19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ DOLAR AVRO 2.8940 0.2 kuruş 3.2160 3.9 kuruş FAİZ BORSA ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 10.44 0.11 puan 79.024 79 puan 788.00 9.92 lira 117.70 1.5 kuruş Bankalarda az kişi ile8 EDİTÖR:ŞEHRİBANKIRAÇ TASARIM:SERPİLÜNAY Cuma 11 Mart 2016 çok iş yapma dönemi Bankalar geçen yıl 31 şube kapatırken çalışan sayısı sadece 319 kişi arttı. AB’de tek bir şube 2 bin 620 kişiye hizmet verirken Türkiye’de bu rakam 7 bin kişiyi geçti Bankacılık sektöründe geçen sene toplam şube sayısı 31 adet azalarak 11 bin 189’a gerilerken, aynı dönemde toplam personel sayısı sadece 319 kişi artarak 200 bin 950’ye yükseldi. Türkiye Bankalar Birliği (TBB) tarafından açıklanan “Bankacılık Sektöründe Şube ve Personel Sayılarına İlişkin Bilgi Notu”na göre, şube ve personel sayısının artış hızı 2013 yılından itibaren belirgin şekilde yavaşladı. Personel sayısı, 20102012 döneminde yüzde 4.3, 20132015 döneminde ise yüzde 1.8 artış gösterdi. Benzer şekilde, 20102012 döneminde bankalar net 778 yeni şube açarken 20132015 döneminde bu sayı 168’e geriledi. Yükler arttı Bankalar Birliği’ne göre bu gelişmede, sektörün büyüme hızının yavaşlaması, düzenlemelerden gelen yükler, bireysel operasyon maliyetlerinin düşürülmesine yönelik önlemler ve dijital bankacılık hizmetlerinin yayılması etkili oldu. Veriler bankaların yurtiçi personel sayısı artarken yurtdışı personel sayısının azaldığı nı gösterdi. Önceki yıl 199 bin 856 olan yurtiçi personel sayısı 2015’te 200 bin 204’e yükselirken, yurtdışı personel sayısı 775’ten 746’ya geriledi. Diğer yandan hem yurtdışı hem de yurtiçi şube sayısı azaldı. Bankaların yurtiçindeki şube sayısı bir yılda 11 bin 139’dan 11 bin 109’a, yurtdışı şube sayısı da 81’den 80’e düştü. Bilgi notuna göre, 20052015 döneminde şube başına düşen personel sayısı da aşağı yönlü bir seyir izledi. Sektörde 2005’te şube başına 21.2 olan personel sayısı, geçen yıl sonu itibarıyla 17.96’ya indi. Şube başına düşen personel sayısı son dört yıldır yüzde 18 civarında seyrediyor. Büyüme yavaş Bankacılık sektörü büyümesiyle şube ve personel sayıları arasında güçlü bir ilişki olduğu vurgulanan notta, “Küresel piyasalarda yaşanan kriz öncesinde ve krizden çıkış sürecinde hızlı bir büyüme performansı sergileyen bankacılık sektöründe, son yıllarda daha düşük hızda büyüme yaşanıyor” denildi. l Ekonomi Servisi 2013’ten beri BELİRGİN DÜŞÜŞ Bankacılık sisteminde şube ve personel sayısı artış hızı 2013’ten itibaren belirgin yavaşladı. Önceki yıl 10 bin kişiye 1.44 şube düşerken 2015 yılında bu rakam 1.43 oldu. 1 ŞUBEDEN 7 BİN KİŞİYE HİZMET Sektörde şube büyümesinin hız kaybetmesinin ardından şube başına düşen nüfus sayısı artış gösterdi. Bir banka şubesi 2014’te ortalama 6 bin 925 kişiye hizmet sunarken, 2015’te bu rakam yüzde 1.3’lük artış ile 7 bin 12’ye yükseldi. TBB bilgi notunda, 2014 itibarıyla AB’de bir şubenin hizmet ettiği kişi sayısının 2 bin 620 olduğu belirtilerek, “Böylece Avrupa Birliği’ndeki bir banka şubesinin, Türkiye’deki bir şubenin yüzde 38’i kadar bir müşteriye hizmet ettiği görüldü. Bunun yanında, Avrupa Birliği’nde 10 bin kişiye 57 personel düşerken, bu rakam Türkiye’de 26 oldu” denildi. İşveren 1300 lirayı hazmedemedi! İşverenler ikramiye, sosyal yardımlar gibi yan ödemelerin de asgari ücrete dahil edilmesini istedi MUSTAFA ÇAKIR Asgari ücretin net 1300 liraya çıkarılmasını kabul edemeyen işverenler, 100 liralık devlet desteğine karşın şimdi de ikramiye, prim, sosyal yardımlar gibi yan ödemelerin de asgari ücretin içerisinde değerlendirilmesini istedi. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda 2016 yılı için net asgari ücret 1300.99 lira olarak belirlendi. Brüt asgari ücret ise 1647 lira oldu. Asgari ücretteki yüzde 30’luk artışa işverenler muhalefet etti. Birçok işyerinde asgari ücretteki artış gerekçe gösterilerek işçilerin ye mek, yol yardımları kesildi. İşverenler, asgari ücretin kendilerine maliyetinin toplu iş sözleşmesi uygulamayan işyerlerinde ayda 1935 lira, toplu iş sözleşmesi uygulayan işyerlerinde 3 bin 512 liraya çıktığını savunuyor. Yeni talep geldi İşverenlerin maliyet artışlarının bir kısmının devlet tarafından karşılanması talepleri üzerine yasal değişiklik yapıldı. Devlet işverenlere işçi başına 100 lira prim desteği veriyor. Yasa gereği, yer altında çalışan işçilere en az iki asgari ücret tutarında ücret ödenmesi gerekiyor. Artışı gerekçe gösteren işverenler madenlerde işçi çıkarmaya başladı. Bunun üzerine madenlerde asgari ücretten kaynaklanan maliyet artışlarının da devlet tarafından karşılanması için düzenleme yapıldı. Tüm bu desteklere karşın işverenler yeni bir talepte daha bulundu. İkramiye, prim, sosyal yardımlar gibi yan ödemelerin asgari ücret kapsamında sayılmaması nedeniyle, toplu iş sözleşmesi uygulayan işyerleri aleyhine haksız rekabet oluştuğunu savunan işverenler, bu durumun düzeltilmesi için mevzuatta değişiklik yapılmasını istedi. l ANKARA Birleşik Metalİş Sendikası Erdoğan’a cevap verdi Birleşik Metalİş Sendikası Genel Yönetim Kurulu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Bursa’daki fabrikaları kaynatmak isteyenler. Güya destek veriyoruz diyenler” sözlerine yanıt verdi. Renault fabrikasında işçilere yönelik saldırının Türkİş ve Türk Metal yöneticileri nin, Cumhurbaşkanını ziyaret etmesiyle başladığına dikkat çekilen açıklamada “Cumhurbaşkanı, DİSK Kongresinde yapılan protestoların arkasına sığınarak, Renault işçilerine yapılan saldırıyı ‘meşru’ göstermeye çalışmaktadır” denildi. l Ekonomi Servisi Draghi kesenin ağzını iyice açtı Avrupa Merkez Bankası politika faizini sıfıra, mevduat faizini eksi 0.40’a indirirken aylık varlık alımlarını 80 milyar Avro’ya yükseltti. Avrupa’da ekonomik toparlanmanın yavaşlaması ve deflasyon endişelerinin geri dönmesiyle birlikte bir parasal genişleme adımı daha atıldı. Avrupa Merkez Bankası (ECB), politika faizini yüzde 0.05’ten sıfıra indirirken, aylık varlık alım tutarını da yükseltti. ECB bankalara uyguladığı mevduat faizini de 10 baz puan indirerek eksi yüzde 0.40’a düşürdü. Varlık alım programının büyüklüğü 60 milyardan 80 milyar Avro’ya yükseltildi. Banka, varlık alımlarına banka dışı şirketlerin yatırım yapılabilir nota sahip borçlanma araçlarını dahil etti. ECB ayrıca dört yeni uzun vadeli yeniden finansman imkânı başlatacak, 4 yıl vadeli olan finansman operasyonları haziranda başlayacak. ECB Başkanı Mario Draghi, kararın ardından düzenlediği toplantıda şunları söyledi: 4 ECB’nin varlık alımları Mart 2017’ye kadar sürecek, ihtiyaç olursa daha da uzayabilir. 4 Varlık alımları enflasyon hedefe doğru tutarlı şekilde yükselene kadar sürecek. 4 Şirket tahvillerinin alımı yılın ikinci çeyreğinin sonuna doğru başlayacak. 4 Faizler mevcut veya daha düşük seviyelerde uzunca bir süre kalacak. Düşük faizler varlık alımları sona erdikten sonra da devam edecek. 4 ECB 2016’da GSYH’de yüzde 1.4 büyüme ve yüzde 0.1 enflasyon öngörüyor. Dolar düştü Paketin beklenenden kuvvetli gelmesiyle Avro, dolar karşısında yüzde 1.4 düşüşle beş ayın dibini gördü. Dolar/TL 2.88’in altına indi. Avro/TL karar sonrası yüzde 2 düşüşle 3.1167’e kadar inse de Draghi’nin konuşmalarıyla 3.20’ye çıktı. l Ekonomi Servisi Ekonomi raydan çıkabilir Uluslararası Para Fonu (IMF) küresel ekonominin raydan çıkma riskinin büyüdüğü uyarısında bulunurken, küresel talebi artırmanın gerektiğine dikkat çekti. IMF Birinci Başkan Yardımcısı David Lipton Washington’da İş Ekonomisi Ulusal Derneği’nde yaptığı konuşmada “IMF’nin küresel ekonomiyle ilgili son değerlendirmeleri bir kez daha ortalama büyümenin yavaşladığını gösterdi. Açıkçası hassas bir kavşaktayız” dedi. Türkiye’den küresel teknoloji markası çıkabilir mi? Bu soruyu 2 yıl kadar önce Netaş’ın CEO’su Müjdat Altay’a yöneltmiştim. Netaş, Türkiye’nin bilişim teknolojileri alanında öncü şirketlerinden. 800 kişilik bir ArGe ekibi ile savunma sanayi başta olmak üzere birçok alanda yazılımlar ve sistem entegrasyonları üretiyor. Aslında teknoloji markası derken, öne çıkan ana alan yazılım. Yazılım da Türkiye’yi atağa geçirebilecek yegâne konu. Altay o zamanki konuşmamızda “9 yıl önce kimseye hatta TÜBİTAK’a bile yazılımın bir ArGe olduğunu kabul ettirememiştik” sözlerini sarf etmişti. Donanım için cep telefonları, tabletler; yüksek teknoloji ürünleri için avuç dolusu paralar saçan bir ülkeyiz ama aynı zamanda OECD’nin incelediği 44 ülke arasında, ihracatında “yüksek teknoloji”nin payının en düşük olduğu ülkeyiz. (Yüzde 2) Yazılımın da ArGe olduğu kabul edildiğinden bu yana epey yol alındı. Mühendislerimiz, önemli projelerde rol aldılar. Ancak yüksek teknoloji alanında Türkiye’ye sıçrama yaptıracak zihinsel eşik bir türlü aşılamadı, aşılamıyor... Gelelim Netaş’a... ArGe ile büyüyen ve yüksek teknoloji üretiminin yüzde 20’sini ihraç eden bir şirket olduğu için yaptıkları ve yapacakları önemli. Dün 2015 yılı finansal sonuçlarını ve bu sonuçlara zemin yaratan projelerini paylaştığı bir toplantı yaptı. Müjdat Altay, sipariş ve satış gelirlerinin 1 milyar TL barajını aştığını söyledi. Son 10 yılda toplam 400 milyon dolarlık yazılım ihracatı gerçekleştiren ve dünyadaki en güçlü ilk 10 VoIP Mültimedya laboratuvarından birine sahip olan Netaş’ta VoIP (internet üzerinden sesli konuşma sistemi) alanında dünyaca ünlü iki ürünün ArGe’si de yapılıyor. Glokal ile atağa geçme Altay, Netaş olarak, dünyadaki konjonktüre paralel “glokal” bir düşünce yapısıyla Türkiye’den yeni nesil teknoloji markaları çıkarmayı hedeflediklerini anlattı. Glokal adından da anlaşılabileceği gibi “globalleşme” (Globalization) ve “lokalleşme/yerelleşme” (Localization) kelimelerinden türetilmiş bir kavram. Bazı kaynaklarda “Küyerel” (küreselyerelleşme) olarak da kullanılıyor. Müjdat Altay, Silikon Vadisi’nin arkasında yatan başarıyı iyi takip ettiklerini, Netaş olarak durumdan vazife çıkardıklarını ve benzer bir ekosistemi burada kurmaya soyunduklarını söyledi. Zaten 2015 Eylülü’nde Netaş, Kanadalı bir yatırım şirketi olan Wesley Clover ile ortak bir teknoloji fonu kurmuştu. Netaş Wesley Clover Fonu, 10 milyon dolarlık bir fon ve Türkiye’de yeni teknolojiler geliştiren girişimcileri hedefliyor. Birçok ülkenin glokal anlayışını benimsediğini kaydeden Altay, orta ölçekli yüksek teknoloji firmalarını bu platforma davet ettiklerini ve kendilerini çözümün bir parçası yapmak istediklerini belirtti. Altay’ın sözleri önemli, çünkü Sanayi 4.0 diye tanımlanan dijital devrimin ikinci ayağının içindeyiz. Nesnelerin interneti ile gelen bir süreç bu. Belirli bir ekonomik değere sahip canlıcansız her nesnenin internete bağlanarak diğer objelerle iletişime geçeceği bir devrim. Böylece tamamen bağlantılı ve “akıllı” bir dünya. Tıpkı küreselleşme gibi bir olgu ve ne yazık ki reddetme gibi bir lüksümüz yok. Sadece mobil platformlar değil, endüstriyel alanlar da etkilenecek. Gelecek hafta TÜSİAD da Sanayi 4.0 dönüşümünün ve Türkiye’nin ne kadar hazır olduğunun tartışılacağı bir toplantı gerçekleştirecek. Fırsatlar kadar çalışanlara yönelik tehditleri de barındıran bu devrimi bakalım Türkiye neresinden nasıl yakalayacak? Netaş gibi teknoloji öncülerinin sözlerine kulak verebilecek mi? İnşaat, kentsel dönüşüm, talan, imar planları değişiklikleri, rant üzerine kurulu ekonomik düzen içinde “farklı bir zihinsel eşiğe” geçilebilecek mi? Kısa... Kısa... l Siemens 2 bini Almanya’da olmak üzere 2 bin 500 kişiyi işten çıkaracak. WSJ’nin haberine göre, şirketin bu kararı almasında petrol ve doğalgazdaki yoğun rekabet ile metal ve madencilik sektöründeki kötüye gidiş etkili oldu. l Faizsiz Finans Koordinasyon Kurulu, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek başkanlığında ilk toplantısını gerçekleştirdi. Kurulun üç ayda bir düzenli toplanmasına ve bir sonraki toplantıya kadar faizsiz finans ürün ve hizmet çeşitliliğinin artırılması için çalışma yapılmasına karar verildi. l Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ekonomi danışmanı Cemil Ertem, enflasyonun faiz artırımıyla düşmeyeceğini söyledi. Ertem, Fed’in bu yıl faiz artırımı kararının yanlış olduğunu anladığını da belirtti. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle