25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR Görsel veriler DNA’larımıza emanet Washington Üniversitesi bilim insanları, yaptıkları yeni bir deneyle görsel verileri insan DNA’sında saklamayı başardı. Uzmanlar, 10 bin GB büyüklüğündeki (yaklaşık 600 cep telefonu kapasiteli) görsel veriyi bu sayede kopyaladı. Söz konusu buluşun verilerin depolanması adına çığır açıcı bir ‘küçülme’ olduğu konuşuluyor. Haluk BilginerÇarşamba13Nisan2016 kultur@cumhuriyet.com.tr EDİTÖR: EZGİ ATABİLEN EDİTÖR: ZARİFE SELÇUK 17 pencereden bakıyor Aşk hikâyelerine romantik olmadan bakmak isterseniz, katmanlı psikolojik yapısıyla övgüyü hak eden zekâ küpü ‘Pencere’, Birkan Uz rejisiyle Oyun Atölyesi’nde sizleri bekliyor. ‘Pencere’, yarın ve 151617 Nisan ile 34567 Mayıs’ta Oyun Atölyesi’nde. (216) 345 39 39. MUSTAFA İRİ Oyun Atölyesi bu sezon iyi iş çıkardı. Repertuvarındaki bütün oyunlar övgüyü hak ediyor. David Hare imzalı ‘Pencere’, merakla beklenen ve önümüzdeki yıl da devam edecek son oyunları. Uzun tartışmalara açık kapılar bırakan çetrefilli bir konuya sahip. Bilginer, ikili ilişkileri yakın takibe almış görünüyor. Destansı ya da klasik metinlerden uzaklaşıp çağdaş yazarların günümüz insanını çözümlediği modern tekstlerle yoğunlaşıyor. Onun tiyatro daki yeni arayışlarını izlemek zevkli. Bir kere, çeviri konusunda oldukça başarılı. İngiltere kırsalı ve burjuvazi arasındaki sıkıntıları, bizim de yabancılık çekmeden empati kuracağımız bir rahatlık içinde sunuyor. Hem onlar kadar İngiliz, hem bizim kadar Türk. Sakil durmuyor. Oyun dili, yazarın zengin ifadeleri kadar yoğunken bile gündelik akışa sadık kalarak dürüst ve içten geliyor kulağa. Çatışkı sağlam bir zemin üzerine oturtulmuş. Üç kişilik tuhaf dengenin sonu nasıl biteceği belirsiz bir merakla ilerleyen sarmal gidişatı, oyuncuların sahiplenici gücü ile yükseklik kazanıyor. Diyalogdaki bu edebi haz, direkt izleyiciye geçiyor. Akıl almaz bir kadın Ağdalı bir dram, kalın bir romanın düğüm bölümündeki kıskıvrak yakalanmışlık hissine benzer bir seyirlik yaratıyor. Esra Bezen Bilgin, akıl almaz bir kadın karakteri (Kyra) kusursuz oynarken kendi stil oyunculuğunu özleyenlere usta repliklerden oluşan buketler fırlatıyor. Haluk Bilginer sahnenin her noktasına söz geçiren gücüyle oyun bo yunca fokurdayan makarna tenceresine bile iş bölüştürüyor. Görev yüklüyor. Belki de kendine en çok yakışan rollerden biriyle (Tom) hafızalara kazınıyor. Genç oyuncu Kürşat Demir ise, ustalarının yanında ‘bravo’larla alkışlanıyor. Helallerle uğurlanıyor. Geriye, ‘fikir ayrılıkları’ hakkında bugüne dek yazılmış en iyi işlerden biri kalıyor. Kısacası; aşk hikâyelerine romantik olmadan bakmak isterseniz, katmanlı psikolojik yapısıyla övgüyü hak eden zekâ küpü ‘Pencere’, Birkan Uz rejisiyle sahnede... 1980’lerin unutulmaz şarkıcısı Cyndi Lauper ve aktör, oyun yazarı Harvey Fierstein, Los Angeles Hollywood’daki Şöhretler Kaldırımı’nda yerlerini aldı. Pazartesi günü yapılan törende hazır bulunan ikili, Tony ödüllü İşte 2015’in en yasaklı 10 kitabı Amerikan Kütüphaneler Birliği, 2015’in en fazla yasaklanmış 10 kitabını listeledi. Beklenmedik biçimde İncil’in de içinde yer aldığı listenin ilk sırasında, John Green’in “Alaska’nın Peşinde”si geliyor. Onu sinemaya da aktarılan ve benzer cinsel içeriklere sahip E.L. James imzalı “Grinin Elli Tonu” takip ediyor. Listede ayrıca sırasıyla Jessica Herthel ve Jazz Jennings’in ‘I Am Jazz’ romanı, Susan Kuklin’in “Beyond Magenta: Transseksüel Gençler Konuşuyor’ adlı çalışması, Mark Haddon’ın “Geceyarısı Köpeğin Başından “Geçen Garip Kaza” romanı gelirken, İncil’in beklenmedik şekilde sıralandığı listede, Alison Bechdel’in “Fun Home” adlı eseri ve Craig Thompson’ın “Habibi” adlı yapıtı da bulunuyor. Listenin son iki eseri ise “Nesrin’in Gizli Okulu: Afganistan’dan Gerçek Bir Hikâye” adlı kitabıyla Jeanette Winter ve homoseksüel bir ilişkiyi gündeme taşıdığı “İki Çocuk Öpüşüyor” adlı romanıyla David Levithan’dan geliyor. John Green’in “Alaska’nın Peşinde”sini Pegasus Yayınları yayımlamıştı. Şöhretler kaldırımında iki yıldız sahne projesi ‘Kinky Boots’ta da işbirliği yapıyor. Proje, Hollywood Pantage Tiyatrosu’nda bu ay ilk kez izleyiciyle buluşacak. Her iki sanatçı aynı zamanda LGBTİ haklarına verdikleri açık destekle de tanınıyor. l Kültür Servisi Tavanarasından Caravaggio çıktı Fransa’daki bir evin tavan arasında bulunan 400 yıllık, 137 milyon dolarlık bir tablonun, İtalyan rönesans ustası Caravaggio’ya ait olduğu uzmanlarca kanıtlandı. 1600 ile 1610 tarihleri arasında yapıldığı ve çok iyi durumda olduğu belirtilen, 144x175 cm. ebatlı eserin Judith Kitabı’ndaki ‘Judith’in General Holofernes’in kafasını uçurması’ sahnesini betimlediği bildirildi. Zeppelin’e ‘intihal’ gölgesi Efsanevi İngiliz progresif rock topluluğu Led Zeppelin’in klasiklerinden “Stairway To Heaven”, ABD’de dava konusu oldu. Mayısta görülecek davada, parçanın açılışındaki gitar yorumları, 1960’ların Amerikan grubu Spirit’in ‘Taurus’ isimli enstrümantal çalışmasıyla ‘aşırı benzerlikler” içerdiği iddia edildiği için, her iki grubun üyeleri de üretimlerinin özgünlüğünü savunacak. Bryan Adams’dan dayanışma adına konser iptali Şarkıcı Bryan Adams, ABD’nin Mississippi eyaletindeki yeni tartışmalı dinsel özgürlük yasasını protesto edebilmek adına, perşembe günü eyaletin Biloxi bölgesinde yer alan Mississippi Coast Coliseum’da vereceği konseri iptal etti. Adams gelinen durumda LGBTİ yurt taşların ayrımcılık görmesinden ötürü duyduğu rahatsızlığı vurguladı. Geçen günlerde de sanatçı Bruce Springsteen benzer nedenlerle North Carolina’da vereceği konseri LGBTİ toplumuna destek için iptal etmişti. İlgili yasa, 1 Temmuz’dan itibaren ABD’de yürürlüğe giriyor. ‘Trainspotting 2’ motor diyor İngiliz sinemasına 1990’larda damgasını vuran 1996 tarihli dramatik roman uyarlaması ‘Trainspotting’in devamı için mayıs ayında ‘motor’ denilecek. Söz konusu gelişmeyi, filmde ‘Begbie’ rolünü yorumlayan ak tör Robert Carlyle paylaştı. İlk bölümünde olduğu gibi yine BritPop, rock ve uyuşturucu kültürünü betimleyen önemli müzikal bestelere zemin hazırlayacağı söylenen filmin yönetmen koltuğunda ise yine Danny Boyle oturacak. Cannes’a ‘yıldızlar’ yağacak Ünlü yönetmen Steven Spielberg, aktör George Clooney ve aktris Jodie Foster’ın bu yıl 11 ve 22 Mayıs tarihleri arasında yapılacak Cannes Film Festivali’nde kırmızı halı davetlisi olacakları bildirildi. Spielberg’ün “Büyük Sevimli Dev” ad lı filmini tanıtmasının beklendiği festivalde, yönetmen olarak boy gösterecek Jodie Foster da George Clooney ve Julia Roberts’ın rol aldıkları “Para Canavarı” adlı yeni filmi sebebiyle hayranlarıyla buluşacak. l Kültür Servisi Volkan Yırtıcı, ‘Düşün’, 3 Adım Müzik Yıllanmış şarap tadında Ankaralı Volkan Yırtıcı, ait olduğu dünyanın ara cılık yapan tüccarlar değil, ürettiğini satan küçük esnaflar katından. İlk albümü “Yanlış Notalar” enstrümantal idi. İçinde atmosferik sayko pasajlar, senfonik ağıtlar ve jungle ritimli elektrocaz denemeleri vardı. Besteler fikren zengin, performans yüksekti. İkinci albümü “Düşün” ise sazlı sözlü. Volkan’ın besteci ve gitarcı hüviyetinin yanında şarkıcı ve söz yazarı özelliğini de sergiliyor. Bir de söylemeye gerek var mı, bilmiyorum; ilkine göre tabii ki çok daha fazla deneyim var. İki albüm arasında dokuz yıl var, ama sanılmaya ki tembellikten, tam tersi çalışkanlıktan. TNK, Zakkum, Nükleer Başlıklı Kız derken, başkalarına sahne kostümü hazırlamaktan, kendi söküğünü dikmeye vakit bulamamış Volkan. Yıllanmış şarap tadında burada şarkılar. Yaşananlar damıtmış, hayata dair özlü sözler şarkı satırlarına çevrilmiş. Berna Güzey Yırtıcı’nın şarkı sözlerinde olgunluk, içsellik, yalnızlık, tutku, bol miktarda hayal kırıklığı ve kırık kalp mevcut. İyi bir gitarcı olmasının avantajını yaylı çalgılar ve Türk müziği motifleri ile birlikte, iyi kullanıyor Volkan. Sesi, Kayahan ile Ogün Sanlısoy; okuyuşu ise arabesk ile rock arasında bir yerde duruyor. muratbeser@muratbeser.com Hayko Cepkin, ‘Beni Büyüten Şarkılar’, DMC Çizgisinin altında bir iş Hayko Cepkin özgün işler çıkartabilmenin güç ol duğu bir dönemde çıkmıştı. Poprock müzik dünyasındaki tıkanıklığı aşmak için parmakla gösterilebilecek kadar iyi bir örnekti. Her ne kadar tüm işlerinde sürekli yükselen bir grafik çizmese de, iniş çıkışlarına rağmen (gerek brutal vokali, gerek arabeski kullanış şekli ve gürültülü sounduyla, hatta sıra dışı sahne performansıyla) kendi içinde tutarlı bir izleğe sahipti. Hayko albüm zincirine yeni halka olarak hayatının soundtrack’ini ekliyor şimdi. Çocukluğu boyunca dinlediği, etkilendiği ve unutamadığı şarkıları yorumluyor. Repertuvara bakacak olursak bu işi iki açıdan zor. Birincisi bu şarkıların orijinalleri aşılması güç derecede güzeller ve insanların hafızalarına silinmemecesine kazınmış şeyler. İkincisi bu şarkıları yorumlamak her açıdan tam bir turnusol kâğıdı. Bu albüm erken olgunlaşmanın neden olduğu bir tıkanıklığa işaret ediyor sanki. Özellikle düzenleme ve yorum açısından pek bir özelliği yok. Hayko bu işe kalkışırken söz konusu güçlükleri ya hesaplamamış, ya hesaplanan şeyin sağlamasını yapmamış ya da her şeyin farkındaymış ama hiç mi hiç iplememiş. Hayko’nun bugüne kadar bize verdiklerinin altında bir iş “Beni Büyüten Şarkılar Vol.1”. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle