Katalog

4 Akşener önümüzdeki haftalarda yapılacak MHP Kurultayı’nda genel başkan seçilirse Türkiye’de siyasetin dengesini sarsması muhtemel. Yapılan anketler, onun genel başkanlığında MHP’nin oylarının yüzde 20’ye yaklaşacağını, AKP’nin oylarının ise yüzde 5 oranında düşeceğini iddia ediyor. 4 Demek ki ilerleyen günlerde Akşener çevresinde abartılı saldırılar ve abartılı tezahüratlar izleyeceğiz. AKP’ye rakip oldu diye geçmişi unutup ona koşulsuz destek olanlarla, Devlet’e karşı18 Pazar24Nisan2016 EDİTÖR:EZGİATABİLEN TASARIM:FUNDAYAŞARERDOĞDU bir siyaset terminolojisiymiş gibi ‘paralel’ yaftasını bol kepçeden savuranlar arasında geçecek günler. devlete talip Siyasi hayatına DYP ile başlayan, kurulma aşamasındaki AKP’ye dokunup MHP ile devam eden Meral Akşener, şimdi bir eşikte duruyor. Kapı ya suratına kapanacak ya da ardına kadar açılacak 1 Kasım 2015 seçimlerinde Meral Akşener’in adı MHP’nin milletvekili listesinde yoktu. Önce “Genel başkanın takdiridir, yorum yapamam” dedi. Zaman geçtikçe suskunluk yerini eleştiriye bıraktı: “Devlet Bahçeli seçimlerdeki başarısızlığın sorumluluğunu üstlenmeli.” 1956’da İzmit’te, Rumeli göçmeni bir ailenin dördüncü çocuğu olarak doğdu. Anne tarafı Demokrat Parti’yi destekliyordu. CHP’yi destekleyen baba tarafı ise 27 Mayıs darbesinden sonra, o darbenin bildirisini radyoda okuyan Alparslan Türkeş’in siyasi görüşlerini benimsemişti. Meral Akşener, İstanbul Üniversitesi’nde tarih okurken Ülkü Ocakları’nın aktif bir üyesiydi. Abisi Nihat Gürer ise 12 Eylül’e kadar MHP Kocaeli İl Başkanı’ydı. Daha sonra da aktif siyasete devam etti. Gürer dört ay önce Kocaeli Manşet gazetesine verdiği söyleşide “50 yıldır siyasetin içindeyim” diyordu, “Birinci adamları hep yakından tanıdım. Süleyman Demirel’i, Turgut Özal’ı, Necmettin Erbakan’ı. Tayyip Erdoğan bana ‘ağabey’ der. Alparslan Türkeş’le çok yakın mesaim oldu”. ‘Çok cenaze kaldırdık’ 1980’e giden yol hem Akşener hem de çevresi için zor geçmişti. Bundan bir yıl önce Habertürk’ten Kübra Par’a verdiği söyleşide “76’dan itibaren çok cenaze kaldırdık” deyip devam etti: “Bizim 68 kuşağından bir farkımız da vicdanımızın olmasıdır. Daha dürüst bir kavgaydı.” 68 kuşağının ne vic dansızlığını gördüğünü açıklamadı. Kemal Çelik’i getirmesiyle manşetlere çık Daha sonra eşi olacak Tuncer Akşener tı. Mevcut düzeni değiştirmeye çalışıyor, ile üniversite öğrencisiyken tanıştı. Par bu yolda da “Kolomb’un yumurtası” tekni ile yaptığı söyleşide Boğaziçi Makine Mü ğine başvuruyordu. hendisliği mezunu eşi için “Solcuydu. Ger Verdiği bir söyleşide “Devlet şeffaftır. çi komünist değildi, daha makul bir nokta Yapılan her şey paylaşılmalıdır” derken daydı. Sonra çok güzel bir Türk milliyetçi aynı anda adı dinlemelerle, tehditlerle anı si oldu” diyecekti. lıyordu. MHP Genel Başkan Vekili Tuğ Çiller’e danışmanlık yaptı rul Türkeş, DYP’den istifa eden iki vekilin MHP’ye geçmemesi için Akşener’e yakın ABD’ye gitmeyi planlıyorlardı; tarih pro iki ismin kendisini tehdit ettiğini söyledi. fesörü Kemal Karpat’ın asistanı ol Hükümeti eleştiren Do mak istedi, cevap ğan Grubu’na gönderdiği alamadı. Yüksek li açıklamada tıpkı Erdo sans tezini Marma ğan gibi “evde tutmak ra Üniversitesi’nde annebaba memleketi ta zorlandığı taban”dan [email protected] söz ediyordu: Drama’nın tarihi üzeri “Bugüne kadar arzu ne hazırladı, doktora te edilmeyen bir olayın zinin konusu ise Koca vuku bulmasını başar eli Şeriyye Sicilleri’ydi. dık. Bugünden sonra Üniversitede tarih ders Tansu Çiller fanatiği leri veriyordu ki siyaset gençlerimizi tutmakta üstün geldi. zorluk yaşayacağımız kanaatin 1990’ların başında Tansu Çiller ile ta deyiz. Sizleri son defa uyarıyoruz.” nıştı, DYP’ye girdi. Önce Kocaeli Belediye Başkanlığı’na adaylığını koydu, seçilemedi. Polise zor kullanma yetkisi Bir süre Çiller’in danışmanlığını yürüttük 1997 Haziran’ından TSK’nin sınır öte ten sonra genel seçim sonucunda DYP İstan si operasyonuna karşı yapılacak eylemle bul Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı re karşı polise zor kullanma yetkisi verdi oldu. 1996’da Refahyol hükümetinde İçişle ğinde gerekçesini “ülkemizin dış kamuo ri Bakanlığını Mehmet Ağar’dan devralırken yunda olumsuz yönde tanıtılmasını engel ‘ailesi’nin çerçevesini çizdi: “Ağabey, karde lemek” olarak açıklamıştı. Yine aynı dö şe teslim ediyor”. nemde Abdullah Öcalan için “Türk mille Kısa süren bakanlığı, Türkiye’nin en karı tini bölmek isteyen bu Ermeni dölü!” de şık, en karanlık dönemlerinden birine denk mekten imtina etmemişti. gelmişti. Bir yandan Susurluk skandalının Sevilen bir bakan değildi. Hem TSK ile düğümleri çözülmeye çalışılıyor, bir yandan hem muhalefet üyeleriyle hem de med da 28 Şubat sarsıntısı yaşanıyordu. yayla arası bozuktu. Sürekli iddialaşma Tehditler, baskınlar largerilimler yaşanıyordu. Bunlardan biri de Alaattin Çakıcı ile ilgiliydi. 1998 Ey 28 Şubat’a karşı olduğunu açıkça belli et lül’ünde Çakıcı’nın sesinden yayımlanan ti. Malum MGK toplantısında sinirden ya bir bantta, Akşener’in Emniyet tarafın nında oturan komutanın kuru pastaları dan aranan Çakıcı’yı “yerini değiştir” diye nı yediğini anlattı soranlara. Bu müca uyardığı söyleniyordu. İddialara “Herhan dele kuru pastayla kısıtlı kalmadı; İstih gi bir şekilde irtibat kurduğum ispatlan barat Daire Başkanlığı’na atadığı Bülent sın, milletvekilliğini değil siyasi hayatımı Orakoğlu’na Genelkurmay’ı dinleme gö bitireceğim” cevabını verdi. revi vermekle suçlandı. Bir general “O ka Bu sırada Hürriyet gazetesinin o dönem dına söyleyin ayağını denk alsın” diye ha deki genel yayın yönetmeni Ertuğrul Öz ber yolladı, “Gelirsek onu ve avanesini İçiş kök, Ankara temsilcisi Sedat Ergin ve eski leri Bakanlığı’nın önünde yağlı kazığa otur Devlet Bakanı Güneş Taner’in telefon gö turuz”. Bu generalin kim olduğunu ancak rüşmelerinin kaydını basına açıkladı. Özel 2013 yılında, 28 Şubat davasında yargıla hayatı ihlal etmekten yargılanıp tazminat nan dönemin Genelkurmay İstihbarat Daire ödemeye mahkum oldu. si Başkanı Emekli Korgeneral Çetin Saner’in Bütün bunlar yaşanırken Başbakan özür dilemesiyle öğrendik. Tansu Çiller ile bağı çok sıkıydı. Ona Bir yandan askere karşı durmaya çalı “Türk kadınının yeni komutanı” diyor şırken bir yandan da kendi kadrosunu ku du; “Bacı Ana”, “Anatürk”... Adı “Çiller’in ruyordu. Bir sabaha karşı Emniyet Ge tetikçisi”ne çıkmıştı. Bir cenaze törenin nel Müdürlüğü’nü basıp kendisi de eğilip Özer Çiller’in elini öpmesi hiç ne direnen genel müdürün yerine unutulmadı. İşçi Partisi Genel Başkanı Do Meral Akşener’in dün, Twitter’da “Ertuğrulgazi’nin otağ kurduğu Söğüt’te Yılma Durak Ağabeyim’le Beylerbeyi Çadırındayız” notuyla paylaştığı fotoğraf. Meral Akşener ğu Perinçek, “Akşener Türkiye’nin değil Çiller ailesinin İçişleri Bakanı’dır” diyordu, “Özer Çiller’e ağabey diyen, Çillerlerin evinin işlerini yapan biridir”. Bozulan saadet Gelin görün ki bu saadet 1999’da çatırdamaya başladı. Akşener’in Çiller’in koltuğunda gözü olduğuna dair söylentiler yayılınca gerilen ipler kısa sürede koptu. Fazilet Partisi’nden ayrılan yenilikçilerin yeni bir parti kurmak için hazırlandıkları dönemdi. Refahyol iktidarı sırasında tanıştığı, o zamanlar ailece görüştüğünü ve “28 Şubat’ta kader birliği yaptığını” söylediği Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğindeki yeni partiye transfer oldu. Ancak önerdiği isimler reddedilince parti kurulmadan ayrıldı. Kulislerden bu ayrılığa dair Erdoğan’ın “Susurluk’un ve karanlık ilişkilerin üzerine oturamayız” cümlesi sızarken, Akşener “Vizyonsuz, FP’nin devamı gibi bir kadrolaşma ortaya çıktı. Vitrinde biz olacaktık ama karar mekanizmalarında yoktuk” dedi. Birkaç ay sonra Devlet Bahçeli’nin başdanışmanı sıfatıyla MHP’ye geçti. 2004 yerel seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday oldu, kazanamadı. 2007 ve 2011 seçimlerinde milletvekili oldu, TBMM Başkanvekili olarak görev yaptığı sırada yeniden öne çıktı. Kasetler, paraleller 7 Haziran 2015 seçimlerinden önce Yeni Akit yazarı Latif Erdoğan katıldığı bir televizyon programında, Gülen cemaatinin elinde Akşener’e ait ‘uygunsuz kaset’ olduğunu, bu nedenle de Akşener’i esir aldıklarını iddia etti. Ortalık birbirine girince “kaset montaj” dedi. Hemen herkesin destek verdiği Akşener dava açtı, ancak adının yanına ‘paralel’ sıfatı takılmıştı bir kere. 7 Haziran’da yeniden milletvekili olmuştu ki Bahçeli ile arasındaki gerilim fark edildi. Söylenenlere göre bu gerilim, Akşener’in adının Cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında aday olarak anılmasıyla başlamıştı. Akşener’in TBMM Başkanlığına aday gösterilip gösterilmeyeceğine dair soruya Bahçeli’nin “Hep onun adını söylerseniz üstünü çizerim” cevabı vermesiyle basın konudan haberdar oldu. Oysa Akşener 3 Mayıs 2015’te Kübra Par’a verdiği söyleşide Devlet Bahçeli’yle çalışmanın Tansu Çiller’le çalışmaktan daha kolay olduğunu söylüyordu: “Tansu Hanım, yakınındakileri çok stresli çalıştırırdı, tezcanlıydı. Devlet Bey ile daha rahat ve sükunet içinde çalışılıyor. Fikirlerimizi çok rahat ifade edebildiğimiz biri. Devlet Bey çok edeplidir. Fevkalade mizahi bir tarafı vardır. Samimi ve inanmış bir demokrattır”. Passiflora’ları hazırlayın Zor oyunu bir kere daha bozdu. 1 Kasım 2015 seçimlerinde Meral Akşener’in adı MHP’nin milletvekili listesinde yoktu. Önce “Genel başkanın takdiridir, yorum yapamam” dedi. Zaman geçtikçe suskunluk yerini eleştiriye bıraktı: “Devlet Bahçeli seçimlerdeki başarısızlığın sorumluluğunu üstlenmeli”. Ve sonunda kurultay çağrısıyla Genel Başkanlığa aday olduğunu açıkladı. Bahçeli’nin verdiği karşılık, “Okyanus ötesi kaynaklı planlamalardan medet uman, vicdanını kiralayanlara umut bağlayan, böylelikle MHP’yi ele geçirme ve kontrol altına alma amacına ulaşacaklarını sanan gafiller, şüphesiz yanıldıklarını göreceklerdir” oldu. Sonrasını hepimiz okumaktan, dinlemekten yorulduk; onlar söylemekten yılmadı. Meral Akşener bu kaostan ya MHP Genel Başkanı olarak çıkacak ya da kaybedenler kervanına katılacak. Geçmiş tecrübelerimizin bize hatırlattığı üçüncü bir seçenek de var: Onu aniden AKP hükümetinde bakan olarak görebiliriz. Şaşırır mıyız? Evet, bir anlığına. Küçük dilimizi yutar mıyız? Hayır, o günler geçeli çok oldu. Şu ya da bu şekilde, önümüzdeki günler için Passiflora’ları hazır etsek iyi olur. C MY B