19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 9 Mart 2016 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Hakikati öğrenmeliyiz TSK Basın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanı Tuğgeneral Ertuğrul Gazi Özkürkçü, Güneydoğu’daki operasyonları şöyle değerlendirdi: “Operasyonlarda gösterdiğimiz duyarlılıkla övünüyoruz. Bazı Avrupa ülkelerinde ve ABD’deki yöntem uygulansaydı, operasyonlar 1 ay içerisinde tamamen bitmiş olurdu. Bu operasyonda gösterilen duyarlılığın aynısı bir Avrupa ülkesinde uygulansaydı bunu başaranlara Nobel Barış Ödülü verilirdi.” Bir yanda Nobel Barış Ödülü’ne layık görülen bir itinayla yürütüldüğü ileri sürülen bir operasyon, öte yanda bölgeden gelen fotoğraflarda görülen yıkılmış şehirler. Türkiye İnsan Hakları Vakfı başkanı ve Adli Tıp Profesörü Şebnem Korur Fincancı, Cizre’deydi. Belli ki daha uzun zaman konuşulacak bodrumları inceledi. Hazırladığı ön raporun sonuç kısmında şöyle aktarıyor izlenimlerini: “İlk belirlemeler, ölü sayısının üç bodrumdan otopsi için gönderildiği belirtilen 178 rakamının üzerinde olabileceği kuşkusu uyandırmaktadır. Gidiş amacı ilk ziyaret, genel değerlendirme olduğundan gerekli ve yeterli inceleme yapabilecek, belgelemede kullanılabilecek malzeme götürülmemiş olduğundan sınırlı olanaklarla yapılmış olsa da, bir çocuğa ait alt çene kemiğinin bulunduğu ilk bodrum da dahil, tespit edilememiş ölümler yapılacak ayrıntılı bir incelemeyle ortaya konulmalıdır. İlk bodrumda saptanabilen en az bir çocuğun varlığı sivil ölümlerle ilgili iddiaları destekler niteliktedir. Yaşam hakkı ihlallerinin yanı sıra gidilebilen Cudi Mahallesi’nde bulunan binalardaki tahribat çok ileri düzeyde olup, binaların bir kısmı tümüyle yıkılmış, yıkılmamış olanlar da oturulamaz hale getirilmiş, barınma hakkı ağır biçimde ihlal edilmiştir.” Olanlarla ilgili çizilen iki resim var. Bu iki resim birbirine hiç benzemiyor. Nobellik, sivillere zarar verilmemiş bir askeri ve polisiye operasyon iddiaları bir yanda bodrumlarda çocuk kemikleri, yanlarında yünlerin yanmamasına rağmen yanmış insanlar diğer yanda. Şayet aylardır ne olduğunu objektif bir şekilde öğrenemezsek, herkes kendi tutumuna göre bir pozisyon alacak. Kimi bütün faturayı devlete kimiyse PKK’ye kesecek. Olağanüstü hal döneminin de bugün onu aratan sokağa çıkma yasağı rejiminin de ortak bir noktası var. Bölgeye ayrı bir hukukun, ayrı bir gerçekliğin uygulanması. Böylelikle ayrımın neredeyse coğrafi sınırları çiziliyor. Bunun da son tahlilde herhalde birlikteliğin değil ayrılıkçılığın işine yarayacağı ortada. Kürt meselesi gibi etnik, toplumsal, siyasi gerilimin şiddetle sarmalandığı meselelerde gerçeklik çok önemli. O sebeple, bu meselelerini demokratik yollarla çözen toplumlar, Hakikat Komisyon’ları kurarak toplumsal barışı sağlamaya çalışıyor. 90’ların köy yakmalarını, faili meçhulleri, Mavi Çarşı’yı ya da 33 askerin öldürülmesini böyle komisyonlarla aydınlatıp bütün kesimler yüzleşme ve barışmayı sağlayabilirdi. Beceriksizlik ve siyasi hesaplar sebebiyle dağıtılan çözüm süreci masasıyla bu fırsat kaçtı. Bununla da kalmadı toplumu ortadan yaracak yeni sürüm bir 90’lara vardık. Ne olduğunu bilmeliyiz ki konu hakkında bir fikrimiz olabilsin. Aksi takdirde sesi en çok ve yaygın çıkanın peşinde sürükleniriz. Elbette bunun için önce bu yönde niyet olması gerek. O niyeti herhangi bir yerde gören var mı? Hakikat, Nobel Barış Ödülü ile bir bodrumdaki çocuk kemikleri arasında bir yerde sıkışmış. Hakikati öğrenmeliyiz. Bunu da en çok “tek vatan” isteyenler dilemeli. Zira farklı hukuku, farklı hakikati olan bir coğrafya çoktan ayrılmış demektir. OKUL SERVİSİNİN ALTINDA KALMIŞTI ‘Taksirle ölüme’ taksitli ceza Zeytinburnu’nda iki yıl önce site içerisinde geri geri giderken ilkokul öğrencisi Tarık Üngür’ü (11) ezerek öldüren servis şoförü Salih Turgan “Taksirle ölüme neden olmak suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarpıldı. Turgan’ın Tarık Üngür bu cezasını mahkeme 18 bin 20 TL para cezasına çevirdi. Mahkeme, para cezasının da 20 eşit taksitte ödenmesine hükmetti. Taş atanları öldürdü Kocaeli’nin Gebze ilçesinde eski Gebzespor Çarşı Taraftarlar Grubu Başkanı İmdat Karakaya ile Tamer Alkan aralarında husumet bulunan berber Mustafa İşbilir’in işyerine gittiler. Çıkan kavgada Karakaya ve Alkan işyerinin camlarını kırdı. İşbilir de Karakaya ve Alkan’a tabancayla ateş etti. Kafalarına isabet eden kurşunlarla ağır yaralanan Karakaya ve Alkan kurtarılamadı. İşbiliri gözaltına alındı. l KOCAELİ / DHA Boğaziçi Köprüsü’nün korkuluklarına çıkan Erol Çetin ikna edilemedi. İNSANLIK UTANDI İki kadının “Saatlerdir bekliyoruz. Atlayacaksan atla” dediğini duyan Çetin’in intihar ettiği iddia edildi. 2 kadın gözaltında Boğaziçi Köprüsü’nde bir ğı bıraktı. Hastaneye kaldırılan kişi denize atlayarak ya Çetin kurtarılamadı. şamına son verirken, 2 kadın Olay sırasında köprüden oto “intihara teşvik etmek” suçun mobille geçen Hülya U. (49) ile dan gözaltına alındı. Merve Ö.’nün (27), “Senin yü Saat 09.30 sıralarında köprü zünden trafikte saatlerdir bek korkuluklarına çıkan Erol Çe liyoruz. Atlayacaksan atla” diye tin, polis tarafından uzun sü bağırarak küfür ettikleri iddia re ikna edilmeye çalışıldı. An edildi. Bunu duyan Erol Çetin’in cak tüm çabalara rağmen Çetin, de kısa bir süre sonra kendisini kendini korkuluklardan aşa boşluğa bıraktığı savlandı. haber Kadın avukat3 adalet arıyor Şiddet gördüğü polisler şikâyet etti, soruşturma açıldı HİLAL KÖSE İnsan hakları savunucusu, İstanbul Barosu üyesi avukat R.S.K, iki yıl önce, Taksim Meydanı’nda 1725 Aralık protestosu sırasında gözaltına alınan müvekkillerine hukuki yardımda bulunmak isterken polis şiddetine maruz kaldı. Şimdi, aynı şiddeti, Adalet Bakanlığı ve savcılığın eliyle bir kez daha yaşıyor. Mağduru olduğu olay nedeniyle hakkında soruşturma açıldı. Bir polisi yaraladığı, bir polise de hakaret ettiği öne sürülüyor. Hakkındaki suçlamaları reddeden K, Çağlayan Adliyesi’nde dün, polisler hakkında suç duyurusunda bulundu. K’nin, polisi yüzünün sol tarafına vurarak yaraladığı, kamera kaydı yapan polise, görev yapmasını engelleyerek hakaret ettiği iddia ediliyor. Dosyada, polislerin hazırladığı tutanaktan başka delil yok. K, savcılığa verdiği ifadede şunları söyledi: “Polislerin tutanağını kesinlikle kabul etmiyorum. Ben kimseye vurmadım. Olayın gerçek mağduru benim.” l İSTANBUL C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle