Katalog

KULTUR Elif Şafak Elif Şafak İngiltere’nin prestijli jürisinde Türkiye edebiyatının dünyaca tanınan isimlerinden Elif Şafak, İngiltere’nin kadın yazarlara saygı duruşunda bulunduğu prestijli edebiyat ödülü Baileys Prize’ın jüri üyesi oldu. Bu senenin aday listesinin açıklandığı panel de konuşan ve 170’den fazla romanın jüri tarafından değerlendirildiğini açıklayan Şafak, “Baileys Prize’a edebiyat alanında kadınerkek eşitliğine vurgu yapması açısından ihtiyacımız olduğuna inanıyorum” yorumunu yaptı. Cuma 11 Mart 2016 EDİTÖR: CEREN ÇIPLAK TASARIM: FUNDA YAŞAR ERDOĞDU [email protected] 17 Ucuz bir Sirkeci otelinde kalan Ben Hopkins, 8 bin yıllık, çok katmanlı İstanbul’un çeşitli bölgelerini dolaşırken kentin unutulmuş, upuzun tarihinin de melankolik izlerini sürüyor Melankolik Istanbul güzellemesil Parçalar albümdekinden bir iki dakika daha uzun çalınıyor sahnede; çalgısal pasajların eklenmesi nedeniyle. Rötarlı bir vefa gecesi Nasıl ki Ferhat dağları deldiyse, Mecnun çöllere düştüyse, Ke şının yaşayan temsilcisi. Bir yandan kırmızı gitarını tıngırdatırken rem küle döndüyse, Mustafa Özkent öte yandan da işaret parmaklarıy de bu konseri tam 43 yıl bekledi. O la orkestrayı yönetiyor, oturduğu şimdi (gündelik olmamasını ümit et yerden. tiğimiz) bir merakın ve geç de olsa ödenmeye hazır bir vefanın nesnesi. MURAT BEŞER Yeni albüm yapmalı 1973 yılında çıkardığı “Gençlik ile Davullarda Louis Evrard ile Yan El Ele” albümünün, Belçika Orkestrası eş nick Dupont, tuşlu çalgılarda David Pic liğinde Babylon’da yapılan ülkemizdeki kard, basta Sofiane Remadna ve vurmalı rötarlı galasında, yılların besteci, çalgılarda Romain Duykaerts ile Tad aranjör ve gitarcısının, belki de hayatındaki en fantastik ha 1973 yılında zio Boudoux’ın yer aldığı Belçika Orkestrası, genç yetenek yali gerçekleşti. Konsere dakikalar ka la, salonunun fuaye çıkardığı “Gençlik ile El Ele” albümünün, li müzisyenlerden oluşuyor ve sahnede üstlendiği vazifeyle emektar si konserlere küsmüş Belçika Orkestrası müzisyenin işini kolay inzivadaki bir kesimle sonraki kuşakların aynı heyecanı duya eşliğinde Babylon’da yapılan ülkemizdeki laştırıyor, yükünü üzerinden alıyor. Topluluğun gitarcısı bir se rak toplaştığı bir kalabalığı ağırladı. Hararetli sohbetleri, hal rötarlı galasında, yılların besteci, aranjör ve beple gelememiş, onun yerine de eski dost Berç “Berco” Ye hatır sormaları son gitarcısının, belki de remyan monte edilmiş. landıran konser, “Üsküdar” ile açıldı. Anlaşıldı ki, parçalar plaktaki sı hayatındaki en fantastik hayali Berco’nun tek parçada yaptığı Santana’vari gitar solosu dikkat çekerken, es rayla çalınacak. Ancak arada iki yeni sürpriz düzenleme gerçekleşti. ki kılabırlarla, yeni hipsterler kendilerine açtıkları güvenli bir vardı: “Misket” ve “Kasap Havası.” kesişim kümesinde göbek atıyor, kal Memleket ezgileri ça sallıyor. Bu gece bir kez daha işaret ediyor ki; Memleket ezgilerinin Latindiskofunk Mustafa Özkent üzerindeki ilginin dinle caz sarmalında işlendiği düzenlemeler yicileri açısından geçici bir gençlik heve aynı şablonun üzerine yerleştirilmiş, her si olarak kalmaması için yeni bir stüd birinde solo gitarın dışında bir ya da iki yo albümü yapmalı. Hiç değilse en azın çalgıya söz hakkı tanınmış. Parçalar al dan konser kayıtlarından oluşan bir çalış bümdekinden bir iki dakika daha uzun ma yayınlamalı. çalınıyor sahnede; çalgısal pasajların ek Bıçak sırtında yükselen bir dalganın par lenmesi nedeniyle. çası olarak izlediğimiz bu konser, plağın Tanıdıkları ile göz temasına girmekten, tozlu eskici dükkânlarından çıkıp, evleri onlara sahneden bir selam vermekten çe mize dönüşünün, sahnelerimizdeki izdüşü kinmiyor Mustafa Özkent, tatlı bir gülüm müydü. Mustafa Özkent bundan 43 yıl ön semeyi esirgemiyor, geldikleri için teşek ce gençlik ile el ele tutuşamamıştı, ama kür ediyor: bu kez tüm gençler onun elini tutmak için “Hoş geldiniz, safalar getirdiniz.” sahnenin ön tarafına doğru koşuyordu. O sahne hayatınızda bir devrin anlayı ([email protected]) Ben Hopkins’in ‘Hasret’i... Almanya’nın çok da izlenmeyen, ke yen bir grup ithalatihracat amelesiyle ayaküs nar köşe televizyon tü yaptığı bir söy kanallarından biri leşiyle başlayan nin sipariş ettiği, İs film, 8 bin yıl tanbul hakkında lık, çok katmanlı ki bir belgesel film İstanbul’un çeşit çekmek üzere İstanbul’a gelen bir yö li bölgelerini dolaşırken kentin unutul netmen, kameraman, sesçi ve ışıkçı muş, upuzun tarihinin de melankolik dan oluşan, parası kısıtlı, küçük bir si izlerini sürüyor graffitiler. nemacı ekibinin, kurmacayla belgesel arasında salınan bir tarzda, hüzün Fantastik ve ironik ve içtenlikle anlatılmış hikâyesine Kedilerle martılar arasındaki ilişki dayanan “SehnsuchtHasret”, birkaç ye dikkat çeken sözde tarihçifilozof yıl öncesinde Genco Erkal’ın oynadı (Yılların fotoğrafçısı İsa Çelik gizem ğı, Antalya Altın Portakal festivalin li performansıyla çok şey katıyor fil den ödül de kazanmış “Pazar, Bir Ti me), Çarşamba semtinin karasakallı caret Masalı” filmiyle tanıdığımız, bağnazları, meczuplarla âşıklar kah “Ölmüş Bir Koyunu Değerlendirme vesinin sufi derviş sahibi, büyük ser nin 37 Yolu” adlı bir başka ilginç fil mayenin ev arazilerine göz diktiği mi de olan ve artık nerdeyse bizden Küçük Armutlu’nun Alevi solcu gen biri de diyebileceğimiz, 1969 Hong ci, Raffi isimli Ermeni gazeteci, vb. gi Kong doğumlu yönetmen Ben(jamin) bi birbirinden ilginç tiplerle yapılmış Hopkins’in imzasını taşıyor. sohbetlerle gelişerek süren bu sıradı Ucuz bir Sirkeci otelinde kalan şı film, aslında sonsuz bir konu oluş Hopkins’le ekibinin Haydarpaşa Lima turagelen bu kadim kentle farklı din nHı’UnRdaRkIYiEgTemLailyeoruitb1oş3a/1lt1a/1n6y2a:4d6aAyMükPleage 2ve dillerden sakinlerini perdeye taşı yor, yer yer şiirsel, fantastik ve ironik bir yaklaşımla. İsyankâr ekibini adalara götüren belgeselci yönetmeni bizzat oynayan Ben Hopkins’in TOKİ kanalıyla kentsel dönüşüm adı altında yürütülen büyük rant sömürüsüne, kentin siluetini değiştiren gökdelenleşmeAVM’leşme girişimlerine, her yer direniş diyen Gezi protestolarına, Büyükada tepesinde enkaz halindeki Rum yetimhanesine, mezarlıklara, graffitilere de değinerek dünyanın beşinci büyük kentinin günümüzdeki hali pür melalini ortaya koyduğu, seyirciyi başından sonuna dek ele geçiren bu eğlenceli kurmaca filmi, adını da 1940’ların kadife sesli Seyyan Hanım’ın ünlü Hasret tangosundan alıyor. Senaryosunu Ben ve Ceylan Ünal Hopkins’in yazdığı, kurmacayla belgeseli kaynaştıran bir şekilde çekilmiş ve özetle eski İstanbul’a adanmış bir güzelleme niteliğindeki bu “Hasret”, anlatımı, görüntü (Jörg Gruber) ve müzikleriyle (Efe Akmen) de iz bırakan, görülesi bir film sonuçta. C MY B