23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 4 Haziran 2016 EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ haber 5 Madımak’ı unuttuTÜRK KÖKENLİ VEKİLLERE SÜTÜ BOZUK DEDİ VE EKLEDİ: TARİHİMİZDE YAKMAK YOK Sivas’ta 2 Temmuz 1993 tarihinde gericiler 33 aydını yakarak katletmişti. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Almanya Federal Meclisi’nde 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarına ilişkin karar tasarısının onaylanması ile ilgili açıklamalarda bulundu. Bozdağ, “Bizim milletimizin geçmişinde Almanya’nın geçmişinde olduğu gibi insanları diri diri fırınlarda yakma yoktur” açıklamasıyla 33 kişinin yakılarak öldürüldüğü Madımak katliamını unuttu. “İstediğiniz kadar karar alın, Türkiye’yi bu tür sahte kararlarla, iftira niteliğindeki kararlarla sıkıştırma imkânınız yoktur” diyen Bozdağ, sözlerini “Bizim için bu kararın bir kıymeti harbiyesi yoktur, yok hükmündedir. Türkiye’nin ve Türk milletinin tarihinde, bizim mirasçısı olmakla iftihar ettiğimiz Türk devletlerinin tarihinde ve ecdadımızın geçmişinde yüzümüzü kızartacak, başımızı önümüze eğdirecek herhangi bir icraat yoktur” ifadeleriyle sürdürdü. Bozdağ, “Almanya’da parlamentoda pek çok sayıda Türk kökenli milletvekili de var. Kendi ecdadından, tarihinden utanan birisi olabilir mi; ama olabiliyor. Bu tür sütü bozuklar, kanı bozuklar Türkiye’yi de Türk milletini de temsil edemezler” dedi. l İSTANBUL ALEVİ ÖRGÜTLERİNDEN BAKAN BEKİR BOZDAĞ’IN AÇIKLAMASINA TEPKİ VELİ DEDE DİRİ DİRİ FIRINDA YAKILDI Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez: 1993 yılında Sivas’ta 33 can Madımak Oteli’nde diri diri yakıldı. Maraş’ta insanlar evleriyle birlikte yakıldılar. Çorum olaylarında Veli dede diri diri fırında yakılarak katledildi. Şu anda Doğu’da, Güneydoğu’da evler yakılıyor. Bütün bu olaylar Bekir Bozdağ’ın Adalet Bakanı olduğu ülkede yaşandı. BOZDAĞ TARİHİ BİLMİYOR DEMEK Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Gani Kaplan: Devlet Alevilerle, Kürtlerle, Ermenilerle yüzleşecek, daha sonra başkasına söz söyleme hakkına sahip olacak. Maraş, Çorum ve Sivas Madımak katliamını yapanları savunan avukatlar ya bakan ya milletvekili oldu. Bozdağ tarihimizde insan yakma, katliam yok derken yakın tarihi bilmiyor demektir. 67 EYLÜL, SİVAS, ÇORUM VAR Madımak katliamı mağdurlarının avukatı Şenal Saruhan: Hitler faşizminin insanları yakmış olduğu bir gerçektir. Ancak ne yazık ki Türkiye’de 67 Eylül olayları var. Çorum, Maraş, Sivas var. Ne yazık ki bu topraklarda da yakma eylemi var. Talihsiz açıklamalar. Kendi katliamlarını unutan bir anlayışla başkalarını eleştirmeye de hakkımız olmaz. l MEHMET MENEKŞE ‘Yanlıştan dönülmeli’ Başbakan Binali Yıldırım: Kabul edilemez, karar yok hükmünde Aliyev: Kınıyoruz Azerbaycan’a giden Binali Yıldırım, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tarafından Zogulba Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda resmi törenle karşılandı. Ortak basın açıklamasında hem Yıldırım hem de Aliyev, Alman parlamentosunun 1915 olaylarını ‘soykırım’ olarak tanımasına sert tepki gösterdi. Aliyev, “Almanya’nın ‘1915’ kararını kınıyoruz. Ermeni meselesi Almanya için bir bahanedir. Azerbaycan her zaman olduğu gibi Türkiye’nin yanındadır” dedi. Ucuz medya oyunu Yıldırım, önceki gün yaptığı, “Anayasa ne söylerse söylesin Cumhurbaşkanımızın fiili olarak siyasi sorumluluğu doğmuştur” açıklamalarının anayasanın tanınmadığı eleştirileri ile karşılanmasına tepki gösterdi. Yıldırım, “Orada söylenen şudur. Anayasa Cumhurbaşkanı sorumsuzdur dese de, halk tarafından doğrudan seçilmesi ile birlikte doğal olarak siyasi sorumluluk doğmuştur. ‘Anayasayı tanımıyor’ diye çarpıtmaya çalışmışlar; artık bu ucuz medya oyunlarından vazgeçmek lazım” dedi. Başbakan Binali Yıldırım, Alman meclisinin 1915 olaylarını soykırım olarak niteleyen kararı ile ilgili olarak, “Bu yanlıştan dönülmesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi. 650 kişilik parlamentodaki oylamaya 250 kişinin katılmasını “çoğunluğun bu kararı içine sindirememesi” olarak değerlendiren Yıldırım’ın “Bu ve buna benzer kararlarla birlikte birdenbire Almanya ile ilişkilerimizin tamamen kötüleşmesini kimse beklememeli” dedi. Yıldırım, “Bir avuç Ermeni lobisinin etkisiyle maalesef kabul edilen 1915 olaylarına yönelik karar esasında dost ve müttefikimiz Almanya’nın parlamentosunun tarihi bir hatasıdır. Bu karar Türk milleti tarafından asla kabul edile mez. Yok hükmünde bir karardır” diye konuştu. Yıldırım sözlerini şöyle sürdürdü: “Şartlar ne olursa olsun biz dostlarımızla, müttefiklerimizle ilişkilerimizi sürdürmeye devam edeceğiz. Ümit ediyoruz ki yanlış hesap Bağdat’a gitmeden geri döner. Bu yanlıştan dönülmesi gerektiğini düşünüyoruz.” Elçi karmaşası Yıldırım, Berlin Büyükelçisi Avni Karslıoğlu için “Bugün (dün) zannediyorum gelecek” dedi. Karslıoğlu’nun önceki gün geldiğine ilişkin uyarı notunu okuyan Yıldırım, “Büyükelçimiz dün akşam gelmiş. Olaylar çok hızlı geliştiği için takipte zorlanıyoruz” düzeltmesini yaptı. l ANKARA Berlin: Derin ilişkilerimiz fikir ayrılıklarını aşar Almanya Parlamentosu’nun 1915 olaylarını ‘soykırım’ olarak tanımlayan tasarıyı oylamasının ardından Almanya Başbakanı Angela Merkel’in sözcüsü Steffen Seibert artan tansiyonu düşürmeye yönelik bir açıklama yaptı. Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkilerin çok geniş ve derin olduğunu belirterek iki ülke arasında sığınmacı ve mülteciler konusunda işbirliğine vurgu yapan Seibert, “Bu tür bağlar her türlü fikir ayrılıklarını bertaraf edebilir. Türkler ülkemizin bir parçasıdır. Almanya’nın demokrasi kültürü farklı fikirlerin barış içinde açıklanabilmesini öngörür” dedi. l Dış Haberler CHP lideri: Alman parlamentosu için talihsizlik Kılıçdaroğlu, Almanya’da kabul edilen söz de soykırım ta sarısının Alman parlamentosu için de büyük Kılıçdaroğlu bir talihsizlik ol duğunu söyledi. Bir parlamento nun konusunun bu olay olmama sı gerektiğini belirten Kılıçdaroğ lu, Almanya’ya gittiğinde yaptığı bütün görüşmelerde bu tasarının çok yanlış olduğunu, Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkileri bo zacağını söylediklerini ifade etti. NECATİ SAVAŞ Almanya’ya yumurta Alman meclisinin 1915 olaylarını soykırım olarak tanımlayan kararı, Almanya Büyükelçiliği önünde protesto edildi. Cumhuriyet Kadınları Derneği, Alman Yeşiller Partisi Eş Başkanı Cem Özdemir’in ve çeşitli Alman markalarının üzerine çarpı işareti çizilmiş fotoğraflarını taşırken Kamu Sen üyesi memurlar ise elçiliğe yumurta fırlattı. ‘BSAOKSAYIKNRIADRRAIMI ’ Türk kökenli vekiller hedefte Türkiye’de bomba etkisi yaratan dı. Habertürk “2016 Star gazetesinin manşeti ise sosyal Dostkırım” manşe medyada en çok tartışma yaratan haber, dün, 25 gaze tiyle verdiği haber manşet oldu. Merkel’i, Hitler’in bı tenin manşetindeydi. de Dışişleri’nin ve yığından esinlenen bir tasarım Cumhuriyet’in “1915 Erdoğan’ın açıkla la resmeden gazete, “Her Şey PKK yalnızlığı” olarak man malarına yer ver İçin” manşetini attı; hem Cem Öz şetten verdiği haber di. “Türkiye Bunu demir başta olmak üzere “evet” de, Almanya’da yapı Unutmaz” başlığı oyu veren milletvekillerini hem de lan “Meclis Erdoğan’a nı kullanan Yeni Şa meclisteki kınama mesajına im boyun eğmedi” yorum fak, “hayır” oyu ve za atmayan HDP’yi hedef göster larına yer verildi. ren tek vekil, Hı di. Sözcü gazetesi “Hitler’in Torun Hürriyet’te, “Ya ristiyan Demok ları Türkiye’yi soykırım yapmak zıklar olsun” başlığıyla manşet ratik Birlik Partisi’nden Bettina la suçladı” başlığıyla manşete ta te yer alan haberi Milliyet sür Kudla’yı öne çıkardı; Yeşiller Par şıdı. Yeni Akit, “Nazi Ürür Kervan manşetten duyurdu, gazete tasa tisi Eşbaşkanı Cem Özdemir’i “Yüz Yürür” başlığını kullandı. rıyı ‘utanç verici’ olarak tanımla Karası” diyerek hedef gösterdi. l İSTANBUL Surönü Diyalogları... Yıkımlar, acılar, ölümler... Çiçeklenmeyen umutlar... İnsanlar ve halklar arasında korku, düşmanlık bitip tükenmiyor... Oya Baydar’ın “Surönü Diyalogları”nı okurken, kendi kendimle de yüzleştim. Hayatın anlamını sorguladım. Acılar denizinde hesaplaşmanın dışında var olan gerçekleri anımsadım. Ölümler, acılar, hüzünler insanları ayrıştırmaz, daha da yakınlaştırır... Bu yakınlaştırma sevgiyi çoğaltır, hayata bir anlam kazandırır. Biz barışa değil de savaşa götüren o körgüdü, ölen çocuklarımız... İster Türk olsun, ister Kürt, Laz, Çerkes.. Bir eksiğimiz var bizim, o da şu: “Duygu ağı niye yok bizim yüreklerimizde, düşüncelerimizde?” Ölümlerle çoğalacağımızı sananların sayısı çok... Cizre’de, Sur’da, Nusaybin’de, Yüksekova’da neler oluyor? Türkler ve Kürtler yüzyıllardır bu topraklarda birlikte yaşıyor... İstenilen nedir? Eşitlikçi ve özgür bir hayat biçimi. Oya Baydar, öykü tadında denemesinde gerçekleri gözlerimizin önüne seriyor. Çağdaş insanın, düşmanlığın kaynağını, kökenini, gerekçesini, nedenlerini anlatıyor; o, kişinin körgüdülerine ve duygularına, önyargılarına teslim olmaması gerektiğini vurguluyor. Oya Baydar’n tanısı doğrudur... Duygularına, körgüdülerine teslim olan kişi düşmanlığın kölesi olur... Daha açık söyleyeyim ilkelleşir... Doğru düşünebilmek için zihin jimnastiği yapmanın, kendini bir başkasının yerine koymanın tam zamanıdır. Kanımca “Surönü Diyalogları”nda bunun yapılmasını istiyor. HHH Oya Baydar bağnazlığın, şovenizmin, herkesin benliğinin bir köşesinde közlendiğini, bir başka deyişle insanlık gerçeğinin buradan anlaşılabileceğini anlatıyor bize. Yazar, küçük de olsa bir çö züm umudunun peşinden gitmeyi öneriyor. Kuşkulu bir umut ama yine de o umudu yüreklerde çiçeklendirmek. 2016 yılında yaşananlar ise milliyetçi duyguları ırkçılık sarmalından görenlerden kaynaklanıyor. Burada PKK’nin yaptıklarının doğru olduğunu falan söylemiyor yazar. Oya Baydar’ın birikimi, yüreği ölen şehitler için de yanıyor, gençler için de elbet. Kıyım ve yıkım aklı başında insani duyguları olan tüm insanların yüreğini yakıyor. Yıllarca şu slogan atıldı benim ülkemde: “En iyi Kürt ölü Kürt’tür...” Kitabı okurken 90’lı yıllar geliyor aklıma, faili meçhul cinayetler, ensesinden vurulan demokrat insanlar, siyasetçiler... Beyaz Toros’lar... Vedat Aydın, Musa Anter, Mehmet Sincar ve binlerce insan. Oya Baydar bunları anımsayıp daha da kaygılanıyor... Dediği şu: “En küçük bir çözüm umudunun peşinden gitmemiz, çözüme yönelik her adımı desteklememiz gerektiğine inanıyordum, bugün de inanıyorum. Kısa zamanda ufukta bir çözüm umudu görünmüyor ama yarın savaşı sona erdirmeye, diyaloğa ve çözüme doğru atılacak adımları kimden, nereden gelsin yine desteklerim.” Bağnazlıktan, ilkellikten yana değil Oya Baydar, insanlıktan, sevgiden yana. Sanırım bu kitabı, Kürt kartını elinde tutan siyasetçilerin, iktidar sahiplerinin mutlaka okuması gerekir. HHH Hayata dokunabilmek için, gerçekleri yazmaktan çekinmemeliyiz... Biz bu topraklarda yaşıyoruz birlikte. Salt edebiyatçılar değil, herkes kendine şu soruyu sormalı; “Biz neden barıştan yana değil de savaştan yanayız? Hayat ormanında bu güzellikler varken niye ölüyoruz, öldürüyoruz!” Gelin kendimizle hesaplaşalım ve bundan korkmayalım... Gelin dağlarımıza bahar gelsin, yaz gelsin, kış gelsin... Gelin kucaklaşalım! ALMANYA’NIN KARARI DÜNYADA YANKI BULDU Dış basının aklında sığınmacılar sorusu Almanya parlamentosunun kararı dış basında da yankı buldu. Alman basınında “otokratik nitelikleri gittikçe artan” Erdoğan’ın Alman parlamentosuna etki edemeyeceği, sığınmacı ve mülteci anlaşması tehlikeye düşecek olsa bile karar alma zamanının şimdi olduğunun altı çizildi. Der Spiegel dergisinin savunma bakanlığı yetkililerine dayandırdığı haberde, karara tepki olarak birlikte yürütülen ortak projelerin, özellikle İncirlik’teki tornadolar ve Ege’de sığınmacılara karşı yürütülen NATO devriyelerinin ilk etapta etkilenmesi ve engellenmesinden endişe edildiği yer aldı. Spiegel, Savunma Bakanı Ursula von der Leyen’in önceki günkü oylamadan önce askeri yetkililerle Türkiye’nin muhtemel tepkilerini görüştüğünü yazdı. Britanya ve ABD basınında oylamanın Türkiye’yi çileden çıkardığı vurgulanırken Avrupa Birliği’nin sığınmacı ve mültecileri geri kabul eden Türkiye’ye ihtiyacı olduğu hassas bir dönemde gerçekleştiği kaydedildi. Diplomatik gerilimi arttırabilecek kararın TürkiyeAlmanya ilişkilerinde yaratacağı hasarın Merkel ve Avrupa’yı politik açıdan zarara uğratabileceği yorumları yapıldı. Times gazetesi dünkü başyazısında “Almanya’da kabul edilen karar tasarısı, hem mesajı hem de diplomasi açısından doğ ru. Modern Almanya ve onun devlet adamları defalarca, uluslarının geçtiğimiz yüzyıldaki soykırımsal barbarlıklarından dolayı vicdan azabı duyduklarını söyledi. Türkiye’nin de aynı şeyi yapmasının vakti çoktan geldi” denildi. New York Times, Almanya’nın daha önce Ankara ve ülkede yaşayan 3.5 milyon etnik Türk ile ilişkilerin zarar görmesinden korktukları için 1915 olaylarını “soykırım” olarak tanımlamaya karşı oldukları ancak geçen yıl Cumhurbaşkanı Joachim Gauck’un “soykırım” ifadesini kullanması ile parlamentonun onu izlediği belirtildi. “Evet, bu bir soykırım” başlıklı başyazıda ise, “Biri karanlık geçmişine dair bir şey söylediğinde Türkiye’nin tepesinin atması her yıl tekrarlanan bir geleneğe dönüştü. Almanlar, Erdoğan’ın tehditlerine meydan okuyarak iyi bir şey yaptı” denildi. AFP, Almanya’nın Türkiye’nin önemli bir ekonomik ortağı olduğunu Ankara’nın bu ilişkiyi bozmak istemeyeceği yorumunu yaptı. Türk yetkililerden gelen öfkeli yorumlara rağmen üst düzey bir yetkiliden somut bir tehdit gelmediğine dikkat çekildi. Reuters, Türkiye’nin tepkisinin “şovdan öteye gitmeyeceğini “savundu. Bir AKP yetkilisi de Reuters’a “Almanya’ya politik tepkimiz sınırlı olacaktır. Ekonomik yaptırım olmayacağını düşünüyorum” dedi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle