19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR Pazar 28 Şubat 2016 EDİTÖR: EVRİM ALTUĞ TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Yoko Ono hastalığıyla korkuttu Beatles grubu üyesi John Lennon’ın eski eşi, çağdaş sanatçı Yoko Ono (83), önceki gün ABD’nin New York kenti Mount Sinai Hastanesi’ne ‘ağır grip’ teşhisi ile kaldırıldı. John Lennon da 40 yaşında uğradığı silahlı saldırı sonucu aynı yere getirilmiş, ancak kurtarılamamıştı. Doktorları, sanatçı Ono’nun sağlığının kontrol altında olduğunu bildirdi. [email protected] 17 Mutluluğunu Cumhuriyet’le pekiştirdi Fransız ‘Oscar’ı Cesar’ların dördünü alan Deniz Gamze Ergüven, tören de Can Dündar ve Erdem Gül’ün serbest bırakılma sevincini paylaştı. Deniz Gamze Ergüven’in yönetmenliğini yaptığı ilk uzun metrajlı filmi Mustang, Cesar Sine ceki akşam yapılan törende, ‘En İyi İlk Film’, ‘En İyi Senaryo’, ‘En İyi Montaj’ ve ‘En İyi Müzik’ ödüllerine de ma Ödülleri’nden dördünü kucakla ğer görüldü. ? dı. Karadeniz Bölgesi’nde Türkçe çeki Törende bir konuşma yapan Ergü len Mustang, kırsal kesimde yaşayan ven, gazetemiz Genel Yayın Yönetme genç kızların ‘özgürlük mücadelesi’ni ni Can Dündar ve Ankara temsilcimiz eleştirel bir gözle ele alıyor. Bu ak Erdem Gül’ün Anayasa Mahkemesi şam ‘En İyi Yabancı Film’ dalında Os kararı ile 92 gün sonra serbest bırakıl car ödülü heyecanı da yaşayacak film, malarından duyduğu sevinci de izleyi Paris’teki Chatelet Tiyatrosu’nda ön cilerle paylaşarak, ‘Fransa’da LeMon de gazetesi neyse, Türkiye’de de Cumhuriyet odur’ ifadesini kullandı. Gecede ABD’li aktör Michael Douglas’a da ‘Cesar Onur Ödülü’ verildi. ?Yarışmanın ‘en iyi film’ ödülünü, yönetmenliğini Philippe Faucon’un yaptığı ‘Fatima’ isimli film alırken, en iyi yönetmen ödülünü ise ‘Trois Souvenirs De Ma Jeunesse’ (Gençliğimin Üç Hatırası) filmiyle Arnaud Desplechin aldı. l Kültür Servisi ‘BAu film Türkiye’yi temsil etmeliydi’AltBınaSşKoküarrinaeı: dı ‘Altın Küre’ ödülleriyle anı Türkiye’de çekildi ama Fransa’yı lan Hollywood Yabancı Basın temsil ediyor. Mustang’ı çok be Birliği (Hollywood Foreign Press ğendim. Fransız bir film bekliyor Association HFPA) Başkanı Lo dum ama içinde Fransa’yla ilgili renzo Soria, şu sıra Fransa’nın birşey yok. Açıkçası şaşırdım. Dün ‘En İyi Yabancı Film’ Oscar ada ya sinemasının güzelliği de bu; ya yı gösterilen Mustang filminin pımcısı Fransız; hikâye Türk, as ‘kesinlikle Türkiye’yi temsil et lında bu filmin Türkiye’yi temsil mesi gerektiğini’ söyledi. Önce etmesi gerekirdi” dedi ve bunla ki gün Los Angeles’ta Doğan Ha rın dışında şu beklentisini de dile ber Ajansı’ndan Barbaros Tapan’a getirdi: “Önümüzdeki yıl artık biz konuşan genç başkan Soria, “Evet de Türkiye’yi temsil eden bir filmi oyuncular Türk, yönetmen Türk, aday göstermeyi isteriz.” l DHA “Türklerin en Kürt’ü; Kürtlerin en Türk’ü” gideli... Koskoca bir yıl geçmiş aradan. Oysa daha dün gibi. Sanki dün ayrıldı aramızdan koca Yaşar Kemal! Hayır hayır, belki de o güzel insanlar gibi, o güzel atlara binip gideli yüz yıl oldu. Bunca yoksul, bunca yoksun kalmamızın, bunca rezil, bunca pespaye durumlara düşmemizin nedeni, yalanın, hoyratlığın bunca yaygın, sevginin, merhametin, vicdanın bunca kıt olmasının nedeni Yaşar Kemal ve Yaşar Kemal gibi insanların artık aramızda olmamasıdır! O “gittikten” sonra da yaşadığımız acımasız ortamdan sıyrılmak için ona sığındım ben. Onunla, kitaplarıyla dolu dolu geçti günlerim. Kâh ülkemdeki çeşitli kitap fuarlarında, kâh yurtdışında onu ve eserlerini, anıları ve düşünceleri paylaştım dinleyicilerle... Sık sık da iyi ki bugünleri görmedi, kahrından yeniden yeniden ölürdü diye içimden geçirmedim değil. Sait Faik’in tanımlamasıyla: “Türklerin en Kürt’ü, Kürtlerin en Türk’ü Yaşar Kemal” bir değil bin kez daha ölürdü! Kendi vatandaşlarına savaş açanla, kendi topraklarına mayın döşeyenler arasında, canlı bombalarla silah ve uyuşturucu tacirleri arasında, acıların katliamların yarıştırıldığı bir ortamda Yaşar Kemal yine kolları sıvar haykırırdı. Onun haykırışı bizleri yeniden yeniden dostluğa, barışmaya, kucaklaşmaya çağırırdı. Şimdi “Bu Bir Çağrıdır”a yeniden kulak vermek zamanıdır. Sözü, Yaşar Kemal’e bırakıyorum. Özlemle, sevgiyle, saygıyla: Bu Bir Çağrıdır “Ey Türk halkı, Kürt halkı, bu toprakların kültür zenginliği olan tüm halklar, sözüm hepinizedir. Yirmi yıldan fazladır bu ülkede herkesin onuruyla, barış içinde yaşaması için çağrıda bulundum. Bu çağrıları bu kitapta toplayarak bir kez daha sesleniyorum. Bu kardeş kavgasında binlerce, binlerce gencimizi toprağa verdik. Çok kötülük, zulüm oldu. Bu savaş bin yıllık kardeşliğin yolunu kesti. Dostluk topraklarına öfke ve kin tohumları serpildi. Bugün bu ülkede yaratıcılığımız eksilmişse, vicdanımız vurdumduymaz olmuşsa, şiddet hayatımızın her alanında üstümüze çökmüşse, hiçbir kuruma güvenimiz kalmamışsa, bunlar bir kuşak ömrü süregelen bir kirli savaşın insanlığımızda açtığı yaralardır. Her savaş, adı ne olur sa olsun, bir yıkımdır, insanların ölüm fermanıdır, üstünde yaşadığımız toprakların, doğamızın ölüm fermanıdır, insanlığımızı çürütür, vicdanımızı çürütür. İnsanlık doğamızı korumanın yaşamımızın birinci koşulu olduğu bilincine nasıl varmışsa, dilleri ve kültürleri korumanın da aynı olduğunun bilincine çoktan vardı. İnsanlığın yarattığı insanı insan yapan kültürler hepimizin zenginliğidir. Coğrafyasından ve çokkültürlü bir toprak olduğundan dolayı çağlar boyu dünya kültürüne kaynaklık etmiş Anadolu, binlerce çiçekli bir kültür bahçesidir. Böyle bir zenginliği yok etmek, insanların yüreğine kin ve öç tohumlarını ekmek hiçbir ülkeye hayır getirmez. Bugün bir umutsuzluk yeli ortalığı kasıp kavuruyor. Ben diyorum ki bu yaraların sağılması bizim elimizde. Ülkemizin onurunu, ekmeğini, kültür zenginliğini kurtarmak elimizde. Gelin de doğru dürüst bir demokratik düzenin kurulması için aklımızla, yüreğimizle el ele verelim. Bu bir çağrıdır. Sözüm sizedir.” Rocky’nin emektar antrenörüne veda Sylvester Stallone ile özdeşleşen Rocky film serisinde ünlü karaktere antrenörlük eden karakter Tony ‘Duke’ Evers’i canlandıran Tony Burton’un 78 yaşında Kaliforniya’da öldüğü açıklandı. Sanatçı gerçek hayatta da altın eldiven unvanına sahipti l Kültür Servisi Cem Karaca’nın notaları ABD’de Moğollar grubu kurucu üyesi Cahit Berkay, Serhat Ersöz ve Emrah Karaca, Cem Karaca Tribute isimli anı projesi ile, ABD turuna çıktı. Müzikal yolculuk, New York, Chicago, Washigton ve Miami’yi kapsayarak 2 Mart’a değin sürecek. l Kültür Servisi VEFAT Selma Türkis Noyan’ın çok sevgili eşi Dr. med. A. ERDOĞAN NOYAN 19232016 vefat etmiştir. Cenazesi, 29 Şubat 2016 Pazartesi günü Zincirlikuyu Camii’nde öğle namazını takiben Zincirlikuyu Mezarlığı’nda defnedilecektir. AİLESİ Çelenk gönderilmemesi, dileyenlerin TEV için bağışta bulunmaları rica olunur. Medya teröristleri… Geçen yazımda, İran İslam Cumhuriyeti’ndeki 40 medya kuruluşunun, “Şeytan Âyetleri” adlı romanın yazarı Salman Rushdie’nin başına ödül koyması düpedüz bir terör eylemi değil mi, diye sormuştum. Evet, ilk kez Türkiye’nin çevrimiçi kültür gazetesi Kültür Servisi’nden okuduğum haberde, İran’daki medya kuruluşlarının Rushdie’nin “kellesini getirene” 600 bin dolar tutarında (sanırım az bulmuş olacaklar ki bu tutarı sonradan artırdılar) ödül koydukları belirtiliyordu. Doğrusu, haberi ilk okuduğumda çok şaşırmadım. Tam 27 yıl önce İran’ın dinsel önderi Homeyni tarafından Rushdie hakkında çıkarılan ölüm fetvası, biraz uykuya yatırılmış olsa da, sürüyordu çünkü. Beni asıl şaşırtan, “ödül”ü başta İran’ın resmi haber ajansı Fars olmak üzere tam 40 medya kuruluşunun koymasıydı. Doğru, bunların hepsi de devlete bağımlı kuruluşlardı, ama ne olursa olsun bu kuruluşlarda çalışanlar gazeteciydi! İnancı, siyasal eğilimi ne olursa olsun bir gazeteci, insanların en temel hakkını, yaşama hakkını ayaklar altına alarak, bir yazarın öldürülmesi için nasıl ödül koyabilir, bir terör eyleminin altına nasıl imza atabilirdi? HHH İranlı gazetecilerin devlet terörüne ortak olmaları, bende ülkemiz açısından da derin bir kaygı uyandırdı. İktidara yaranacağım diye ahlak ilkelerini bile bile çiğneyen, yalnızca kendi çıkarını gözeten, halk avcısı, fırsat düşkünü gazeteciler de, iktidara boyun eğmeyen, gerçekleri haber yapan gazetecilerin başına böyle ödüller koyarlar mıydı bir gün? Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu’nun Can Dündar ve Erdem Gül’le ilgili aldığı karar ve Can’la Erdem’in gazetemize yeniden “can” ve “erdem” katmaları, öyle günlerin kolay kolay gelmeyeceği yönünde bir umut ışığı. Yine de, her gün gazetelerinde ve ekranlarda, yeterince söylersek doğru olur umuduyla bağımsız gazetecilere kara çalmaktan çekinmeyen gazetecilerin yaptığı da bir tür terör eylemi değil mi, diye sormaktan alamıyorum kendimi… HHH Bugünlerde vicdanını yitiren Türkiye’nin yıllarca vicdanı olmuş bir yazarı, Yaşar Kemal’i geçen yıl bugün yitirmiştik. Şu yaşadığımız toprakların bu ortak değerini, bu ülkenin farklı inançlardan, farklı anlayışlardan, farklı dillerden insanları olarak hep birlikte anabildiğimiz gün, Türkiye bu karabasandan uyanmış olacak. Şimdi sıra Ankara ve İzmir’de! 3 Mart’ı bekleyin… Ankara 3 6 Mart / March 2016 Cinemaximum Armada İzmir 3 6 Mart / March 2016 Cinemaximum Konak Pier iŞstanbul.com #if2016 Tv Sponsoru Tv Sponsor C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle