Katalog

EMEK Swissotel’de direniş İstanbul Swissotel’de iki işçi işten atıldı. Otelde çalışan diğer işçiler de arkadaşlarına destek olmak için 21 Nisan’da iş bıraktı ve direnişe başladı. Direnişlerinin 14’üncü gününde olan işçiler, eylemlerinin süreceğini ifade etti. DOLAR 2.8750 3.5 kuruş AVRO 3.2990 2.3 kuruş 8 [email protected] EDİTÖR: PELİN ÜNKER TASARIM: SERPİL ÜNAY Renault sendikalarla mahkemelik oluyor CGT, Bursa’daki Oyak Renault işçilerinin sendika seçme özgürlüklerinin kısıtlanması nedeniyle Renault Grubu aleyhine dava açmaya hazırlanıyor Türkiye’nin otomotiv devi Oyak Renault Fabrikası’nda geçen yıl yaşanan iş bırakma eylemleri ve direnişin ardından yaşanan işten çıkarmalarla ilgili Fransa’daki sendikalar Bursa’daki işçilere destek ziyaretinde bulundu. 5 bini aşkın kişinin çalıştı ğı Bursa’daki Oyak Renault Fabrikası’nda geçen yıl mayıs ayından bu yana binlerce işçi üyesi olduğu Türk Metal Fabien Gache Sendikası’ndan istifa edip işçilerin Birleşik Metalİş DİSK’e bağlı Birleşik Metal Sendikası’ndan istifaya zor İş Sendikası’nda örgüt landığını söyledi. lenmeye başlamıştı. Oyak CGT olarak Bursa’daki iş Renault’ta, ücretlerinin iyi ten çıkarmaların ardından leştirilmesini isteyen ve sendika seçme özgürlüklerinin kısıtlandığını vurgula ŞEHRİBAN KIRAÇ şirketin genel merkez yönetimiyle irtibata geçerek, bu durumun kabul edile yan ve eylem yapan işçiler mez olduğunu ve Renault den 117’si işten çıkarılmıştı. olarak imzalamış oldukları ulus Sadece 42 işçinin tazminatı lararası küresel çerçeve anlaş ödenmiş, 76’sının ise tazminatsız masını ihlal ettiklerini hatırlat işlerine son verilmişti. Fransa’da tıklarını anlatan Gache, “Rena ki tüm Renault fabrikalarında ult genel merkez yöneticileri hiç ki işçileri temsil eden CGT Sendi bir işçinin sendikalaşma nede kası Renault Sendikaları Başka niyle işten çıkarılmadığını ve çı nı Fabien Gache, işçilerin sorun karılamayacağını, Oyak Renault larını ilk ağızdan dinlemek için işçilerinin kendi sendikalarını is Bursa’ya geldiklerini belirterek, tedikleri gibi seçmekte özgür ol “Geçen yıl mayıs ayından beri duğunun garantisini verdiler. Ge Bursa’ya üç kere geldik. Ama hiç nel merkez yönetimi, Oyak Rena birinde bizi fabrikanın içine al ult’daki işçilerin açık ara çoğun madılar. Son ziyaretimizde fabri luğunun Birleşik Metal İş Sen kanın girişine polis de çağırıldı. dikası üyesi olduğunu teyit edi Bu da işçilerin baskı altında oldu yorlar ancak Türkiye’deki ya ğunu gösteriyor” dedi. sal mevzuat gereği yeni bir top İstifa baskısı lu iş sözleşmesinin 2017’de yetki döneminde ele alınabileceği Bursa’daki işçileri ziyareti son ni bildirdiler. Kimsenin sendikal rasında gazetemizi ziyaret eden tercihlerine karışmadıklarını ve Fabien Gache fabrikada çalışan bundan sonra da karışmayacak larını açıkça beyan ettiler” açıklamasını yaptı. Renault Grubu’nun, Renault Grup Komitesi ve IndustriALL Global Union arasında imzalanan uluslararası çerçeve için, sosyal, toplumsal ve çevresel sorumluluk anlaşmasın 2013’te dahil olduğunu hatırlatan Gache, buna rağmen Türkiye’de işçilerin taleplerini ifade etmelerinin engellendiği, Türk Metal’e dönmeleri yönünde baskı yapıldığı ve işçilerin kıdemsiz işten çıkarıldığını vurguladı. Mektup yazıldı 23 Mart’ta Fransa’da Renault fabrikalarında örgütlü tüm sendikalar ve dünya çapında 50 milyon işçiyi temsil eden industriALL temsilcileri olarak, Renault Genel Merkezine ortak bir mektup gönderdiklerini anlatan Gache, “Şu anda bu mektubumuza şirketin vereceği cevabı bekliyoruz, bunun ardından eğer işten atılan işçiler konusunda bir gelişme olmazsa, Küresel Çerçeve Anlaşmasını ihlal ettiğini belirterek Fransa’da Renault Grubu aleyhine bir dava açmak da dahil çeşitli yolları deneyeceğiz” dedi. Zenginyoksul makası açılıyor Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi’nin (Betam) bulgularına göre, geçen sekiz yıl içinde yoksul ile zengin arasındaki enflasyon farkı, yoksulların aleyhine olarak, 20 puanı geçti. En zengin kesimden en yoksul kesime gidildikçe fiyat endeksinin kayda değer bir biçimde arttığına dikkat çekilen araştırmada, “2003’ten itibaren zenginin tüketim sepetinin TL bedeli yüzde 174 artış kaydederken yoksulun tüketim sepetinin bedeli yüzde 196 arttı. Zengin ile yoksul enflasyonu arasında 2007’den itibaren oluşan farkın düzeyi 21.4 puanı buldu. Diğer düşük gelir gruplarının enflasyonu da yoksulunkine yaklaştığından düşük gelirli kesimin enflasyonun satın alma gücünü erozyona uğratma olgusunu çok daha ağır yaşadıkları aşikârdır” denildi. Geçici statüsünde olan işçiler Yozgat Şeker Fabrikası önünde bir araya gelip eylem başlattı. Kadro için iki saat fazla mesai eylemi ITUC mektup gönderdi Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC), Türkiye’deki sendikal hakların genişletilmesine dair iki yıl boyunca yürütmek üzere bir dizi kampanya kararı aldı. Kampanyanın başlangıcını Özel İstihdam Büroları Yasa Tasarısı’nın geri çekilmesi talebiyle başlatan ITUC, 100’ü aşkın ülkedeki üye sendikalarının Başbakan Ahmet Davutoğlu’na göndermesi için mektup yazdı. ITUC mektupta, söz konusu değişikliklerin tüm emek piyasası için işçi haklarında kayda değer bir gerileme yaratacağını, değişikliğin sendikalara dayatıldığını söyledi. “Sendikacıların, yürüttükleri faaliyetler nedeniyle gözaltına alınmaları, sendikal hakların ihlalidir” diyen ITUC, taslak değişikliklerinin Meclis’ten geri çekilmesini talep etti. Şeker fabrikalarında çalışan ve kadrolu çalışmak isteyen işçiler iki saatlik fazla mesai eylemi başlattı. Eylem bir ay boyunca sürecek. Türkiye genelindeki şeker fabrikalarında görev yapan geçici işçilerin kadroya alınmaları ve şeker sektörünün sorunlarının çözümü amacıyla Türkiye Gıda ve Şeker Sanayi işçileri Sendikası (Şekerİş) Genel Merkezi tarafından alınan iki saat fazla çalışma eylemine, Yozgat Şeker Fabrikası’nda çalışan işçiler de katılarak destek verdi. Bir ay boyunca devam edecek olan iki saatlik fazla çalışma eylemi nedeniyle işçiler fazla ücret talep etmedi. Şeker İş Sendikası Yozgat Şube Başkanı Turgut Gözübüyük yaptığı açıklamada, iki saat fazla mesai eyleminin öncelikli hedefinin Şeker İş camiası içerisinde çalışan muvakkat (geçici) statülü işçilerin kadrolu hale getirilerek üretim bandındaki kalifiye eleman zaafını gidermek, bu zaaftan kaynaklanan hammadde ve zaman israfının da önüne geçmek olduğunu söyledi. İşçilerden Mustafa Halıcı ise muvakkat işçi olduklarını burada öğrendiklerini belirterek, “Yılda 56 ay farklı sürelerde çalıştırılıp işten çıkartılıyoruz. Yerimize taşeron işçi adı altında personel alınıyor. Bizlerin bu şekilde çalışarak emekli olma ihtimali bulunmuyor. Bizler mezarda emekli olmak istemiyoruz” dedi. l Yurt Haberleri Kiralık işçi tasarısı Meclis’te Hükümet, Kiralık İşçi Yasa Tasarısı’nı Meclis Genel Kurulu’nun gündemine getirdi. AKP Hükümeti, dikkatlerin dokunulmazlıkların kaldırılma sıyla ilgili yasal düzenlemeye çevrildiği sıra da “Kiralık İşçi Ya sa Tasarısı”nı Meclis Genel Kurulu’nun gündemine getirdi. Yasayla devlet istihdamdaki sorumluluğunu özel sektöre devredecek. Kiralık işçi kullanımı, çalışma yaşamının temel biçimi haline gelecek. ‘Geçici istihdam’ adı altında uygulanacak ‘kiralık işçilik’ arttıkça güvencelikadrolu çalışan sayısı azalacak. Tasarının yasalaşması durumunda kıdem tazminatı ve yıllık ücretli izin hakkı gasp edilecek. İşçi aynı işyerinde kıdem tazminatı hakkı kazanacak kadar çok çalışamayacağı için kıdem tazmi natı ve yıllık izne hak kazanamayacak. Böylece işçinin yıllık 2 maaşa yakın ücreti patrona kalacak. İşçi dönemsel çalışacağı için bir sonraki işyerinin neresi olacağını bilemeyecek. Yasa emeklilik hakkını gasp ediyor. Çünkü bir işçinin emekli olabilmesi için 7 bin 200 gün prim ödeme zorunluluğu olduğu düşünüldüğünde dönem dönem çalışabilen bir işçinin emekli olması hayal olacak. Yasa işsizliği artırırken, taşeron çalışmayı da biçimini değiştirerek koruyacak. Sendikalaşma azalırken, iş cinayetleri artacak. FAİZ BORSA ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 9.45 0.17 puan 79.382 1.687 puan 791.62 1.98 kuruş 118.40 30 kuruş Perşembe 5 Mayıs 2016 Mehmet Özenbaş Altay Coşkunoğlu Michele Scandellari Yüzde 50 yerli olan santral, 56 yılda kendini amorti edecek. Güneşin önüne bürokrasi perdesi Tekno Ray Solar, Türkiye’nin en büyük Güneş enerjisi santralını Konya’da açtı. CEO Coşkunoğlu, “En büyük zorluk bürokrasi” dedi. YENER KARADENİZ İtalyan Enerray ve Tekno Şirketler Grubu arasında ortak girişim şirketi olarak kurulan Tekno Ray Solar, Türkiye’nin en büyük güneş enerjisi santralını Konya Kızören’de açtı. 20 bin hanenin elektriğini karşılayacak olan ve yüzde 50 yerlilik oranına sahip 22.5 megavatlık tesis, 56 yılda kendini amorti edecek. Tesisin açılışında konuşan Tekno Ray Solar Üst Yöneticisi (CEO) Altay Coşkunoğlu, güneş enerji sektörünün yeni bir alan olduğunu ve Türkiye’nin kendi kendine yetecek enerjiye sahip olması hedefinde önemli bir kaynak olduğun dikkat çekti. “Kimse farkında değil ama güneş milli bir servet. Arapların petrolü varsa bizim de güneşimiz var” diyen Coşkunoğlu, hükümetin de bu konunun önemini kavrayıp sektörün önünü açacak adımlar atması gerektiğini vurguladı. Sektör çok şeye gebe Tekno Şirketler Grubu, enerji işine 2010’da doğalgaz ile girmiş. Doğalgazın sürdürülebilir olmadığını farkeden şir ket, değişen mevzuat ile birlikte Tekno Ray Solar şirketini kurarak güneş enerjisine dahil olmuş. Coşkunoğlu, “Bu arada lisanssız santralın önü açıldı. Konya Kızören’de açtığımız bu tesis de bunlardan biri. 18.5 megawattını devreye aldık. 4 megavat daha gelecek. Megawatt saat başına 133 dolar alım garantisi kapsamında direkt satıyoruz. Güneş sektörü çok şeylere gebe. Hızlı büyüyecek” dedi. Milli servet Bu aşamada zorlukların da olduğuna dikkat çeken Coşkunoğlu, en büyük handikapın bürokrasi olduğuna dikkat çekti. Coşkunoğlu, şöyle devam etti: “Türkiye güneş yönünden milli servetin üzerinde oturuyor. AB’nin güneş ışınını en iyi alan ülkesiyiz. Her sene 34 bin megawatt yatırım yapmak içten değil yeterki mevzuat buna müsade etsin. Enerji Bakanlığı, EPDK gibi çok fazla mekanizma var ve bunların her birinin aldığı karar diğerinin önünü tıkıyor. Koordinasyon sorunu var. Öte yandan orta vadeli bir program yok. Önümüz açılırsa her sene 5 bin megawattlık tesis açmak işten bile değil.” l KONYA Beş şirketten birinin dijital stratejisi yok Türkiye’deki dijital değişime bakış açısı araştırma sonuçları Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), Samsung, Deloitte ve Geniş Format Kopyalama (GFK) işbirliğiyle açıklandı. Araştırmaya katılan her üç şirketten ikisi net ve anlaşılır bir dijital stratejileri olduğunu düşünürken, her beş şirketten biri net ve anlaşılır bir dijital stratejilerinin olmadığını söylüyor. Toplantıda konuşan TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran Symes, verimlilik ve rekabet baskısının arttığına değinerek, tasarım, değişim ve yeniliğin önemine vurgu yaptı. Sanayi 4.0’ın (4. Sanayi Devrimi) Türkiye için öneminden söz eden Symes, 10 yıl içinde dünyada tüm sektörlerdeki dijital dönüşümün faydasının 100 trilyon doları aşacağını ifade etti. Türkiye’deki girişimlerin yüzde 60’ının düşük teknolojili olduğunu belirten Symes, dijitalleşen bir dünyada bunun sürdürülebilir olmadığını söyledi. l Ekonomi Servisi Cansen Başaran Symes Türkiye’ye gelen yatırım yüzde 10 azaldı Türkiye’de birleşme ve satın alma (M&A) işlemlerinin durumunu analiz eden KPMG Vergi Bölümü Şirket Ortağı Ayhan Üstün, Türkiye’deki M&A işlem hacminin 2014’teki 18 milyar dolar seviyesinden 2015’te 16 milyar dolar seviyesine gerilediğini belirtti. Üstün, “Bu, geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 10’un üstünde bir daralmayı ve 2011’den sonra son 5 yılın en düşük değerini temsil ediyor” dedi. Üstün, Türkiye’nin 2015’te tekrarlanan seçimler, bölgesel siyasi ve güvenlik riskleri ile birlikte uluslararası eko nomik belirsizliklerin üst üste gelmesiyle daha zor bir yatırım dönemi geçirdiğine dikkat çekti. Üstün’ün verdiği bilgiye göre gerçekleşmeyen veya iptal edilen özelleştirme ihaleleri sebebiyle kamu kaynaklı M&A işlemleri 1.8 milyar dolar seviyesine geriledi. Yatırımda Körfez ve Doğu ülkelerinin payı arttı. İşlem sayısı arttı ama değeri düştü. Katar Merkez Bankası’nın Finansbank’ı 2 milyar 940 milyon dolara satın alması en büyük M&A işlemi olarak kayıtlara geçti. Bu yılın ilk çeyreğinde ise 33 işlem gerçekleşti. l Ekonomi Servisi C MY B