15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 14 Haziran 2016 ekonomi EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 11 Eşitsizliğe son verin! Terörün, şiddetin virüsü siyasetin... ABD’nin 11 Eylül terör travmasında, ilk yazımın başlığı “Kuralsız düzenin kuralsız savaşları” olmuştu.. Yazı, hele de yorum başlıklarının ilgi çekmesi gereksinimi bir yana, uzmanlaştığım, ilgi alanlarım bağlantılı ülkemiz ve dünyanın insana, emeğe ilişkin gelişmelerini yakından izlememle ilişkili bir sonuç çıkarımıydı. Uluslararası Çalışma Örgütü ILO’nun dünya ölçeğinde işçi, sendikal, emek haklarına ilişkin gelişmeleri izlerken.. 12 Eylül 1980 projesi, askeri darbesiyle birlikte Türkiye’de milat gibi yaşatılan insani gelişmişliklerin her türünün, paylaşım dengelerinin çarpıtılması, en çok da örgütlü çalışanların, işçilerin sendikal haklarının gasp edilmesiyle yaşanan geriye püskürtülmenin özünde, göreceli farklılıklarla yoksul güney dünyasında çok hızlı, zengin kuzey dünyasına da giderek daha tırmanan boyutlarıyla, çoğunluk için geçerli, yoksunlaştırma, yoksullaştırma verileri, ILO raporlarıyla kanıtlanmış olumsuz sonuçlarıyla çok çıplak, çarpıcıdır.. Önce üç kutuplu, sonra iki kutuplu, dünya savaşları sonrası gelişmiş dünya düzeninde, galiba da en çok Marksizim tehdidiyle, kapitalizmin kendi kendini ehlileştirme zorunda kalması sayesinde gelişen insan hakları, hukuk devleti düzeni, demokrasiler sayesinde ILO’nun işçiişverensendikalar üçlü temsilinde kabul edilmiş sözleşmeler, ILO ilkeleri çerçevesinde, insanların sınırsız insan haklarının gelişiminde, ekonomiksosyalsiyasal örgütlenmeler sınırsız, ILO sözleşmeleri ile tüm ülkelerde kabul edilmeleri dayatılan, sendikal, toplusözleşmeler hakları asgari ilkeleri söz konusuydu. İlgili uzmanlık komitelerinde sadece 12 Eylül gaspları nedeniyle Türkiye değil, gelişmiş demokrasilerin hükümetleri de, ihlal içerikli icraatlarıyla bağlantılı hesap vermekteler.. HHH Geniş zamanlı değişmeyen evrensel, hukuksal durumun, dünya ölçeğinde tek kutuplu dünyaya geçiş süreci ile bağlantılı, 1970’li yıllardan sonrasında ILO raporlarında kanıtlandığı üzere, milyarlarca dünyalı için geçerli olacak biçimde, örgütsüzleştirme eksenli saldırılarla, en çok ILO sözleşmeleri, sendikal haklar, elbette en ağır sonuçları ile insan hakları, hukuk devleti düzenleri, sendikal haklar kırılarak nasıl, ne boyutlarda kuralsızlaştırıldığını en çarpıcı ILO verileri, yıllık raporlarıyla görebilirsiniz.. Aracın çağımızda küreselleşme sayesinde silahlı güçten daha etkin güce dönüşmüş, medya güdülemesinde, “Tek kutuplu yeni dünya düzeninde, ideolojilerin bittiği..” tezinin olmasının anlamını milyarlarca dünyalı hâlâ algılamamış olsa da, ırklar, dinler, her türden alt kimliklerle ayrıştırılan, paramparça olan, kimlik erozyonu yaşayan kitlelerin cepheleşmelerle birbirlerine düşman olmalarının çözülüşünü yaşamayan yok.. Aynı toprakları, aynı örgütlülükler çatısı altında, aynı çıkarlar savaşımını veren, paylaşan insanların örgütlülüklerinde yaşanan çözülmenin bedellerini ödemeyen yok.. Tek kutuplu dünya düzeni, yeni emperyalizmin yeni vahşi boyutlarının çıkarları adına öncelikle pazarlanan ideolojilere göre, zengin kuzey dünyasında artık dünya savaşlarının benzeri kanlı paylaşım savaşları olmayacaktı. Sözde yoksul dünya içinde kendiliğinden gelişen çok hızlı çözülme, yoksullaşmada en altta kalmamak için çırpınanlar, doğal reflekslerle alt kimlikler, ırklar, dinler, mezhepler, aşiretler savaşlarında patlama yaşamaktaydılar. ABD’nin 11 Eylül’ü, işte bu vahşi çözülmede, kuralsız düzenin kuralsız savaşlarının zengin kuzey dünyasına da bulaşmasının ilk çarpıcı sonucu sayılabilirdi.. Önce beslenip yaratılan sonra da kendilerine tepen silaha dönüştüğünde yok edilmesi gerekli görülen terör ile savaşlarda, insanlık tarihi için çok kısa ama insanlığın en yaşamsal haklarının kayıplarında çok vahşi yol alışta.. ABD’de yaşanan tam karşılığı alt kimliklere yönelik sınırsızlaştırılmış nefretten, şiddeten, terörden türemiş katliamı okumaya çalışırken.. “Terörün, şiddetin, nefret suçlarının virüsleri, siyasetin içinden.. İnsan hakları, hukuk devleti düzenleri, demokrasilerin, barış içinde birlikte yaşam koşullarının tüketilmesinden.. ” Eski cumhurbaşkanları, başbakanlar Sosyalist Enternasyonal çatısı altında buluşarak dünya ekonomisindeki eşitsizliğe son vermek için küresel bir eylem planı hazırlığına girişti Sosyalist Enternasyonal (SE) Başkan Yardımcısı, CHP’li Umut Oran, aralarında SE Başkanı ve eski Yunanistan Başbakanı George PapandreUmut Oran ou, eski Kos ta Rika Cumhurbaşkanı Laura Chinchilla, eski Şili Cumhurbaşkanı Ricardo Lagos’un da bulunduğu eski cumhurbaşkanları, başbakanlar ve bakanların Sosyalist Enternasyonal çatısı altında buluşarak dünya ekonomisindeki eşitsizliğe son vermek için küresel bir eylem planı hazırlığına giriştiğini duyurdu. Brüksel’de ilk toplantısını yapan Eşitsizlik Komisyonu’nun bir dizi tavsiye kararları aldı. Kararların bazıları şöyle: 4 Vergi cenneti niteliğindeki ülkelerin bu durumlarına son vermek, artan oranlı vergi sistemi uygulamak. 4 Eşitsizliği azaltmada eğitimin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha teyit etmek. 4 Toplumsal cinsiyet, milliyet ve etnik kökene dayalı ayrımcılığa son vermek. 4 Yolsuzlukla mücadeleyi arttırmak, asgari ücreti ortalama gelirle ilişkilendirmek. 4 Eşitsizliğin azaltılması için, gelişmiş ülkelerde giderek daha çok tehdit altında olan bedelsiz eğitimi korumak ve başta toplumdaki en fakir kesim ve kız çocuklar olmak üzere geçmişte eğitimden yoksun bırakılmış kişilere odaklanmak. 4 İstihdamsız büyüme eğiliminin yaygınlaşması konu sunda endişeliyiz. İşçi haklarının giderek kötüleşmesi, küresel eşitsizliğin ana nedenidir. İşçi haklarına ilişkin temel standartlar ticaret antlaşmalarında yer almalıdır; böylece demokratik hükümetler, çalışma koşullarının kötüleşmesine neden olan büyük çokuluslu şirketlerin, ekonomik güçlerini kullanarak kendilerini etkilemelerine izin vermeyecektir. l Ekonomi Servisi Hangi işi yapıyorsanız o işin en iyisi olmaya çalışın; o işi en iyi bilenlerle işbirliği yapın. O, hayatı boyunca yeniliğin, geli?imin ve yeni fikirlerin gücüne inandı. Bize farklı birşeyler yapma cesaretini verdi. Sakıp Sabancı’nın yenilikçi ve girişimci vizyonu doğrultusunda, Türkiye için Amerika Birleşik Devletleri’nde bir ilki gerçekleştiriyor, Columbia Üniversitesi Sakıp Sabancı Kürsüsü ve Sakıp Sabancı Türkiye Çalışmaları Merkezi kuruluşunun gurur ve mutluluğunu ülkemizle paylaşıyoruz. Sakıp Sabancı Ailesi ve Sabancı Üniversitesi Gıdada taklit ve tağşiş cezaları ağırlaşıyor İnsan sağlığını tehlikeye sokan gıda ürünlerini üretenler veya piyasaya arz edenlere 100 bin lira idari para cezası verilecek, işyerleri de 1 yıl süreyle faaliyetten men edilecek. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, insan sağlığını tehlikeye sokan ürünleri üreten ve piyasaya sürenler ile taklit ve tağşiş uygulamalarına dönük yaptırımların yeniden belirlenmesiyle ilgili yasal düzenlemeyi en kısa zamanda Meclis gündemine getireceklerini söyledi. Bu yılın mayıs ayı itibarıyla ise 355 bin denetim yapıldığına dikkati çeken Çelik, 4 bin 958 idari para cezası uygulandığını, 48 işyeri için savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu bildirdi. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle