24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 3 Şubat 2016 EDİTÖR: CAN DOKER ÖZEL GÜVENLİK BÖLGELERİNDE KARAKOLLAR KURULACAĞI BİLGİSİ TEPKİ ÇEKTİ ‘Özel karakollar’da işkence mi hortlayacak 78’liler Girişimi Başkanı Can, Planlanan yerel yönetimleri saf dışı bırakmak” derken, Prof. Fincancı, “Bölgede özel harekâtçıların yaptıkları yeterince kaygı verici” diyor atışmaların yaşandığı ‘Özel Güvenlik Bölgeleri’nde, sadece özel harekât polislerinin görevli olacağı karakollar kurulacağı bilgisi tepkilere neden oldu. 78’liler Girişimi Başkanı Celalettin Can, “Planlanan sadece güvenlik değil, yerel yönetimleri de saf dışı bırakmak. Bu, soğuk savaş dönemi politikasıdır” dedi. Emekli asker hâkim Ümit Kardaş, “Çok denenmiş güvenlik politikalarının, darbe dönemlerinCelalettin Can Ümit Kardaş de dahi düşünülmeyecek uyyatı tazmin etme hedefi de var. Sosyal gulamalarla tekrar edilmesi çalışmacılar devreye sokulacak. Yekorkunç bir şey, çok varel yönetimlere müdahale ediliyor zahim bir hata. Karakollar ten. Belediyeler peşinen PKK yandaneye hazırlık?” diye sordu. Prof. Dr. Şebnem Ko şı kabul edilip hedef gösteriliyor. Halkın seçtiği yerel yöneticiler fiilen Kürt rur Fincancı da akıllara coğrafyasında devre dışı bırakılıyor. ağır işkence yöntemleriÖzellikle Diyarbakır Belediyesi’nin nin uygulandığı dönem HİLAL devre dışı bırakılması söz konusu” dilerin geldiğini dile getir KÖSE di. Avukat Ergin Cinmen ye konuştu. ise yapılanmanın güven‘Soğuk savaşın iç düşmanı’ likten çok sosyal, ekonomik ve kültüYerel sorunlara karşılık, bu tip karel boyutunun dikkat çektiğini belirterek, “Bu başlık altında kastedilen ne rakolların çıkarılmasının çok tehlikeli olduğunu belirten Can, şöyle debelli değil” diye konuştu. vam etti: “Bizler, yerel yönetimler üze78’liler Girişimi Başkanı Celaletrinden demokrasinin güçlendirilmetin Can, Kürt coğrafyasında kalekolsini savunurken, bu karakollarla yekarakol yapımının 2008’de başladığırel yönetimler devreden çıkarılıyor. nı 1600 tane yapılmasının hedeflendiğini anımsatarak, Jandarma Genel KoŞu tarihi aşamada, özellikle HDP’ye mutanlığı, Genelkurmay ve TOKİ ranyüksek oyun çıktığı yerlerde ağırtının bu işin içinde olduğunu, şimdiye lıkla bu karakollar yapılmak istenidek yaklaşık 600 tanesinin yapılıp tes yor. Düşünebiliyor musunuz? Sur’un, lim edildiğini belirtti. Güvenlikli yolla Cizre’nin göbeğinde kurulacak ve içirın yapıldığını, yeni korucuların, kesne özel harekâtçıların yerleştirilecekin nişancıların işe alındığını ifade ği karakollar nelere yol açacak? Ciddi eden Can, “İşin tek yönü güvenlik debir çatışma ve gerginlik kaynağı olağil. Sosyal, ekonomik ve kültürel hacak. Bu, milli güvenlik devletinin güç ? haber 5 Ç durumu kalıcı hale getirme gibi bir çaba söz konusu. Özel harekât karakolları ne demek? Bizim zaten iç güvenlik birimlerimiz var. Onların uygulamaları da tartışılır bir haldeyken şimdi bu yeni plan ne anlama gelecek? Çok özel düzenleme ile neyi tasarlıyorsunuz? Güvenlik güçlerinin son dönemlerde ne kadar hukuka uygun davrandığı da ortada. Yeniden işkence mi hortlayacak? Prof. Şebnem Korur Fincancı Ergin Cinmen Neyi öngörüyorsunuz? Balendirilmesi, iç düşman yaratma polirışçıl bir dönemi mi yoksa tikası. Soğuk savaş döneminin politibaskıyla sindirilmiş bir toplum mu takaları hâlâ Kürt coğrafyasında uygusavvur ediyorsunuz? Tablo iyiye gidişi lanmaya çalışılıyor. Demokrasi ve bagöstermiyor.” rışla yan yana yaşama politikası inşa etmek yerine, halka çok sert davra İşkence korkusu nan, ilk fırsatta silahı çekip ateş açan, Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, “O ölümlere yol açan özel güvenlik kuvet bölgelerde, özel harekâtçıların nefret lerini o bölgelere yerleştirmeye çalışısöylemine varan, ülkücü yazılamalayorsunuz. Bütün siyasi partilerin, sarı, fotoğrafları yeterince kaygı verici vaş karşıtlarının bu karakolların yazaten. Özel karakollar yapılacağı söypımına mutlak suretle karşı çıkmaları leniyor. Bu durumda, o karakollarda gerekir. Kürt sorununun çözümü için ağır işkence yöntemlerinin karşımıza diyalog yolu bir an önce açılmalıdır. çıkabileceği düşüncesi ister istemez Yoksa bizi kanlı badireler, yeni Suriakıllara geliyor” dedi. yeler, Bağdatlar bekliyor.” Avukat Ergin Cinmen de “Bu bir paket... Güvenliğin yanında bir de ‘sos‘Neyi öngörüyorsunuz?’ yal ve kültürel’ alan diyor. ‘Terörle Emekli askeri hâkim Ümit Kardaş mücadele’ mi yoksa ‘Kürt sorunu’ olaise şöyle konuştu: “Şimdiye kadar çok rak mı değerlendiriyorsunuz? Meseledenenmiş güvenlik politikalarının, ye hangi noktadan baktığınız olacakdarbe dönemlerinde dahi düşünülmelar açısından anlam kazanıyor. Sosyal yecek uygulamalarla tekrar edilmeve kültürel alan derken de ne kastedisi korkunç bir şey, çok vahim bir haliyor, belli değil. Terörle mücadele adı ta. Operasyon eskiden kırsalda oluraltında sosyal ve kültürel önlem alınadu, şimdi şehirde... Operasyonların şe rak güvenliğin sağlanmak istenmesi sorunlara neden olur” diye konuştu. hir merkezlerine taşınması çok val İSTANBUL him sonuçlar yaratacak. Üstelik bu ngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Richard Moore, PYD’nin, Suriye Barış Görüşmeleri’nde Esad rejimine karşı “muhalif unsur” olarak yer almaması gereği konusunda, ülkesi ile Türkiye’nin aynı görüşte, ancak PYD’nin DAEŞ’le mücadelesi konusunda farklı görüşte olduklarını söyledi. Moore, PYD’nin “DAEŞ’in çıkarılmasında önemli bir aktör” olduğunu belirtirken, “Bununla birlikte Türkiye’nin hassasiyetlerini de anlıyoruz” dedi. Moore bu açıklamayı, ülkesinin Türkiye’deki sermaye piyasalarının gelişimi konusunda desteklediği projeyle ilgili olarak Büyükelçilik’te yapılan bilgilendirme toplantısı sırasında, davetli bir grup gazeteciyle görüşmesinde dile getirdi. Büyükelçi Moore’a, Cenevre’ye davet edilen PYD heyetinin Türkiye’nin muhalefeti sonucu, masada yer almadığı anımsatılarak, hemen ardından Obama’nın özel temsilcisinin PYD’yi Kobane’de, İngiliz ve Fransız diplomatlar ile birlikte ziyaretine dair düşüncesi soruldu. Görüşmeleri basından izlediğini ve ayrıntılı bilgisi olmamakla birlikte, konunun iki yönü bulunduğunu vurgulayan Moore, şu görüşleri paylaştı: “Cenevre görüşmelerinde, Esad’a karşı kimlerin muhalif olacağı konusunda Birleşik Krallık ile Türkiye arasında bir fikir ayrılığı yok. PYD’nin muhatap olarak bu gruplar içinde olmadığını düşünüyoruz. İkinci yön ise PYD’nin Suriye’deki olaylarda etkili aktör olup olmadığı konusudur. Zannediyorum ki, bu konuda Türkiye ile görüşlerimiz farklı. PYD, Suriye resminde önemli unsurlardan biri. Kuşkusuz, Türkiye’nin PYD’ye karşı hassasiyetleri olduğunu anlıyoruz. Naif değiliz. PYD ile PKK arasında bağlantılar olduğunu da biliyoruz. Ama PYD, DAEŞ ile mücadelede ciddi ve önemli adımlar attı. Biz de zaten bu nedenle onlarla görüşüyoruz. ABD de aynı nedenle onlara destek sağlıyor. Bu gerçek gözardı edilmemelidir.” Bu konunun “son derece karmaşık” olduğunu vurgulayan Moore sözlerini şöyle sürdürdü: “Birleşik Krallık, Türkiye’nin PKK ile mücadelesine Avrupa’daki en büyük desteği veriyor. PKK’nin terör örgütü olduğu konusunda farklı görüşte değiliz. PKK’nin Birleşik Krallık’taki faaliyetlerini, finansman sağlama çabalarını engellemek için biz de mücadele ediyoruz. Kısa süre önce, 21 yaşındaki bir kadın PKK’ye katılmak için dışarıya çıkmak istediği için yargılandı ve hapis cezası aldı. Ancak her ne kadar biz PKK’nin terör örgütü olduğunu düşünüyorsak, Türkiye’de hükümetin de Güneydoğu’da tekrar diyalog sürecini başlatması gerektiğini de düşünüyoruz. Biz de benzer bir deneyimi IRA ile yaşadık. Ve sonuçta fark ettik ki, gerçeklerle yüzleşmek zorundayız. Terörü sona erdirmenin, yenmenin tek yolunun IRA ile müzakere yapmak olduğunu gördük. Ama her ülkenin dinamikleri aynı değil. Bu söylediklerimle hükümetinize ne yapması gerektiğini söylemek gibi anlaşılmasını istemem. Bu benim görev alanımda değil. Barışın tesis edildiği bir Türkiye, muhakkak ki, Birleşik Krallık’ın da yararına olacaktır. Dolayısıyla biz, PKK ile mücadelesine desteğimizi sürdüreceğiz. Ama hükümet diyalog, barış sürecini sürdürme kararı aldığında ona da elimizden gelen desteği vereceğiz.” İngiltere Dışişleri Bakanlığı ile Hazine Müsteşarlığı’nın yürüttüğü proje kapsamında, İngiliz mali danışmanlıkdenetim şirketi PwC (PricewaterhouseCoopers) “Türkiye Sermaye Piyasalarının Geleceği: Potansiyeli Ortaya Çıkarmak” konulu bir sunum yaptı. Proje, Londra Borsası ve İngiliz şirketleri aracılığıyla, Türkiye’de katılım bankacılığı, sigorta, emeklilik ve varlık yönetim sektörlerinde işbirliği fırsatları arıyor. Büyükelçi Moore, 1718 Şubat’ta İstanbul’da büyük bir toplantı yapılacağını açıklayarak, toplantıya ülkesinden bir bakan, Londra Finans Merkezi Başkanı ile reasürans devi Lloyds of London yetkililerinin katılmasının planlandığını söyledi. Lloyds of London’ın benzersiz bir şirket olduğunu belirten Büyükelçi, şirketin Türkiye’ye girmek istediğini ancak bunun için öncelikle bazı yasal düzenlemeler yapılması gerektiğini söyledi. Moore, Londra Borsası’nın dünyada bir numara olduğunu, hep rekabet ettikleri New York Borsası’nı geçtiğini söyleyerek, İstanbul Finans Merkezi’nin (İFM), işbirliği açısından çok önemli bir fırsat olduğunu vurguladı. “Birkaç yıl öncesine dek, İFM’nin en güçlü rakibi Moskova’ydı. Şu sıralar Putin, bu ihtimali ortadan kaldırmak için gayet güzel çalışmalar gerçekleştiriyor” diyen Moore, İFM’nin birkaç yıl öncesine dek daha hızlı bir tempoda ilerlemesine karşın, son iki yılın seçimlerle geçmesi nedeniyle bir yavaşlama olduğuna değindi. Yetkililerden gerek İFM gerekse, reformlar konusunda hızlanma sözü aldıklarını söyleyen Moore, hukuki güvenlik ve şeffaflığın önemine değindi. Doğu’da diyalog başlamalı İ PKK terör örgütüdür t’ın ün Samas g O e ’d D Kırılan C sü vardı ü t n ü r ö g a yakalanm ERZURUM’DAKİ AŞKALE GERİ GÖNDERME MERKEZİ’NE AVUKATLAR ALINMADI gos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin davanın dosyalarının taşınması sırasında, Dink’in katili Ogün Samast’ın Samsun’da yakalanmasına ilişkin bir CD’nin kırıldığı anlaşıldı. Yargıtay 5. Ceza Dairesi, Dink suikastında kamu görevlilerinin ihmali olduğu iddiasına ilişkin davanın “örgütlü suç” olduğu iddiasıyla İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Samast bakmasına karar vermişti. Ayrıca İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Hrant Dink suikastı ana davasının da 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin görülmesine ve iki davanın birleştirilmesine hükmetmişti. Dink’in katili Samast’ın CD’si kırılmış! A Ombudsman gelince yerli Guantanamo boşaltıldı! ALİ ÇELİKKAN Müzakereler başlamalı oraki sınır dışı, şiddet, açlık gibi insan hakları ihlalleri ve daha birçok usulsüzlük iddiaları yüzünden mülteciler arasında ‘Guantanamo’ olarak adlandırılan Erzurum’daki Aşkale Geri Gönderme Merkezi’ne (GGM) bugüne kadar avukatlar, STK temsilcileri ve içeride tutulan mültecilerin aileleri dahil kimse giremedi. Eski AKP’li, ombudsman Mehmet Elkatmış yapılan bir şikâyet kapsamında Kamu Denetçiliği Kurumu adına Aşkale GGM’ye ziyarette bulundu. Orada ‘tutulan’ yabancılarla yüz yüze görüştüğünü söyleyen Elkatmış, izlenimlerini “İçeride 250 kadar kişi vardı, ama onlar geleli daha 1 gün olmuş, 1 günde adam ne anlatsın?” sözleriyle paylaştı. Bu açıklama, daha önceden çok kez Suriye’ye sınır dışı yapılan Aşkale’nin, denetlenmeden 1 gün önce ‘boşaltılıp’, yeni mültecilerle doldurulduğu ya da sadece yeni gelmiş mültecilerin Elkatmış ile görüştürüldüğü şüphesini doğurdu. Z Şubatta büyük toplantı İnsan hakları ihlalleri ve usulsüzlük iddiaları bulunan Aşkale Geri Gönderme Merkezi, Elkatmış gelmeden boşaltılmış. ler istediklerini” dile getirdi. Elkatmış’ın ziyaretinin ardından daha da önem kazanan Aşkale GGM, Avrupa Birliği fonlarıyla kuruldu. Merkez 14 Eylül 2015 tarihinde hizmete girdi. Peki 5 aydan kısa süre içerisinde Aşkale’de neler yaşandı? İşte yaşananların kısa bir özeti: n İHD Erzurum şubesi ve çok sayıda avukat, içerideki mültecileri ziyaret etme talebinde bulundu ama bugüne kadar sonuç alamadı. n Ahmet Smair isimli mülteci, kendilerine içeride 30 liraya mendil, 50 liraya terlik satıldığını, hiçbir şekilde telefonla görüşme imkânlarının olmadığını söyledi. Başka bir mülteci ise Aşkale’de geçirdiği sürede bazı ‘kaçakçıların’ güvenlik görevlilerine para vererek ‘yemek sipariş etme, cep telefonu kullanabilme’ gibi özel imtiyazlara sahip olduğunu anlattı. n Dilo Derviş isimli mülteci, cezaevinde kullanabildiği ailesi ve avukatı ile görüşme hakkını kullanamadığını ifade etmişti. 20 yaşındaki Derviş, 31 Aralık 2015 günü Erzurum Aşkale’de odasında kazağıyla kendini ranzaya asarak hayatına son verdiği kaydedil 5 ayda neler olmuştu? Tüm bölümler açıldı 10 gün önce gerçekleşen ziyarette Erzurum Vali Yardımcısı, Aşkale Kaymakamı ve Erzurum İl Göç İdaresi Müdürü tarafından karşılanan Elkatmış’a, merkez müdürü tarafından geri gönderme merkezini tanıtan bir sunum yapıldı. Sunum sonrası Kamu Denetçiliği Kurumu heyetinin sorularını yanıtlayan yetkililer, Aşkale Geri Gönderme Merkezi’nin tüm bölümlerini Mehmet Elkatmış’ın incelemesine açtılar. Sorucevap şeklinde Aşkale’nin ‘problemlerini’ de dinleyen Elkatmış, “Daha çok yeni bir yer, daha binanın kabulü yapılmamış. Tabii çok yeni olduğundan eksikleri var, yeni yeni yerleşiyorlar. Telefonlar falan daha monte edilmemiş, eleman eksikleri var, tercüman yok” diye konuştu. Elkatmış, incelemenin daha süreceğini ve “ek bilgi Tutanak tutulmuş Radikal’in haberine göre, Yargıtay’ın bu kararı sonrası dava dosyası, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Posta yoluyla gönderilen dosya, 26 Ocak’ta mahkemeye ulaştı. Taşıma sırasında Ogün Samast’ın Samsun’da yakalanmasına ilişkin bir CD yere düştü ve kırıldı. CD’nin kırılmasıyla ilgili tutanak hazırlandı. Tutanağa göre; dosyalar, 27 Ocak’ta mübaşir İ.D. ile hizmetli M.S. tarafından çuvallardan çıkarılırken hangi klasörden düştüğü tespit edilemeyen ve çavullardan birisinin içinde bulunan bir CD zarfı yere düştü. İçinde 8241 101 M C 46104 seri numarası bulunan ve üzerinde SamsunO.Samast yazılı bir adet verbatim marka CD’nin üç yerden kırıldığı anlaşıldı. di. Derviş’in Avukatı Tugay Bek, intiharın ‘şüpheli’ olduğunu söyledi. Aşkale Cumhuriyet Başsavcılığı’nca takip edilen adli süreç devam ediyor. n Uluslararası Af Örgütü’nün ‘Türkiye: Avrupa’nın Kapı Bekçisi’ raporunda bir mültecinin pasaportundaki ‘çıkış damgasından’ kanıtlandığı üzere, Aşkale’de tutulan 80 kadar mülteci, Reyhanlı, Cilvegözü sınır kapısından Suriye’ye sınır dışı edildi ve Ahraruş Şam örgütüne teslim edildi. Buradan Türkiye’ye tekrar geçiş yapan mülteciler, zorla imzalatılan kâğıtlar sonucu sınır dışı edildiklerini anlattı. Bu tablo uluslararası antlaşmalarda yer alan ‘Geri Göndermeme İlkesi’nin ihlali anlamına geliyordu. n Aşkale’deki kötü şartları ve özellikle yetersiz gıda verilmesini birçok kez açlık grevleriyle protesto eden mülteciler, güvenlik görevlileri tarafından tecrit altında konuldu. 28 Aralık 2015 tarihinde Aşkale’de isyan çıktı. n Aşkale’de bir dönem tutulmuş mülteciler, içeride hastaneye gitmek istedikleri halde götürülmediklerini, ihtiyaçları olan bazı ilaçların da parayla satıldığını iddia etti. l İSTANBUL Şeffaflık önemli C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle