Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Salı 14 Haziran 2016 ÖzAgecanr İki artı iki her zaman dört etmez Toplumsal ilişkilerde ve gelişmelerde iki artı iki her zaman dört etmez. Hatta çok defa üç ya da beş edebilir. Demokrasinin ve altyapı kurumlarının geliştiği çağdaş ve uygar toplumlarda iki artı iki genellikle dördün üzerine çıkar. Herkes trafik kurallarına uyuyorsa, vergisini gereği gibi ödüyorsa, piyasada haksız rekabet yaşanmıyor, örneğin ihaleler hukuk düzeni içinde toplum yararına yapılıyorsa, Meclis’te milletvekilleri ilkel yaratıklar gibi sille tokat birbirlerine girmeyip uygar insanlar gibi ülke sorunlarını tartışıyorlarsa, siyasi, iktisadi ve sosyal yaşam din baskısı altına alınmıyorsa, kadın, erkek, cinsellik, etnik, dinsel ayrım yapılmıyor ve yönetimdekiler bireysel ve toplumsal yaşam tarzına karışmıyorlarsa bu ülkelerde iki artı iki her zaman dördün üzerindedir. Prof. Brian Arthur’un görüşlerinde yansıttığı gibi dışsallıklar (externalities) ortaya çıkar, ülke bireysel olarak da toplumsal olarak da mutlu olur. Refah ve özgürlükler at başı gider ve bütünleşirler.(*) Tersi olursa... S.Arabistan, Katar, Uganda, Somali ya da Sudan gibi dünyanın çoğunluğunu oluşturan azgelişmiş, antidemokratik, anti sosyal, akılcı ve çağdaş dünyadan uzak, dinci veya postallı tek adama dayalı krallık ve diktatörlüklerde her şey A’dan Z’ye bozuktur. Yönetimdeki oligarşik, baskıcı yönetim bu ülkelerde iki artı ikinin üçe hatta ikiye düşmesine yol açar. “Şarlo Diktatör” filminde Chaplin’in dediği gibi, “diktatörler özgürlüğü sadece kendileri için isterler”. Sihirli olan ‘birey toplum örtüşmesi’ Toplumdaki gelişmişliğin, demokratikleşmenin ve uygarlığın temelinde “bireyin çıkarı ile toplumun çıkarının her anlamda örtüştürülmesi yatar”; İktisadi olarak bireyin çıkarı ile toplumun çıkarı örtüşmelidir. Firmanın kâr maksimizasyonu ile ulusal ekonominin makro maksimizasyonu aynı yönde gelişmelidir. AB bu nedenle on binlerce sayfa tutan “kurallar dizisi” getirmiştir. Hukukta bireysel özgürlükler ile toplumsal özgürlükler birbirlerini tamamlamalıdır. Türkiye’de sendikal haklara ve diğer sivil toplum örgütlerine getirilen antidemokratik kurallar ve müdahaleler, “toplumsal örgütlenmelerin yolunu kesmek için yapıldı”. Bunun yerine dinci örgütlenmeler desteklendi. Mikromakro çatışmalarının ve kutuplaşmaların altyapısı hazırlandı. Türkiye’de 12 Mart 71, 12 Eylül 80 ve AKP’nin gelişi ile ülkedeki çağdaş, demokratik ve uygar toplumsal örgütlenmelerin önü kesildi. Yerini siyasal İslam odaklı dinci örgütlenmeler almaya başladı. Bu süreç “mikromakro, bireytoplum bütünleşmesi” yerine kutuplaşma, ayrışma ve çatışma ortamının altyapısını sistemli bir biçimde hazırlamaya başladı. Bu durum devam ederse Türkiye bölünür ve siyasal İslamcı bir yapıya sürüklenir. Herkes altında kalır, istisnası olmaz, dünyadaki örneklerinde görüldüğü gibi. (*) “Mikromakro örtüşmesi ve dışsallıklar için”, Doç.Dr Arzu Azer, “Anılarda Gizli Kalan, Bir Aydının Portresi”, sayfa 174177, Derin Yay, 2016 yorum 15 Bir Aile… Sayın Türk Halkı! Sayın Milletvekilleri! Sayın Yargı Dünyası! Sayın Genelkurmay Yetkilileri! bKöSyailzevlebşri,raT“küairlkei”yebiCliyuomr hmuurisyuentiutza?rihinde HHH Mayıs 1998’de bir gün TRT İstanbul Radyosu ses sanatçısı Sevim Tanürek, kendisine yanan “yeşil ışıkta” yaya geçidinden karşıya yürümektedir. Özel bir araç, kendisine yanan “kırmızı ışığa” aldırmadan, hızla geldiği yaya geçidinde, yoluna devam ediyor, Tanürek’i havaya ve ruhunu da göklere savuruyor. Geride 25 metrelik fren izinin kaldığı yazılıyorsa da sürücünün “şehremini” olan Babasının emrindeki arozözler caddeyi baştan aşağıya yıkıyorlar! Bu olaydan sonra, sürücüye 3 ay öncesinin tarihiyle “EHLİYET verildiği” haberleri de basına yansıyor! Kaza raporunda Tanürek’i 8’de 8 kusurlu bulan görevli, Deniz İşletmeleri Genel Müdür Yardımcılığı’na atanıyor! HHH 2 yıl sonra, o sürücüye Kasımpaşa Deniz Hastanesi’nce “testis kanseri” tanısı ile askerlik için “ÇÜRÜK RAPORU” veriliyor. Bu rapor, “iş görme gücünün yüzde 60’ını yitirenler için” geçerli! Sürücü ardından evleniyor, “testis kanserine” karşın bir de çocuğu oluyor! Özgen Acar Kavşak Demek ki iyileşmişti. Bu durumda aske senin evinde ne var ne yok, sen bunları re gitmesi gerekirdi… Dağlıca’dan şehit bir çıkar. Tamam mı?” haberleri gelirken, o gemiciklerini yüz Oğul: “Ben de ne olabilir baba? Se dürüyordu! nin para var kasada!” HHH Baba: “Onu diyorum işte!” 25 Aralık 2013… Savcı Muammer HHH Akkaş’ın yolsuzluk ve rüşvet iddiasıyla Saat 23.15… başlattığı soruşturma kapsamında Baba: “Büyük ölçüde Babanın öteki Oğlunu derken sıfırladınız mı?” “şüpheli sıfatıyla” ifade Oğul: “Sıfırlamadık ba lElbMAaalkyeuaeonterğn,uB1OBdednl0açdZga7vaouaa8ğaoıealm.bbş.ğeuAğbğ0fNmhaaraleımrü2l:ira:au:nenrmay’“z’l“ed“d,d’ıüsEiDkıınTarReerneıkvlkaiknan2Boyıeaoymzide0oüğteromğaş!ad1ızrlay”ğlluuusmuei3e’Sm?ıi,mur,n’ntaaateezAiemçryollkyubrelılsğiikeaaıkfi,arop:fşonıfyipimloaerdnrlaaSi1srdö8yfizioylkcaoniünşruuiyfgşmaiealşayzkunieiy,.”tesinlnlairdoriAz,eknnüd, csi“ytagüoköyrz,EleasmledtınnebvtmidrşyaanocyeŞaıeıenorliearkcaleayaty,n,sdHıchorğyoMbıeaaalardanınHurkimhmbğüzuoilvtaHAaaııdAel,aneaşekrvümv”şah’rerakrdaiörmptoyrskeügraaysta,deynoellgrıSeilnşailammtikdeedbppkbbÇiayılhaiaiaşaaB,itibearr.ryrımbabnıeenilaO2zrıaiırükpgir5,a?dmnaz’Aea“3l”ıuitma.nDyiml0l’kibtBlonaiEıaliru LİLLERİN YETERSİZLİĞİ” nedeniyle geri çeviriyor! Dönemin başbakanı Baba, soruşturmayı “hükümeti ve ekonomiyi zor duruma düşürmek amacıyla yapılan bir operasyon” olarak niteleyip ekliyor: “Bu kişi altın ihracatı yapan biridir. Ülke ekonomisine katkısı olduğunu biliyorum. Hayırsever biridir! Bu tür hayır işlerine de girdiğini biliyorum. Ortada yolsuzluk yoktur. Milletin malına, devletin malına yönelik bir şey var mı?” Sonrasında dört bakan kurban ediliyor… “Paralel Devlet” ortaklığı yıkılarak Feto, boy hedefi yapılıp “baş terörist” ilan ediliyor! Sarraf da 70 günlük tutukluluğundan sonra salıveriliyor! Savcılar görevden alınıyorlar. Ne var ki Nev York’taki savcı kül yutmuyor, “HAYIRSEVERİ” ABD’de tutukluyor! HHH Pazartesi akşam TV’lerde izledik. Dini bütün Anne, Bağcılar’da bir eve iftara gittiğinde ve kapı açıldığında; yemeklerin, tabakların “masaya” konulduğu görülüyor. Ama o “GÖSTERİŞ” için yemekleri, tabakları “yer sofrasına” indirtiyor! HHH Şimdilerde Babanın “DİPLOMASI” tartışılıyor. Yüksekokul mu, üniversite mezunu mu? Bakalım bu “DİPLOMA” nasıl sıfırlanacak ya da sıfırlanabilecek mi? Dünyadaki 200 civarındaki devlet içinde “YOLSUZLUK SIRALAMASINDA” Türkiye bu nedenlerle boşuna ikinci olmadı! Olaylar ve GOrUSler EDİTÖR: ÖZGÜR MUMCU ve SİNEM USER KARA posta@cumhuriyet.com.tr Fahri doktora yarışı İRFAN O. HATİPOĞLU Mustafa Kemal Üniversitesi Yükseköğretim Yasası (YÖK1981) öncesi ülke gündeminde böyle bir tartışma yoktu. Çünkü üniversiteler unvan vermede ilkesiz davranmıyorlardı. Cumhurbaşkanlığı makamı ile üniversite üst yönetimi iç içe geçmemişti, rektörleri cumhurbaşkanlarının atama yetkisi bulunmadığından sınırlı sayıda unvan veriliyordu. Ülkemizde fahri doktora unvanın verilmesinin uzunca bir geçmişi vardır. İlk olarak 1914 yılında çıkartılan bir kararname ile Darülfünun’da üstün hizmet yapan muallimlere “fahri muallim” unvanının verilmesiyle başlar. Bugün bu unvanın karşılığı “fahri profesör”, “fahri doktora”dır. ‘Paye’ dağıtma aracı mı? 1934 yılında yapılan düzenleme ile fahri akademik unvan verilmesi ölçütü ve kimlere verileceği ayrıntılı belirlenmişti. Ana ölçüt “Memleket ve insaniyetle yahut mensup oldukları ilmi şubelere büyük hizmeti olanlara” verileceğiydi. Fahri akademik unvan verilmesi ile ilgili son düzenleme Yükseköğretim Yasası ile (1981) yapıldı. Yasada üniversitelerin hiçbir koşula bağlı kalmaksızın “fahri akademik” unvan verebileceği hükme bağlandı. Yasadaki açıklık yeni fahri akademik unvanların türetilmesi yanında, unvanların verilmesine rektörlerin beklentilerini karşılayacak “paye” dağıtma aracına döndürdü. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ülkemiz ve dünyanın değişik ülke üniversitelerinden fahri doktora unvanı veriliyor. Verilme törenlerinin yapılış şekli, sayının 44’e yükselmesi Cumhurbaşkanı üzerinden “fahri doktora” kavramı üzerinde tartışmaların önünü açtı. Fahri akademik unvan verilmesinde evrensel ölçüt olan “bilime, sanata, kültüre ve insanlığa büyük hizmet yapma” Yükseköğretim Yasası (1981) ile ne yazık ki ötelenmiş durumda. Asıl ölçüt ötelenince... Yükseköğretim Yasası’nın fahri akademik unvan verilmesinde koşul koymaması, verilme kararını üniversite yönetimlerine bırakması unvanın aşınmasına neden oldu. Fahri akademik unvan verilmesinde evrensel ölçüt olan “bilime, sanata, kültüre ve insanlığa büyük hizmet yapma” ötelendi. Üniversite ve genel kamuoyunun ortak uzlaşısıyla verilmek yerine üniversite senatolarırektörler bu unvanı verirken “ka zan kazan”, “al ver, ver al” ilkesini öne çıkardı. Bunun nedeni 2547 sayılı Yükseköğretim Yasası’nın rektörlerin atanmasında siyasal iktidarın yerel örgütlerinin, cemaat liderlerinin, yerel iş insanlarının, bakanların önermelerinin önemsenmesi ve atamada tek yetkili cumhurbaşkanının olmasıdır. Bu nedenle üniversiteler ilgili ilgisiz alanlarda, üniversitelerinde olmayan programlar adına ölçüt gözetmeden unvan dağıtımına başladı. Ölenlere (2. Abdülhamit), cemaat li derlerine, bakanlara, bağış yapan iş insanlarına, ülkenin dönemsel muktedirlerine... Erdoğan’a unvan yarışı Örnek vermek gerekirse darbeci, yasaları tanımayan, kendi hukukunu oluşturan Kenan Evren’e, bir hukuk fakültesince fahri hukuk profesörü unvanı verildi. Deprem de kudreti ilahiye sığının diyen Süleyman Demirel’e bir teknik üniversite “Onursal Kurucu Rektör Unvanı ve Ödülü” vermekten çekinmedi. Yine aldığı kararlarla ülke ekonomisinin yağmalanmasının önünü açan Turgut Özal’a... Akademiyi her gün azarlayan, hukuku tanımadığını sık sık belirten, ülkenin dinsel bağnazlığın içinde boğulmasının yolunu açan/ özendiren Tayyip Erdoğan’a üniversitelerimiz fahri doktora vermekte yarışmaktadırlar. Kontrolden çıktı Fahri akademik unvan dağıtımı kontrolden çıkmıştır. Üniversitelerin saygınlığının azalmasının, toplumun öncüsü olma kimliğini yitirmesine öncü oluyor. Çünkü verilen unvanı almaya gelen, akademik toplantıyı “muhtarlar toplantısına” dönüştürmektedir. Yapılması gereken, akademik olgunun daha fazla aşınmaması için, Üniversiteler Arası Kurul’un, üniversiteler adına ortak oluşturulacak “baş müderris” unvanını bir seferde vermesidir. Bu yapılmazsa 193 üniversite yerleşkesi “başkanlık” mitingleri meydanı olacaktır. Haberiniz olsun. 14 HAZİRAN 2016 SAYI: 33123 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Yayın Koordinatörü Murat Sabuncu Yazıişleri Müdürleri Bülent Özdoğan Baydu Can Reklam ve Pazarlama Direktörü Ayşe Cemal Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Haber Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Pınar Ersoy l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven editor@cumhuriyet.com.tr Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. lMuhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 03.23 03.16 03.48 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 05.24 13.11 17.09 05.12 12.56 16.52 05.40 13.19 17.11 Akşam 20.46 20.27 20.45 Yatsı 22.37 22.13 22.27 T.C. GAZİOSMANPAŞA 1. İCRA DAİRESİ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI 2007/841 TLMT. ÖZELLİKLERİ: İstanbul il, Gaziosmanpaşa ilçe, 1467 ada no, 15 parsel no, Bağlarbaşı Mahallesi Mahalle/Mevkii, söz konusu taşınmaz İstanbul ili, Gaziosmanpaşa ilçesi, Bağlarbaşı Mahallesi, Adsız Nefer Sokak No: 67 mevkiinde bodrum kat (dükkân+ daireler)+ zemin kat (dükkân iş yeri)+ 3 normal kattan ibaret 5 katlı bir apartmandır. Mevcut apartmanın dış cephesi cam mozaik kaplı olup, dış kapısı sol yan cepheden ve demirdir. Giriş sahanlığı ve kat sahanlıkları paledyen, merdiven basamakları mermer kaplıdır. Her katta 4 daire bulunmaktadır. Apartman 12 yıllıktır. *BODRUM KAT (DÜKKÂN): Dükkânın dış camekânı alüminyum olup, yer döşemeleri paledyen kaplıdır. Dükkânın alanı 40.00 m2 civarındadır. *BODRUM KAT ÖN DAİRE: Mevcut dairenin dış kapısı çelik olup mevcut daire 2 yatak odası+ salon+ mutfak+ banyo+ wc ve antreden ibaret olup 80.00 m2 civarında bir alana sahiptir. Dairenin salon ve yatak odalarının yer döşemeleri marley, duvarlar plastik boyalıdır. Mutfak, banyo, wc ve antrenin yer döşemeleri karo seramik, mutfak, banyo ve wc’nin duvarları tavana kadar karo fayans kaplıdır. Dairenin iç kapıları ahşap, dış pencereler PVC ve ısı camlıdır. Daire kombi kaloriferli ve doğalgazlıdır. *BODRUM KAT ARKA DAİRE: Dairenin dış kapısı demir olup, mevcut daire 4 yatak odası+ salon+ mutfak+ banyo+ wc+ giriş holünden ibaret olup 150.00 m2 civarındadır. Salon ve yatak odalarının yer döşemeleri marley, duvarlar plastik boyalıdır. Mutfak, banyo, wc ve giriş holünün yer döşemeleri karo seramik, mutfak, banyo ve wc’nin duvarları tavana kadar karo fayans kaplıdır. Dairenin iç kapıları ahşap, dış pencereler PVC ve ısı camlıdır. Daire kombi kaloriferli ve doğalgazlıdır. *ZEMİN KAT İŞYERİ: Dükkân, dış kapısı demir olup, yer döşemesi paledyendir. Dükkânın alanı 300.00 m2 civarındadır. İçinde wc mevcuttur. Dış pencereler PVC ve ısı camlıdır. *NORMAL KAT DAİRELERİ (3X 4 = 12 DAİRE): Dairelerin dış kapıları çelik olup, mevcut daireler 2 yatak odası+ salon+ mutfak banyowc+ koridor ve 2 adet balkondan ibaret olup 80.00 m2 civarında bir alana sahiptirler. Mevcut dairelerin salon ve yatak odalarının yer döşemeleri klasik parke, duvarlar plastik boyalıdır. Mutfak, banyo, wc, koridor ve balkonların yer döşemeleri karo seramik. Mutfak, banyo ve wc’nin duvarları tavana kadar karo fayans kaplıdır. Dairelerin iç kapıları ahşap, dış pencereler ve balkon camekânları PVC ve ısı camlıdır. Daireler kombi kaloriferli ve doğalgazlıdır. Satışa konu taşınmazın konum itibarı ile alt ve üst yapısı tamamlanmış her türlü belediye ve sosyal imkânlardan istifade edecek konumda civarın talep gören konut alanında kalmaktadır. Aşağıda yazılı tedbirlerle yükümlü olarak satılacaktır. ADRESİ: Bağlarbaşı Mahallesi, Adsız Nefer Sk. No: 67 Gaziosmanpaşa/İSTANBUL SATILACAK HİSSE: Toplam arsa büyüklüğü 526.00 m2 olup, satışa konu 169/263 hisseye isabet eden 338 m2’dir. İMAR DURUMU: 1/1000 ölçekli Tem Güneyi Revizyon Uygulama İmar Planında kısmen yol, kısmen blok nizam 4 katlı (BL4) konut alanında kalmaktadır. KIYMETİ: 2.058.844.11 TL KDV ORANI: %18 KAYDINDAKİ ŞERHLER: 1 Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2009/51 sayılı ihtiyati tedbir (mahkemece 06.06.2016 tarihli ek karar ile tedbirin kaldırılmasına karar verilmiştir.) 2 Gaziosmanmanpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2009/61 sayılı ihtiyati tedbir (mahkemece cebri icraya engel hali bulunmadığı bildirilmiştir.) 3. Gaziosmanpaşa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2009/51 sayılı ihtiyati tedbir (ihtiyati tedbirin kararın kesinleşmesine kadar sürdürülmesine karar verilmiş, 30.06.2012 tarihinde karar kesinleşmiştir.) Taşınmaz yukarıda yazılı tedbir şerhleri ile birlikte satılacaktır. 1. Satış Günü: 21 07 2016 günü 11.0011:05 arası 2. Satış Günü: 23/08/2016 günü 11:0011:05 arası SATIŞ YERİ: Gaziosmanpaşa Adliyesi, Hukuk/İcra Bloku, Gaziosmanpaşa l. İcra Müdürlüğü önü koridoru, Gaziosmanpaşaİstanbul SATIŞ ŞARTLARI: 1 İhale açık artırma suretiyle yapılacaktır. Birinci artırmanın yirmi gün öncesinden, artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov. tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada tahmin edilen değerin %50’sini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden, ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50’sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi, KDV, 1/2 tapu harcı ile teslim masrafları alıcıya aittir. Tellaliye resmi, taşınmazın aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2007 /841 Tlmt. sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 18/05/2016 (İİK m. 126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. *: Bu örnek, bu Yönetmelikten öneeki uygulamada kullanılan Örnek 64’e karşılık gelmektedir. “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 360701) C MY B