19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 10 Mart 2016 EDİTÖR: EMİNE ÖZCAN TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN haber 3 160/8 0 210/1 3 0 220/70 140/9 0 160/6 0 170/50 100/50 140/80 170/1 0 0 200/70 150/50 170/1 00 110/00 170/1 4 0 110/2 0 40/40 100/50 140/30 80/3 0 160/7 0 220/70 90/3 0 Polis Boğaz Köprüsü’ne kimseyi almamalıydı MİTNÜYATDARİHATRAIAHŞRTAMATLAIE Boğaz Köprüsü’nde iki kadının ‘Atlayacaksan atla’ dedikleri adam intihar etti. Uzmanlara göre polis kadınları yaklaştırmamalıydı Boğaziçi Köprüsü’ne çıkan Erol Çetin’in intihar girişimi sı değerlendirdi: Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD) Medya Koordinatörü Doç. rasında otomobille köprü Burhanettin Kaya: İntihar giri den geçen iki kadının “Sa şiminde bulunmuşsa çevreden atlerce senin yüzünden trafikte bekliyoruz. Atlaya SİBEL BAHÇETEPE gelecek olan ‘öleceksen öl’, ’atlayacaksan atla’ gibi kelimeler caksan atla” dediğinin öne kesinlikle olumsuz etkiler, ki sürülmesi ve Çetin’in köp şi kendini daha da değersiz his rüden atlayarak yaşamına son ver seder ve yaşamına son verebilir. İn mesi “İntihar girişiminde bulunan tihar girişimlerine genellikle kol kişilere nasıl yaklaşmalıyız” soru luk kuvvetleri müdahale eder. Bu ne larını da gündeme getirdi. İki kadın denle polis bu gibi durumlarda nasıl adli kontrol şartıyla serbest bırakı yaklaşması gerektiğini bilmeli. Böyle lırken; uzmanlar bu konuyu şöyle bir durumda uygun dil kullanmalı, o bölgeyi güvenlik şeridi ile kapatmalı, vatandaşın olaya müdahil olması engellenmelidir” diye konuştu. Şov yaptığı düşünülmemeli Psikolog Emrah Polat: İntihar edecek kişinin ruh sağlığı artık son raddeye gelmiştir. Bu kişileri ikna ederken iyi bir iletişim kurulmalıdır, kişinin şov yaptığı düşünülmemeli, değersiz olduğu hissi verilmemelidir. Kendini değersiz hisseden kişi en küçük olumsuz bir sözde değersizliğini pekiştirir ve yaşamına son verebilir. l İstanbul Kayserili pazarlığı Mülteci meselesi ahlaki ve hukuki bir trajedi olma yolunda ilerliyor. Türkiye ve Almanya’nın teklifi Yunanistan’dan Türkiye’ye gönderilecek her sığınmacı karşılığında Türkiye’den bir Suriyelinin AB’ye kabul edilmesini öngörüyor. Türkiye ise toplamda 6 milyar Avro, AB adaylık müzakerelerinin hızlandırılması ve hazirandan itibaren vize muafiyeti elde etmeyi planlıyor. 1819 Mart’ta yapılacak toplantıyla iş netleşecek. Başta Güney Kıbrıs, müzakerelerde yeni başlıkların açılması ve özellikle vize muafiyeti konusunda engel olacak ülke çok. Onları ikna etmek Almanya’ya düşüyor. Merkel, yakın zamanda üç eyalette seçimlere girecek. Mülteci meselesi sebebiyle düşen oylarını toparlamak için bu anlaşmaya ihtiyacı var. Yunanistan’ın mülteciler nedeniyle yaşadığı sıkıntılar sebebiyle borçlarını ödeyememesi de Almanya için bir risk. Bizde medyanın geneline yansıyanın aksine bu anlaşma taslağı bahar havasında sevinçle karşılanmadı. Bir defa, Yunanistan’daki sığınmacıların toplu halde Türkiye’ye gönderilmesinin uluslararası hukuku ve özellikle AB hukukunu ihlal etme ihtimali yüksek. Her başvuranın dosyasının bireysel olarak incelenmesi şart. Bu şartı ihlal eden bir düzenlemenin nasıl yapılacağı belirsiz. Bir mutabakata varılsa dahi bunun uygulamaya ne zaman ve nasıl geçeceği şüpheli. YunanistanMakedonya yolunun mültecilere kapatılacağı söyleniyor. Ancak Yunanistan’dan Arnavutluk üzerinden İtalya’ya geçiş ihtimali, İtalya’yı düşündürüyor. Avrupa’ya gidenler sadece Suriyeli değil. Iraklı, Afgan ve Pakistanlılar anlaşma dışında görünüyor. Bunun da sorun çıkartacağı açık. Uluslararası Af Örgütü Avrupa Direktörü John Dalhuisen, bu anlaşma taslağını kutlayanları “mültecilerin korunması mezarlığının üzerinde dans” etmekle suçluyor. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, Avrupa Direktörü Vincent Cochetel, mültecilerin toplu olarak sınır dışı edilmesinin hem uluslararası hukuka hem de Avrupa hukukuna aykırı olacağı uyarısında bulundu. Bir şekilde bir anlaşmaya varılsa dahi bunun uygulanması zor. Kaldı ki Almanya ve Türkiye’nin planı tıkır tıkır işlese dahi bu sadece bir semptomun tedavisi. Ana sorun orada duruyor. Nedense bütün dün ya Avrupa’nın mülteci krizinden nasıl etkilendiğine kilitlendi. Oysa Suriye savaşında çok daha ağır bedeller ödeyenler var. Başta Suriye. Savaşın 2020’ye kadar sürmesi halinde bunun Suriye’ye ekonomik maliyetinin 1 trilyon dolar olacağı kaydediliyor. İnsani, sosyal, kültürel yıkımdan bahsetmiyorum bile. Suriye ekonomisi ayda 3.2 milyar dolar kaybediyor. Lübnan’ın nüfusu 6 milyon bile değil. Ülkede 1 milyon Suriyeli var. Ürdün’de 600 bin Suriyeli bulunuyor. Dünya Bankası Ürdün’ün kişi başına sağlık harcamasının yüzde 20 düştüğünü belirtiyor. Türkiye ise üç milyona yakın Suriyeli sığınmacıyla geçen sene Pakistan’ı geçerek dünyada en çok sığınmacının barındığı ülke oldu. Yani AB’nin yaşadığının kat be kat fazlasını Lübnan, Ürdün ve Türkiye yaşıyor. Vizeler kalksa, 6 milyar dolarlar alınsa ve bu uğurda AB’nin kapısına bekçi yazılsak da bu savaşın hasarını karşılamaz ve hasar da kolay kolay sona ermez. Hukuken ve ahlaken sorunlu bu Alman planına başbakanın deyimiyle “Kayserili pazarlığı” ile dahil olmak Almanya ve Türkiye’deki hükümetlerin elini içerde kuvvetlendirir elbette. Ama sorunu kısa vadede dahi çözmez. Önemli olan bir an evvel savaşı sona erdirmek. Dış politikamızın Suriye’deki savaşın bitmesi için ne yaptığını sorgulamak, canlarının derdine düşmüş mülteciler sayesinde aman da vizeler kalkacakmış diye sevinmekten hem daha ahlaki hem de daha mantıklı. 5 yaşındaki çocuğu valize saklayıp uçtu İstanbulParis seferini yapan Air France ait yolcu uçağında valize saklanmış çocuk bulundu. Pazartesi günü Brüksel’e gitmek için Haiti’den İstanbul’a gelen Marguerita Jean (36) ve Yvelina Debora Damus (5) isimli çocuk Atatürk Havalimanı’nda uçuşu beklemeye başladı. Bu sırada Jean Brüksel uçuşunu ip tal ederek Paris’e gitmek için Air France Havayolları’ndan tek kişilik bilet aldı ve çocuğu bir valizin içine saklayarak uçağa geçiş yaptı. Uçağın havalanmasının ardından bir yolcu, baş üstü dolabındaki valizden gelen ses üzerine uçuş ekibini uyarınca küçük kız valizden çıkartıldı. Marguerita Jean gözaltına alındı. l DHA ‘8 Mart’ta yargılandığım için çok utanıyorum’ Antalya’da kendisinden 33 yaş küçük eşiyle ara li öğretmen Hasan Bayraktar, “Bir öğrencinin sını açtığını iddia kulağını bile tutmuş ettiği güzellik sa değilim. Böyle bir olay lonu işletmeci nedeniyle 8 Mart Dün si Songül Ateş’i ya Kadınlar Günü’nde “Rambo” bıça cinayetten yargılan ğıyla öldüren, komşusu Hüs Bayraktar maktan utanıyorum” dedi. Savcı, Ateş’in 2 nü Ozan Basmacı’yı da kez ömür boyu hapis cezasıyla ce Songül Ateş ağır yaralayan emek zalandırılmasını talep etti. l DHA Tacizciye 48 yıl hapis cezası Adana’da çocuk istismarından hapis cezası alan Devran K. (24) izinli çıktı ğı cezaevinden firar etti. Zanlı 21 Kasım’da bir er kek çocuğuna (6) teca vüze kalkıştı. Kaçan K., 6 Aralık’ta da bir kız ço cuğunu (9) taciz etti. Ya Devran K. kalanan K., “Benim gibi insanların bu dünyada yaşamaması daha doğru. Vicdan aza bı yaşıyorum” dedi. Mahkeme sanığa 48 yıl hapis cezası verdi. l DHA Bursa’daki barınakta köpeklere işkence Bursa’nın İnegöl ilçesinde belediye hayvan barınağında, kavga eden köpekleri ayırmak için görevlinin tabancayla ateş etmesi görüntüleri sosyal medyada yayımlanınca tepkilere neden oldu. Görüntülerin ortaya çıkması üzerine açıklama yapan İnegöl Belediye Başkanı Alinur Aktaş, silahın sadece ses çıkardığını ve gerçek olmadığını belirterek, görevlinin işine son verdiklerini açıkladı. İnegöl Doğa Hayatını Koruma Derneği, olayla ilgili savcılığa suç duyurusunda bulundu. l DHA Çocuğu olmuyor diye eşini öldürdü Şanlıurfa’nın Eyyübiye ilçesinde İsmail Kiraz, 11 yıllık eşi Selma Kiraz’ın üzerine iddiaya göre çocukları olmadığı için kuma getirdi. Üzerine kuma getirilen Selma Kiraz, 9 Şubat’ta hayatını kaybetti. İsmail Kiraz, eşinin doğal yollardan öldüğünü söyleyip defnetti. Selma Kiraz’ın vefatından önce dövüldüğünü belirleyen Jandarma İsmail Kiraz’ı sorguya aldı. Kiraz, eşini dövdüğünü itiraf etti. l DHA Tecavüzcüye iyi hal indirimi! Antalya, Konyaaltı’nda Ramazan S., komşusu M.M.E’ye (22) te cavüz ettiği iddiasıyla tutuklan dı. Antalya 2. Ağır Ce za Mahkemesi’ndeki da vada mahkeme sanığa, tehdit etmekten 6 ay, cinsel saldırıdan 12 yıl hapse, hürriyetten yok sun bırakmaktan da 3 M.M.E yıl hapse mahkum etti. Ancak mahkeme duruş mada olumlu davranış ları nedeniyle sanığın cezasını 12 yıl 11 aya indirdi. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle