27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 3 Şubat 2016 KULTUR O Anadolu’yu birlikte hatırlama zamanı Erkan Oğur ve İsmail Hakkı Demircioğlu, 5 Şubat Cuma akşamı saat 21.00’de İstanbul Bostancı Gösteri Merkezi’nde sahne alacaklar. Etkinliğin biletleri biletix.com üzerinden de edinilebilirken, fiyatlar 45 ila 89 TL arasında deEDİTÖR: EZGİ ATABİLEN TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN ğişiyor. İkili, çoğu eski, bazıları ise çok eski Anadolu türkülerinden oluşan bir repertuvarı seslendiriyor. Bu nedenle kendi ifadeleriyle performanslarını “bir birlikte hatırlama çabası” olarak görüyor. Bilgi: 0216 384 72 10 11. Erkan Oğur kultur@cumhuriyet.com.tr İ. H. Demircioğlu 21 Onat Kutlar anısına Sinematek yaşıyor! nat Kutlar ve arkadaşlarınca 1965’te kurulan Türk Sinematek Derneği’nin 50. yılı dolayısıyla Onat Kutlar’ın anısına “Sinematek Yaşıyor!” etkinliğinde sinema tarihinin iyi filmleri Kadıköy’e geliyor. Kadıköy Belediyesi ile Boğaziçi Üniversitesi Mithat Alam Film Merkezi işbirliği ve Jak Şalom katkılarıyla düzenlenecek etkinliğin Kadıköy ayağı 5 Şubat Perşembe günü Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezi’nde (CKM) başlayacak. Federico Fellini’nin “Tatlı Hayat”ı, Andrei Tarkovski’nin “Andrei Rublev”i, Orson Welles’in “Yurttaş Kane”i gibi kült filmlerin gösterileceği etkinlikte Ezel Akay, Vecdi Sayar, Mehmet Güleryüz, Erden Kıral, Özgür Mumcu, Tayfun Pirselimoğlu, İlber Ortaylı, Murathan Mungan, Atilla Dorsay, Yankı Yazgan ve Filiz Kutlar gibi isimler de sunumlar yapacak. 27 Mayıs’a dek sürecek etkinlikte gösterimler cuma akşamları saat 20.30’da CKM’de başlayacak. Program için: kultursanat.kadikoy.bel.tr Fellini’nin ‘Tatlı Hayat’ adlı kült filminden bir sahne. ‘Ciciği* bereliler’in yazarı… ürkçe sözlüklerde kadınlara “erkekçe” bakış açısını yansıtan pek çok söz ve sözcüğe rastlayabilirsiniz. Örneğin, Türk Dil Kurumu’nca hazırlanan Türkçe Sözlük’te, “Flört etmeye hazır olan, kolayca flört edebilen (kadın)” diye tanımlanan “müsait” sözcüğü. Kimi cinsiyetçi deyişler ise dehşet vericidir: “Kız çocuğu ya er koynunda, ya yer koynunda”. Evet, bizim sözlükler, erkeklerin cinsiyetçi yaklaşımından doğan sözcük ve deyişlere yer vermeye çok “müsaittir” de, kadınların dillendirdikleri sözcük, deyiş ve argo sözlere yer vermeye nedense hiç “müsait” değildir. Geçen hafta genç yaşında yitirdiğimiz Filiz Bingölçe ise, Türkçe sözlüklerde hiç işlenmemiş “kadın dili”ni inceleyip araştırmakla başlamıştı işe. 2001’de yayımlanan “Kadın Argosu Sözlüğü” bir ilkti. Onun ağzından dinlersek: “Bu sözlüğün öncelikli kaynakları kadınlardır. Etrafımızda gördüğümüz, karşılaştığımız, bildiğimiz, büyük kent merkezlerinde ya da ilçelerinde yaşayan kadınlar. Yüz yüze görüşüp, sözcük topladığım bu kadınların anneleri, anneanneleri, babaanneleri de dolaylı olarak bu sözlüğün ‘eski toprak’ kaynakları olmuş oldular... ‘Argo en mazlum olFiliz Bingölçe’yi yitirdik... duğu anda en saldırgan olabilendir’ diyor Hulki Aktunç. Bence de öyle. Kadınların yaratıcılıklarını, fantezilerini, neyle nasıl alay ettiklerini görmek mümkün bu sözlüğün sayfalarında...” Hulki Aktunç da, “Kadın Argosu Sözlüğü” için yazdığı sunuşta, “yaşamın ve dilin içinde gizlenen büyük bir adanın keşfedildiğini” vurguluyordu: “Çılgın, alaycı, dramatik, şen şakrak, melul mahzun bir ada. Bir sürü aptal herifin ve kızın ve kadının derinliğine duyumsayamadığı ama yaşamakta olduğu bir ada... Son derece önemli bir dilsel kategori, yazı’nın kalıcı alanına taşınıyor ilk kez. Bir erkek (hele bir ‘herif’), böyle bir keşfi asla başaramazdı... Elinize dilinize sağlık Filiz Bingölçe. Adınız sözlüklere de yazılacaktır.” T Uyurkulak’ın romanı 8 Şubat’ta raflarda ol” ve “Har” romanları ve öykülerini topladığı “Bazuka”yla hatırı sayılır okur kitlesi edinen Murat Uyurkulak’ın, April Yayıncılık’a transferinin ardından, yeni romanı “Merhume” 8 Şubat’ta raflardaki yerini alacak. İşte kitaptan, arka kapağında da yer alan bir bölüm: “Bir gün, öyle bir an geldi ki, kötü biri olmaya karar verdim. Taştan bir kalple kurtulurum sandım. Ama çok geçti artık, tüm vakitlerin sahibi silahına benden önce davranmıştı, şahane bir tebessümle bastı tetiğe, kurtulamadım, günaha girdiğimle kaldım. Şimdi önümarkamsağımsolumüstümbaşımyüzümgözüm tövbe...” “T B(ağ) siyasetinin perde arkasındakiler Ay sonunda başlayıp yaza değin her ay, uluslararası kapsamda ve ücretsiz Akbank Sanat’ta yapılacak özel bir seminer dizisi hazırlandı. DR. EBRU YETİŞKİN Sözlüğümüzde bir ilk Medya teorisyenleri, aktivistler, sanatçılar ve akademisyenleri buluşturacak seminer dizisi ‘B(ağ) Siyaseti’ni kürasyonunu üstlenen Dr. Ebru Yetişkin anlattı. eylemler ortaya çıkıyor. Viral pazarlama yöntemini benimseyen hükümetler, ilaç tanıtımı ve promosyon aracına dönüşmüş hastaneler, yargı kurumlarının yetkisini kendine mal etmiş üniversiteler, Meclis soruşturma komisyonlarının işlevini sahiplenen gazeteciler, bilgi oluşturmaya yönelik çalışan aktivist sanatçılar bu toplumsal değişimin sonuçları olarak sayılıyor. Bugün teknolojik altyapıların oluşturulması, işlemesi, kontrol edilmesi ve yayılması ile ilgili olan hususlar birçok ülkede siyasi, ekonomik ve toplumsal bir konu olarak tartışılıyor. İşte “Bulaşan Bedenler: Ağ Siyaseti Seminer Dizisi” de medya sanatının ilgili olduğu güncel toplumsal koşullara dikkat çekebilmek amacıyla düzenleniyor. Cannes’ın yeni jüri başkanı Miller oldu u yıl 1122 Mayıs tarihleri arasında düzenlenecek 69. Cannes Uluslararası Film Festivali’nin jüri başkanlığına Avustralyalı yönetmen, senarist ve yapımcı George Miller getirildi. Miller çağrıyı mutlulukla kabul ederken, yönetmenin “Mad George Miller Max: Fury Road” isimli filmi de geçen yıl yine Cannes’da yarışma dışı olarak izlenmişti. B ugün ekonomik, siyasi ve toplumsal gelişmeleri, dijital kültür ve medya sanatı çalışmalarıyla birlikte incelediğimizde güncel kapitalizmin nasıl işlediğini ve emperyalist tahakkümün güncellenerek nasıl yayıldığını keşfedebiliyoruz. Ancak devletler, hükümetler, şirketler, aracı kişi ve toplulukların rekabete dayalı işbirliği b(ağ)larına dair bilgi erişimimiz yalnızca Türkiye’de değil, tüm dünyada kısıtlı. B(ağ)ları oluşturan farklı bünyelerin kâr elde etme ve üstünlük kazanma operasyonlarıyla ilgili verilerin açığa çıkarılması kritik. Bu veriler kamuoyunun bilgilendirilmesini, algılama ve yargılama gücünün kullanılma kapasitesini, (tüketici/üretici/yatırımcı/borçlu...) vatandaşların davranışlarının etkilenerek yönetilmesini ve sapmaları denetim altında tutulmasını mümkün kılıyor. Bugün veriye ve verinin üretildiği b(ağ)lara hâkim olmak, siyasi ve ekonomik iktidar mücadelesindeki mevzilerden birini oluşturuyor. Sorunlardan biri şu ki, bu b(ağ)larla güç kazananların varlık ve otoritelerini sürdürme mücadelesi, şiddetin, ölümün ve yok etmenin meşru ve normal görülmesine yol açabiliyor. B(ağ) siyaseti, giderek sertleşen bir güncel kapitalist iktidar rejimini karşımıza çıkarıyor. (Ulusal) güvenlik, terörle mücadele, siyasiekonomik istikrar ve belirli bir yaşam tarzının muhafaza edilme anlatılarına bağlanarak meşrulaştırılan gözetim sayesinde tehdit oluşturabilecek unsurlar tespit ediliyor, risk analiz edilerek hesaplanıyor, kısaortauzun vadeli eylem senaryoları geliştiriliyor ve küresel sermaye savaşı içinde manevra kabiliyeti kazanılarak yeniden harekât yapabilir hale geliniyor. Altyapısı algoritmalara da B bağlı olan bu güncel kapitalist düzende “veri” aynı zamanda kritik bir sermaye aracı haline gelmiş durumda. Veri kaynakları ile veri üretim hatlarını yönetenler aynı zamanda bilgi ve iktidar oluşturma kaynaklarına da sahip oluyor. İnternet hizmeti sağlayan telekom operatörleri ve bu operatörlerin banka, hükümet, devlet kurumları ve şirketlerle paylaştığı veriler, ya da sosyal medya platformlarıyla birlikte çalışan diğer kurumlar bu b(ağ)lara kolaylıkla örnek gösterilebilir. Üstelik sosyal medya şirketleri, edevlet ve mobil uygulamaları için bedava işgücü olarak ürettiğimiz veriler giderek birbiriyle daha entegre bir şekilde çalışan farklı aktörler arasında paylaşılıyor. Bunun sonucunda da birbirine bulaşan bünyeler, iş yapma yolları ve Entegre aktörlerin evreni İfşa edenlerin öyküsü İstanbul Bilgi Üniversitesi ve İstanbul Kalkınma Ajansı destekli seminerler, İstanbul Teknik Üniversitesi, Southampton Üniversitesi, Winchester Sanat Okulu işbirliğiyle Haziran 2016’ya kadar her ay medya teorisyenlerini, aktivist ve sanatçıları Akbank Sanat’ta bir araya getiriyor. Konuşmalar finans dünyasının görünmeyen ara yüzlerini medya sanatı işleriyle ifşa etmekten, sosyal medya hesaplarının neoliberal beyinler ve ilişkiler üretmesine, biyoteknolojihukuk ve devlet arasındaki b(ağ)lar ile bilimsel ve hukuki kanıt sayılan obje, objektiflik ve hakikat ilişkilerinin bugün nasıl yerinden edildiğine dair tartışmaları kapsıyor. Bilgi: http://www.academy.decol.tv/ Erkeğin başaramayacağı keşif Verilere hâkimiyet Cervantes bu kez Ankara’nın misafiri spanyol yazar Miguel De Cervantes, ölümünün 400. yılında Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’ndeki “Don Kişot’un İzleri” sergisiyle anılıyor. 6 Mart’a dek sürecek sergide, Picasso’dan Dali’ye dünya sanatçılarının yanı sıra Selçuk Demirel, Utku Varlık, Devrim Erbil, Habip Aydoğdu, Adnan Turani ve Metin Yurdanur’un da aralarında bulunduğu 50’ye yakın Türkiyeli sanatçının resim ve heykelleri sergileniyor. İ Dünya internet çağı ile özgürlükler ve demokrasiyi daha etkili ve hızlı bir biçimde tartışıp dönüştürmeye başladı. Bunun son örneği, Akbank Sanat’ta yapılacak uluslararası seminerler dizisi olacak. SAHA’den Cevdet Erek’e destek AHA Derneği, Kasseler Kunstverein’da 27 Mart’a kadar sergisi sürecek Cevdet Erek’in yeni eser üretimine destek verdi. Erek, “Winter Ausstellung Kış Sergisi” için müzenin ana mekânını şömine odasına dönüştürdü. Sanatçı, Kassel’deki aile evinde bulunan yerel bir şöminenin canlı görüntüsünü, Kunstverein’daki ekrana iletiyor. Erek’in tasarladığı mobilya seyirciyi istirahate davet ederken, ekrandaki ateş görüntüsü otel barlarında bulunan DVD’den gösterilen sonsuz ateşi anımsatıyor. Erek’in “Day”, “Ruler Day Night” ve “Ruler Centenary” gibi eski işlerinin yeni sunumları da sergide yer alıyor. Ali İsmail’in ödülü ‘barış’a li İsmail Korkmaz Vakfı’nın (ALİKEV) ilkini geçen yıl gerçekleştirdiği, Ali İsmail Korkmaz’ın anısını, düşüncelerini ve hayallerini yaşatmak amacıyla sanat, edebiyat alanında düzenlediği yarışmanın bu yılki dalı şiir, teması ise barış olarak belirlendi. ‘Barış İçin Şiir Yaz’ çağrısıyla yapılan yarışmaya 5 Mart tarihine kadar, 30 yaşını doldurmamış ve barış şiiri yazan herkes daha ön Osman Hamdi’nin eseri satışa çıkacak sman Hamdi Bey’in ‘Cami Önü’ tablosu, önündeki mahkeme engelinin kaldırılmasının ardından satışa sunuluyor. Antik A.Ş.’nin gelecek aylarda düzenleyeceği müzayedede satılacak 1882 tarihli eser, eski Gebze Belediye Başkanı Mustafa Zeki Bey koleksiyonundan günümüze gelmiş. Yapıt, 185 x 100 cm ebatlarıyla, sanatçının “Kaplumbağa Terbiyecisi” tablosundan sonra bilinen en büyük eserlerinden biri. Bingölçe’nin, kadın dünyasının yeraltı dolambaçlarında gözüpek bir dil serüvenine atılan “Kadın Argosu Sözlüğü”yle yetinmeyeceği başından belliydi. “Kadın Argosu”nun ardından “Futbol Argosu”, “Asker Argosu”, “Osmanlı Argosu” sözlükleri sökün etti. Bingölçe, aslında, bu dört dünyanın, Aktunç’un “dilin gizli örgütü” diye tanımladığı argolarını, Necmiye Alpay’ın deyişiyle “özel alandan kamusal alana” taşıyordu. Bunun, erkekegemen ahlaka karşı ne kadar yürekli bir başkaldırı eylemi olduğunun en iyi kanıtı da, öncelikle “Kadın Argosu Sözlüğü” hakkında “müstehcenlik” suçlamasıyla dava açılmasıydı. Yaşamın içindeki belirli kesimlerde kullanılan sözler, sözcükler, deyişler, deyimler yazıya dökülüp kitaplaşınca, başka bir deyişle kalıcı bir nitelik alınca, ürküye kapılan otoritenin hışmını üstüne çekiyordu. Bingölçe’nin, kurucusu olduğu AltÜst Yayınları’ndan yayımladığı, Enderunlu Fazıl’ın 18. yüzyıl Osmanlı imparatorluğunun “kadınlar coğrafyası”nı sunan “Zenânnâme”si ile Galip Paşa’nın 19. yüzyıl Anadolu’sunun cinsellik geleneklerini gözler önüne seren “Mutayebatı Türkiyye”si de bir dönemin resmi tarihe girmeyen yüzünü gün ışığına çıkarıyor, resmi ahlak anlayışını altüst ediyordu. Erkeklerin günlük yaşamı kadınlarla savaşa çevirdikleri, birbirlerinden çok kadınları öldürdükleri şu toplumda, “güzeller ve lanetlilerin, geceleyin sevecenliği gelenlerin, çöplük turnalarının, yüzü yaralıların, ciciği berelilerin, rahmi alınmışların” yazarı Filiz Bingölçe’yi yitirdik *Cicik: Göğüs, meme. (Kadın Argosu Sözlüğü’nden.) Özelden kamusala Altüst eden yayınlar S A ce yayımlanmamış en çok iki barış şiiriyle başvurabiliyor. Ali İsmail Korkmaz Ödülü, Korkmaz’ın doğum günü olan 18 Mart tarihinde verilecek. Yarışmada dereceye girenlere heykeltıraş Ekin Erman’ın tasarladığı ödül heykelciği, Ali İsmail’in doğum günü 18 Mart’ta Antakya’da yapılacak törende verilecek. Yarışmaya katılım için şiirlerin, başvuru sahibinin adı, soyadı, özgeçmişi, iletişim bilgileri ve bir adet fotoğrafı eşliğinde vakfın eposta adresine gönderilmesi gerekiyor: basvuru@alikev.org O C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle