14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 26 Haziran 2016 4 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN/ASLAN YILDIZ TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Rektöre büyük tepki ‘Türk halkoylaması’ AB’den ayrılma yandaşlarının galip çıktıkları perşembe günkü İngiliz halkoylamasının bizim için en ilginç yönü, kampanyanın en önde gelen figürlerinden birinin Türkler olmasıydı. İngiltere’nin AB’den ayrılmasını savunanlar, Birlik’e, Türkiye’nin de üye olarak, İngilizlerin yaşamı ve uygarlıkları için tehdit oluşturacaklarını, böyle bir Birlik’te olmaktansa dışında kalmanın evla olduğunu söylüyorlardı. AB’de kalmaktan yana olan Başbakan David Cameron bu durumda güvence verdi: Korkmayın, Türklerin AB üyeliği söz konusu değil! Bir zamanlar Türkiye’nin üyeliğine destek vermiş olan Cameron’a kızmayalım. Şu anda Avrupa kamuoyunda Türk fobisi o kadar yaygın ki, Türkiye’ye arka çıkacak bir politikacı bulmak mümkün değil. Avrupalı Türk’ten korkuyor, Türk’ü küçümsüyor, ötekileştiriyor, hor görüyor, yanına istemiyor. Avrupalıya göre Türk eğitim düzeyinde, basın özgürlüğü sıralamasında, demokrasi ölçütlerinde geri kalmış, bağnaz, saldırgan, kendisinden başkasına tahammülü olmayan, kendine benzemeyeni hemen dışlayan “öteki”dir ki, çağdaş uygar bir Birlik içinde yeri yoktur. HHH Avrupa’nın, ırkçısıyla, ayrımcısıyla artık ne denli çağdaş uygar bir topluluk oluşturduğu, ayrı bir tartışma konusudur. Ancak her başımız sıkıştığında can simidi gibi sarıldığımız “ama siz de...” çıkışını bir yana bırakalım da, elimizi vicdanımıza koyarak şu sorunun yanıtını verelim: Avrupalı Türkiye hakkındaki yargılarında haksız mı? Gerçekten eğitim düzeyinde Avrupa’nın en gerisinin de çok daha gerisinde değil miyiz? Türkiye demokratik modellerin hiçbirine uymayan, bir totaliter Doğu despotik toplumu değil mi? AB içine istenmeyen, Türk’ün bizzat kendisi yüzde 74 oranında ezici bir çoğunlukla, yabancı komşu istemediğini belirtmiyor mu?? Görülüyor ki, İngilizi, Fransızı, Almanı ile Avrupalının Türkler için söylediği ne yazık ki, iftira değil. “Tencere dibin kara, seninki benden kara” savunması da bizi aklamaya yetmiyor. Bu durumda ne yapacağız?? “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur” diyerek, cümle âlemi düşman belleyip bütün dünyaya sırtımızı mı döneceğiz? HHH Onu son zamanlarda söylemle olduğu kadar eylemle de zaten yapıyor Reis rejimi ve Türkiye’yi hızla bir Ortadoğu ülkesi özelliklerine kavuşturuyor. Bununla da yetinmiyor Tayyip Bey, Türkiye’de de, AB üyeliği konusunda bir halkoylamasına gitmeyi düşünüyor. İngiltere’nin AB ile ilgili halkoylaması, bütün ayrıntıları şimdiden öngörülemeyen sonuçlarıyla trajik olmuştur. Türkiye’nin halkoylaması ise sonuçları ne olursa olsun, komik olmaya mahkumdur. Böyle bir halkoylamasında Türk halkı neyi oylayacaktır ki? Avrupa Birliği’ne üyeliği isteyip istemediğini mi? Türk halkının AB üyeliğini isteyip istememesinin hiçbir önemi yok. Türkiye’nin AB’ye üye olması ancak iki tarafın da isteğiyle olur. Oysa yukarıda da belirtildiği gibi AB Türkiye’yi istemiyor. Burada bir noktayı iyi görmek gerek. Ankara’yı istemeyen Brüksel’deki bürokratlar veya üye ülkelerin politikacıları değil, bizzat halklarıdır. Türkleri istemeyenlerin ileri sürdükleri gerekçeler nesnel olarak doğru olduğuna göre, karşıt tavırdaki ırkçı, yabancı düşmanı etkenlerin derecesini saptamaya uğraşmak da beyhudedir. Bu durumda, yapılacak oylamada çıkacak, herhangi bir olası “AB’ye hayır” sonucu Türkiye’nin muhatap kılındığı aşağılayıcı muamelenin gurur kırıcı sonuçlarını ortadan kaldıracak mı? Lütfen gülünç olmayalım! Bilgi Üniversitesi öğrencileri, rektör Durman’a sırtlarını döndü, arkadaşlarına özgürlük istedi İstanbul Bilgi Üniversitesi öğrencileri, mezuniyet töreninde rektör Prof. Dr. Mehmet Durman’ı daha önce İstanbul Erkek Lisesi öğrencilerinin okul müdürüne yaptığı gibi, sırtlarını dönerek protesto etti. Santral Kampusu’nda düzenlenen tören sırasında Hukuk Fakültesi’nden mezun olan öğrenciler Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği gerekçesiyle üniversiteden kovulan Prof. Dr. Zeynep Sayın Balıkçıoğlu’na ‘Zeynep hocanın yanındayız’ yazılı dövizlerle destek verdi. Törende ‘İfade benim, özgürlük benim’, ‘Bunu da kayda alıyor musunuz?’, ‘Muhbir değil, hukukun katlinin tanığıyız’ ve ‘Burası bizim değil bizi öldürmek isteyenlerin memleketi’ dövizleri de taşındı. Protesto yaşanırken konuşmasını sürdüren Durman, “Böyle bir protesto bekliyordum ama izninizle ben de ifade özgürlüğümü kullanacağım” dedi. Öğrenciler, daha sonra rektörün talebi doğrultusunda yüzlerini döndü. Daha önce İstanbul Erkek Lisesi’nde düzenlenen mezuniyet töreninde öğrenciler, konuşma yaptığı sırada müdür Hikmet Konar’ı, sırtlarını dönerek protesto etmişti. Lise öğrencileri okul yö netimlerine tepkilerini dile getirdikleri bildiriler yayımlamışlardı. Ardından da Türkiye çapında birçok liseden bildiriler yayımlanmıştı. ‘Çağrı Kurt’a özgürlük’ Hukuk Fakültesi mezuniyet töreninde önceki gün yapılan protestonun ardından, Siyasal Bilimler Fakül TÖRENDE İNCE MESAJ Pamukkale Üniversitesi’nde yapılan mezuniyet töreninde Tıp Fakültesi’nden mezun kadın öğrenciler Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın beyanlarını protesto için ’Diplomamız da tam, kadınlığımız da’ yazılı pankart açtı. Genç doktorların açtıkları pankart büyük alkış aldı. Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi mezuniyet töreninde ise Ergoterapi bölümü mezunları “Bir çocuğun çıkaramadığı ses olmak zorundasın #Tecavüzcü EnsarVakfıKapatılsın” yazılı bir pankart açtı. tesi mezuniyetinde de mezun olan öğrenciler dün tutuklu arkadaşları Çağrı Kurt için “Çağrı Kurt’a özgürlük”, “Kaba ve nobran olana biat etmeyeceğiz. Biat edenleri de unutturmayacağız. Burası artık üniversite değil” pankartları açtı. Kurt, 150 gündür Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunuyor. l İSTANBUL/Cumhuriyet özgür Gündem için Taksim yasağı İstiklal Caddesi’nde Özgür Gündem dağıtmak isteyen, HDP Milletvekilleri Hüda Kaya ve Ferhat Encü’nün de aralarında bulunduğu gruba izin verilmedi. Polisler, cadde üzerine etten duvar örerek, grubun ilerlemesine engel oldu. Milletvekilleri ve Özgür Gündem okurları, Cumartesi Anneleri’nin eylemine katıldıktan sonra İstiklal’de gazete dağıtarak yürümeye başladı. Gruba müdahale eden polis, milletvekillerine, Vedat ARIK kalabalık halde yürüyemeyeceklerini söyledi. Dağılan grup, gazete dağıtarak ilerlemeye devam etti. Polisler, bir süre sonra ‘güvenlik’ gerekçesiyle grubun önünü yeniden kesti. Uygulamaya itiraz eden Encü ile polisler arasında kısa süreli tartışma yaşandı. Grup, gazete dağıtamadan dağılmak zorunda kaldı. Encü, grubun eylem yapmak niyetinde olmadığını söyleyerek, polisin müdahalesine tepki gösterdi. l İSTANBUL ‘İnadına iyi olmak gerek’ Özgür Gündem dayanışması nedeniyle tutuklanan Fincancı’nın cezaevi günlüğü Özgür Gündem dayanışması nedeniyle tutuklanan Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde tuttuğu günlük, başkanı olduğu Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) sitesinde yayımlandı. Fincancı, 2224 Haziran tarihlerinde yazdığı satırlarda, hem cezaevindeki hak ihlallerini not etmiş, hem de tutuklanmasını değerlendirmiş. 22 Haziran’daki sabah sayımıyla ilgili şu satırları kaleme almış: “Sabah sayımı ‘bayaan, baayan’ ünlemesi ile başladı. Sen yıllarca ‘bayan değil, kadın’ de, kadın olmaktan onur duyduğunu söyle, sonra sabahın bayan ile başlasın. Bu ifadeyi hep biraz küçümseme ile ilişkilendirmişimdir. Sabah iliklerime kadar hissettim.... Birden cezaevinin asıl yüzü karşıma çıkıverdi....” Fincancı, “Mücadele candır, can suyudur insan için” diyerek, günlüğüne şöyle devam ediyor: “Tümüyle kendim için buradayım ben. Aynada suretime bakma cesaretini yitirmemek için, kendim Şebnem Korur Fincancı le barışık yaşamıma devam edebilmek için hem de... Yoksa ahlaksız ve vicdansız bir insan olarak yaşamaya tahammül edemezdim.... Dostlar hiç üzülmemeli o nedenle, ben cezaevinde olmaktan onur duyarım bu dönemde.... İnadına gülmek, inadına iyi olmak gerek!” Cezaevinde ciddi bir bilgi edinme hakkı ihlalinin söz konusu olduğunu söyleyen Fincancı’nın, kantin alışverişiyle ilgili tespiti şöyle: “Bir süre sonra cezaevi nüfusu özgür nüfusu geçecek gibi görünse de, yoğunluk anlaşılır olsa da, temel ihtiyaçları sınırlandırma, işkence kapsamında değerlendirilebilir.” İtirazlar reddedildi Özgür G ündem’in Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği kampanyasına destek verdikleri için tutuklanan Prof. Dr. Fincancı, Sınır Tanımayan Gazeteciler Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu ve yazar Ahmet Nesin’in tutukluluğuna, 22 Haziran’da yapılan itiraz reddedildi. 4 kişi ifade verecek Özgür Gündem’le dayanışma gösteren Nadire Mater, Yıldırım Türker, Tuğrul Eryılmaz ve Faruk Balıkçı ise yarın ifade verecek. Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenleri ifade için sabah saat 10.00’da Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nda olacak. l İSTANBUL / Cumhuriyet KÜLAHOĞLU’NA SORUŞTURMA Mektuptaki gerçekler ‘acıttı’ SİNAN TARTANOĞLU Uludağ Üniversitesi’nde öğrencisinin şikâyeti üzerine “dev let aleyhine propaganda yapmak” suçlamasıyla derslerinden el çektiri len Prof. Dr. Şermin Önder Külahoğ lu, üniversite rektörü Prof. Dr. Yusuf Ulcay’a mektup gönderdi. Üniversite de yaşananları anlatan ve eğitim sis temini eleştirdiği için soruşturmaya konu edildiğini anımsatan Külahoğlu hakkında bu mek tup nedeniyle bir soruşturma daha açıldığı öğrenildi. Külahoğlu, mektu bunda üniversite de yaşananları şöy le sıraladı: Erdoğan ders Külahoğlu leri: Üniversitemizin bir akademis yeni, dersinde onu, ‘Erdoğancı yan daş olmakla suçlayan’ öğrencisine, dersin sınavından kaç aldığını sorup, yüz üzerinden otuz cevabını alınca, öğrencisinin ‘beğenmediği, nefret et tiği Erdoğan’ın en az dokuz politika sınavından yüz çektiğini’ dersin ko nusu yapabilir. Atatürk öldü: “Atatürk bir mitti ve bu mit öldü” görüşünü işleyebilir. Seküler dünya vaazları: “9 yaşın daki kız çocuğuyla evlenilebilir” söy lemiyle bilinen bir hoca efendi (Nu rettin Yıldız), üniversitemizde “Hür gençlerin seküler dünya ile imtihanı” konusunda vaaz verebilir. Biz ümmetiz: Özgür Suriye Ordusu bayrağı ile Uludağ Üniversitesi amb leminin yan yana yer aldığı afişlerle, “Biz ÜmmetizGrup Yürüyüş konseri” duyurulup, gerçekleştirilebilir. Kâbe maketine sakalı şerif: 13 17 Nisan 2016 da Kutlu Doğum haf tasında, Üniversite Cami bahçesinde ki kermeste Kâbe maketi kurulur ve içinde bulunduğu söylenen sakalı şe rife dualar edilir, ilahiler okunur. Bu örneklerin üniversitenin “Bilim de Özgün, Düşüncede Özgür” sloganı nın bilim yönüne pek uygun düşme diğini ama yine de “özgür düşünce” uygulamaları olarak görülebileceğini dile getiren Külahoğlu, derslere gir mesinin yasaklandığını, kurumun or tak sisteminde yer alan kendisine ait ders bilgilerinin, sunumlarının, ma teryallerinin, öğrenci değerlendirme lerinin hiç haber vermeden kendisine kapatıldığını, tanımadığı bir öğretim görevlisinin bilgisine ve kullanımına açıldığını aktardı. Külahoğlu hakkında, bu mektubu Rektör Ulcay’a hitaben, açık mektup şeklinde yazdığı için bir soruşturma daha açıldı. l ANKARA Papa’dan anıta çiçek Doğu otobüslerine silahlı saldırı Ankara’da AŞTİ Otogarı’ndan hareket eden, Doğu ve Güneydoğu’ya giden 3 otobüse silahlı saldırı gerçekleştirildi. Ankara Valisi Mehmet Kılıçlar, yapılan silahlı sadırının YA7RALI terör saldırısı olmadığını vurgulasa da, he defte sadece Özlem Diyarbakır, Best Van ve Kars Kalesi firmalarına ait otobüslerin olma sı dikkat çekti. Saldırgan ise polis ile girdiği si lahlı çatışmanın ardından yakalandı. Ankara Şehirlerarası Otobüs Terminali’nden (AŞTİ) hareket eden ve doğu firmalarına ait 3 yolcu otobüsü, silahlı saldırının hedefi oldu. Özlem Diyarbakır, Best Van ve Kars Kalesi fir malarına ait 3 araca, akşam hareket halinde ki bir araçtan pompalı tüfekle saldırıldı. Saldır gan güvenlik güçleri ile girdiği çatışmanın ar dından Gölbaşı’nda yakalandı. Olayda Selahat tin Aslan, Selçuk Yağız, Müfit Kara, Zülfü Kır mızıçiçek, Yusuf Yıldız, Büşra Yüce, Semra Ak tacın yaralandı. Yaralanların hayati tehlikesi nin olmadığı açıklandı. l ANKARA 24 suçtan sabıkalı Gölbaşı otoban girişinde durdurulan söz konusu araçta 24 suçtan sabıkası bulunan saldırgan, yanında bir çocuk ve 3 pompalı tüfek bulundu. Ermenistan’ı ziyaret eden Katolik dünyasının ruhani lideri Papa Francis, Erivan’daki ‘Soykırım Anıtı’na çiçek bırakarak dua etti. Papa’nın ziyaretçi defterine “Hatıralar zayıflatılmamalı ve unutulmamalı! Hafıza barışın ve geleceğin kaynağıdır” yazdı. Canikli: Papayı ciddiye almıyoruz Papa Francis’in ‘1915 olaylarıyla’ ilgili olarak bir kez daha ‘soykırım’ nitelendirmesinde bulunmasını eleştiren Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, açıklamanın objektif olmadığını ve gerçeklerle bağdaşmadığını söyledi. Papa’nın yaptığı açıklamayı ‘talihsiz’ olarak tanımlayan Canikli, “Papa’nın da Papalığın faaliyetlerinde de haçlı zihniyetinin bütün izlerini görmek mümkün. Bugüne kadar Türkiye Avrupa Birliği’ne hangi gerekçeyle alınmamış ise Papa da bu tür açıklamaları aynı gerekçeyle yapıyor. Tabii ciddiye almıyoruz, kabul etmek zaten söz konusu bile olamaz” dedi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle