18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 22 Mayıs 2016 4 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: SERPİL ÜNAY Özgürlük ülkesi PARİS Sevgili, Paris yaşamının onsuz olmazı olan metronun kimi istasyonlarının (örneğin Bastille ve Concorde) duvarlarında, İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin metinleri yer alır. Doğaldır. Paris, “Büyük Devrim”in beşiği, 18. yüzyıldan bu yana da burjuva demokrasinin özgürlüklerinin korkusuzca yaşandığı bir diyardır. Ben de Paris’e her geldiğimde kendi ülkemde yaşamadığım özgürlükleri sonuna kadar yaşamak mutluluğuna erişiyorum. Hele bunlardan biri var ki, onu tepetepe kullanıyorum. Hangisi diye sorma! Bulmak için de boşuna kafa yorma! Ne kadar düşünsen bulamazsın! Ülkemin rejimi veya yöneticileri hakkında fikrimi özgürce söylemek veya hırsıza “hırsız”, uğursuza “uğursuz”, diktatöre “diktatör”, soytarıya “soytarı” diyebilmek türünden veya düşünce ifade edip yaymak kabilinden temel özgürlüklerden biri değil. Hatta hiçbir tiranın yasaklamayı aklından bile geçirmediği basit, kullanması bedava özgürlüklerden birisi, bu benim sözünü ettiğim. Sözünü ettiğim yürüme özgürlüğü. Yok yok, öyle üç beş kişi bir araya gelip de siyasi görüşümüzü haykıracağımız, toplantı gösteri yürüyüşleri yasası kapsamına giren yürüyüş de değil. Bencileyin garip bireyin elini kolunu sallayarak, hayallere dalarak, çok keyiflenirse ıslık çalarak yürümesi benim kastettiğim. HHH Ne zaman Paris’e gelsem, kendi kentim İstanbul’da tadamadığım bu özgürlüğü, sonuna kadar kullanıyorum. İstanbul’da yürümeni engelleyen mi var? Orada da dilediğince kaldırım tep! diyebilirsin. Ne var ki, kazın ayağı öyle değil. Yürümek için kaldırım lazım. Öyle eğri büğrü, çürük çarık, her adımında başka bir tuzak barındıran, delik, çukur, kiminin üzerine araba oturtulmuş, kimine esnaf tezgâhı kondurulmuş dar şeritler değil, gerçek kaldırımlar. Onlar da İstanbul’da yok. Kaldırım ile bir ülkenin yaşam felsefesi, demokrasisi doğrudan ilişkilidir ve hepsinin kaynağı insana saygıdır. Benim ülkemde insan, hele ya ya ise öyle fazla saygı görmez. Kentler müteahhitler, rantiyeler, yollar arabalar için, limanlar yatlar için vardır, insanlar için değil. Oysa Paris’te, her yurttaş, hatta yayalar bile saygıya layık görülürler, geniş düzgün kaldırımlarda dolaşabilme olanağına kavuşurlar. Bu bir imtiyaz değildir. Nitekim Fransız Chanson’nunun en ünlü, ölümsüz eserlerinden Yves Montand’ın yorumladığı “Les Grands Boulevards”da (Büyük Bulvarlar) kahraman, Citroen’de tornacı olan yoksul bir işçidir. Ama o da her akşam iş çıkışında, St. Denis kapısı ile İtalyanlar Bulvarı arasındaki kaldırımları tepmeye başlar, bedava bir lütuftur bu. 1950’li yılların ortasında, Galatasaray’da yatılı okuduğum yıllarda, her sabah öğrencileri çiğ zil sesiyle uyandırmak yerine, güne müzikle başlatmak uygulaması yürürlüğe konduğunda sabahları bize bu şarkıyı çalarlardı. Sabahın 6.30’unda derin uykusundan uyandırılan kimi öğrencilerin tepkisi hoparlörlerin tellerini kesmek olunca yeniden zille kaldırılmaya başlandık, ama şarkıyı ömür boyu unutmadım. HHH İstanbul’un daha eski, daha yoksul olduğu ama henüz otomobiller tarafından işgal edilmemiş, kendince kaldırımları olan yürüyüşlü günlerini de unutmadım. İstanbul’u önce yürüyerek tanıdım, Paris’i de; onu sonra da skuter ile turladım. Bir kadını konuşmadan, bir kenti yürüyerek gezmeden, tanıyıp sevemezsin. Yürümek için de kaldırım şart. Bir ülkenin kaldırımları, insanına duyduğu sevginin, vatandaşına duyduğu saygının, dolayısıyla demokrasisinin kalitesinin göstergesi. Paris’te, piyade Ali Sirmen olarak, benim olmayan Fransız Devleti’nden gördüğüm saygıyı keşke kendi ülkemde de görebilseydim. Kaldırım deyip geçme! Çok önemlidir, edebiyat dünyamızda da tartışmalara yol açmıştır. Bilir misin ki, kaldırım sözcüğünün “kalidromos”tan gelip gelmediği tartışması yüzünden Melih Cevdet Anday ile Sami Karaören 2 yıl küs kalmışlardı? Meclis Başkanı Kahraman’dan yeni laiklik çıkışı: Laiklik cumhuriyetin temel esası değil “Yeni anayasada laiklik maddesi olmamalı” sözleriyle toplumun bütün kesimlerinden tepki gören TBMM Başkanı İsmail Kahraman, “Şahsi düşüncelerimi ifade ettim” diyerek kendisini savunmasının ardından, laiklik karşıtı söylemlerine devam etti. Kahraman, 100’üncü Yılında Milli Türk Talebe Birliği ve Gençlik Sempozyumu töreninde yaptığı konuşmada, “Laiklik cumhuriyetin temel esaslarından değil” dedi. Dokunulmazlıklara ilişkin anayasa değişikliği oylaması sırasın İsmail Kahraman da TBMM Genel Kurulu’nda CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, “Türkiye’de en önemli sorumluluk makamlarından biri olan makamda bulunan bir kişi olarak ‘Anayasada laiklik olmamalı’ sözünün bugüne kadar sizin tarafınızdan telafi edildiğine, kamuoyu vicdanının anayasaya bağlılı ğınızdan şüphe edilmeyecek şekilde birtakım sözler söylemek suretiyle giderildiğine tanık olmadık. Bu bakımdan biz bu oturumu sizin yönetmenizi uygun gör müyoruz” diye tepki göstermişti. l ANKARA / Cumhuriyet ETKİNLİĞİ ENGELLEMEK İÇİN GECE BİLE ÇALIŞTILAR Ankara Valiliği’nin ‘homofobi’ mesaisi Kaos GL Derneği’nin düzenlediği Homofobi Karşıtı gösterinin bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de her yıl 1723 Mayıs arasında düzenlediği “Homofobi Karşıtı” gösterisinin bu yıl yasaklanmasına ilişkin Ankara Valiliği kararının mahkemece durdurulmasının ardından, Valilik Bölge İdare Mahkemesi’nden gece saatlerinde yasağı yeniden geçerli sayan kararı çıkarttırıp gece 12’de Kaos GL’ye tebliğ etmeye çalıştı. Derneğin kapalı olması üzerine polis tutanak tuttu. Dernek yetkilileri Güvenlik Şube Müdürlüğü’ne çağrıldı. Bölge İdare Mahkemesi’nin kararında gösteriye “kitlesel tepki” gösterilebileceğini belirtmesi ve “tarih” vurgusu yapması, gösterinin AKP kongresi ile aynı gün yapılmak istenmesi nedeniyle yasaklandığı değerlendirmelerine yol açtı. Oybirliği ile alındığı belirtilen kararda 3 hâkimden sadece birinin imzasının olması da dikkat çekti. Yürüyüş bugün 15.0018.00 saatleri arasında yapılacaktı. l KEMAL GÖKTAŞ / ANKARA Mevlüt Yüksel’e kumpas Takvim Gazetesi Haber Müdürü ve A Haber muhabiri Mevlüt Yüksel, Gezi Parkı’nda ağaçlarla ve Alman ZDF kanalı önünde yaptığı röportajlarla tanınıyordu. CNN Muhabiri Christina Amanpour’la hayali röportajları da vardı Yüksel’in. Dün sosyal medyaya yansıyan haberlere göre Mevlüt Yüksel’i de tuzağa düşürmüşler. Yüksel, Facebook’ta bir kadın gazeteciyi ekleyip buluşma teklif etmiş. Sonra da kendisine, “Ben tanınmış biriyim canım benim, sana burs veririm” deyip, buluşmak için randevu vermiş. Sosyal medyadaki görüntülere göre, ceketinin yaka cebine kırmızı bir mendil koyarak gittiği buluşma yerinde Mevlüt Yüksel’i, elinde kamerayla bir başka gazeteci karşılıyor. Aralarında şöyle bir diyalog geçiyor: Mevlüt Bey, genç kadınlara burs vaadi verdiğiniz söyleniyor, doğru mu? Yooo. Peki bu akşam buraya niye geldiniz? Mevlüt Yüksel Gezmeye geldim. Sen kimsin? Ben gazeteciyim. Gel böyle gel (Aracın içini gösterip.) Ben çekim yapıyorum; basın özgürlüğü var. Neden sinirlendiniz? Böyle gel konuşalım. Şurda gel görüşelim. (Sonra da Mevlüt Yüksel aracını çalıştırıp uzaklaşıyor.) Mevlüt Yüksel dün iddialar üzerine Twitter’dan cevap verdi, şöyle dedi: “Karşımızda, her türlü; tezgâhı, oyunu ve kumpası kuran, bunun için her şeyi de mubah sayan organize bir ekip var. Bunlara rağmen her türlü tezgâhı, kumpası ve üzerimize oynanan oyunları bozacağız. Bekleyin.” Biz de bekliyoruz. Gazete, gazeteci attırdı, tebrikler Sosyal medyada Cumhurbaşkanı Erdoğan’la ilgili bir karikatür paylaşan radyo sunucusu Zeliha Sunal’ı TRT işten çıkardı. Dün Yeni Akit gazetesi, “TRT o kadının biletini kesti” diye başlık atmış. Bir gazete, bir gazeteciyi hedef gösterip işten attırmış ve övünüyor. Tebrik ederiz. GsDaaübvnıukütnBoağsşölubz’naüdkaann: 4yedsBuşuöem“isnmnD’ürduudpSevkeaa‘lmnasrreeemliaş’rnyerıişmıedd,ee. o cesaret...” Helikopter için sorular Gazeteci Metehan Demir; eski bir pi ronik karıştırma mı yaptı?” 3 Helikopteri düşüren lottur. Kendi blogunda füze IGLA SA18’e kar dün PKK’nin düşürdüğü şı füzeler Türkiye tarafın ve 8 askerin şehit olduğu dan satın alınmış, Şile’de son Kobra helikopteri sal denenmiş, başarılı olmuş dırısı için önemli iddialarda bulundu. Düşen heli Metehan Demir tu. Füze neden devreye girmedi? kopterin Super Cobra ol 4 İddialara göre duğunu, bunların “Örgütün 1 nu PKK’nin elinden, helikopteri dü maralı korkulu rüyası” olarak de şüren füzelerden 60 tane daha ğerlendirildiğini, halen TSK’de var ve Hakkâri, Mardin ve Diyar 8 tane kaldığını yazdı ve şunla bakır bölgeleri kırsalında dağıtıl rı sordu: mış. Doğru mu? 1 Füze ateşlendiğinde diğer 5 Bu füze tarzı sistemler için Super Cobra’nın cheffflare ola de uzmanlar tarafından kullanıcı rak bilinen çoklu ısı parçacıkları lara özel bir eğitim verilmesi şart. atarak hedef şaşırtan sistem aktif O zaman PKK’ye bu eğitimi kim hale gelmedi. Neden? verdi? 2 Helikopterde bulunan sa 6 Ankara, helikopter düşüren vunma sisteminin adı ise Aselsan füze Ruslara ait çıktığına göre yapımı ÖZIŞIK’tı. Acaba olay sı Moskova’ya ‘Acaba nedir bu fü rasında “Başka bir ülke de elekt zeler’ diye sordu mu? Hangi önemli yetkili gidiyor? Metehan Demir, yazısında bir de şöyle bir iddiada bulunmuş: “Yakında devletin çok ama çok önemli bir koltuğunda değişiklik yaşanacak. Tabii ki Başbakan ve bakanları kastetmiyoruz. Uzaklardan bir isim koltuğun yeni sahibi olacak. Ancak daha bu köprünün altından çok su akar dengeler değişir. Acele etmeyelim. Bekleyelim...” “Ankara’da büyük çekişmeler var” diyen Metehan Demir eski bir asker olduğuna göre, kastettiği kişi TSK’nin bir üst düzey yöneticisi mi, yoksa MİT’te mi yenilik olacak. Barselona’da 3 ay kalacak Showmen Beyazıt Öztürk’ün, Be nı yaptı. Ama sonunu şöyle bağ yaz Show’da yaşanan “Öğ ladı: “Üç ay yaz tatiline çı retmen krizi”nin ardın kıyorum, oraya da uğraya dan Türkiye’yi terk edip cağım.” Barselona’ya yerleştiği iddiaları ortaya atılmıştı. Beyazıt Öztürk Ama son yaşananlardan sonra Türkiye’den Öztürk önceki gece TV kaçmak isteyenlerin arttı programında bu konuyu ele alıp ğı gerçek. gırgırını geçti. Cemaatçiler kaçıyor, bu da İddianın tamamen yalan oldu gerçek. Beyazıt Öztürk 3 ay git ğunu, Madrid’e yerleştiği şakası miş çok mu? Davutoğlu’nun vedasıAKP’nin 3. genel başkanının seçileceği olağanüstü kongrede sürpriz yok Kurulduğundan bu güne kadar 5 olağan kongre düzenleyen AKP, 2. olağanüstü kongresini bugün yapacak. Kongre, bugün saat 10.00’da Ankara Arena’da başlayacak. Binali Yıldırım’ın tek genel başkan adayı olacağı kongrede, parti kurulları da yenilenecek. Bin 470 delegenin oy kullanacağı kongrede önce divan seçimi yapılacak. Adı Başbakan adayları arasında geçen Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, divan başkanı olacak. Olağanüstü kongreye sunulacak MKYK listesinde de değişiklik olması bekleniyor. Davutoğlu’nun, 12 Eylül 2015’teki kongrede listeye koyabildiği Mehmet Babaoğlu ve Selçuk Öztürk ile 29 Nisan’daki MKYK’de yetki devrine imza vermeyen Cemil Çiçek’in liste dışı kalacağı belirtiliyor. Partinin grup yönetimi ile Meclis komisyonlarının başkanlarında da yeni yasama yılıyla birlikte değişeceği kaydediliyor. Kongrede Ahmet Davutoğlu, Başbakan ve AKP Genel Başkanı olarak son konuşmasını yapacak. Davutoğlu’nun kısa bir konuşma ile “birlik” mesajı vermesi bekleniyor. Genel başkan adayı olarak konuşma yapacak olan Genel Başkan adayı Binali Yıldırım’ın ise dün Ankara’daki evinde kongre hazırlıklarını yapan heyet ile bir araya geldiği ve ‘PELİKAN BİLDİRİSİ’NE SİNİRLENİP EŞİNE BAĞIRDIĞI İDDİASINI YALANLADI konuşması üzerinde çalıştığı ifade edildi. 5 bin polisle önlem Kongre nedeniyle Ankara’da birçok yol gün boyu ulaşıma kapatılacak. Arena Salonu’nun etrafı ve çevresinde geniş güvenlik önlemleri alınacak. Televizyonların canlı yayın araçları geceden kongrenin yapılacağı salona park edilecek. Sabah ise canlı yayın araçlarında bomba araması yapılacak. Kongre için 5 bin polis görev yapacak. l ANKARA / Cumhuriyet Bende nerede o cesaret Başbakan Ahmet Davutoğlu eşi Sare Davutoğlu ile birlikte Başbakanlık basın merkezinde, başbakanlık muhabirlerine de veda etti. Sohbet sırasında, elinin Konya programının ardından BosnaHersek’te bandaja alınması üzerine ortaya atılan “Duvara yumruk attı” haberlerine atıfta bulunan Davutoğlu, “Bir baktım haberlere duvarı yumruklamış, Sare’ye dönüp ‘sen de sus’ demişim. Ben Sare Hanım’a ‘sen de sus’ diyeceğim. Bir; ben bu nezaketle onu yapmam; bir de bende nerde o cesaret...” dedi. Bu yanıt gülüşmelere neden olurken, Sare Davutoğlu, “Çok kötü bir profil çizdin” dedi. Süleyman Şah Türbesi’nin taşınmasına ilişkin gazetecilerle yaşadığı bir anıyı anlatırken Davutoğlu, “Sardılar etrafımı ‘hocam bir problem varmış’ falan diyorlar, benim de nedense hocalığım tuttu” dedi. Bu esnada söze giren Sare Davutoğlu, “Sanki hiç tutmaz da” diyerek espri yaptı. Davutoğlu, “Sare, gören de sana ders anlattığımı sanacak” dedi. Başkanlık pazarlığı yapmadık Demirtaş: Çözümden başkanlık çıkarmak isteyen Erdoğan sürece ihanet etti MAHMUT LICALI HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 15 köylünün öldüğü saldırının ardından PKK’ye yaptığı çıkışla ilgili “PKK’nin yapacağı her şeyde halka karşı da, siyasete karşı da sorumlu olduğunu hissetmesini istiyoruz” değerlendirmesi yaptı. Demirtaş’ın dokunulmazlık görüşmelerinin ikinci turu öncesi yaptığı değerlendirmeler şöyle: Makul gerekçesi olamaz: PKK’nin yapacağı her şeyde halka karşı da, siyasete karşı da sorumlu olduğunu hissetmesini istiyoruz. Savaş yakıcı ve yıkıcıdır. Bunun faturasını en fazla halk öder. Bu fatura halka çıkarken de halkın temsilcileri olarak herkese karşı halkın haklarını savunmaktan geri durmayız. Diyarbakır’da yaşanan köylüleri katletmek üzere planlanmamış olabilir. Ama bunun makul, meşru bir gerekçesi olamaz. Sonuç ve fatura çok acıdır. Bu tür şeylere savaşın ve çatışmanın olağan sonuçları gibi bakıp üstünü örtemeyiz. Yalan ve iftira: Çözüm sürecinde başkanlık pazarlığı yaptığımız büyük bir yalan ve iftiradır. Asıl sürece ihanet eden Erdoğan’dır. Ne Kandil’de ne İmralı’da ne de Ankara’da hiçbir görüşmede başkanlık mevzusu üzerinden bir pazarlık yürütülmemiştir. Sadece İmralı gö rüşmelerinin başında Öcalan şunu demiştir: “Erdoğan başkan olmak istiyorsa kendinde merkezileştirmeyeceği, demokratikleşmeye katkı sunacağına inandığımız bir gelişme olursa destekleyebiliriz.” Öcalan’ın kendi fikri olarak ifade edilmiştir. Ama Erdoğan’ın kafasında hep bu vardı. Buradan bir başkanlık çıkarmayı istiyordu. Hep şöyle düşünüyordu; ben bu BDP’lilere, bu Kürtlere bayağı bir iyilik yaptım; bunlar da beni görürler herhalde. Böyle kaba saba bir yaklaşımı vardı. l ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle