20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 28 Şubat 2016 12 EDİTÖR: SERKAN OZAN haber Kirli çamaşırlarınızı bizden iyi saklayın Başbakanlık danışmanıydı, Tayyip Erdoğan’la birlikte Saray’a taşındı; şimdi de Saray sözcüsü. Yani Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı filan karıştırmadan “Erdoğan’ın danışmanı ve sözcüsü” desek yanlış olmaz. Adı İbrahim Kalın. Soyadının tersine ince uzun bir zat. Ara sıra kameraların karşısına geçiyor ve “sözcülük” yapıyor. Gülümsemeyi unutmuş, belki de hayatında hiç gülümsememiş biri. Yani sözcü olarak en son düşünülmeliydi, ama bana ne… Önceki gün yine kameraların karşısına geçti ve birkaç güncel konuda Saray’ın görüşlerini aktardı. Mesela bizim Can Dündar’la Erdem Gül’ün tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmalarıyla ilgili olarak tahliye kararının değil tutuksuz yargılanmanın altını çizdi ve nedense fazla kalın çizdi. Hani “Özgür kaldıklarına pek sevindiniz ama fazla umutlanmayın. Sonunda cezayı yiyecekler. Benim patron ‘bunu onun yanına komam’ dediydi, unutmayın” der gibiydi… Ekran başındakilerin topunu salak sanmış olacak ki yürekler acısı karşılaştırmalar da yaptı. WikiLeaks belgelerini internette kamuoyunun önüne seren Julian Assange’ı, ABD’nin en kirli ve pervasız güvenlik örgütlerinden NSA’nın yazışmalarını gün ışığına çıkaran Edward Snowden’i filan andı ve onlarla Can Dündar, Erdem Gül yani Cumhuriyet arasında bağ kurmaya çabaladı. Türkiye’den henüz bir Assange, bir Snowden çıkmadı. Çıksa iyi olur tabii. Devletin arka odalarında istiflenmiş kirli ve kanlı çamaşırları gün ışığına çıkarmak ülkeye, demokrasiye, özgürlüklere küçümsenecek bir hizmet midir? Can Dündar ve Erdem Gül’ü Assange ve Snowden’le karşılaştırmak, inanarak yapılıyorsa budalalık, başka amaçla yapılıyorsa utanç verici bir suçtur. Saray sözcüsü ve mesleğimizin ak adına her gün ve gitgide tırmandırarak kara hatta b.k sürmeyi gazetecilik diye yutturmaya çabalayan Saray medyası bunu domuzuna biliyorlar ama önemli olan kafa karıştırmak, bilinç bulandırmak olunca her türlü yalan da serbest. Cumhuriyet’i ille de karşılaştırmak istiyorsanız Snowden’in sızdırdığı bilgileri yayımlayan The Guardian ve Washington Post ile karşılaştırmalısınız. Cumhuriyet’i ille de karşılaştırmak istiyorsanız Assange’ın WikiLeaks belgelerini çarşaf çarşaf yayımlayan The Guardian, New York Times, der Spiegel ile karşılaştırabilirsiniz. Bu gazeteler, bu gazetelerin yayın yönetmenleri ve başkent temsilcileri hakkında herhangi bir savcının bir soruşturma açtığını, yayını yasaklamaya kalkıştığını bilen varsa beri gelsin; soruşturma açılabileceğini sanan varsa demokrasi abdestini tazelesin. Yani Saray medyası, Saray sözcüsü ve Saray’ın sahibi iyi bilsin: Cumhuriyet gazetecilik yaptı ve yapmaya devam edecek. Kirli çamaşırlarına, çevirdikleri dolaplara, devlet sırrı palavrasının ardına gizledikleri yönetsel suçlarına, 1725 Aralık denince yurttaşların takır takır sıralayıverdikleri marifetlerine sahip çıksınlar, sıkı korusunlar, iyi gizlesinler. Bizden öylemesi… AKP’li Soylu’dan Dündar’a saldırı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’ın “Sayın Cumhurbaşkanının doğum günü kutlu olsun. Biz de evlilik yıl dönümümüzde içeri girmiştik, bu da kendisine doğum günü hediyesi oldu” sözlerine tepki gösterdi. Soylu, “Bir yargı kararıyla gazetecilik kimliğinden uzak bir şekilde içeri giren hapse giren birisi yine bir yargı kararıyla dışarı çıkarken Sayın Cumhurbaşkanımızı ifade ederek ‘ona doğum günü hediyesi olsun’ diye söylediği söz şunu en hafif itibariyle söylemek istiyorum ki seviyesizliğin dik âlâsıdır. Böyle bir kişiden ne aydın çıkar, böyle bir kişiden ne gazeteci olur ne de bu memlekete bir faydası olur” dedi. l TRABZON / CİHAN CHP’li Tezcan: Kanun aynı kanun CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, gazetemiz Can Dündar ve Erdem Gül’ün 92 gün sonra serbest bırakılmasıyla ilgili, “Hukuk aynı hukuk, kanunlar aynı kanun. Bu kanunları bir tarafta sulh ceza hâkimleri var, neye göre yorumluyor, talimatı aldığı iktidara göre yorumlayan, bir tarafta da bu kanunları evrensel hukuka göre yorumlayan Anayasa Mahkemesi var. Temel problem budur. İçerideki gazetecilerin bir an önce uğradıkları haksızlıktan kurtarılmasını bekliyoruz” dedi. l BURSA / DHA Sami Elvan Gülsüm Elvan Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, kayıp yakınlarıyla sohbet etti. Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm ve babası Sami Elvan’la bir araya geldi. kavuşSaonnaadnenkeseizvilnaldeıyniazGül’DdAeündnnnedeCsaleutrmrevi’kenaertesi Silivri Cezaevi’nden tahliye edilen Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül, özgürlüklerinin ikinci gününde her cumartesi toplanan Cumartesi Anneleri’nin eylemine katıldı. Cumartesi Anneleri eylemlerinin 569’uncu haftasında Sur’da büyüyen ve İstanbul’da gözaltında kaybedilen Cüneyt Aydınlar’ın akıbetini sordu ve bölge illerindeki kuşatmaya karşı ses çıkarılmasını istedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, saldırı altındaki Sur’a dikkat çekerek başladığı konuşmasında, “5 bin yıllık tarihi kentte çok faili meçhul yaşandı. Fakat tarihin hiçbir döneminde göz göre göre ölüm yaşanmadı. 200’e yakın sivil ve çocuk şu an Sur’da. Türkiye’nin en kanlı dönemini yaşıyoruz” dedi. HDP İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu da “Tarihte çok hükümet geldi geçti. Tarihe yazılı kalan Cumartesi Anneleri olacak” dedi. Haftanın basın açıklamasını öldürülen gazeteci Metin Göktepe’nin ablası Meryem Göktepe okudu. Göktepe öldürülen sivillerin, morglarda üst üste atılan cenazelerinin vicdanları daha da kanattığını belirterek, Güneydoğu’da yaşanan vahşeti hatırlattı. Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ise cezaevinde kaldıkları süre boyunca kendilerine destek olanlara bir gönül borçları olduğunu belirterek onları ödemek için seri ziyaretler yapacaklarını kaydetti. Söz veriyoruz Kayıp yakınlarıyla sohbet eden Dündar ve Gül, Berkin Elvan’ın anne ve babasıyla da yakından ilgilendi. Dündar, “İlk ziyarete buradan başladık. Cumartesi Anneleri zor günümüzde yanımızdalardı. Geçmiş olsun ziyaretine gelenler oldu, haber gönderenler, mektup yazanlar oldu. O mektuplar, o haberler, o ziyaretler bizi içeride dik tuttu. Teşekkür ediyoruz. Son anne evladına, hiç olmaz Can erok Erdem Gül ve eşi Aslı Gül, Cumartesi Anneleri’yle birlikte kayıpların akıbetini sordu. sa mezarına kavuşana kadar onların yanında olacağımıza söz veriyoruz” dedi. Arızanın örneği Erdem Gül de Cumartesi Anneleri’nin acısını hissettiklerinin belirterek, “Cumartesi Anneleri aslında uluslararası anlamda da bilinen Türkiye’nin demokrasi konusunda daha çok yol katetmesi ge reken, Türkiye’nin demokrasi konusundaki arızalarından, eksikliklerinden birinin belki de dünyaca bilinen en ünlü örneği; kayıplar meselesi. Bizdeki demokrasinin, özgürlüklerin, insanların mutlu ve rahat yaşamalarının önündeki bütün engellerin kaldırılmadığı düzlemde yaşadığımız için bu tür sorunlarla yaşıyoruz” dedi. l İSTANBUL / Cumhuriyet AB’DEN TAHLİYE DEĞERLENDİRMESİ Doğru yönde atılmış bir adım Avrupa Birliği, Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün Anayasa Mahkemesi kararıyla tahliye edilmesini “doğru yönde atılmış adım” olarak nitelendirdi. AB Dış Politika Yüksek Temsilciliği’nden yapılan açıklamada, “Bu karar, Türkiye’de ifade özgürlüğünü garanti altına almak için doğru yönde atılmış ve gereken bir adımdır. İfade özgürlüğü AB’nin esas temellerinden biridir. Gazeteciler aleyhine tüm suçlamaların düşürüleceğine inanıyoruz” denildi. l Haber Merkezi SINIR TANIMAYAN GAZETECİLER Suçlamalar düşene kadar Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü Genel Sekreteri Christophe Deloire, Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün serbest bırakılması için yürütülen uluslararası çabalara destek verenlere teşekkür etti. Bir mesaj yayımlayan Deloire, “Verilen destek bizim için çok anlamlıydı ve bu zaferi sizlere borçluyuz. Bir mücadeleyi kazandık ama Türk yetkililer tarafından bilgi edinme özgürlüğüne karşı yürütülen savaş bitmedi. Can Dündar ve Erdem Gül’e yöneltilen suçlamalar düşmedi ve ilk dunuşma mart ayında yapılacak. Biz de orada olacağız. Bütün suçlamalar düşene kadar çalışmaya devam etmeliyiz” dedi. l Haber Merkezi Dündar ve Gül’e dayanışma ödülü Halkevleri’nin 84’üncü kuruluş yıldönümü Ankara CerModern’deki Halkın Hakları Basın, Sanat ve Dayanışma ödüllerini sahiplerine verdiği bir etkinlikle kutlandı. Gazetemizin 92 gün boyunca Silivri Cezaevi’nde tutsak edilen Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül, Anayasa Mahkemesi’nin “hak ihlali” kararının ardından Halkevleri tarafından “Dayanışma Ödülü”ne layık görüldü. Törende ayrıca gazetemizin usta yazarı Çiğdem Toker ve muhabirimiz Kemal Göktaş da mesleki başarılarına Halkevleri’nin “Basın Ödülleri”ni ekledi. Dündar ve Gül adına ödül alan gazetemizin TBMM Büro Şefi Emine Kaplan, “Önümüzdeki günlerde belki koşullar daha da zorlaşacak. Ama umut hep var olmalı. Vazgeçmek kaybetmek demektir bir anlamda, o yüzden vazgeçmek yok” dedi. Kaplan’a ödülleri takdim eden Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy, 25 yıllık avukat olduğunu belirterek, basına yönelik baskılara ilişkin “Adalet denilen şey, o adliyenin 4 duvarı arasına sıkıştırılamaz. Sıkıştırılamayacak kadar önemli bir şeydir” dedi. Dündar ve Gül için Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın “Dava devam edecek biz de yakından takip edeceğiz” sözlerini hatırlatan Ersoy, “Bizim için de mücadele devam edecektir” ifadelerini kullandı. Yandaş basın hazmedemedi MİT TIR’ları haberi sebebiyle casuslukla suçlanan gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcimiz Erdem Gül’ün Anayasa Mahkemesi (AYM) kararıyla tahliye edilmesini, hükümete yakınlığıyla bilinen Star, Yeni Şafak ve Yeni Akit gazeteleri yine manşetlerine taşıdılar. Star gazetesi, AYM’nin ‘hak ihlali’ kararını ‘28 Şubat’ın yıldönümünde FETÖ’nün yeni darbe girişimi’ olarak yorumladı. Erdoğan’a darbe yapılacağını öne süren gazete, “AYM kararı darbe planının ilk adımı” diye yazdı. Yeni Akit gazetesi ise sürmanşetten verdiği haberde AYM kararını ‘skandal’ olarak niteledi. Erdoğan’ın AYM’ye yaptığı bireysel başvurunun henüz karara bağlanmamasını eleştiren gazete, isim ve fotoğraflarını yayımlayarak AYM üyelerini hedef gösterdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1725 Aralık sürecinde ortaya çıkan ve sosyal medyada yayımlanan ses kayıtlarına ilişkin alınan erişimin engellenmesi kararları uygulanmadığı için kendisinin ve ailesinin hakları ihlal edildiği için Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yaptı. Kayyuma devredilen Bugün gazetesi de AYM’nin Erdoğan’ın başvurusu ile Dündar ve Gül kararını “Anayasa Mahkemesi Can’ı isteyince dosyayı öne çekti” başlığıyla kıyasladı. Yeni Şafak gazetesi, ‘FETÖ şov’ başlığıyla verdiği haberde, Dündar’ın tahliyeyi şova dönüştürdüğünü öne sürdü. Türkiye, Güneş, Akşam, Takvim ve Sabah gazeteleri ise birinci sayfalarında Dündar ve Gül’ün tahliyesine yer vermedi. l Haber Merkezi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle