14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 4 Haziran 2016 [email protected] TASARIM: SERPİL ÜNAY Turizmde Ruslardan sonra Alman korkusu Soykırım oylaması tepkiye neden olurken Türkiye’ye her yıl 5 milyon turist gönderen ülkeye ambargo uygulanabileceği ihtimali turizmciyi endişelendiriyor Geçen yıl yaşanan Rusya uçak krizi, terör eylemleri, “Bu karar sonrası şimdi ülke genelinde de orada da Almanlara karşı patlamalar derken önceki olaylar çıkacak. Şu an gün de Almanya’nın 1915 çok erken bir şey söy olaylarını ‘Soykırım’ olarak YENER lemek için ama sektörü niteleyen tasarıyı kabul et KARADENİZ negatif etkileyebilir. Tu mesi, tarihinin en zor yıl rizm sektörü tamamen larından birini geçiren tu dostluk, barış, arkadaş rizm sektörü için yeni bir endi lığa dayanan bir sektör. Bun şeye yol açtı. Zira ülkeye artan lar yok oldukça sektör de zorla tepkilerin Alman turisti korku nır” dedi. tacağından endişeleniliyor. Bayındır’ın verdiği bilgilere Türkiye Otelciler Birliği (TU göre, Almanya dünyada en çok ROB) Başkanı Timur Ba seyahat eden ülkelerin başında yındır, Türkiye’nin bu tip geliyor. Türkiye’de ise birinci olaylar karşısın sırada. Her yıl 5 milyonun üze da tepki veren rinde Alman geliyor. Bayındır, bir ülke oldu Almanya faktörü olmaksızın yıl ğuna dik sonu tahminlerinin turist sayı kat çe sında yüzde 32, gelirde yüzde kerek, 42’lik bir düşüş yönünde oldu ğunu söyledi. Turizm barış sektörü Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TURSAB) Başkanı Başaran Ulusoy da Türkiye ile Almanya arasındaki tarihi ilişkilere değinerek, 1. Dünya Savaşı’nda Türkiye ile Almanya’nın aynı tarafta olduğunu hatırlattı. Ulusoy, “Böyle bir dostluğa bunu sığdırmak mümkün değil. Turizm barış 2014’te Almanlar 5 günden kısa süreli tatillerde 19.8 milyar Avro, 5 gün ve daha uzun süreli tatillerde de 67.3 milyar Avro harcama yaptılar. Buna göre Almanların tatile ayırdıkları toplam bütçe 87.1 milyar Avro oldu. Alman vatandaşları 2014’te toplamda 146 milyon seyahat gerçekleştirdi. Türkiye aldığı yüzde 7’lik pay ile 2014’te Almanya pazarında en popüler üçüncü ülke oldu. sektörü. Barış sektöründe böyle şeyler konuşulmaz. Bir etkisi olacağını düşünmüyorum. Zaten sektörde sıkıntılar devam ediyor. Savaşın olduğu ülkelerden Rusya’daki ekonomik kriz, Avrupa’da sel derken azalmalar devam ediyor” dedi. Ulusoy, bu yılın tamamında turist sayısında yüzde 3035 düşüş bekliyor. Jolly Tur Genel Müdürü Fi gen Erkan da Almanya’nın, Türkiye’ye en fazla turist gönderen pazarların başında geldiğini hatırlatarak, hükümetlerin bazı kararlar aldıklarını ancak vatandaşların buna bakış açısının önemli olduğunu dile getirdi. Türkiye’nin en büyük ticari partneri Almanya ile gerilim dış ticarette de büyük endişeye yol açıyor. Zira ülke Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı, ithalatta da ikinci sırada. Türkiye’den Almanya’ya geçen yıl 13 milyar 163 milyon dolar ihracat yapıldı. Bu ülkeden Türkiye’nin yaptığı ithalat da 21 milyar 352 milyon dolar oldu. Bu yılın ilk 5 ayında Türkiye’den Almanya’ya yapılan ihracat 5.6 milyar dolar. Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre Mayıs 2016’da Almanya’ya 1 milyar 97 milyon 864 bin dolarlık ihracat yapıldı. Geçen yıl genelinde Almanya’ya yapılan ihracat 13 milyar 163 milyon 67 bin dolar olarak kayıtlara geçti. “Alman Parlamentosu’nun aldığı bir karar. Sektöre yansıması olarak şu dakika itibari ile yansıyan birşey yok. Böyle bir karar alındığı için Alman vatandaşları zan altında tutacak değiliz” diyen Erkan, onların tarafında da anlaşılmış netleşmiş bir olmadığını dile getirdi. Türkiye için karamsar tahmin Morgan Stanley ekonomisti Ercan Ergüzel, kurum raporunda “Türkiye ekonomisi 2016 yılında birçok açıdan 2015’ten daha iyi olmayacak” şeklinde görüş bildirdi. “Türkiye büyümesinin bir önceki yılki yüzde 4’ten 2016 yılında yüzde 3’e gerilemesini bekliyoruz” ifadesini kullanan Ergüzel, turizm gelirlerinde beklenen düşüşün etkisini büyük bir ihtimalle hem GSYİH büyümesinde hem de cari işlemler dengesi üzerinde göstereceği öngörüsünde bulunan Ergüzel, “GSYİH büyümesinin bir önceki yılki yüzde 4’ten 2016 yılında yüzde 3’e gerilemesini bekliyoruz” dedi. Şok uyarısı Öte yandan Capital Economics, önümüzdeki aylarda gelişmekte olan piyasaları etkilemesi muhtemel şok dalgasına dikkat çekti. Capital Economics tarafından yayımlanan raporda, ABD Merkez Bankası (FED) faktörü, Çin ekonomisine ilişkin endişeler ve İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden çıkışı yönünde olası oy çıkmasının gelecek aylarda gelişmekte olan piyasalarda şok yaratabileceği kaydedildi. Kötü haberlerin varlık fiyatlarına yansıdığını kaydeden kurum analistleri, kayıpların artmasından endişe duyduklarını belirttiler. l Ekonomi Servisi Oto satışları yüzde 15 arttı Otomobil ve hafif ticari araç satışları mayısta yüzde 15 arttı. Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) rakamlarına göre, mayısta toplam otomobil ve hafif ticari araç satışı 93.904 seviyesinde oldu. Otomobil satışları yüzde 17.4 artarken, hafif ticari araç da yüzde 7.5 yükseldi. Ocakmayıs döneminde satışlar binde 3 artışla 347.277’ye çıkarttı. l Ekonomi Servisi Rahmi M. Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı, Ankara’da geçmişte ticari hayatın en önemli semtlerinden olan Tarihi At Pazarı bölgesini canlandıran çalışmalara imza atmaya devam ediyor. Müze, “Mustafa V. Koç Galerisi”; Koç ailesi üyeleri, Koç Holding ve Rahmi M. Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı üst yönetimi ile davetlilerin katılımıyla gerçekleşen bir törenle kapılarını ziyaretçilere açtı. Safranhan da müze oldu Çengelhan ve Çukurhan’ın ardından 500 yıllık Safranhan da restore edilerek kapılarını ziyaretçilere açıyor Çengelhan ve Çukurhan’ın ardından, şimdi de tarihi 16. yüzyıla kadar uzanan Safranhan, Rahmi M. Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı tarafından restore edilerek sanat ve turizm dünyasına kazandırıldı. Safranhan’ın açılışında konuşan Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi M. Koç, “Müzeler, lise ve üniversiteler ayrıca hastaneler, kaynak yaratmayan, devamlı finanse edilmesi gereken kuruluşlardır. Müzemi zi gezen bir ziyaretçiden aldığımız tebrik mektubu, lise ve üniversitemizin mezun ettiği gençler, hastanelerimizin sağlığına kavuşturduğu hastalarımız en büyük kazancımızdır” dedi. Rahmi M. Koç, müzelerin statik değil, dinamik olması gerektiğini, sürekli halkın nabzını tutması gerektiğini ve yenilikler getirmesi gerektiğini de sözlerine ekledi. 1511’de Hacı İbrahim bin Hacı Mehmed tarafından inşa edilen, zaman içinde önce kervansaray, ardından cezaevi olarak kullanılan tarihi Safranhan, Ankara Rahmi M. Koç Müzesi’nin bir parçası olarak hizmet verecek. Rahmi M. Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı tarafından 4 yıl süren titiz bir çalışmayla restore edilerek müzeye dönüştürülen Safranhan’da toplam 42 oda ve sergileme alanları bulunuyor. l Ekonomi Servisi aMitubsitradfae Vga. lKeoriçv’aar ipsyyltfelenMeBltıoai2oarnşıevönk0bğunnydtdıel0urasuöaaüesaintçşl5nlğrmunıafalıırdielbylşryafaaüv,maaartuırna’lkkunnnııdoV,nhaeeÇ.deaöbddlş.nnaeeniziKaeddznrnıyeoiiliidhsgyogsaluoçeaiaaişbkeznç’brulaomjKlmeaiehejnmnleokrteaeleieççkaçnkvfrarotid’hoselaçiienkıiuıarimnit Eticaret hacmi 24.7 milyar TL’ye ulaştı Eticarette yüzde 31’lik artış yaşandı, sektörde istihdam edilenlerin sayısı 113 bin kişi oldu Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD) Türkiye E Ticaret Pazar Büyüklüğü – 2015 raporunu açıkladı. Türkiye’deki eticaret pazarını tanımlayan rapora göre, sektörün yıllık yüzde 31’lik bir artışla 24,7 milyar TL büyüklüğe ulaştığı görülüyor. Eticaret sektörünün çok sayıda sektöre dinamizm kazandırdığını söyleyen TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Kübra Erman Karaca, eticaretteki büyümeyi Türkiye iç pazarının büyüklüğü, genç nüfusun yüksekliği ve artan kişi başına tüketim harcamalarına bağlayarak, bunların Türkiye’yi, elektronik ticaret konusunda yatırım yapılacak ülkeler arasına koyduğunu anlattı. E ticaretin aynı zamanda yeni istihdam alanları yaratacak bir alt sektör olduğunu da dile getiren Karaca; “E ticaretin hem yurtiçi hem de ihracat açısından potansiyeli göz önüne alındığında, bu sektörün geliştirilmesi öncelikli hedeflerden biri olarak ele alınmalıdır. Yatırımların sürdürülebilir olmasının ve artan oranda devam etmesinin en önkoşulunun, öngörülebilir ve açık bir regülasyon ortamı oluşturmaktan geçtiği de bir gerçek. E ticaretin gelişimi için özellikle sağlıklı bir hukuki zemine ihtiyaç var” diye konuştu. Açıklanan raporda sektörün toplam pazarı 24,7 milyar TL olarak açıklanırken tatilseyahat 8,9 milyar TL olarak diğer kategoriler arasında lider konumda görülüyor. Sadece Online Parekendenin 8,5 milyar TL olarak yer aldığı raporda, Çok Kanallı Parekende ise 4,8 milyar TL olarak yüzde 33 yıllık büyüme kazandığı görülüyor. l Ekonomi Servisi ekonomi 9 Sandık hukuksuz yetki veremez... Başbakan Yıldırım, yıldırım hızıyla başladığı görevinde önceliğinin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlık rejimine geçiş, olmadı partili cumhurbaşkanı beklentilerine hizmet, adanılmış bu yolda kusursuz çalışma azmini kanıtlamanın derdine düşmüşe benziyor. Hükümet’in, AKP’nin çiçeği burnunda başkanı olarak, gündemdeki Başbakanlık icraatının konusu uysa da uymasa da, sözü Cumhurbaşkanı’nın vazgeçmeyecekleri doğal liderleri olduğuna getiriyor. Cumhurbaşkanlığı icraatları ile ortaya çıkan, AKP organları, Hükümet icraatları, başta yargı bağımsız çalışması gereken kamusal kurumlar ile de “takşak” ilişkisi içinde ortaya çıkan durumların, hukuk devleti, anayasal düzen ile çelişkilerini kabullenme, “itirafı” anlamına da gelen, “Ortaya çıkmış fiili durumla anayasanın bir an önce uyumlu hale getirilmesi” gereğinin altını çiziyor. Ancak il başkanları, parti yönetim kadroları ile yaptığı ilk toplantıdaki sözleri, Başbakan ve AKP Başkanı kimliği ile yürürlükte olan hukuk devleti, anayasal düzeni tanımadıklarının ilanı anlamına da geliyor. “Anayasa ne söylerse söylesin” diye başlayan cümlesine, hukukçular, muhalefet parti liderlerinden gelen sert tepkiler karşısında, dün yaptıkları düzeltme amaçlı açıklamalarında ise, anayasa, hukuk devleti ihlallerini savunmadığını, sözlerinin çarpıtıldığını söylese de, sandıktan çıkmış Cumhurbaşkanı’nın oy veren seçmene karşı siyasi sorumluluğunun doğmuş olması gerçeğini kastettiğini söylüyor. HHH Hep birlikte pek çok kez Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ağzından duyduğumuz, bildik tezlerine, AKP lideri ve Başbakan olarak açıktan, kişisel destek veriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sandık çoğunluğu ile seçilmiş olmakla, elde ettiklerini savundukları hukuk devleti düzeni, anayasa ilkelerini, çok açık yazılmış hükümleri yok sayarak, fiili siyaset yapma haklarının doğduğu tezlerini savunuyor. Yine hukuk devleti düzeni anayasa hükümlerine göre açık suç oluşturan; “Cumhurbaşkanı’nın siyaset yapma, partili kimliğini koruma, yasama başta, tüm kamusal kurumların icraatlarına karışma, söz söyleme, talimatlar yağdırma eylemlerini” sandıktan çıkmış olmakla doğmuş siyasal sorumluluk çerçevesinde savunduğunu söylüyor. Kendisine yönelik “hukuk devleti düzeni, anayasal hükümlerin yok sayılması” suçlamalarını, haksız, görüşlerini çarpıtma olarak değerlendiriyor. Evet, Sayın Yıldırım, AKP’nin çiçeği burnunda başkanı, hükümet başkanı, AKP’nin 12 Eylül referandumu, içinde çelişkiler olan Cumhurbaşkanı’nın sandıktan halkın oyları ile seçilmesiyle, ortaya ne başkanlık düzeni, rejimi ile yetkilendirilmiş ne de partili kimliğini koruyabilecek cumhurbaşkanı kimliği çıkıyor. Halkın oylarıyla seçilmiş cumhurbaşkanının kuşkusuz Meclis’te seçilmiş cumhurbaşkanından çok daha ciddi olarak var olan hukuk devleti düzeni, anayasal yeminine bağlı olması, partiler üstü kimlikli cumhurbaşkanı olarak çalışmalar yapmasını daha bir sorumlu, zorunlu kılıyor. Bir adım ileri en azından biçimsel sorumluluklarına sadık kalmış görünen Gül’ün Cumhurbaşkanlığı icraatlarında da, gereği yerine getirilmemiş, hükümet ve Meclis icraatlarını kamu yararı adına denetleme yükümlülükleri bulunuyor. Sorun, geçerli hukuk devleti düzeni, anayasal düzen, cumhurbaşkanlığı yemini ihlali suçları için cumhurbaşkanlığından, açık hüküm olmaması, hukuksal boşluk bağlantılı, sorumlu tutulamamalarından doğuyor. Cumhurbaşkanlığına, açık yasa hükmü olmasa da, çok açık yetki ihlallerinde, sorumluklarını yerine getirme çağrısı yapılması gerekirken asıl sorun, sorumlu Başbakan ve AKP Başkanı’nın, söz konusu ucu açık bu yetki, hukuk ihlali suçlarını, “siyasal sorumluluk doğmuştur” gerekçeli savunmaya kalkışılmasıdır... İşçi önderi Güven yaşamını yitirdi Hayatını işçi sınıfı mücadelesine ada mış, sendikal mücadelede 1951’deki şube sekreterliğinden 1970’lerde DİSK genel başkan vekilliğine dek pek çok görev almış işçi sınıfı önderlerinden Ali Rıza Güven, yaşama gözlerini yumdu. Güven, Tekstil İşçileri Sendikası’nın kurulmasına ve genel başkanlığını üstlendiği dönemde Türkiye çapında bir örgütlenme haline gelmesine önderlik etmiş, 12 Eylül darbesinin ardından DİSK Yürütme Kurulu Üyeliği nedeniyle dört yıl cezaevinde kalmıştı. Ali Rıza Güven’in cenazesi 4 Haziran Cumartesi (bugün) saat 11.00’de, DİSK Genel Merkezi önünde yapılacak törenin ardından öğle namazının (13.10) ardından Karacaahmet Şakirin Camii’nden sonsuzluğa uğurlanacak. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle