16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 23 Haziran 2016 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: İLKNUR FİLİZ Zekâ ile kurnazlığı eşdeğer saydığımızdan bu yana başlayan kırılma süreci, doludizgin sürüyor. Kuralsızlığı kutsayıp hukuku, anayasayı yok edip tepedekilerin akıllarına estikçe dile getirdiklerini “geçerli kural” sayarak Türkiye’nin her alanda büyüdüğünü, kalkındığını ve daha da acısı demokratikleştiğini sananlar var. Bir yanda gününü gün etmeye çalışanlar, öbür yanda geçmişi ve geleceği bir yana bırakarak günü kurtarmaya çalışanlar. Bölünmüşlük, ötekileştirme ve yozlaşma ülkede kol geziyor. Böyle bir ülkede sporun ve özellikle futbolun zamana ayak uydurmamasını beklemek hayal olur. Gündemdeki sorunlardan biri olan Avrupa Futbol Şampiyonası’na genel bir değerlendirme yapmaya niyetlendim. HHH Spor yazarı olmadığım için “Sen de nereden çıktın” diyenler olabilir. Geçmişte biraz topla alışverişim olmuştur. İkinci profesyonel ligin olmadığı yıllarda birinci amatör küme ta Spor da Etkileniyor... kımlarından Hilal’de (KadıköyGöztepe) 195256 yıllarında, Kadırga’da 1957’de lisanslı sporcuydum. Hilal’de basketbol ve voleybol da oynadım. Teşvik turnuvalarına katılırdık. Koçumuz Nezih Demirkent, idarecimiz Sacit Demircan dönemin başarılı spor gazetecilerindendi. Bir keresinde “komünist” diye suçlanmamıza ramak kalmıştı. Kadıköy Halkevi’ndeki voleybol maçında alana girmemize Saha Komiseri Muzaffer Tunçalp, “Demirperde ülkelerindeki gibi” diye kızmış, yeniden onun istediği gibi girmiştik. HHH Fenerbahçeli bir ailede doğdum. Özel yaşamımda yaklaşık 75 yıldır Fenerbahçeli sayılırım. Üye değilim. Bize “Galatasaray reisi de (başkanı da) Fenerbahçe reisi kadar muhteremdir (saygıdeğerdir)” diye öğretmişlerdi. Ben hâlâ aynı görüşteyim ama artık başkanlar bile buna inanmıyor. Medya da kolayına kaçıp siyaseti bile magazin yönüyle yansıtırken sporun bundan kaçınabilmesi olanaksızdı. Hatta “öncülük etti” bile denebilir. Yaygın gazetelerde üç büyükler için ikişer sayfa ayrılınca her gün üç kulüp için ikinci manşet 1520 haber bulmak kolay olmasa gerek. İşin içine magazin girince kişisel ilişkilerin öne çıkarılması kaçınılmaz oluyor. Kulüp başkanları yöneticileri neredeyse ateşe benzinle gitmekten hoşlandıklarından iş tümüyle çığırından, spor spor olmaktan seyircileri ile birlikte çıkıveriyor. HHH Futbolun kuralları zaman zaman değişiyor ama medya genelde bilgilendirme görevini es geçmeye meyilli. Zorunlu ileri vuruşlar arasında sayılan başlama vuruşu değişmiş. Santra noktasında bir futbolcu var. Hakem düdüğü çalınca gerideki arkadaşına pas veriyor. Çoğu kişi görerek öğreniyor. Magazin bombardımanına tutulan fanatikler bir yuhalıyor, bir göklere çıkarıyor. Bir kamu görevlisi sayılabilecek Fatih Terim, bir kamu kurumu olan TRT’ye kızıp ambargo uyguluyor. Türkiye’nin hali ortada ama biz spor ve futbol daha değişik olsun istiyoruz. Olanaklı mı? MITdestekli tasfiyeYÜKSEK YARGIDAN GÖNDERİLECEK İSİMLER YASA ÇIKMADAN BELİRLENDİ argıtay’da 138, Danıştay’da Y Y Y50 üye cemaatle bağlantı üksek yargıdaki sosyal demokratların 140 olan sayısı üksek Seçim Kurulu’nun başkan hariç bütün üyeleri ları nedeniyle tasfiye edilecek. 100’e kadar düşürülecek. gidecek, yandaşlar gelecek. Yargıtay ve Danıştay’ın üyelerinin görevine son veren tasarı TBMM’de ya salaşmadan “tasfiye edilecek ler” listesinin şimdiden Adalet Bakanlığı’nda ha zırladığı öğrenildi. Önümüzdeki günlerde TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmeye baş ALİCAN lanacak olan yük ULUDAĞ sek yargı tasarı sıyla Yargıtay’ın üye sayısı 516’dan 300’e Danış tay’ınki ise 195’ten 116’ya dü şecek. Şu anda Yargıtay’ın 476, Danıştay’ın ise 176 üyesi var. Ya ni, Yargıtay’da 176, Danıştay’da ise 60 üye yeniden seçilemeyecek ve illerde düz hâkim ve savcı ola rak görevlendirilecek. Bu kapsamda Adalet Bakanlığı’nda “gidecekler”, “ye niden atanacaklar” listesinin ha zırlandığı ortaya çıktı. Özellik le Yargıtay ve Danıştay’da cema ate yakın üyelerin listesi hazırla nırken MİT’ten de destek alındı. Yargıtay’da 138, Danıştay’da ise 50 üye cemaate yakın olduğu ge rekçesiyle tekrar seçilemeyecek. Milliyetçilerle ittifak 38 ismin de sosyal demokratlardan seçildiği dile getirildi. Yargıtay’da sosyal demokrat üyelerin 140 civarında olmasının hükümette rahatsızlık yarattığı belirtildi. Çünkü, Yargıtay’da karar almak için salt çoğunluk 151 olacak. Bu tasfiye gerçekleşirse, demokratların olası kararlarda öne çıkması engellenecek. Sayıları 4050 gibi ifade edilen milliyetçilere ise dokunulmayacak. Böylece Yargıtay’da örtülü bir milliyetçi ve muhafazakâr ittifakı kurulacak. Danıştay’da da yaklaşık 50 kişinin cemaatçi kontenjanından tasfiye edileceği, geriye kalan 10 kişinin de yine sosyal demokrat olacağı belirtildi. Bu süreç sonunda hükümet, Yargıtay’da krize dönen bazı daire başkanlıkla TBB BAŞKANI FEYZİOĞLU: YÜKSEK YARGI TASARISINI GERİ ÇEKİN Reisçi yargı istemiyoruzTürkiye Barolar Birliği Başkanı Feyzioğlu, TBB Yönetim Kurulu üyeleriyle birlikte basın toplantısı düzenledi. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, hükümete; Yargıtay ve Danıştay’ı yeniden şekillendirecek tasarının anayasaya aykırı olduğunu belirterek “Bu ülkede ilk kez demokrasi adı altında Yargıtay ve danıştay hâkimleri kanunla azlediliyor” dedi. Feyzioğlu, “Biz yargıda cemaatçi yapılanma istemiyoruz. Reisçi yapılanma da istemiyoruz” dedi. Feyzioğlu, şunları söyledi: “Kuv vetler ayrılığı olmasına rağmen yasama organı tarafından azlediliyorsa yargı, yasama organının etkisi altına alınmıştır. Yasama organının da yürütmenin etkisi altında olduğunu söylemeye gerek yoktur. Başbakan gibi yetki kullanan cumhurbaşkanı tarafından şekillendirileceğidir, bunun adı kuvvetler birliğidir” Feyzioğlu, Tasarıyla YSK üyelerinin de görevine son verileceğinin anımsatılması üzerine “Sandık güvenirlili ği tartışmaya açılır” dedi. İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal da düzenlediği basın toplantısında tasarıya tepki gösterdi. Yüksek yargı organlarının başkanlarını eleştiren Kocasakal, “Baskıya karşı korkmak, sinmek, boyun eğmek, beklenti içinde olmak, biat etmek gibi bir hakkınız yoktur. Bunları yapamayacaksanız lütfen o koltukları işgal etmeyiniz, istifa ediniz ve millete dönünüz” dedi. l Haber Merkezi rı ve Yüksek Seçim Kurulu üyeliği seçiminlerini istediği gibi sonuçlandıracak ve sosyal demokratlar oyun dışı kaldığı için kadro pastası ikiye bölünecek. YSK’ye darbe Tasarıdan Yüksek Seçim Kurulu da doğrudan etkilenecek. Tasarıyla, 6’sı Yargıtay, 5’i Danıştay genel kurulları tarafından seçilen YSK üyelerinin üyeliği düşecek. Yargıtay ve Danıştay, YSK’ye yeniden 6 asıl, 4 yedek üye seçecek. Böylece YSK de iktidarın le hine kurgulanacak. YSK’de oluşacak yeni denge, seçimlerin kaderini doğrudan ilgilendirecek. Çünkü YSK; seçimlerin başlamasından bitimine kadar; seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma, seçim süresince ve seçimden sonra seçim konularıyla ilgili bütün yolsuzlukları, şikâyet ve itirazları inceleme ve kesin karara bağlama yetkisine sahip. Başkan Sadi Güven ise anayasada yer alan güvence sayesinde görevine devam edecek. l ANKARA Sayıştay’a 5 üye seçildi TBMM’de Sayıştay’a beş üye için Genel Kurul’da gizli oylama yapıldı. Sayıştay kontenjanından Fatma Betül Ceylan 312, Ahmet Ay 307 ve Yücel Turhan 244 oyla seçildi. Maliye kontenjanından Mehmet Aksoy 308 oy ve diğer kontenjandan ise Bahri Karakaya 195 oyla seçildi. l ANKARA Bahçeli’ye Oktay Vural şoku SELDA GÜNEYSU MHP’de, parti içi muhalefetin 19 Haziran’da yaptığı kurultayla ilgili tartışmalar sürerken Oktay Vural, grup başkanvekilliği görevinden istifa etti. Devlet Bahçeli’nin istifa sonrasında Vural’a, “Siz kararınızı çoktan vermiştiniz” tepkisini verdiği ileri sürüldü. Siyasi kulislerde de Vural’ın istifası “Genel başkan adayı Meral Akşener’in yanına mı katılacak ya da genel başkan mı olacak” sorularını da beraberinde getirdi. Vural ile genel merkezin arası bir grup vekilin hazırladığı “Kurultay 18 Mart 2018’dir” başlıklı deklerasyona imza atmadığı gerekçesiyle gerilmişti. Vural, 20 Nisan’da, sosyal medyadan “genel merkezin kurultay sürecinde tutumunu eleştiren” açıklamalar yapmıştı. Grup başkanvekilliği görevinden istifa eden Vural’ın, Akşener’e katılabileceği ya da genel başkan adayı olabileceği belirtiliyor Vural, grup başkanvekilliğinden istifasını dün duyurdu. Ancak Vural’ın istifa etmeden önce, pazartesi günü Bahçeli ile bir araya geldiği istifasını deklare ettiği belirtildi. Vural’ın net kararını ise önceki günkü partinin grup toplantısının ardından açıkladığı belirtiliyor. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Vural, “Partinin içinde bulunduğu durumun, yönetim anlayışının yaralayıcı olduğunu gördüm” dedi. Partinin, birlik ve bütünlüğü için çalışma yapılması gerektiğini kaydeden Vural, neden bugünü beklediği sorusuna da “19 Haziran sürecini bekledim” yanıtını verdi. Vural, “Meral Akşener’in safına mı geçeceksiniz” sorusuna ya nıt vermekten kaçınırken “Genel başkan adayı olacak mısınız” sorusuna, “Bunlar cevabı olmayan sorular. Bana bazı şeyler atfetmek olmaz” yanıtını verdi. Oğan: Yeri hazır Vural’ın istifasını değerlendiren genel başkan adayı Sinan Oğan, “Zannediyorum Oktay Vural da değişimden yana olacaktır. Muhalefet saflarında Oktay beyin yerleri her zaman hazırdır. MHP çok büyük sürprizlere gebe” dedi. Oktay Vural 29 DELEGEDEN SUÇ DUYURUSU MHP’de kurultaya ilişkin genel merkez cephesinde hareketli saatler yaşanıyor. “19 Haziran’daki kurultaya katılmadıkları halde noter tasdikli hazirun cetvelinde isimleri ve imzası yer alan 29 üst kurul delegesinin suç duyurusunda bulunacağı” da öğrenildi. Muhalefetin 10 Temmuz’da düzenlenecek kongreyi gerçekleştirmesi için görevlendirdiği komitenin başkanı Musavat Dervişoğlu ise tüzük değişikliklerini Yargıtay’a ilettiklerini belirterek, “Seçim hâkimi bu kongreyi kimin gerçekleştireceğine hukuk içinde karar verecektir” dedi. haber 5 Acılarımız dalga dalga... Toplum olarak duygularımızı, düşüncelerimizi altüst eden olaylara vicdan sahibi olanlar sessiz kalmaz... Geçmişteki yaşanmışlıklar ve bugün yaşananlar! Ülkemizin sadece bir yıllık fotoğrafına uzun uzun baktığımızda neler görüyoruz? Bir nefret denizi... Acılarımız dalga dalga. Birbirimizi yaftalayarak, ayrıştırıp ötekileştirerek “nefret”, “intikam”, “şiddet” sarmalında yaşamaya çalışıyoruz. Terörü elbet lanetliyoruz, bunun bir insanlık suçu olduğunu yıllardır yazıp çiziyoruz. İsterseniz şöyle biraz geriye gidelim ve çelişkiler yumağı içinde olduğumuzu hep birlikte görelim. Bir dönem biri diğerine “mürteci” öteki “darbeci” diyerek ayrışmanın resmini çizdi... Bugün geldiğimiz nokta başka... Ezilenlerin, dışlananların yanında duran, 12 yıl önce her türlü baskıya karşın boyun eğmeyen, dik duruş sergileyen bir bilim insanının başına gelenler o fotoğrafta yer alıyor. Hayatını insanlara adayan, hep ezilenlerin yanında yer alan, mesleğinde yetkin, tıp alanında tanınmış Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı... İki polisin arasında ve gülümsüyor! İşkenceye, hukuksuzluğa uğramış insanların güvence kapısı olan bir bilim insanının gözlerinde hüzün var, acı var. Suçu gazetecilerle dayanışması... Bu dayanışmanın bedelini tutuklanarak ödemeye hazır! 12 yıl önce sözde Atatürkçülerin hışmına uğramıştı bu yurtsever bilim insanı... Bugünse, terörist, teröristlere yardım ve yataklık suçlamasıyla karşı karşıyaydı. Özgür Gündem’le dayanışma amacıyla düzenlenen “Nöbetçi Genel Yayın Yönetmeni” çağrısına destek verdikleri için. HHH Cihangir saldırganlarına özgürlük, bir gazeteye verilen simgesel destek için zindan... Türkiye’de demokrasiyi, temel hak ve özgürlükleri savunmak suç... 67 yıl önce iktidar ve ortağı Cemaat askersivil gözetmeksizin, gazetecileri, bilim insanlarını “darbeci” yaftasıyla suçlayıp zindana atıyordu. Umur Talu’nun deyişiyle gazeteciliği her yanından kirletenler el ovuştururken temel hak ve özgürlükler için dayanışma yapanlar elleri kelepçeli olarak zindanı boyluyorlar. Cumhuriyet’in Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, bu yaşananlar karşısında ne diyor: “Aktivistlerin tutuklanmaları hepimize bir mesajdı. Bugünler herkesin bir arada durma zamanı. Kendi hukukumuza ve özgürlüğümüze sahip çıkma zamanı...” Biz özgürlüğümüze sahip çıkmak hukukun üstünlüğü ilkesini yaşama geçirmek için hukuksuzluklara karşı dik durup demokratik mücadelemizi sürdüreceğiz... Kör terörün, nereden gelirse gelsin bir insanlık suçu olduğunu vurgulayacağız... Üç tutuklu... Bilim insanı Fincancı, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisigazeteci Erol Önderoğlu, ezber bozan gazeteci Ahmet Nesin... Üç ad terör suçlusu! Olacak şey değil gerçekten... Bir dayanışmayı, terör örgütüyle bağdaştırmak ve üç değerli insanı zindana atmak... HHH Eski Yargıtay Başkanı Sami Selçuk, tüm bunlar olup giderken yüksek yargıya getirilmek istenen düzenlemenin dünyada hiçbir modele uymadığını söylüyor. Dediği şu: “İktidar, olağan hukuk düzeninde hiç kimsenin cüret edemeyeceği düzenlemeleri hayata geçirmeye çalışıyor. Bugünler eski bir yargıç olarak benim için yas ve utanç günleridir. Yasama organı umarım bu hastalığa bir çare bulur, tabuta son çiviyi çakmaz...” Şebnem Korur Fincancı, Erol Önderoğlu ve Ahmet Nesin... Bilekleri kelepçeli... Fotoğrafa bir daha bakıyorum ve ben de Sami Selçuk gibi utanç duyuyorum... Gazetecilerle simgesel dayanışma yaptıkları için elleri kelepçelenip tutuklandılar... Kılıçdaroğlu yargı tasarısının gerekçesini açıkladı ‘Erdoğan terörden tutuklanacağını biliyor’ İKLİM ÖNGEL CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu MYK toplantısında, yargının yeniden dizaynına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Suçlunun dişine göre mahkeme: Yargı paketi anayasaya aykırı. Yardım ve yataklıktan tutuklanacağını biliyor. Onun için yargıyı değiştiriyor. Bunlar suçluluk psikolojisi içindeler. Suç işlemeye devam edecekler. Mesele, suçlunun dişine göre mahkeme tasarısı. Organize devlet parası yiyorlar: Saray’ın kendi kaçak. AKP’lilere iftar verdi, haberimiz yoktu, olsa da gitmezdik. Devletin parasını organize yiyorlar. İç savaş istiyor: 3 yıl sonra Gezi’yi tekrar gündeme getiriyor. İç savaş çıkarmak istiyor. Temel amacı toplumu sindirmek, korkutmak. Buna herkes tavır koymalı. Bu kayyım bir gün herkesi vurur. CHP özgür bir partidir: (Mehmet Bekaroğlu’nun raporuyla ilgili) Bir grup sürekli CHP’yi izliyor. Açık aramaya çalışıyor. CHP herkesin özgür fikirlerini söylediği bir partidir. l ANKARA Cemaat ve PKK davasına Ankara 4. Ceza bakacak HSYK, kamuoyunda İstinaf Mahkemeleri olarak bilinen ve 20 Temmuz’da faaliyete geçecek olan Bölge Adliye Mahkemelerine (BAM) ilişkin yetki kararnamesini açıkladı. Ankara’da 4. Ceza, İstanbul’da 2 ve 3. Ceza, Gaziantep’te 3. Ceza, İzmir, Samsun, Erzurum ve Antalya’da ise 2. Ceza daireleri Anayasal Düzene Karşı İşlenen ve terör suçlarına ilişkin davalara bakacak. Kararnameyle Ankara BAM’da 4. Ceza Dairesi açılacak olan FETÖ ana davası ile PKK ve DHKPC gibi örgütlerin davalarına bakmakla yetkilendirilmiş oldu. 4. Ceza Dairesi’nin başkanlığına, Yargıtay savcılığından atanan Beytullah Metin yetkilendirildi. Dairenin üyeleri ise Zekeriya Samancı, Mustafa Demirel ve Harun Dinç’ten oluştu. Samancı, “Hanefi Avcı, Ergenekon ve Balyoz” gibi davalarda “bozma” yönünde tebliğname hazırlayan Yargıtay Cumhuriyet Savcısıydı. Ankara’da, Cumhurbaşkanına hakaret suçla rına bakacak olan dairenin başkanlığına ise Yeşim Garipoğlu Özen getirildi. Balyoz davasında tüm sanıkları beraat ettiren İstanbul Anadolu 4.Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Özlem Karaçam, kaçakçılık suçlarına bakmakla yetkili 15. Ceza Dairesi’nin başkanı oldu. 17 Aralık Savcısı Celal Kara hakkında son soruşturma izni vererek, yargılanmasının önünü açan Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ümit Selçuk Doğan da, İzmir’de terör suçlarına bakacak olan BAM 2. Ceza Dairesi başkanı oldu. İzmir Askeri Casusluk Davasında sanıkların tamamını beraat ettiren Orhan Kızıltaş, İzmir BAM 4. Ceza Dairesi’nin başkanlığına getirildi. Hâkimler Süleyman Karaçöl, Metin Özçelik ve Mustafa Başer’i tutuklayan, 1725 savcılarına yakalama çıkaran Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Asuman Yetişkin, İstanbul 10. Ceza Mahkemesi Başkanlığı’na getirildi. l ANKARA/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle