekili hakkında yargılama yolu açıldı. TBMM, Başbakanlık ve Adalet Bakanlığı’nda bulunan fezlekeler 15 gün içinde yargıya gönderilecek. AKP’nin dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin anayasa değişikliği, 20 Mayıs’ta 376 oyla TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilmişti. Yasa, TBMM Başkanlığı tarafından 24 Mayıs’ta Cumhurbaşkanlığı’na sunuldu. Anayasa gereği Cumhurbaşkanı’nın 15 günlük inceleme süresinin bir görüşe göre 24 Mayıs’ta, başka bir görüşe göre de Saray’a sunulmasından bir gün sonra 25 Mayıs’ta başladığı tartışmaları yaşandı. 152 vekil, 800 dosya Erdoğan, 14 gün beklettikten sonra yasayı dün akşam onayladı. Erdoğan’ın, inceleme süresinin sonuna kadar beklemesi kulislerde hareketliliğe neden olmuş, “Referanduma mı sunacak, veto mu ede cek” sorularını akıllara getirmişti. Erdoğan’ın onayladığı yasanın Res mi Gazete’de yayımlanmasının ardından, haklarında fezleke bulunan milletvekilleriyle ilgili süreç başlayacak. Anayasa değişikliğine göre, TBMM Genel Kurulu’nda yasanın kabul edildiği 20 Mayıs’a kadar TBMM, Başbakanlık ve Adalet Bakanlığı’na sunulan 152 milletvekili hakkındaki 800 dosya, yasanın Resmi Gazete’de yayımlanmasından itibaden 15 gün içinde yargıya gönderilecek. 800 dosyaya 200’e yakın savcının bakması bekleniyor. Tutuklama olur mu? Savcılar, dosyalarla ilgili takipsizlik kararı verebileceği gibi iddianame hazırlayıp dava da açabilecek. Bu süreçte gözaltı ve tutuklama olup olmayacağı yargının inisiyatifinde olacak. 152 milletvekili arasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, HDP eş genel başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de bulunuyor. l ANKARA / Cumhuriyet CHP’de imzaya ‘yaptırım’ Dokunulmazlık düzenlemesinin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne yapılacak başvuruya imza atacağını açıklayan Fikri Sağlar için disiplin süreci işletilebilir BAŞSAĞLIĞI Üniversitemiz Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü, Mimarlık Tarihi Anabilim Dalı emekli öğretim üyesi, uzun yıllar Rektör Yardımcılığı ve Anabilim Dalı Başkanlığı görevlerinde bulunan Kıymetli Hocamız PROF.DR. BÜLENT ÖZER vefat etmiştir. Değerli hocamıza Tanrı’dan rahmet, Üniversitemiz mensuplarına, ailesine ve yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Hocamızın naaşı 8 Haziran 2016 Çarşamba günü saat 10.00’da Üniversitemiz Fındıklı Kampüsü’nde Osman Hamdi Bey Salonu’nda düzenlenecek tören sonrasında Teşvikiye Camii’nde kılınacak öğle namazının ardından Karacaahmet Mezarlığında toprağa verilecektir. MİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ İKLİM ÖNGEL CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Anayasa Mahkemesi’ne gitmek için gerekli olan 110 imzaya destek verecek CHP’lilere, HDP ile birlikte hareket etmesi durumunda “ihraç ederim” demesine karşın CHP Milletvekili ve PM üyesi Fikri Sağlar, ilk imzacı olacağını açıkladı. CHP’nin tavrı net olarak MYK toplantısının ardından ortaya konacak. Ancak kulislerde “yaptırım” olabileceği görüşü öne çıkıyor. Kılıçdaroğlu, Antalya’da gerçekleştirilen toplantıda, HDP’nin Anayasa Mahkemesi’ne başvurmak için gerekli olan 110 milletvekili için yaptığı çağrıya sert yanıt vermiş ve destek veren milletvekillerini partiden ihraç edeceğini söylemişti. Mersin Milletvekili Sağlar, önceki gün ilk imzacı olacağını açıkladı. Sağlar’ın başlattığı imza hareketine, dokunulmazlıkların kaldırılmasına büyük oranda “hayır” oyu veren CHP’li millevekillerinin dahi katılması zor görülüyor. Kulislerde; genel başkan yardımcıları Veli Ağbaba, Tekin Bilgöl, Zeynep Altıok ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke’nin anayasa değişikliğini desteklemediği, ancak Anayasa Mahkemesi’ne gidilmesine karşı olduğu belirtiliyor. Haklarında ağır suçlamalar bulunan milletvekillerinin de Sağlar’a destek vermeceyeği konuşuluyor. Sağlar’ın başlattığı imza ha reketinin MYK’de gündeme geleceği ve genel merkezin net tavrının MYK sonrasında yapılacak açıklamada ortaya konacağı belirtilirken, Sağlar’la ilgili disiplin sürecinin başlatılabileceği belirtiliyor. Herkesi bağlar CHP Grup Başkanvekili Levent Gök Genel Başkan’ın dokunulmazlıklar konusunda CHP olarak Anayasa Mahkemesi’ne gitmeyeceklerini açıkladığını anımsatarak “Arkadaşlarımız bir temenni olarak ifade etmişlerse de genel olarak Genel Başkanımızın sözleri partiyi bağlar. Biz de bu bağlamda Anayasa Mahkemesi’ne gitmeyi düşünmüyoruz” dedi. l ANKARA 110’u bulabiliriz Sağlar, CHP’lilerin çoğunun dokunulmazlıkların kaldırılmasına “hayır” dediğini anımsatarak “Hayır diyenler imza atacaklardır. 110 olacağımızı düşünüyorum. Ben birinci imzayım dedikten sonra birçok arkadaşımız, ikinciyim, üçüncüyüm diye mesaj gönderdi. Bu HDP’nin çağrısı değil, CHP’li vekillerin çağrısıdır” dedi. Sağlar ihraç konusuna ilişkin olarak da “Partimizin bu şekilde Erdoğan’ı taklit eder gibi ‘onu yaparsan atarız, kovarız’ laflarını söylemesi ciddi bir talihsizlik” dedi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle