20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Y ASAM 2 ocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin tramvay projesi çalışmaları devam ederken güzergâh üzerindeki İzmit Mustafa Kemal Caddesi’nde bulunan ağaçların kesileceği duyumunu alan vatandaşlar eylem yaptı. Türü bilinmeyen hayvan iskeleti çilingir dükkânında sergileniyor Kuyruğu 45, bedeni de 60 santimetre olan hayvan iskeletini bir arkadaşının kayadan oyma kilerinde bulan ve 2 yıldır dükkânında sergileyen Niğdeli çilingir Abdullah Öztürk o dönem arkeologların inceleme yaptığını ancak EDİTÖR: EMİNE ÖZCAN TASARIM: İLKNUR FİLİZ hayvanın türünü bilemediklerini söyledi. Niğde Üniversitesi’nden biyolog Prof. Dr. Aydın Topçu, da hayvanın etçil bir tür olabileceğini ifade edip ABD’li uzmanlarca detaylı bir incelemeye alınacağını söyledi. l DHA Cuma 5 Şubat 2016 Ağaçlara sarılan 9 kişiye gözaltı Kocaeli’nde tramvay yolundaki 100 ağaç kesilmesin diye eylem yapanlar yaka paça gözaltına alındı Kürt sorununda konjonktür ve temel açmazlar II ararları ve tercihleri çok sık değişen tek kişi yönetimine endeksli AKP’nin, iç ve dış politika beceriksizlikleri, bütün öteki sorunlarla birlikte Kürt sorununu da iyice içinden çıkılmaz bir noktaya taşımıştır. Ama bu beceriksizlikler, değişkenlikler, her değişen politikayla birlikte ihanet suçlamalarına kadar giden aşırı baskılar ve tetikçilerin saldırıları olmasaydı bile, Kürt sorunu çok ciddi olarak varlığını sürdürecekti. Bu sorunun temelinde esas olarak üç açmaz görünüyor: 1) Kimlik açmazı. 2) Güven açmazı. 3) Dış etkenler açmazı. HHH Kürt sorunu hakkında bugüne kadar çok araştırma, inceleme yayımlandı. Son yıllarda yayımlanan en kapsamlı ve nesnel çalışma Murat Somer’in “Milada Dönüş” adlı kitabı. Kitabın alt ismi: “UlusDevletten DevletUlusa, Türk ve Kürt Meselesinin Üç İkilemi.” Koç Üniversitesi Yayınları’ndan İstanbul’da 2015 yılında basılmış, Nitekim, Somer bu çalışmasıyla, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Sedat Simavi, Sosyal Bilim Ödülü’nü kazandı. Somer, Kürt sorununda, benim yukarda 3 açmaz olarak nitelediğim konuları “İkilem” olarak niteliyor ve şöyle tanımlıyor: “1) Ortak Kimlik İkilemi: Hem K K ‘Ağaç katliamına hayır’ Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Zabıta Amiri Eyüp Deveci eylemcilerle konuşarak, ağaçların kesilmeyeceğini, sökülerek başka bir bölgeye dikileceğini belirtti. İkna olmayan göstericiler ağaçlara sarıldı. Mahalle sakinlerinden Atilla Yüce ak, “Biz ağaçlarımıza dokunulmasını istemiyoruz. Katliama dur diyeceğiz” dedi. Ağaçlar budanmaya başlanırken direnen 9 eylemci polis ekiplerince gözaltına alındı. Karşı koyan bir eylemci ise yaka paça polis aracına götürüldü. 9 eylemcinin gözaltına alınmasının ardından belediye ekipleri ağaçları budama ve sökmek için çalışmalarına devam etti. Yaklaşık 100 ağacın sökülerek başka bir bölgeye dikileceği bildirildi. l DHA Eylemciler ağaç kesimine karşı çıkınca gözaltına alındı. Kürtlerin hak, hukuk ve kimlik taleplerini karşılayabilen hem de toplumun ortak kimlik ihtiyacını karşılayan ve Türk kimliğini benimsemiş çoğunlukta endişe yaratmayan bir ortak millî kimlik anlayışı ihtiyacı.” “2) Elit İşbirliği İkilemi: Siyasal aktörlerin (çoğu kez Kürt meselesiyle doğrudan ilgili olmayan ideolojik ayrılıklarından, güvensizliklerinden veya iktidar mücadelelerinden dolayı) bu sorunu çözmek için ortak çalışamamalarından (ve birbirlerini dengeleyip kontrol edememelerinden) kaynaklanıyor.” “3) Dış Güvensizlik İkilemi: Eski Osmanlı Kürtlerinin (Osmanlı sınırları içinde yaşayan Kürtler) Türkiye, Irak ve Suriye arasında bölünmesiyle ortaya çıktı. Pankürdist ayrılıkçılık potansiyelinin (Türkiye Kürtlerinin bugün veya gelecekte Türkiye’den ayrılarak bölge Kürtleriyle ayrı bir devlet kurması imkânı veya olasılığı) güvenilir bir şekilde bertaraf edilememesinden kaynaklanıyor.” Somer bu açmazları belirledikten sonra konuyu şöyle özetliyor: “Yani Kürt meselesinde paylaşılamayanlar güvenlik, iktidar ve kimlik; bunlar arasında en çok da kimlik diyebiliriz.” (s.20) HHH Murat Somer, yukarda çok kısa birer alıntı yaptığım, “İkilem” dediği açmazların nasıl aşılabileceği konusunda çözümler de öneriyor. Bu çözümler üzerinde de pazar günü duracağım. Savaşsınlar diye mi çocuk doğuralım? HİLAL KÖSE aşbakan Ahmet Davutoğlu’nun, önceki gün söylediği “doğum yapan kadın vatani görev yapıyor” sözlerine tepkiler sürüyor. Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı Kurucusu Canan Arın, kadını “doğurma makinesi” gibi gören zihniyetin iş başında olduğuna dikkat çekti. Arın, “Kadın dövülmüş, öldürülmüş, insan hakları hiçe sayılmış kimin umurunda. Tek dertleri aile kurtulsun. Genç nüfusa ekmek, iş, aş var mı önemi yok. Bu açıklamalara ancak ‘yuh’ denir” diCanan Arın ye konuştu. Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Selen Doğan da doğum izninin bir hak olduğunu söyleyerek, ataerkil ve militarist benzetmelerle makyajlanıp hükümetin bir lütfu gibi gösterilmesinin kabul edilemez olduğunu ifade etti. Doğan, “Kadınların devletin sürek B liliği için birer araç haline getirildiğini görüyoruz. Kadın yurttaşlar savaşlarda ölecek çocukları H. Gülbahar doğurmakla yükümlü kılınamaz, aksine biz kadınlar yaşam hakkının ve barışın savunucusuyuz” dedi. Feminist avukat Hülya Gülbahar ise iktidar uğruna göz kırpmadan savaşa gidebilecek, boğaz tokluğuna ömür boyu çalışabilecek insan yığınları istendiğini dile getirdi. l İSTANBUL A Yurttan atılan kızlar için imza yağıyor alıyor, pastane reyonunda fişimizi kullanabiliyorduk. Bunları engellediler. Peçeteye fiyat vermeye başladılar. Bir anlık refleksle tepki verdik. Yurttan atılan ve bursları kesilen arkadaşlarımızın hakları geri verilsin” dedi. l DHA ntalya’daki Akdeniz Kız Öğrenci Yurdu’nun şartlarını protesto ettikleri gerekçesiyle yurttan atılan 8 öğrencinin geri alınması için arkadaşları change.org.tr üzerinden imza kampanyası başlattı. Öğrenciler , “Yarım porsiyon yemek C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle