18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 2 Nisan 2016 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY tasarım: İLKNUR FİLİZ İMAM HATİPTE İSTİSMAR Veliler şikâyetçi olmayınca ALİCAN ULUDAĞ Keçiören Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde 15 yaşından küçük 12 kız öğrenciye cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla hakkında 275 yıla kadar hapis istemiyle dava açılan öğretmen Sefer A’nın yargılanmasına başlandı. Kapalı yapılan duruşmada mağdur sıfatıyla dinlenen öğrenciler, öğretmen Sefer A’nın kendilerine yönelik istismarlarını anlatırken öğretmenin okulda “sapık” olarak adının çıktığını anlattı. Duruşmaya katılan 10 öğrenciden 7’si sanıktan şikâyetçi olurken 3’ü ise şikâyetlerini geri çekti. Duruşmaya müşteki olarak katılan 8 velinin tamamının ise sanıktan şikâyetçi olmaması dikkat çekti. Mahkeme, sanığın tutuklanması istemini reddetti. Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşma sonunda mahkeme, sanığın tutuklanması talebini “mevcut delil durumu, yargılamanın geldiği aşama” gerekçesiyle reddetti. Sanığa yurtdışı yasağı ve adli kontrol uygulanmasına karar verildi. l ANKARA 5 YIL 3 AY HAPİS Din öğretmeni istismardan tutuklandı Konya’da 16 yaşındaki kız öğrencisine cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla tutuksuz yargılanan eski lise müdürü, din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni A.B, 5 yıl 9 ay hapse çarptırıldı. Geçen yıl meydana gelen olayla ilgili öğrenci ve ailenin şikâyeti üzerine açılan ve 12. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada mahkeme heyeti, öğretmeni A.B’nin “reşit olmayanla cinsel ilişki” suçundan tutuksuz yargılandığı davada mahkeme heyeti, A.B’nin değişik zamanlarda mağdura karşı aynı suçu defalarca işlediğini belirterek 3 yıl 6 ay olan cezasını 5 yıl 3 aya çıkarttı. Ayrıca, A.B’ye “çocuğun alıkonulması” suçundan da 6 ay daha hapis verildi. Olayın ardından, Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından da açığa alınan A.B. hakkında başlatılan idari soruşmayla ilgili Yüksek Disiplin Kurulu’nun kararının beklendiği bildirildi. l KONYA/DHA 16 YAŞINDAKİ ÇOCUK İstismarı doktorlar fark etti Bingöl’de 16 yaşındaki erkek lise öğrencisi E.E’ye üç yıldır cinsel istismarda bulunduğu iddia edilen mahalle esnafından 7 kişi gözaltına alındı. 4’ü savcılıkta, 2’si çocuğun “rızası olduğu” gerekçesiyle nöbetçi mahkemede serbest bırakılırken, biri “çocuğa cinsel istismar” suçlamasıyla tutuklandı. Tutuklanan G.Ç, cezaevinde diğer mahkumların bıçak ve jiletli saldırısına uğrayarak ağır yaralandı. Mide ve bağırsak şikâyetleriyle hastaneye başvurunca defalarca cinsel istismara uğradığı ortaya çıkan E.E, tedavi altına alındı. E.E’nin annesinin 3 yıl önce ekmek pişirirken dengesini kaybederek düştüğü tandır içerisinde yanarak öldüğü, ablasının da annesinin ölümünden bir yıl sonra intihar ettiği belirtildi. E.E’nin babasının ise böbrek hastası olduğu kaydedildi. l BİNGÖL/DHA ‘İFTİRAYA UĞRADIM’ O öğretmen serbest Lice’de 13 yaşındaki 6 kız öğrenciyi taciz ettiği iddiasıyla önceki gün gözaltına alınan öğretmen F.Ö. (37), adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Öğretmen F.Ö, öğrencilerin iddialarının tamamen asılsız olduğunu ve hiçbir öğrencisine dokunmadığını söyledi. F.Ö. tacize uğradıklarını iddia eden 6 öğrenciden iftira attıkları gerekçesiyle şikâyetçi oldu. Olayla ilgili savcılık soruşturmasının sürdüğü öğrenildi. l DİYARBAKIR/DHA A.K, 46 yaşında. ‘aPçoırknobısritaeklıerrdinı’iSmkşGiaükdKÂd’ıyüdneerltaKÜİErTTİ Isparta’da Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlüğü’ne bağlı Yalvaç Sosyal Güvenlik Merkezi’nde müdür olarak görev yapan A.K’nin (46) tacizine uğradığını öne süren iki kadın memur suç duyurusunda bulundu. Yalvaç Cumhuriyet Savcılığı’na yapılan şikâyet üzerine polis, A.K’nin oturduğu ev ile kurumdaki ofisine yapılan baskında bilgi sayarları inceledi. Hakkındaki iddialardan ve soruşturmadan sonra A.K. psikolojisinin bozulduğu gerekçesiyle 45 günlük rapor aldı. Yalvaç’taki görevinden önce Antalya’da çalıştığını söyleyen A.K’nin, kadın çalışanların mesafeli durmalarından yakınarak, “Antalya’dayken kadın çalışanlarımızla sarılır kucaklaşırdık” dediği, bilgisayarda çalışan kadın memurların fare kullandığı elini tutup iş öğretiyormuş gibi yaparak taciz ettiği iddia edildi. A.K’nin özel bilgisayarını işyerine getirdiği, pornografi içerikli sitelere girerek açık bıraktığı ve odadan çıktıktan sonra kadın görevliye masasındaki boşları almasını söyleyerek, siteleri görmesini sağladığı öne sürüldü. l ISPARTA/DHA TEPKİ BÜYÜK Ensar konferansı iptal edildi Artvin Hopa’da Ensar Vakfı’nın yapmak istediği konferans Hopalılar ve demokratik kurumların tepkisini çekti. Evrensel’in haberine göre, Yeni Emre Düğün Salonu’nda düzenlenmek istenen konferans tepkiler sonucunda iptal edildi. Karaman’da Ensar Vakfı ve Karaman İmam Hatip Mezunları Derneği’nin (KAİMDER) evlerinde 10 erkek çocuğun sınıf öğretmeni Muharrem B’nin (54) cinsel istismarına maruz kaldığı ortaya çıkmıştı. 600 yıla dek hapisle yargılanacak öğretmen 20 Nisan’da hâkim karşısına çıkacak. Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmeni meslekten ihraç etmişti. l Yurt Haberler ‘Gözlem odasıKocaeli Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’ndeki kızlar anlattı bizim için hücre’ Baskı ve şiddet iddialarıyla gündeme gelen Kocaeli Rehabilitasyon Merkezi’nde CHP PM üyesi Candan Yüceer başkanlığında incelemelerde bulunan CHP’li milletvekilleri, yaşları 11 ile 18 arasında deği şen kız çocukla SELDA GÜNEYSU rının durumlarını raporlaştırdı. Sorunlarını mil letvekillerine anlatan kız ço cukları, “kurumda kendileri ne psikolojik şiddet uygulan dığını” belirterek “3 kez ken dimi öldürmek istedim. Ağa beyime yazdığım mektubu bi le yırtmışlar. Erkek güvenlik lerin bizi aramasından rahat sız oluyoruz” diyorlar: n Arkadaşımın elini tutmam bile yasak Merkezde bir kavga olduğunda erkek güvenlik gelip müdahale ediyor. Bizi bacaklarımızdan tutup aşağı gözlem odasına indiriyor. İki gün kaldım. İki yatak var ve çok soğuk. İstediğimiz zaman odamıza gidip uyuyamıyoruz. Arkadaşım ağlıyor, elini tutuyorum ama bu bile yasak. n Personel psikolojik şiddet uyguluyor Personel bize fiziki şiddet uygulamıyor ama psikolojik şiddet uyguluyor. Sorunlarımız olduğunda idare danışmanlarımızı çağırmıyorlar. Diyorlar ki “Erkek güvenlik kavga ayırıyorsa ne olur” Biz zaten darbe yemişiz. Kadın görevliler bile aradığında rahatsız oluyoruz. n ANNEME SARILDIĞIMDA BİLE İTİYORLARDI Ailemle görüşmek istediğimde her hafta gittim. Kır 3 kez kendimi öldürmek istedim: Bu kurumda kalmak istemiyorum. Üç kez öldürmek istedim kendimi. Kavgayı, tacizi burada öğrendim. Fotoğraf çekiyoruz diye tabletimizi elimizden aldılar. İnternet olmasın ama tablette oyun oynamak istiyoruz. madılar. Anneme sarıldığımda ittiriyordu. Ama danışmanımı annem gibi hissedebiliyorum. Sorunumuz olduğunda yanına her zaman gidebiliyoruz. Ama son zamanlarda görüşmeler iptal oldu. Yeni müdürümüz sert mizaçlı, anlayış istiyoruz. Beni anlamıyorsun deyip elimi bir yere vurduğumda, bir ay basamak düşme cezası verildi. n AğabeyİMe yazılan mektubu yırtmışlar Hoca bana bağırınca annemin yaptıkları aklıma geldi, ağladım... Arkadaşımızın birisi ağabeyine mektup yazmış; yırtmışlar. Bizim özel hayatımız yok zaten. Biraz duygularımız var onları da kâğıda dökmüştük, neden saygı duyulmuyor? Yemekhaneye kilitlendik. n Atıştırmalıkları dahi almışlar Çok acıkıyorum; çekmecemde atıştırmalıklar vardı, onları dahi almışlar. Kurallar çok kötü. Benim koruyucu ailem var, annemi görmek istedim, üç ay yalvardım, göstermediler. n Hayati tehlikem var Güneydoğu’dan geldim, aile ile görüşemiyoruz. Hayati tehlikem var televizyona çıkınca benim için çok kötü oldu. n Şampuan bile alamıyoruz 1. basamaktan birisi hocayla dışarı çıktı; ben de çıkmak istiyorum. İhtiyaçlarımızı aldırmamış. Şampuan bile alamıyoruz. Kurallardan ve gözlem odasından şikâyetçiyiz. Dünden beri gözlem odası talimatla kapatıldı. l ANKARA aktomllıayroırmdauçmizik Burada bireysel çalışmalara başlamadık. Danışmanımız ilgilenmiyor. Bir an önce tahliye olup buradan gitmek istiyoruz. Daha önce kaldığım yerde kollarıma çizik atmıyordum. Orada bir kere intihara kalkıştım. İnternette yayımlanan haberlerin kaldırılmasını istiyoruz. Herkesin belalısı var. Bir ara içeri telefon sokmuştum, kimse bilmiyordu. Odalarda kamera yok diyorlar ama var. Çünkü çekmecenin altına sardığım telefonu hiçbir yeri karıştırmadan bulmuşlar. Bsairrbiılraimmiızyeoruz Ağabeyim bana vurunca, evi terk ettim, erkek arkadaşıma kaçtım. Buraya getirdiler. Aileme gitmek istemiyorum. “Seni ailene vereceğiz” diyorlar. “Ağabeyim beni öldürür” diyorum. Odamıza gidip, yastığa sarılıp ağlıyoruz. Birbirimize sarılamıyoruz, temas yasak hemen birinci basamağa düşürüyorlar. Her şey yasak Bizi gözlem odasına kapatıyorlar. 8 gün kalan arkadaşlar var. Şikâyet ettik diye bizi birinci basamağa düşürdüler. Yazın etkinliklere gidiyorduk. Şimdi her şey yasak. Hocalarımız, danışmanlarımız bize bağırıyor. Eskiden böyle değildi. İdareciler değiştiği için böyle oldu. Ölüme götüren mektup Rüya Duman yaşamına son vermişti. Adli tıp kurumunun ‘ruh sağlığı bozulmamıştır’ raporundan 10 gün sonra yaşamına son veren cinsel istismar mağduru Rüya Duman’ı (15), sanık Cevher A.P’nin (32) cezaevinden gönderdiği mektubun ölüme götürdüğü ileri sürüldü. Kızının uğradığı istismarla ilgili davanın 12’nci du ruşmasına katılan Habibe K, sanığın gönderdiği mektubu okuduktan sonra Rüya’nın ruh sağlığını iyice kaybettiğini ileri sürdü. Habibe K, “Mektuptan sonra kızım korkuya kapıldı. Ardından sanık tahliye edilince kızım eve kapandı. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun raporundan sonra da yaşamı na son verdi” dedi. Habibe K, sanığın gönderdiği mektubu da mahkemeye teslim etti. Mektupta kendisini çocuk dostu bir yazar olarak tanıtan Cevher A.P, Rüya’yı ise yalancılıkla suçluyor. Sanık, mektupta Rüya’nın üvey babasının tacizine uğradığı iddialarına da yer veriyor. l ANTALYA/DHA haber 7 AKP’yi Yakından Tanıma Olanağı Hukuka saygı, iktidar partisinin hiçbir kademesinde kalmadığı için akla gelenin pat diye söylenmesi de kolaylaşıyor. Cumhurbaşkanı’nın birkaç kez yinelediği gibi, yarı başkanlık sistemine geçilmiş ve parlamenter sistem bekleme odasına alınmışken aksini beklemek de akla aykırı düşmektedir. Gündeme sürülen görüşlere bakarsanız görüntü şöyle oluşmaktadır. Anayasanın idarenin yetkilerini ve bu yetkinin nasıl kullanılacağını düzenleyen tek bir maddesi bile yoktur. Türkiye’yi yönetenler, milli iradeyi tek başına temsil ettiğinde ısrarcı oldukları Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kabul ettiği yasaları ve uluslararası sözleşmeleri yok saymayı da kendi yetkileri içinde görmektedir. Yargı, yalnızca dost ve müttefik (!) ülkelere karşı bağımsızdır. Saygıdeğer yöneticilerimiz isterse yargıya emir verebilir, hedef gösterebilir. Çünkü yargı sadece kendilerine bağımlıdır. HHH Aynı mantık, doğal olarak başkanlık sistemi ağırlıklı anayasanın yapılması konusunda da geçerlidir. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu’nun halk deyişiyle ayrı telden çaldıkları görülmektedir. Cumhurbaşkanı’nın, anayasa taslağının “12 ayda değil uzunca bir sürede” hazırlanabileceğini söylemesine karşın Başbakan 1, bilemedin 2 aylık süreyi yeterli görüyor. “Aralarında süre birliği olmasa da amaç birliği var” deyip geçebiliriz. Sağlık bakanı Müezzinoğlu halkoylaması tarihi veriyor. Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı İbrahim Kalın kendisine yöneltilen soruyu yanıtlarken “Hükümet bir teklif getirip Meclis’e sunacaktır biz de izleyeceğiz” diyor. Anayasaya göre hükümet anayasa teklifi (yasal tanımıyla tasarısı) getirebilir mi? “Getirebilir” diyen varsa bravo çünkü teklifi en az 184 milletvekili verebilir. HHH Teklif Meclis’e getirilebilir ama daha başta maddelere geçilmesi için yapılacak iki gizli oylamada 330 oy gerekli. AKP’nin 316 oyu var. En az 14 oy daha gerekiyor. Üç muhalefet partisi de başkanlık sistemine geçilmesine karşı olduklarını açıkladıklarına göre olanaksız görünüyor. İşin bir de şu yanı var. İçtüzüğün 76’ncı maddesi, reddedilen kanun tasarı ve tekliflerinin ret tarihinden başlayarak bir tam bir yıl geçmedikçe yeniden verilemeyeceğini kurala bağlıyor. Senaryo yazma ya da komplo teorisi yaratmayı beceremem ama akla zorunlu olarak şunlar geliyor: 1. AKP muhalefetten en az 14 milletvekilinin oyunu çantada keklik sayıyor. 2. Davutoğlu, anayasanın reddedilme tarihinden sonraki 1 yıl içinde kafasını dinlendirmeyi amaçlıyor. 3. Halkoylaması yalnızca anayasa değişikliği için yapılabileceğine göre halkoylaması hikâyesi de rafa kalkmış oluyor. HHH Yine guguk döneminde hukuktan söz etmeye kalkıştık. Affola... ‘Kampus Cadıları’ndan böyle dayak yemişti. Dayak yiyen E.Ç. günah çıkardı Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nde E.Ç. isimli öğrenci, eski kız arkadaşını taciz ettiği gerekçesiyle kendilerine ‘Kampus Cadıları’ diyen feminist öğrencilerden dayak yemiş ve görüntüler medyada gündem yaratmıştı. İddiaya göre E.Ç, Twitter hesabından yaptığı eski kız arkadaşına ağır hakaretler içeren paylaşımlar nedeniyle hedef alındı. E.Ç. önceki gece sosyal medya hesaplarından açıklama yaparak günah çıkardı. “Ben E.Ç. Hani şu iki gündür tacizci diye ifşa ettiğiniz. Mevzunun ne olduğunu bilmeden adını sapığa çıkardığınız” diye başlayan açıklamasında, iddiaların asılsız olduğunu, iki haftadır eski sevgilisinin ailesinden ölüm tehditleri aldığını ileri sürdü. “Kendimi temize çıkarmak adına bu iftirayı atan kişiyi telefonla aradım ve görüşmesini ses kaydına aldım” diyen E.Ç, “Kadınerkek eşitliğine inanmış, cinsiyetçiliğe karşı çıkmış bir kadın hakları savunucusu olarak adımın kadın düşmanına çıkmasından ayrıca utanç duyuyorum” dedi. l Haber Merkezi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle