14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Vkaahçışyeotrtlaern! Irak ordusu ile IŞİD arasındaki çatışmaların sürdüğü Irak’ın Felluce kentinde kaçmayı başaranlar yaşanan dehşeti anlattı. Times gazetesinin haberine göre IŞİD’in canlı kalkan olarak kullandığı Felluce halkı açlıkla da mücadele ediyor. Açlık ve çaresizlik yüzünden bazı annelerin, kendi çocuklarını öldürdüğü anlatılıyor. Cumartesi 4 Haziran 2016 TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN [email protected] 7 nilgun@ Suriye ordusu Rakka yolunda Rusya’nın havadan desteklediği Suriye ordusu da “Rakka yarışına” dahil oluyor. Lübnan’ın Suriye hükümeti yanlısı El Akbar gazetesinin haberine göre ordunun ilk hedefi Rakka vilayetine bağlı Tabka ilçesi olacak. Tabka aynı zamanda ABD destekli, YPG liderliğindeki Suriye Demokratik Güçleri’nin de hedeflerinden biri... Habere göre Suriye ordusu bölgeyi ABD’li müttefiklerine tamamen teslim etmeden buraya ayak basmak istiyor. Suriyeli bir askeri kaynak ise yaptığı açıklamada, Rakka’ya operasyonun olasılık olduğunu belirtirken ordunun Humus ve Hama şehirlerinin doğusu ve kuzeyine odaklandığını söyledi. ABD’den yeni silah yardımı ABD’nin Suriye’de IŞİD’le savaşan Suriye Demokratik Güçleri dışındaki bazı silahlı örgütlere ilk defa havadan silah ve mühimmat yardımı yaptığı belirtildi. Silahlı örgütlerden birinin komutanı, Reuters haber ajansına yaptığı açıkla mada, Mare’ye havadan silah desteği verildiğini iddia etti. Öte yandan Rusya Savunma Bakanlığı’nın internet sitesinde yer alan raporda, “Son 3 günde, TürkiyeSuriye sınırından Halep bölgesinin Azez yerleşim biriminin yakınlarındaki yerlere ağır vasıta akışı büyük ölçüde arttı” iddialarına yer verildi. “Reyhanlı sınır kapısından İdlib Dar Ta’izzah yerleşim birimi yakınlarına son günlerde silahlı militan grupları takviye ediliyor” ifadeleri de kullanıldı. İranlı komutanlar Felluce’de Irak ordusunun Felluce kentini IŞİD’den geri almak için başlattığı kara operasyonunda İran’ın baskın rolü eleştirilirken ülkenin en üst düzey komutanları bölgede görüldü. Kara Kuvvetleri Komutanı Tuğgeneral Muhammed Pakpur ve Devrim Muhafızları Özel Kuvvetler Birliği Kudüs Tugayları’nın komutanı Kasım Süleymani, Felluce operasyonunda Iraklı subaylara danışmanlık yaparken görüntülendi. İran medyası Pakpur ile Süleymani’nin, Iraklı güvenlik güçleriyle fotoğrafını servis etti. Venezüella’da halk yiyecek için ağladı Venezüella’nın ana gelir kaynağı petrolün küresel olarak değer kaybetmesi sonrası ülkenin girdiği ekonomik kriz halkı başkanlık sarayının önünde “Açız” sloganlarıyla toplanmaya itti. Başkent Karakas’ta toplanan yüzden fazla kişi “Konuşma yok. Artık yiyecek istiyoruz” diye slogan atarken bir protestocu, muhalif VivoPlay televizyonuna “Sabahın altısından beri buradayım. Marketlerimizde yiyecek kalmadı” diye ağladı. Enflasyonun 2015’te yüzde 180.5’e ulaştığı ülkede olası bir iç savaştan endişe ediliyor. Polonya Dışişleri Bakanı Witold Waszczykowski Cumhuriyet’e konuştu ‘Ankara Kürtlerle ilgili karar vermeli’ NATO’nun doğu sınırına güç konuşlandırmaya hazırlandığı güney sınırına ise AB ile birlikte deniz gücü konuşlan dırmayı tartıştığı sı rada, kritik Varşova Zirvesi’nin ev sahibin den Ankara’ya çifte uya rı geldi. “Ankara’nın Kürt azınlığın bölgede ki rolünün ne olacağı DUYGU GÜVENÇ na karar vermesi lazım” diyen Polonya Dışişle ri Bakanı Witold Waszc zykowski, Suriye’deki çatışmayı İran, Türkiye, Suudi Arabistan arasında sü ren “vekâlet savaşı” olarak tanımla dı. Waszczykowski, Akdeniz’de AB ve NATO’nun ortak operasyonu için de “Veto etmeniz çıkarınıza olmaz” me sajı gönderdi. Vekâlet savaşı olmamalı NATO’nun, Rusya’ya karşı atacağı adımlarda dönüm noktası olacak ve 89 Temmuz’da yapılacak zirve öncesinde Polonya, ittifak üyelerinden küçük bir grup gazeteciyi ağırladı. Dışişleri Bakanı Waszczykowski, ittifakın Suriye konusundaki tereddütünü tekrarlarken önce ABD’yi ardından bölge ülkelerini eleştirdi: “Suriye’de devam eden müzakereler var; Kerry Suriye sorununu çözmek için ittifakın koordinasyonundan sorumlu. Ona zaman vermeliyiz ama bu kararı 2015 Aralık’ından beri bekliyoruz. 6 ay geçti ama hâlâ koalisyon yok. Belki zirvede bir ilerleme olur. Problem, Suriye krizine dahil olan ülkelerde çözme kararlılığı yok. Bence durum karışık çünkü bölgedeki bazı ülkeler Suriye savaşını başka konuları çözmek için bir vekalet savaşı olarak kullanıyor.” Bakan Waszczykowski, bu ülkelerin Polonya Dışişleri Bakanı Waszczykowski, 20 Nisan’da Ankara’yı ziyaret etmişti. kim olduğunun sorulması üzerine de şöyle yanıt verdi: “Suudi Arabistan, İran ve elbette Türkiye arasında adeta bir yarış var ve bu ülkelerin hepsinin farklı bir ajandası, çıkarı var. Ve onlar işbirliği yapmadığı müddetçe Suriye için çözüm olmayacak. Sizin de Ankara’da bir karar vermeniz lazım, Kürt azınlığın bu bölgedeki rolü ne olacak!” ‘Veto çıkarınıza değil’ Batı, Ege’de AB ve NATO’nun mültecileri önlemek için başlattığı deniz operasyonunu Akdeniz’e, Libya’ya yaymayı planlarken, Ankara ise Ege’deki bu görevin sona ermesini istiyor. İşte bu konjonktürde Polonya da temmuz başından itibaren bir gemisini, bölgeye yollama kararı aldı. Bakan Waszczykowski, güneyden tehditlere karşı ancak AB ve NATO’nun işbirliğiyle mücadele edilebileceğini belirterek, AB Yüksek Temsilcisi Mogheri’nin ay sonunda “Küresel strateji’ belgesini sunacağını anımsattı: “Umarım sunulacak bu belge bizim NATO’daki işbirliği tartışmamızın da temelini oluşturur. Beklentim, ilk defa NATO ve AB arasındaki dondurulmuş çatışmanın bu zirvede çözülmesi ve zirevinin iki kuruma işbirliği ve problemleri birlikte çözme şansını vermesi” Waszczykowski, Türkiye’den veto bekleyip beklemedikleri sorusuna ise “Türk dostlarıma, veto etmeniz çıkarınıza olmaz demek istiyorum, bu işbirliğini desteklemek daha önemli” karşılığını verdi. Karadeniz için ön buluşma Magierowski, Rus uçağının düşürülmesinin ardından Putin’in intikam almadan durmayacağını ve bunun mutlaka Türkiye olması gerekmediğini savunurken, Karadeniz’e NATO’nun konuşlanması için de Varşova 9 Haziran’da üçlü buluşmaya ev sahipliği yapacak; Polonya, Türkiye ve Romanya dışişleri bakanları buluşacak. l VARŞOVA Koltuğu sağlama aldı ‘Nefrete yer yok’ ABD seçimlerine şiddeti yeniden getiren adam yakıştırması yapılan Trump’ın San Jose’deki mitinginde de çatışma vardı. Irkçılık karşıtı bir grup “Eyaletimizde nefrete yer yok” sloganları atarken Trump yandaşlarının saldırısına uğradı. Cumhuriyetçi Parti’nin lideri konumundaki Temsilciler Meclisi Başkanı Ryan, haftalar süren ayak diremenin ardından Trump’ın başkan adaylığına yeşil ışık yaktı ABD’de kasım ayında yapılacak başkanlık seçimleri öncesi, partideki rakiplerini birer birer eleyip yarışta tek başına kalan Donald Trump, parti içinden en üst düzey desteği de alarak adaylık koltuğunu sağlamlaştırdı. Temsilciler Meclisi Başkanı Paul Ryan, dün yerel bir gazetede yayımlanan makalesinde Trump’ın başkan adaylığına yeşil ışık yaktı. Trump ile fikir ayrılığı yaşasa da ortak yönlerinin daha fazla olduğunu belirten Ryan, “İnsanların hayatlarını iyileştirebilecek fikirlerimizi gerçeğe dönüştürebileceğine eminim” dedi. Ryan daha önce “Trump’ı desteklemeye hazır değilim” demişti. Hatta Ryan’ın ön seçimle rin ardından yapılacak kongrede parti nin ileri gelenlerince başkanlığa aday gösterilip Trump’ın adaylığını boşa çıka racağı dedikoduları bile yapılıyordu. An cak geçen hafta yüz yüze gö rüşen ikili ortak noktada buluştu. Demokratların favo ri adayı Hillay Clinton ise Trump için “Başkanlık ya pacak durumda olmadı ğı gibi seçilmesi tarihi bir hata” yorumu nu yaptı. Clinton “Nükleer şifreler Trump’ın elinde olmamalı” dedi. Trump ‘Erdoğan’a Alman tokadı’ Konu sadece Almanya’da değil, Avrupa basınında çok yerde manşet… Çizmede “Corriere della Sera” örneğin manşete çektiği habere “Erdoğan’a Alman tokadı” başlığıyla içerde tam iki sayfa ayırmış… “Mülteci anlaşmasını riske atabilecek diplomatik yenilgi, belki de gerçekte bir şans” diyen İtalyan gazetesi şöyle devam ediyor: “Ankara’nın güçlü adamının Bundestag’ın özgür iradesine ipotek koymasını engellemek, (RTE’nin) otoritarizm ve taleplerinin üstesinden gelemeyeceği sınırlar olduğunu sergilemekle kalmayacak; isteklerine karşı konduğunda, mizaha bile tolerans göstermeyen agresifliğini, ulusuna hakaret diye tanımladığı bir konuda nereye dek götürebileceğini de gösterecek!” Berlin’deki “Ermeni soykırımı” oylaması, sırf Almanya’da değil, Erdoğan için Avrupa çapında böyle bir “turnusol testi” olarak görülüyor. “Erdoğan bakalım gücünü ne kadar gösterecek” deniyor. Halep oradaysa arşın burada Bir ulusal trajedinin “Erdoğan’ın güç testine” dönüşmüş olması başlı başına dehşet verici. Ama Türkiye ile ilgili her konu bundan böyle Erdoğan’ın şahsında kişiselleştirildiği için; “Ermeni sorunu” gibi büyük bir tarih kesiti bile, doğrudan RTE’ye duyulan tepkilerin malzemesi oluyor. İnsanlar Erdoğan’ın uluslararası siyasette yıllardır uyguladığı “one minute” üslubuna cevaben artık “Halep oradaysa arşın burada!” diyorlar. RTE bu nedenle, altın varaklı koltuklarda ağırladığı Merkel’le kotardığı “mülteci anlaşmasını”, bu “Alman tokadı” karşısında şimdi hem de atik tetik biçimde askıya almazsa; otoritesi sırf Almanya’da değilAvrupa çapında darbe alacak. “Erdoğan mı? Demek ki gücü Avrupa’da sade ikinci sınıf komedyenlere yetiyor!” denecek. Konuyu ilk haber olarak veren bütün büyük Avrupa TV’lerinde, Berlin’deki oylamanın gecesinde sorulan biricik soru yalnız buydu: “Mülteci anlaşması Ankara tarafından bozulur mu, bozulmaz mı?” BBC’de örneğin Berlin’deki oylama sonucunda “mülteci anlaşmasının riske girmesinin”, Brexit üzerinde tetikleyeceği olumsuz etkiler tartışıldı. Konunun tüm Avrupa’yı etkileyeceği belirtildi. ‘Anlaşma feda edilmez’ “France 24” TV’de gene aynı nedenlerle Berlin’deki soykırım oylamasının “zamanlamasının talihsizliğine” dikkat çekildi. Analizlerde RTE’nin mülteci anlaşmasını tehlikeye atmayacağının beklendiği söylendi. Erdoğan’ın da anlaşmaya muhtaç olduğu belirtildi. Türk Cumhurbaşkanı’nın derin yalnızlığı gündeme getirildi… Avrupa ve Türkiye’yi son dönemde bir arada tutan biricik bağın neticede bu olduğu; anlaşma için defalarca Türkiye’ye gelip giden Merkel’in Erdoğan’a böylelikle AB başta olmak üzere, uluslararası meşruiyet sağladığı ve RTE’nin üzerinde AB baskısı olmaksızın “ülke içinde uyguladığı (baskıcı) politikalarını” uygulamaya fırsat verildiği ifade edildi. Reel politika etki ve tepkiler belli ki ucu ucuna hesap edilmiş. Türkiye’nin, büyükelçiyi çağırmakla yetineceği; Alman diplomatik temsilcilikleri önünde yapılan gösterilerin de büyük ölçüde iç propagandaya yönelik “mehter şov”dan öteye gitmeyeceği çoktan öngörülmüş. Uluslararası toplum önünde irtifa kaybının böylesi… Yazıklar olsun. Akdeniz ve Ege’de kara gün: 107 ölü Avrupa Birliği’nin tüm diplomatik girişimlerine rağmen Akdeniz ve Ege bu yıl yine ardı ardına trajediye sahne oluyor. Yunanistan’ın Girit Adası açıklarında en az 700 göçmeni taşıyan bir tekne dün sabah saatlerinde battı. Yunan sahil güvenlik ekipleri 340 kişinin kurtarıldığını, üç kişinin de cansız bedenine ulaştıklarını söyledi. Akşam saatlerinde 400’den fazla sığınmacı hâlâ bulunamamıştı. Libya’da da benzer bir kazada 104 sığınmacının cansız bedeni sahile vurdu. ‘Türkiye’ye göndermeyin’ Uluslararası Af Örgütü ise dün yayımladığı raporda TürkiyeAB arasındaki sığınmacı anlaşmasını eleştirdi. AB’ye, “Sığınmacıları Türkiye’ye göndermeye yönelik planlarınızdan vazgeçin. Mülteciler için güvenli bir ülke değil” çağrısı yaptı. Wall Street Journal gazetesi ise Yunanistan mahkemelerinin 20 Mart’ta yürürlüğe giren anlaşma kapsamınad iadeleri durdurduğunu yazdı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle