14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 4 Haziran 2016 6 haber EDİTÖR: EMİNE ÖZCAN TASARIM: FUNDA YAŞAR ERDOĞDU Nâzım Hikmet’in fiziksel yaşamının sona erdiği 3 Haziran 1963’ten bu aydınlanma ve yurtseverlik değerlerini benimsemiş bir aydın olarak ülke güne 53 yıl geçmiş oluyor. mizin bütün insanlarına, sınıfsal ya da Bir mucize olsa ve Nâzım Hikmet bu etnik aidiyet farklılığı gözetmeksizin gün gelip yaşayanların arasına katılsa, barış, birliktelik ve emperyalizme kar en çok merak edeceği şeylerin başın şı mücadele çağrılarında bulunurdu. da hiç kuşkusuz, canından çok sevdiği Bu yöndeki etkinliklerde ve eylem memleketinde ve bütün varlığıyla bağlı lerde öncülük yapar, en önde yer alır olduğu dünyada bu elli üç yılda neler olduğuydu… Nâzım’ı anarkenDünyayı bir an bir yana bırakıp ülke dı. Gezi Direnişi’ne katılır, biber gazı ve tazyikli su saldırılarına yine en önde mize bakalım… Bence öncelikle karamsar ve hele hiç göğüs gererdi. Umut dolu 60’lı yıllar hızla geride kala ümitsiz olmazdı… Gerici, karanlıkçı, halk, emek, yurt rak 70’li ve 80’li yılların karanlıklarına gi Çünkü benimsemiş ve içselleştirmiş düşmanı yönetimleri en ağır dizeler ve rilmiş… olduğu dünya görüşü, gerçeğin, gerçek sözcüklerle suçlar; ulusal bayramların 70’li yılların ortalarında tünelin ucunda liğin durağan değil değişken ve devin kutlanmasını engelleyen, tarihimizi ter ufacık bir ışık kırıntısı görünse de yine gen olduğunu gösterdiği için, bu ger sinden okumaya ve okutmaya çalışan hızla bu kez günümüze kadar uzanan ve çekliğin kötüye olduğu kadar ondan da aydınlanma ve Cumhuriyet düşmanlığı gitgide daha da koyulaşan zifir karanlık ha da çok iyiye doğru evrilmeye eğilimli na karşı, sözleri, şiirleri ve etkinlikleriyle lar içine dalınmış. olduğunu bilirdi… mücadele ederdi… Dünyaya da kısacık bakarsak, Sovyet Bilimsel sosyalist dünya görüşünün Halkın değerlerine ve inançlarına say ler Birliği dağılmış, Balkan ve ardından olmazsa olmaz temel dayanaklarından gısı hiçbir zaman eksilmeksizin din ve Irak vahşetleri yaşanmış. birini oluşturan (ötekisi sınıfsal aidiyet ve inanç sömürücülerine en öldürücü ok Ortadoğu kan gölüne değil, kan okya mücadele kavramıdır) hümanizm ve ay larını gönderir; bütün bunları yapar nusuna dönmüş. dınlanma düşüncesini doğal olarak iç ken ölüm ve cezaevi tehditlerini zerrece Sosyalizme bağlı umutlar gölgelen selleştirmiş bir aydın olarak insandan ve umursamazdı… miş… insanlıktan ümidini kesmezdi. Bu konularda sadece laf üretip eylem Böyle bir Türkiye’de ve dünyada bi Şiirleriyle, yazılarıyla, konuşmalarıyla de geri kalanları yeri geldikçe yine en limsel sosyalist dünya görüşünü benim bunları dile getirirdi… acıtıcı sözlerle eleştirmekten çekinmez; semiş ve içselleştirmiş bir şair ve eylem HHH onlara cesaret, akıl ve eylem kararlılığı ci aydın olarak Nâzım Hikmet ne düşü Bununla yetinir miydi? kazandırmaya çalışırdı… nür ne yapardı dersiniz?.. Kuşkusuz hayır! Çünkü başa dönerek söyleyecek olur HHH Sosyalizmi olduğu kadar Atatürkçü sam, gerçeğin ve gerçekliğin iyiliğe, Kocası istedi karısı tutukladı mutluluğa, aydınlığa doğru yönlendirilmesinin öncelikle onun doğru bilgisine sahip olmakla ve yanı sıra da ancak eylemle gerçekleştirilebileceğini bilirdi… HHH Nâzım böyle düşünür, böyle davranır, böyle yapardı… Fakat o bugün bunları fiziksel varlığıyla yapamayacağına göre, şiirlerinden ve etkinliklerinden yola çıkarak bizim yapmamız gerekiyor… Ölüm ve doğum yıldönümlerinde büyük toplumcu ve yurtsever şairimizi anarken yapılması gereken, onun coşku dolu şiirlerini tekrar ederken bu şiirlerin sadece coşku uyandırmak için değil, aynı zamanda birer eylem çağrısı olduklarıdır.. CHP İzmir İl Örgütü’nün dün gerçekleştirdiği büyük ve başarılı anma törenindeki konuşmamda söylediklerim de özetle bunlardı… Okuma Önerileri: Hasan Öztoprak, Kaderin Bir Cilvesi, Tekin Yayınevi. (İstanbul gecelerinin alışılmadık bir romanı…) Uğur Kökden; Yüzler, Gizler, İzler,YKY. (Dünyadan ve bizden yazarlar, şairler üstüne denemeler.) Soner Yalçın, Galat ı Meşhur, Kırmızı Kedi Yayınları (Doğru sandığımız yanlışlar üstüne zevkle okunacak bir çalışma.) Hâkim ve Savcılar Kanunu’na göre karıkoca aynı mahkemenin aynı dairesinde görev yapamaz. Ama Erzurum, Horasan’da savcının tutuklama istemleri, karısı tarafından yerine getiriliyor. Daha önce benzer davalarda verilen kararlar Yargıtay’ca bozulmuştu Muhammed ve Tuğba Şenlier Bahçeli 4 gün önce ‘salonu tutun’ demiş SELDA GÜNEYSU Devlet Bahçeli MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Yar gıtay 18. Hukuk Dairesi’nin Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin “Olağanüs tü kurultay yapılsın” yönündeki kararını onamasının ardından “Genel Başkanımız karar almak suretiyle 26 Haziran veya 10 Temmuz tarihlerinde MHP’yi olağanüs tü ama seçimli kurultaya götürme kara rı almıştır. Söz konusu tarihlerde Ankara Arena’da salon kiralanmıştır” ifadeleri ni kullanmıştı. Bu açıklamanın ardından kulislerde “Yargıtay kararı yeni açıklan dı, MHP Genel Merkezi nasıl hemen sa lonu kiraladı?” soruları gündeme gelmiş ti. Cumhuriyet’in edindiği bilgiye göre, Ankara Arena Spor Salonu, MHP Genel Merkezi’nce, Yargıtay kararından 4 gün önce, 20 Mayıs’ta her iki tarih için kira landı. Genel Başkan Bahçeli, 20 Mayıs’ta kurmaylarına, “Salonu kiralayın, kurulta ya gidiyoruz” dedi. l ANKARA Adaylığını açıkladı oksSnğiıAenlpuZgbaAoeurKtllaiddmnieğinzSEdihzknlddsaiıaiamireıkztk.ngaaivc,EblrökeMıırsitğsr,kseıkHaış“tisdilmveMPimaeberSdğaHamGeü2iaknPşvele1yaeienmMkk.nyoebtuDmlHileGaenröBduPackünzalinalntrgeeaşğa”SenmrSkıyundnteaaıinrıeerEnzeovaaldasetlYçbkkiui.taılha’işkiışşrSnaşmleaalia Erzurum Horasan’da karıko ca cumhuriyet savcısı ile sulh ceza hâkimi Destici verdikleri ka rarlarla skan dallar dizisine yol açtı. 23 Ha Şenlier çiftinin nikâh şahidi BBP Genel Başkanı Mustafa Destici idi. ziran 2015’te HDP Horasan ilçesinde ler, zanlıların tutuklanmasını istedi. düzenlenen “Öcalan’a tecridi protesto” Karısı sulh ceza hâkimi Tuğba Türker amaçlı basın açıklamasına katılan on Şenliler de önceki gün tutuklama ka larca kişi hakkında bir yıl sonra yargı rarı verdi. lama furyası başladı. Er Sanıkların avukatı Kıyasettin Kaya, zurum Horasan Sulh Ce sanıklar hakkında benzer bir suçla za Hâkimliği, Mayıs 2016 ma nedeniyle soruşturma yürütülme tarihinde “terör örgü sine rağmen aynı nitelikteki suçlama tü propagandası” yaptık ile tutuklama kararı verilmesine iti ları gerekçesiyle onlar raz edeceklerini söylüyor. Kaya, ayrı AYŞE YILDIRIM ca kişi hakkında tutuklama kararı verdi. İşin il ca Yargıtay’ın içtihat kararları olmasına rağmen karıkoca savcı ve hâkimin ginç tarafı tutuklamayı isteyen cum aynı davaya bakmasının da hukuksuz huriyet savcısı Muhammed Kutlu olduğunu vurguluyor. han Şenliler’di. Tutuklayan sulh ceza hâkimi Tuğba Türker Şenliler ise sav Savcının babası BBP’li cının eşiydi. 2015 Haziran’ındaki HSYK karar ‘Aynı davaya bakamazlar’ namesiyle Gaziantep’ten Erzurum Horasan’a atanan Şenliler ailesinin si Sanıkların avukatı Kıyasettin Ka yasi bağları da dikkat çekiyor. ya, bir üst hâkimliğe itiraz etti. İtiraz Savcı Muhammed Kutluhan Şenli üzerine Erzurum Sulh Ceza Hâkimliği, ler, BBP Genel Başkan Yardımcısı Se “delillerin toplanmış olduğu, şüpheli lahattin Şenliler’in oğlu. 2012 yılın lerin delilleri karartma ihtimalinin bu da Yozgat’ta Tuğba Türker ile evle lunmayışı” gerekçesiyle sanıkları ted nen Muhammed Kutluhan Şenliler’in birli olarak serbest bıraktı. nikâh töreni siyasilerin geçidine sah Aradan bir ay bile geçmeden ne olmuş. Horasan’da yeni bir yargılama dalga BBP Genel Başkanı Mustafa sı başladı. Bu kez 15 Şubat 2015’te Destici’nin nikâh şahitliğini yaptığı Öcalan’ın Türkiye’ye getirilişinin yıl düğüne, dönemin Milli Savunma Ba dönümü nedeniyle yapılan basın açık kanı İsmet Yılmaz, Yozgat Valisi Ne lamasına katılan kişiler suçlanıyordu. cati Şentürk, Sivas Belediye Başkanı Suçun niteliği aynıydı; “terör örgütü Doğan Ürgüp ile çok sayıda MHP ve propagandası”. Suçlanan kişilerin bü BBP’li siyasetçi, ülkü ocakları temsil yük bir bölümü de mayıs ayında ted cileri de katılmış. Düğüne ilişkin ha birli olarak serbest bırakılan kişiler ber ve fotoğraflar BBP’nin resmi inter di. Savcı Muhammed Kutluhan Şenli net sitesinde de haberleştirilmiş. Yargıtay’ın içtihat kararları Hâkim ve Savcılar Kanunu’nun 46. maddesi karıkoca, ikinci derece dahil kan ve sıhri hısımların bir mahkemenin aynı dairesinde görev yapamayacaklarını öngörüyor. Buna karşın iddianameyi düzenleyen savcı ile hüküm veren hâkimin karıkoca olduğu pek çok dava yaşandı. Bu davalarda verilen hükümler Yargıtay’ca bozuldu. Yargıtay’ın 8. Ceza Dairesi, 16. Ceza Dairesi ve 13. Ceza Dairesi’nin bu konuda çeşitli tarihlerde çok sayıda içtihat kararı bulunuyor. İçtihat kararlarının hepsinde de, “İddianameyi düzenleyen c. savcısı ile asliye ceza mahkemesinde hüküm veren hâkimin karıkoca oldukları, 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nun 46. maddesi hükmünde; karıkoca, ikinci derece dahil kan ve sıhri hısımlar bir mahkemenin aynı dairesinde görev yapamayacaklarının öngörülmüş olması, 5271 sayılı CMK’nin 22. maddesinde de maâni bir düzenleme getirilmiş bulunması karşısında, uyulması zorunlu bir usul kuralı olduğu gözetilip davadan çekilmesi gerekirken, yargılamaya devamla 1412 sayılı CMUK’un 308/1. madde ve fıkrasına aykırı davranılması, bozmayı gerektirmiş sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeksizin hükümlerin bu sebepten dolayı BOZULMASINA” karar veriliyor. AYM’den dokunulmazlığa ‘110isYtyaesomailnngiıörnseitdpedteratdltiii, 27 Mayıs Öncesini Cemal Ağa Anlatıyor (1) 27 Mayıs 1960 askeri girişiminin 63’üncü yılı geride kaldı. Baştan söylemeliyim ki girişim; yapılış yöntemi dikkate alınırsa bir darbe, anayasası dikkate alınırsa bir devrimdir ve devrim yönü daha önemlidir. Türkiye’nin başta siyasette ve hukuk alanlarında önünü açan anayasanın en önemli eksiği ise, Demokrat Parti’ye oy verenleri yok sayan bir yaklaşımla oluşturulması, hatta başlangıç bölümünde suçlanmasıdır. Böylece daha baştan bir karşıt kitle de oluşturulmuştur. Benzer yanlış, şimdi de AKP tarafından yinelenmeye çalışılmaktadır. Oyu yetmemesine karşın AKP kendi anayasasını, hem de başkanlığa geçme gibi bir iddia ile hazırlamaya çalışmaktadır. HHH TBMM Genel Kurulu’ndaki 27 Mayıs 1960 özel bölümünde grup sözcülerinin tümünün yalnızca darbeden söz edip, anayasaya hiç değinmemeleri de ilginç olmuştur. HHH Yazılıp çizilenlere ve söylenenlere bakarsanız asker, ortalık güllük gülistanlıkken darbe yapıvermiştir? Oysa Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Cemal Gürsel izne ayrılırken Milli Savunma Bakanı Ethem Menderes’e 3 Mayıs’ta gönderdiği mektupta özetleyivermiştir. Bilinen bir gerçektir ki Gürsel, askerlerin yaptığı hazırlıktan da habersizdir. Evren gibi işin içinde ve başında değildir. 27 Mayıs sabahı İzmir’den rica minnet askeri uçakla getirilmiş ve Milli Birlik Komitesi’nin başına geçirilmiştir. Mektup bir muhtıra da değildir. HHH Kalenderliği nedeniyle askerler arasında Cemal Ağa diye anılan Gürsel’in mektubu gizli tutulmuş, 27 Mayıs sonrasında öğrenilebilmiştir. Mektup şöyledir. “Aziz Vekilim: Dün geceki konuşmalarımızın ışığı altında, zatıâlinizi memleketin huzur ve istikrarı için alınması lâzım gelen tedbir ve kararlar hakkındaki görüşlerimi arzetmeyi milli ve vatani bir vazife bilirim. Sayın Başbakanın açıklamalarını dinledim ve okudum. Bunlarda, benim düşüncelerimin kabulüne müsait bir zemin henüz mevcut olmadığı aşikâr olarak belli ise de, gene de düşüncelerimin sizlere iblağının (ulaştırılmasının) zaruretine inanıyorum. Muhterem Vekilim: Şu hakikatı kabul etmek lâzımdır ki, Kayseri hâdiseleriyle başlayıp son karar ve feci olaylara kadar devam eden vak’alar vatandaş ruhunda, derin teessür ve Hükümete karşı telâfisi (giderilmesi) güç hoşnutsuzluklar yaratmıştır. Hele, Ordunun, talebelere karşı akılsızca kullanılması, işin vahametini (korkunçluğunu) artırmış, Ordu mensuplarında huzursuzluk ve güvensizlik hisleri belirmiş, korkulan şey olmuş. Ordu politikaya karıştırılmıştır. Sayın Vekilim: Bu ahval küçümsenecek, cebir (baskı) ve şiddetle geçiştirilecek şeylerden değildir. Memleket, Hükümet ve partinizin düştüğü bu müşkül vaziyeti kurtarmak için sükunetli, fakat ciddi ve cezri (köklü) tedbirler almak lâzımdır. Bu tedbirler şunlar olmalıdır: 1) Cumhurbaşkanı istifa etmelidir. Çünkü bütün fenalıkların bu zattan geldiği hakkında memlekette umumi bir kanaat vardır. 2) Kabinede iyi kabul edilmeyen ve suihalleri bütün memlekette yayılmış bulunan zevat (kişiler) çıkartılmalı, yeni Kabine mutlak dürüst, makul, zorcu değil, adalet ve şefkat hissi taşıyan zevattan kurulmalıdır. 3) İstanbul, Ankara valileri, emniyet müdürleri süratle değiştirilmelidir. 4) Ankara Örfi İdare Kumandanı derhal değiştirilmelidir. 5) Son çıkarılan ve tahkikat komisyonları ihdas eden kanun kaldırılmalıdır. 6) Mevkuf (tutuklu) gazeteciler bir af kanunu ile kısa zamanda tahliye edilmeli. 7) Son hâdiselerde tevkif edilen talebeler serbest bırakılmalı, ilim müesseseleri yeniden faaliyete geçmelidir.” Gerisi perşembe gününe... imza’ şartı ALİCAN ULUDAĞ Anayasa Mahkemesi; HDP’den 58, CHP’den ise 12 milletvekilinin; fezlekesi bulunan milletvekillerinin dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili anayasa değişikliğine ilişkin yasanın iptali istemiyle yaptığı başvuruları oybirliğiyle reddetti. Düzenlemenin anayasanın 85. maddesi (Dokunulmazlığı kaldırılan ya da mil letvekilliği düşürülen kişiler 7 gün içinde AYM’ye iptal başvurusu yapabilir) uyarınca denetlenmesinin mümkün olmadığını belirten mahkeme, anayasa değişikliklerine ilişkin kanunların denetiminin, Cumhurbaşkanı veya TBMM üyelerinin beşte biri, yani 110 vekil tarafından istenebileceğini bildirdi. Yüksek Mahkeme, bu denetimi ise “sadece şekil bakımından yapabileceği”nin altını çizdi. Baluken AYM alelacele baskıyla karar verdi HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ “Anayasa Mahkemesi anayasaya aykırı bir hareketi onaylamak konusunda olumsuz ve tarihsel bir yanlışa imza atmıştır” diye konuştu. HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, AYM’nin gerekli inceleme süreçlerini tüketmeden alelacele karar vermesinin son derece manidar olduğunu belirtti. Mahkemenin baskı altına alın dığının görüldüğünü kaydeden Baluken, HDP’nin hukuk mücadelesinin bitmediğini söyledi. Baluken, anayasa değişikliğinin AYM’ye yeniden başvuru yapmak için 110 vekilin imzasının olacağı başvuruyu imzaya açacaklarını kaydetti. Baluken AYM’ye bireysel başvuru haklarını da kullanacaklarını ve son olarak da AİHM’ye başvuruyu gerçekleştireceklerini ifade etti. Talimatla verilmiş HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş da verilen bu kararın talimatla verilmiş bir karar olabiDanış Beştaş leceğini kaydetti. Anayasaya aykırı bir durum için başvuru yerinin AYM olduğunu kaydeden Beştaş, “AYM kendisine verilen talimatlar doğrultusunda bu kararı vermişse; bunu hukuk devleti açısında çok büyük bir handikap olarak değerlendiriyoruz. AYM siyasi bir kurum değildir, mahkemedir görevi de iktidarın keyfi anayasa değişikliklerini önünü almaktır” değerlendirmesini yaptı. AYM’nin verdiği ret kararına karşı bireysel başvuru ve AİHM’e başvuru kararlılığının sürdüğünü ve gerekli çalışmaların yapıldığını kaydetti. Erdoğan değerlendirmeli Alınan karar doğru HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konuya müdahil olma biçiminin yargıyı baskı altına aldığını kaydetti. Bilgen, “Evrensel hukuk ilkeleri çerçevesinde hareket ediliyor olsaydı böyle bir tabloyla karşı karşıya kalmazdık” diBilgen ye konuştu. Hukukun aynı zamanda toplumsal vicdanı ve evrensel hukuk kurallarını gözeterek yeni siyasal krizler üretmeyecek bir tutum sergilemek olduğunu söyleyen Bilgen, “Cumhurbaşkanı’nın konuyu ülke yararı açısından bir kez daha değerlendirmesinin zorunluluk olduğunu ifade ediyoruz” dedi. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, anayasa değişikliğine karşı ancak usul açısından bir başvuru yapılabileceğini belirVural terek “Burada kişisel bir başvuru imkânı yoktur. Bu konuda mahkeme süreci başladıktan sonra yargı süreci başlayacaktır. Anayasa Mahkemesi’nin aldığı karar doğrudur” dedi. Vural, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın düzenlemeyi bir an önce onaylamasını da istedi. Anayasa Mahkemesi topu taca atmak istiyor CHP Grup Başkanvekili Levent nu düşünüyorum. Topu taca atmak Gök şöyle dedi: “AYM’nin anayasa istiyor. Bu karar, AYM’nin özgürlük ya aykırı olan bu anayasa değişikliği lere, anayasada yapılan hatalara, ka konusunda kendisinin görev alanını nuni hatalara olan bakış açısının çok daha geniş bir yorumla tarif ederek daha geniş olmasını gerektiren anla Gök incelemesi gereken bir konu olduğu yışla örtüşen bir karar değildir.” C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle