16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 14 Haziran 2016 14 malzemİHeHyyi agredçımiriıryimlaImiŞtşeİiaDnllezi’efeyoömennleeekmgoteaönnnutüşsvrmaemnaeısğıı:n Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başkentte El Kaide terör örgütü üyeliğinden 26 kişi hakkında açtığı dava nın iddianamesinden İnsani Yardım Vakfı’na (İHH) yönelik çarpıcı telefon konuşması çıktı. Halen IŞİD saflarında çatışan ve örgüte eleman ve malzeme götürülmesi işini yöneten Oğuz han Gözlemecioğlu adlı firari şüpheli, 23 Ey lül 2013’te Yusuf isimli bir şüp heli ile Suriye’ye gönderilecek yardım malzemelerini konuştu. Gözlemecioğlu, “1 tır veya 3 bü yük kamyonluk yardım malze mesinin geçişi için yolu hazır ALİCAN ULUDAĞ layabilirim, gerekirse İHH yardımı ile malzemeleri geçirebi lirim” dedi. İddianameye göre Gözlemecioğlu, TCDD Tren Garı’nın altında bu lunan dükkânlardan askeri malzeme satın aldı ve 4 kişi ile birlikte aynı akşam Suriye’ye geçti. Tüm bu süreci fiziki takiple izleyen polisin ne den şüphelileri suçüstü yaparak yakalamadığı ise soru işareti yarattı. Davanın şüphelileri, soruşturma başlangıcın da Suriye’de El Kaide safları altında savaşırken sonraki süreçte birçoğu IŞİD’e katıldı. Bu du rum iddianamede de vurgulandı. İddianamede, şüphelilerin Türkiye’yi Dar’ül Harp (Savaş Di yarı) olarak gördükleri ve Demokratik Cumhu riyet düzenini “Tağuti Düzen” (Şeytani Sistem) olarak niteledikleri ifade edildi. Görüşmeler iddianamede İddianamede, şüphelilerin “para ve yardım toplama faaliyetleri” başlığı altında ilginç telefon konuşmaları yer aldı. Buna göre Gözlemecioğlu’nun, 23 Eylül 2013’te bir görüşmesi şöyle anlatıldı: “Oğuzhan Gözlemecioğlu, Ali Toprak’a Rusya’dan Kazakistanlı bir şahsın 1500 dolar göndermek istediğini, nasıl gönderebileceğini sorduğu, Ali Toprak ise yeğeni olan Burhan Toprak isimli şahsın hesap numarasını verip bu hesaba para yatırabileceğini belirtmiştir.” İddianameye göre, terörle mücadele polisleri soruşturma sürecinde şüphelileri adım adım fiziki takiple izledi. Bu kapsamda Oğuzhan Gözlemecioğlu, 20 Ekim 2012 tarihinde aynı soruşturma kapsamında takip edilen Osman Çolakoğlu ile Hacı Bayram Veli Camii’nde buluştu. İki şüpheli daha sonra TCDD Garı’nın altında bulunan ve askeri malzemeler satan dükkânlardan askeri malzeme aldı. Savcı, iddianamede bu durumu “aldıkları malzemeleri ise Suriye’de El Kaide terör örgütü ile bağlantılı kamplarda kullanacakları değerlendirilmektedir” şeklinde yorumladı. İddianamede, “Şüpheli Oğuzhan Gözlemecioğlu isimli şahıs yanında bulunan ve Tekfirci samanpazarı grubunda faaliyet yürüten (4) şahıs ile birlikte aynı akşam Suriye ülkesine geçtiği tespit edilmiştir” denmesine karşın şüphelilerin neden suç üstü yakalanmadığı soru işareti yarattı. l ANKARA MİDYAT’TA LİNÇ EDİLMEK İSTENEN GAZETECİLER IŞİD’İN HEDEFİNDE Mardin’in Midyat ilçesinde Emniyet’e yönelik bombalı saldırının ardından ilçeye giden Sertaç Kayar, Hatice Kamer, Mahmut Bozarslan ve Veysi İpek bir grubun saldırısına uğramış ve linç edilmek istenmişti. Yazarları arasında IŞİD’in Türkiye’deki yapılanmasına yönelik yürütülen operasyonda yakalanan Ebu Hanzala kod adlı Halis Bayancuk’un da bulunduğu Tevhidi Gündem adlı site, Midyat’ta saldırıya uğrayan gazetecileri hedef aldı. Sitede yer alan haberde, AKP ilçe başkanının çevresindeki grubun saldırısı “halk tarafından gös terilen sert ama haklı tepki” olarak nitelendi. Haberde, gazetecilerden “Halk daha çok tepki gösterecek” ifadeleriyle bahsedildi. Haberde kendisiyle görüşüldüğü söylenen Bozarslan, siteden kimseyle görüşmediğini, haberdeki görüşlerin tamamen hayal ürünü olduğunu belirtti. Bozarslan, “Bizi kendi yandaşlarına hedef gösteriyorlar. İddia edildiği gibi, ne bize gösterilen tepkiyi haberleştirirken PKK’ye yönelik ‘Demokratik hakları için özgürlük savaşı veren’ havasında olduk, ne de bir örgütü meşrulaştırma gibi derdimiz oldu” dedi. l Yurt Haberleri AĞABEYİNİ GÖZÜNÜ KIRPMADAN ÖLDÜRDÜ IŞİD İNFAZI Terör örgütü IŞİD, Irak’tan yayımladığı propaganda videosunda korkunç bir infaza daha imza attı. Bu kez infazcı ile kurban aynı aileden. Ebu Abdullah isimli Arapça konuşan infazcı dizlerinin üzerine çökmüş halde önünde duran ağabeyini ajanlık yaptığı iddiasıyla gözünü kırpmadan başına sıktığı tek kurşunla öldürdü. SURİYELİ GAZETECİYE IŞİD KURŞUNU Şanlıurfa’da haftalık çıkarılan gazetede çalışan ve daha önce kardeşi İbrahim Abdulkadir IŞİD militanlarınca boğazı kesilerek öldürülen Suriye uyruklu 33 yaşındaki gazeteci Amed Abdulkadir, gece motosikletli 2 kişinin silahlı saldırısında başından vurularak ağır yaralandı. IŞİD, kendisine ait Amaq haber ajansı üzerinden yaptığı açıklamayla saldırıyı üstlendiğini duyurdu. Urfa ve Antep’te IŞİD karşıtı 4 gazeteci öldürülmüştü. GAZİANTEP’TE DE BIÇAKLI SALDIRI Gaziantep’te yerel Güncel Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni 48 yaşındaki Murat Güreş, gazetenin bulunduğu iş merkezine girerken kimliği belirsiz bir kişinin bıçaklı saldırısına uğradı. Sağ bacağından 3 kez bıçaklanan Güreş, acı içinde yerde kalırken saldırgan kaçtı. Şüpheli iş merkezinin güvenlik kameralarına yakalandı. Soruşturma sürüyor. l Yurt Haberleri haber EDİTÖR: ELİF TOKBAY Terörle iktidara üstü kapalı destek İyi kötü demokratik olduklarında hemfikir olunması zor olmayan ülkelerde olağanüstü hal uygulamalarının giderek yaygınlaşması ve sıradanlaşmasıyla, azgınlaşmış iktisadi liberalizm arasında yakın bir ilişki var. Küresel ölçekte mutlak kapitalizm veya piyasa toplumu olarak tanımlayabileceğimiz bu azgınlaşmış liberalizmin yarattığı toplumsal tepkilerin bastırılması için, güvenlik devleti uygulamaları birçok yerde devreye giriyor. Güvenlik gerekçesiyle demokrasi ilkelerini çiğneyen bu uygulamalar, demokratik kural ve geleneklerin son derece cılız kaldığı Türkiye gibi bir ülkede, çok daha vahim bir tablo ortaya çıkarıyor. Üstelik iktidardaki güç, ilkel kapitalizmin yağma, el koyma, zor kullanarak rant yaratma yöntemlerini kullanmaya devam ederken, buna ilaveten, hem etnik temelli bir çatışma hem din/medeniyet temelli bir kültür savaşı yürütüyorsa, kalıcı bir olağanüstü hal yönetimine başvurması kaçınılmaz. Güvensizleştirmeyi bir hâkimiyet aracı olarak kullanan dikta amaçlı güvenlik devleti, olağanüstü halin olağanlaşması demektir. Plebisiter demokrasi üzerinden iş gören otokrat bir lidere, iktidarını rakipsiz, iri ve diri tutmak için her türlü olanağı sağlar. Otoriter liberalizm Neoliberalizmin, iktidarını pekiştirmek için yürüttüğü yıkımlar arasında, toplumu siyasetsizleştirme ön sıralarda yer aldı. 20. yüzyılın son çeyreğinde, yürütülen yeni politikanın alternatifinin olmadığı inancı, Sovyetler Birliği’nin çöküşünün de yardımıyla, büyük bir ideolojik bombardımanla zihinlere yerleştirildi. Alternatif tüm çözümlerin akıldışı, cahilce veya daha önce denenip bütünüyle başarısız oldukları iddiasıyla yürütülen bu siyasetsizleştirme, tek seçenek dayatmasının en güçlü silahı oldu. Bu otoriter liberalizm bugün eski gücünü biraz kaybetmiş olsa da, etkisini sürdürmeye devam ediyor. Buna karşı lık, küresel kapitalizmin içinde bulunduğu kriz ortamında, otoriter liberalizmin yönetici kadroları da değişiyor. İktisaden gelişmiş birçok ülkede, yakın zamana kadar bu kadrolar esas olarak elit okullarda eğitim görmüş, medeni görünümlü, kibirli, liberalotoriter teknokratlardan oluşurdu. Siyasal temsile de daha çok bu profil yansırdı. Şimdi ise siyasal demagojinin tüm imkânlarını fütursuz biçimde kullanan, din ve ırk ağırlıklı, faşizan bir “biz” algısı üzerinden konuşan, otoriter yöntemlerle sorunların çözüleceğini iddia eden, kozmopolit dünyanın kir ve günahlarından arınarak yeniden güçlü olmayı vaat eden hatipler ön plana çıkıyor. Yeni sağın veya otoriter muhafazakârlığın sunduğu “yeni çehre” bu. Terör yöntemleri Bu bakımdan Türkiye’de toplumun yarısının Allah’ın bir lütfu, diğer yarısının ise bir belayı azime olarak algıladığı otoriter liderlik bir istisna teşkil etmiyor. Diğer birçok benzer örneğe nazaran fark, hâkim gücün özelliklerinden ziyade, toplumda etnik, kültürel/dini ve bunların üzerini örttüğü sosyoekonomik çatışmaların ulaştığı şiddet dozunun yüksek olması. Bu nedenle, yerli otoriter sağcı popülizm de güvensizliği daha fazla derinleştirerek kendini bir güvenlik çekim merkezi yapma stratejisini çok daha gürültülü, şiddetli ve abartılı yürütüyor. Toplumda da her türlü çatışmanın hızla fiziki şiddete dönüşmesi eğiliminin ve güçlü olanın arkasında durma refleksinin çok kuvvetli olması, sağcı popülist otoriter liderliğin mutlak hâkimiyet stratejisini hayata geçirmesini kolaylaştırıyor. İktidarın çelişkilerini ortaya çıkararak onu zayıflatacağını iddia eden, terör yöntemleri dahil olmak üzere, aşırı şiddet eylemlerine başvuran çevre ve hareketler de hemen her yerde olduğu gibi, Türkiye’de de mücadele ettikleri iktidarın gücünü pekiştirmesine yarayarak ona bir tür zımni destek sunuyor. İYİ KALPLER ARANIYOR NEDEN SİZ OLMAYASINIZ? İnsanlık düşmanı ilan edilen kalp damar hastalıklarına karşı farkındalık yaratma çalışmalarını aralıksız sürdüren. “İyi Kalpli Ol”un diyor... TÜRK KALP VAKFI www.tkv.org.tr turkkalpvakfi turkkalpvakfi iyikalpliol T.C. EDİRNE 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ’NDEN Sayı: 2016/341 Esas Gaipliğine karar verilmesi istenen Edirne ili, Merkez ilçesi, Kadirpaşa Mahallesi, 222 ada, 12 parsel sayılı taşınmaz malikleri “Hüseyin kızı ZEKİYE”nin sağ oldukları ve yaşadıkları yer hakkında bilgisi bulunan kişilerin ilandan itibaren 6 ay içinde mahkememize haber vermeleri hususu ilanen tebliğ olunur “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 340044) Alanya Merkez, denize 50 metre mesafede satılık ev dükkanlar TEL: 0532 120 29 72 Antalya Güzeloba 4+1+2 banyo satılık dublex daire TEL: 0532 799 11 99 C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle