24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 28 Şubat 2016 Bir 1955’in Yaşar Kemal’i Cumhuriyet’in kalemi ve edebiyat çınarı Yaşar Kemal’i, ölümünün ilk yıldönümünde Uğurol Barlas’ın 17 yaşında kendisiyle Gaziantep’te iken yaptığı röportaj eşliğinde, özlemle anıyoruz. Bu röportajı, Prof. Dr. Gülten Dinç’in katkılarıyla okurlarımıza sunuyoruz. >> Sokak 19’da kitap muhibbiEDİTÖR:EVRİMALTUĞ TASARIM:ŞÜKRANİŞCAN 18 miraczeynep@gmail.com Abisi Mustafa Koç erken yaşta ve fat etmese ve yerine Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanlığı’na Ömer Koç seçilme se, onun adını bu ka dar çok duymayacak tık. Muhtemelen o da bundan çok mutlu Ömer Koç’un dünyası, ekonomiden, iş görüşmelerinden, şirket anlaşmalarından uzakta; bu topraklarda çok nadiren görülen bir birikimin için de bir dünya. olacaktı. Ön planda olmayı sevmediğini biliyoruz. Ama bu hep söylenegeldiği gibi, ‘gizemli’ bir kişiliği olmasından kaynaklanmıyor. Onun başka bir dünyası var. Ekonomiden, iş görüşmelerinden, şirket anlaşmalarından uzakta; bu topraklarda çok nadiren görülen bir birikimin içinde bir dünya. Üstelik aileden edinilmiş değil, kendisinin ilmek ilmek dokuduğu bir dünya. Yolunu kendi seçmiş, o yolda çok emek vermiş, tutkularının peşinden koşmayı bilmiş bir insanın sükuneti var üzerinde. Ömer Koç “en”lerle anılacaksa Türkiye’nin en güçlü ya da en zengin insanlarından biri kuşkusuz. Ama burada bırakmak hem haksızlık, hem de sığlık olur. Zira Ömer Koç, ülkenin en derinlikli entelektüellerinden biri olarak anılmayı hak ediyor. Ama heyhat, kültür gazetelerinin birinci sayfasına ekonomi kadar sık konuk olamıyor. Ne demişler, zenginin parası züğürdün çe nesini yorar. için yazdığı, kendisine dair ipuçları da taşıyordu. “Kitap tutkunlarının ve satıcılarının dünyası küçük bir dünyadır,” diyordu Koç; “Bir alanda uzmanlaşmış koleksiyoncularınki daha da küçüktür.” O da bu küçük dünyanın içinde sürekli Atabey’in adıyla karşılaşıyordu. Paris ve Londra’da Osmanlı hakkında bir kitap sorduğunda, “Bu kitabın çok iyi bir kopyası vardı ama Atabey’e sattım” cevabı alıyordu. Sırf paranın satın alamadığı, ancak birikimin ulaşabileceği bir dünya... “Gittikçe meraklanıyor, kendimi neredeyse çölde ulaştığı her vahada birisinin kendisinden önce davrandığını gören sıcaktan kavrulmuş bir adam gibi hissediyordum” diye yazmıştı Koç; “Atabey benim için efsanevi bir boyut kazanmıştı. ‘Olağan Şüpheliler’ filmindeki hayali kötü adam Keyser Soze’ye benziyordu”. Ait olmadığı yerler 1962 yılının 24 Mart’ında, ÇiğdemRahmi Koç çifti nin ikinci çocuğu olarak Ankara’da doğdu Ömer Koç. Baba tarafından dedesi yaşa dığı ülkede zenginliğin simge si sayılan Vehbi Koç’un, anne tarafından dedesi ise İzmir’in köklü ailelerinden armatör Avni Meserretçioğlu’ydu. An nesi ile babası ayrıldıklarında 11 yaşındaydı. Önce Robert Kolej’de oku du Ömer Koç; ardından İngil tere’deki Millfield School’da. Osmanlıcaya merak saldığın da henüz lisedeydi. Türk Nü mismatik Derneği Başkanı Cüneyt Ölçer’den dersler al Dede Vehbi Koç torunlarıyla birlikte. dı. Üniversite çağına geldiğin de tercihi Antik Yunan’dan yana ol Ve ‘Keyser Soze’si ile Ömer Koç, du. Columbia Üniversitesi’nde İşletme 1990’larda, Sevgi Gönül vasıtasıyla ta yüksek lisansı yapması, hayatının iki nıştılar. Atabey ona üç önemli öğüt kanalda ilerleyeceğinin habercisiydi. verdi: Kitap koleksiyonun milli kütüp Koç ailesinin âdeti üzre, muhtelif hanelerle yarışamaz; nicelik değil ni şirketlerde çalıştı. 1992’den bu yana telik üzerine yoğunlaş. Kendini bir ko görev aldığı Koç Holding’in önce Fi nuda ve belli tarihler arasında sınırla. nansman Koordinatörü, sonra Ener Elindekinden daha iyi bir kopya için ji Grubu Başkanı oldu. Abisi Musta daha fazla ödemeye hazır ol. fa Koç vefat ettiğinde, Yönetim Kuru Bu öğütlerin peşinden giden Ömer lu Başkanvekili’nin Ömer Koç olduğu Koç’un yolu, gün geldi Atabey kolek nu neredeyse kimse bilmiyordu. Her siyonu ile kesişti. Şefik Atabey kitap ne kadar öyle gibi görünse de, sakla larını bir İsveçli işadamına satmıştı, o nan biri değil. Kendisiyle benzer ilgi da 2002 yılında bunları elinden çıkar alanlarını, benzer tutkuları paylaşan maya karar verdi. Sotheby’s’te yapılan lar cana yakın olduğunu söylüyorlar. müzayedede bu koleksiyonun büyük Dostlarını kendinden yaşça büyük, bir bölümü, Ömer Koç’a geçti. hayat tecrübesi zengin, birikimli insanlar arasından geçiyor. Belli ki ara Benzersiz ‘dolu silah’lar daki kuşakların sınırlarını aşan biri Bugün Ömer Koç’un merkezine Os kimine karşılık arıyor. En yakın dost manlı İmparatorluğu’nu alan koleksi larından biri, 1921 doğumlu arkeolog yonundaki en eski tarihli kitap, 1493 Muhibbe Darga. baskısı. Aralarında Fransa Kralı XIV. Ama kurdele kesmekten, konuşma Louis’nin, Rus imparatoriçesi Maria yapmaktan ve resmi ziyaretlerden pek Feodorovna’nın, Mısır Hıdivi Abbas hoşlanmadığı aşikâr. Daha birkaç gün Hilmi Paşa’nın kütüphanesinden ki önce, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ma taplar da var. “Kitaplarımı seviyorum” kamında ziyaret ettiğinde çekilen fo diyor, “Onlarla kendimi güvende his toğraflarda ‘oraya ait olmama’ sıkıntı sediyorum, tıpkı dolu silah gibi. Oku sı, yüzünden belli oluyordu. masan dahi oradalar...” Tanıyanlar, göründüğü kadar mesa Osmanlı koleksiyonu dışında feli olmadığını söylüyorlar. Hatta İlber Ömer Koç’un en sevdiği şairlerden Ortaylı, 2003 yılında Sevgi Gönül ile Baudelaire’in kitaplarının ilk baskıla Kavuklu ve Pişekâr gibi atıştıklarını rı, mektupları, Le Fleur du Mal (Kötü aktarıp, Ömer Koç’un nüktedanlığın lük Çiçekleri) şiirinin ithaflı iki kop dan söz ediyor. yası da Ömer Koç’un benzersiz kü Paranın satın alamadıkları tüphanesinde duruyor. Hayran olduğu bir başka yazar Marcel Proust’un, Çocukluğundan beri kitap biriktiri Oscar Wilde’ın, Victor Hugo’nun, yordu, 20’li yaşlarında bunu ciddiye Apollinaire’in, Yahya Kemal, Nâzım almaya, bir koleksiyon oluşturmaya Hikmet, Halit Ziya, Tanpınar, Abdül başladı. Ancak önünde büyük bir en hak Şinasi, Yakup Kadri’nin imzalı ki gel vardı: Şefik Atabey. Eski spiker Eş tapları da bu raflarda. ref Şefik’in oğlu, dünyanın en büyük 2007’de Sanat Dünyamız dergisine kitap koleksiyonerlerinden biri. 15. verdiği söyleşide “parası yetmediği” 19. yüzyıllar arasında Osmanlı dünya için kaçırdığı kitaplar da olduğunu öğ sına ilişkin 1300 parçadan koleksiyo reniyoruz. Bunlardan biri, Lolita’nın nu benzersizdi. Ömer Koç’un 1998’de Nabokov’dan Graham Greene’ye im Cornucopia dergisinde Şefik Atabey zaladığı bir kopyası. Ama romanın Nabokov’un kendi koleksiyonundan çıkan Türkçe çevirisi, şu anda Ömer Koç kütüphanesinde. Ailede biriktirme alışkanlığı var. Babaanne Sadberk Hanım’dan çocuklarına, özellikle Sevgi Gönül’e miras kalmış bir alışkanlık. Ancak dünya çapında bir koleksiyondan söz edeceksek, Ömer Koç aile içinde benzersiz bir yerde duruyor. Kendi deyişiyle bu “deva napezir”, devası olmayan hastalıktan mustarip. Zaten aile içinde pek çok alanda farklı bir yerde duruyor. 2008’de babası Rahmi Koç’un iş hayatında 50. yılını kutladığı gece de iki kardeşi sahneye çıkmış, babaları hakkında konuşmuş, Ömer Koç ise seyirciler arasında kalmıştı. O gecenin izlenimlerini Radikal gazetesine yazan Çağrı Bilgin, Koç ailesinin beyaz smokin giydiğini, Ömer Koç’un ise siyah smokinle katıldığını yazmıştı. Rahmi Koç, “Ömer biraz değişiktir. Biz beyaz giyeriz, o siyah” diye cevaplamıştı soruları. Ömer Koç’un cevabı netti: “Beyaz smokinim yok”. Seks ve ölüm Yalnızca kitap değil; gergedanlara dair her şeyi de topluyor. Ayrıca dünyanın en iyileri arasında gösterilen bir İznik çini koleksiyonu, otoportre koleksiyonu ve çoğunluğu Fransızca kitaplardan oluşan bir erotika koleksiyonu var. İngiliz gazeteci Catherine Milner’e “Seks ve ölüm ilgimi çekiyor” cümlesiyle açıklamış bu koleksiyonu... Salacak’ta kütüphaneye dönüştürdüğü yalısının, Beyoğlu’ndaki stüdyosunun ötesinde, ofisinin (herhalde kendisi yazıhane demeyi tercih ediyordur) de “lebaleb” kitapla dolu olduğunu, Sevin Okyay’ın Arkitera için yazdığı Nadir Kitap Virüsü yazısından öğreniyoruz. Odanın her köşesinde; sehpaların, etajerlerin, Sedat Hakkı mezadından alınmış sedirin üzerlerinde sıra sıra kitaplar duruyor. Okyay’ın aktardığına göre Ömer Koç buluşmalarında ilk soru olarak, “İçinizde kitap muhibbi var mı?” diye soruyor. Yakınlarının da onayladığı üzere Ömer Koç, lisanı Osmani konuşmaktan hoşlanıyor. Hatta yeni Türkçe ile başı pek hoş değil. Üç yıl önce yayımlanan Financial Times makalesi ise bize evi hakkında fikir veriyor. Kapıda, gelenleri Marc Quinn’in bronz heykelinin karşıladığını öğreniyoruz sözgelimi. Yemek masasının üzerinde ise gergedan heykelcikleri duruyor. Çünkü gergedanlar tıpkı dinozorlar gibi, çoktan kaybolmuş bir tür ona göre... Duvarlarda Francis Bacon, Stanley Spencer ve Egon Schiele tabloları, bir yanda ise Patricia Piccinini işi görülüyor. Evdeki sanat eserlerini paylaştığı insanlar, çalışanları. Anlatılanlara göre sıklıkla seyahat ediyor, yılın belli bir bölümünü Londra’da geçiriyor. Eğer bir bienale ya da sanat fuarına gidecekse, İstanbul’daki evinde çalışanların ona eşlik etmesini ve eserlere dair bilgi edinmelerini sağlıyor. Koleksiyonunu paylaşmak konusunda pek hasis değil. Beyoğlu’ndaki ANAMED, onun koleksiyonlarından parçalar sergiliyor; Orhan Veli ile büyük aşkı Nahit Hanım arasındaki mektuplaşmalar onun koleksiyonundan çıkıp okurla buluşuyor. Kurduğu sanat alanı ARTER’in ardından şimdi onun öncülüğünde, Dolapdere’de bir çağdaş sanat müzesi yükseliyor. Belli ki yeni görevi, onun fedakârlık edeceği bir görev. Zamanından, tutkularından, hazlarından fedakârlık edecek. Geçmişi bugünden daha çok merak eden biri ama büyük bir holdingin geleceğini şekillendirecek. Merak etmeden duramıyorum; acaba holdinge kattığı yeni bir şirket onu koleksiyonuna kattığı yeni bir kitap kadar mutlu edecek mi? Sanmam. O bir “kitap muhibbi” ne de olsa. Habibini başka yerde neden arasın? C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle