20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 27 Şubat 2016 haber Erdoğan’a direniş4 EDİTÖR:SERKANOZANTASARIM:MÜGEKAYGUSUZ Yalnız kovboylar Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Somali 6. Yüksek Düzeyli Ortaklık Toplantısı sırasında yaptığı konuşmada şunları söylüyordu: Suriye terör ihraç eden ülke konumuna gelmiştir. Tayyip Bey’in bu sözleri 24 Şubat tarihli gazetelerde yer alıyordu. Rastlantıya bakın ki, aynı gün Tayyip Bey’in Başbakanı Ahmet Davutoğlu, El Cezire’nin Arapça yayınında şunları söylüyordu: Eğer Suriye’de rejim tüm toprakları kontrol edemiyorsa, Türkiye’nin ve bazı devletlerin desteği sayesindedir. Başbakan bu açıklamasıyla şunu söylüyor sanki: Eğer Suriye’de terör varsa bilin ki, Türkiye’nin desteği sayesindedir. Öyle ya rejim muhaliflerine silah gönderdiğine, onlara sınırlarını yolgeçen hanı kıldığına göre, iç savaşı silah, malzeme ve adam desteğiyle kışkırtan da Türkiye’dir. Evet, Türkiye senelerce, malzeme, silah ve savaşçı yardımı yaparak Suriye’de iç savaşa destek vermiştir. Ve Başbakan, El Cezire’ye bu olguyu itiraf ediyordu. HHH Kimse hayal görmesin veya söylenene aldanmasın! Suriye’de şu anda, alanda demokrasi için savaşan ılımlı muhalefet filan yoktur. Kalanların ılımlı denenleri de radikal İslamcı cihatçı gruplardır. Bu gruplar zaman zaman birbirleriyle çatışsalar bile aralarında net ayrılıklar olan güçler değillerdir. Tam tersine aralarında büyük bir geçirgenlik söz konusudur. Tayyip Bey’in sık sık adını andığı El Nusra ile IŞİD arasında terörist ve cihadist yapı bakımından büyük bir fark yoktur ve resmen terörist örgütler listesinde yer alan El Nusra ile AKP iktidarı arasındaki ilişkiler kimsenin meçhulü değildir. IŞİD ve El Nusra gibi örgütlerin Türkiye’deki iktidar ve yandaşı kamuoyu tarafından algılanış biçimi de birçok çevrede kuşku yaratmaktadır. Nitekim, ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Robert Pearson kısa bir süre önce bu kuşkuyu diplomatik bir dille şöyle ifade ediyordu: IŞİD’i bozguna uğratmak Türkiye’nin önceliği değil. Bu sözler, arazide, IŞİD’e karşı dişe diş mücadele veren “seküler” PYD’nin Washington tarafından, neden tutulduğunu ve Ankara’nın tüm ısrarlı tepkilerine karşın neden desteklenmeye devam edeceğini göstermektedir. HHH Başbakan’ın Cumhurbaşkanı’nın sözlerinden bir gün sonraki açıklamasının ortaya çıkardığı gerçek şudur: Türkiye, Suriye’de iç savaşı silahlı örgütlere silah, mühimmat ve insan yardımı yaparak, komşusuna terör ihraç eden ülke durumuna düşmüştür. Üstelik Türkiye, ABD’nin Suriye politikasındaki yanlışını görerek, terörist örgütlere desteğini kesmesinden sonra da, terör ihraç eden ülke konumunu, inatla sürdürmüştür. Komşularına terör ihraç edenlerin hesaplamadıkları gerçek ise şudur: “Rüzgâr eken fırtına biçer!” Bu Frenk atasözünün olayımıza ve dilimize tercümesi şöyle olsa gerek: “Komşusuna terör ihraç eden, sonunda terör ithal eder”. Bu bağlamda akıldan çıkarılmaması gereken bir gerçek de şuydu: Sırça köşkte oturanlar, başkasının camını taşlarken dikkatli olmalıdırlar. Ama ne yazık ki, Tayyip Bey bu gerçekleri göremediği için Türkiye’yi felakete, kendini de yalnızlığa sürüklemiştir. İşte 27 Şubat’ta ABD ve Rusların anlaşmasıyla başlayan kırılgan ve kısmi ateşkes (IŞİD, El Nusra ve diğer kimi cihatçı grupları kapsamıyor) Türkiye’yi böyle bir yalnızlık ortamında, hazırlıksız yakaladı. Başbakan Ahmet Davutoğlu ateşkes ile ilgili olarak yaptığı açıklamada, bir kez daha YPG saplantısını dile getirmiş, her türlü ateşkesi desteklediklerini belirttikten sonra, bir de uyarıda bulunmak gereğini duymuştur: Türkiye’nin güvenliği söz konusu olduğunda ateşkes bizi bağlamaz! Çıkış afili olmasına afili de, insan Erdoğan Davutoğlu diplomasisi kıskacındaki Türkiye’nin yaptırım gücü, dolayısıyla da uyarının caydırıcılığı konusunda kuşkuya düşüyor. Umarız Erdoğan Davutoğlu ikilisi bu durumda, dünyayı bir kez daha karşılarına almazlar. Unutmasınlar ki onlar, Esad’ın aksine, artık “yalnız kovboylar”dır. Anket yapsak açıklardık AKP Ankara İl Başkanlığı, “Can Dündar ile Erdem Gül’ün serbest kalıp kalmaması gerektiği yönünde kamuoyu araştırması yaptıkları” iddiası ile ilgili açıklama yaptı. AKP Ankara İl Başkanı Nedim Yamalı, “Bu konuyla ilgili herhangi bir kamuoyu araştırması ile il ve ilçe teşkilatlarının sadece bu konuyla ilgili toplanması veya anket çalışması iddiası doğru değildir. Kaldı ki böyle bir anket çalışması yapılmış olsaydı il başkanlığımız bunu kamuoyuyla paylaşmaktan çekinmeyecektir. Ayrıca AK Parti teşkilatlarının ülke menfaatlerine aykırı hareket edenlerle ilgili tavrı da son derece açık ve nettir” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet Son dönemde art arda yaşanan gelişmeler, Saray’ın planlarını zora soktu Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hedef göstermesi ve bizzat şikayetiyle tutuklanan, gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Er dem Gül hakkındaki “tu tukluluk” hali, Anayasa Mahkemesi’nin “hak ih lali” kararıyla sona erer ken, muhaliflerine dö nük sindirme politikala rı, Kürt sorunu, dış po ASayyşıen litika, başkanlık hayali ile ilgili açıklama ve uygulamaları, AKP içinden bile direnişle karşılaş tı. Erdoğan, anayasa masasının dağılma sı ve parti içi muhalefet nedeniyle “baş kanlık” hayalini bir kez daha ötelemek zorunda kaldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı son dönemde zorlayan kararlar ve parti içinde yaşanan önemli gelişmeler şöyle: Casuslukla suçladı, AYM ‘Gazetecilik’ dedi: Cumhurbaşkanı Erdoğan, “MİT Tırları” haberleri nedeniyle gazetemizin Can Dündar’ı, “”Bu haberi yapan kişi bunun bedelini ağır ödeyecek” sözleriyle açıkça tehdit etti. 1 Kasım seçimlerinden AKP’nin tek başına iktidar çıkmasının hemen ardından bizzat Erdoğan’ın “şikayeti”yle, yargı “harekete” geçti. Can Dündar ve yine MİT Tırları haberinin devamı niteliğindeki, “Jandarma da Var dedi” başlıklı haberi nedeniyle Erdem Gül tutuklandı. Erdoğan’ın yargıç atamalarında etkin olduğu Sulh Ceza Mahkemeleri, yapılan tahliye istemlerini ve itirazları reddetti. Ancak Dündar ve Gül, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu. Bireysel başvuruyu 17 Şubat’ta gündemine alan AYM 1. Bölüm dosyayı 17 üyeli AYM Genel Kurulu’na havale etti. Bu süreçte özellikle Saray’a yakın medya organlarında, gazetecilik tarihinde görülmeyen şekilde, Dündar ve Gül’e karşı “itibarsızlaştırma” kampanyası başladı ve kaldıkları “yüksek güvenlikli” Silivri Cezaevi’nin koşullarını bile “Dubleks’te kalıyorlar” ifadeleriyle manşetlerine taşıdı. AYM, yapılan faaliyeti “gazetecilik” olarak gördü ve “hak ihlali” kararı verdi. AKP içinden bile farklı sesler yükseldi: Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanmalarına, başta Davutoğlu olmak diye hitap ettiği Arınç’a destek veren isimler arasında yer aldı. 11. Cumhur başkanı Abdullah Gül ile temas halin de olduğu belirtilen muhalifler, şimdi lik “yeni parti” değil, AKP içinde ka larak “Yeni AKP” hareketi başlattı. Gül’ün, Saray’dan gelen davet üzeri ne Erdoğan’la yaptığı görüşme de geri limi düşüremedi. Saray’a yakın kesim ler ise muhalifleri “FETÖ’cülükle” suç layarak karşılık verdi. Bu tartışmalar sürerken, AKP’deki asıl kavganın Tay yip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davu toğlu arasında yaşandığı konu AKP’DE ESKİLER KAZAN KALDIRDI şuluyor. Erdoğan’ın yakın çevresine Davutoğlu’nu, 12 Eylül 2015 DÜNDAR VE GÜL TAHLİYE EDİLDİ tarihindeki kongrede değiştirtir mediğine pişman olduğu kulisle üzere aralarında Başbakan Yardımcı re yansıdı. sı Numan Kurtulmuş’un da bulunduğu isimler “tutuksuz yargılanmalılar” tepkisi gösterdi. Ancak parti içindeki Başkanlık hesapları yine tutmadı: Saray’a yakın isimlerden ise “gazete 7 Haziran seçimlerinde “baş cilik suçundan tutuklu gazeteci bulun kanlık” hesapları tutmayan Erdo madığı” açıklaması geldi. Adalet Baka ğan, 1 Kasım seçimleri sonrasın nı Bekir Bozdağ, “Türkiye’de şu anda da, başkanlık yolunu açacak anaya cezaevlerinde tutuklu ya da hükümlü bulunan gazeteciler var. Soruşturma aşamasındaki iddialara bak UZLAŞMA KOMİSYONU DAĞILDI tığımda haber yaptığı iddiasıyla so ruşturmaya tabi tutulan bir gazete ci yok Türkiye’de” diyen isimler ara sında yer aldı. Ancak AYM’nin ka rarı, Bozdağ’ın bu sözlerini çürüttü. AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan AYM’nin önceki günkü kararını “se vinçle” karşıladıklarını, ancak mah keme kararları üzerinden AKP’nin ve iktidarın itham edilmesini doğru bulmadığını dile getirdi. Turan’ın bu açıklamaları bile sosyal medyada “kır Cerattepe’de direniş kazandı mızı çizgisi Erdoğan” olan aktroller ta rafından tehditvari “kaydettik” payla şımlarına yol açtı. Kemik kadronun yeni AKP arayışı: sa değişikliği için Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu devreye soktu. Davutoğlu, muhalefeti “yeni anayasa” gerekçesiyle masaya oturtmayı başarırken Erdoğan da “başkanlık sisteminin faydalarını” anlatmak için “sahaya inme” kararı aldı. Ancak Anayasa Uzlaşma Komisyonu 3. toplantısında dağıldı. Davutoğlu, muhalefeti yeniden masaya çağırmasına karşın, CHP’nin tavrında geri adım atmaması ve MHP ile HDP’nin de “4 partili uzlaşma komisyonu” yaklaşımı nedeniyle masanın toplanması zor görünüyor. Saray ve AKP’nin son seçenek olarak “erken seçim” kartını açabileceği kulislerde konuşuluyor. Cerattepe direndi, kazandı: Artvin Cerattepe’de Erdoğan’a ya Erdoğan’ın, “tek adam” gibi hare kın olduğu belirtilen ve 17/25 Ara ket etmesi ve özellikle “çözüm süreci”, lık sürecinde “milletin a... koyaca özelde Suriye ve genelde dış politika ğız” ifadeleri internete düşen işada ve muhalif kesimlere dönük baskıcı mı Mehmet Cengiz’in sahibi olduğu uygulamaları AKP’nin kuruluşundaki Cengiz İnşaat’ın “maden işletme” “kemik kadroda” yer alan isimlerin de le eleştirip, “Dolmabahçe’yi girişimi halkın direnişi ile karşı isyanına yol açtı. Eski Başbakan Yar Erdoğan biliyordu” açıklamalarıy laştı. Halk geri adım atmadı,Başbakan dımcısı Bülent Arınç, Kürt sorunu ko la Saray’ın şimşeklerini üzerine çek Davutoğlu devreye girdi. Davutoğ nusunda “çözüm süreci” yaklaşımın ti. Eski Bakanlar Hüseyin Çelik, Sadul lu, “yargı kararı sonuçlanana” kadar dan “güvenlikçi” politikalara dönen lah Ergin, Nihat Ergün’ün de bulundu Cerattepe’de maden arama çalışmaları Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı sert sözler ğu isimler de Erdoğan’ın artık “o zat” durduruldu. İki referandum yapabiliriz Saray’ın Sözcüsü Kalın, yeni anayasa ve başkanlık sistemini ayrı ayrı halka götürebileceklerini söyledi Ankara’da yabancı gazetecilerle bir araya gelen Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın “Başkanlık sistemini de içeren yeni anayasa konusunda referandum yapılabilir ya da başkanlık sistemi ayrı olarak referanduma taşınabilir” dedi. Kalın, erken seçime ilişkin soruya ise “Yeni anayasa için erken seçim yapılmayacak” yanıtını verdi. Kalın, PKK’nin artık Abdullah Öcalan’ı dinlemediğini, Öcalan’ın PKK’nin Kandil’deki askeri liderliği üzerinde etkin kontrolünü kaybettiğini, bu yüzden kamuoyuna açıklama yapmasına izin vermenin manası kalmadığını dile getirdi. Kalın, HDP vekillerinin Öcalan’ı ziyaret etmesine neden artık izin verilmediği sorusu üzerine şunları söyledi: “Cumhurbaşkanı Erdoğan HDP vekillerinin onunla görüşmesine izin vererek büyük risk aldı. Adaya gittiklerinde, umudumuz PKK’nin Öcalan’ı dinlemesiydi, ama Öcalan’ı dinlemediler.” Kalın, barış sürecinin ancak PKK’nin TSK’ye saldırmayı kesmesi, şehirlerden çekilmesi ve silahsızlanma niyeti beyan etmesi halinde yeniden başlayacağını kaydetti. Kalın, YPG’ye hava saldırısı düzenleme ihtimalini de dışlamadıklarını söyledi. l ANKARA / Cumhuriyet CSaray konseylerinlğrelsEuaSiyinlcreglyğmğa.aiuzaçylöiirBıtgatnrieakşar5eidutimyeulr,ye0itagsçu’ky,redsn,hieueKm“ek,üonTaaCyvço6sisrşeihrüoediiEuinkurzinmubltksierumsillllkrüea.aeoieenrebnHrhklrucnşEeyldalyauüleüemkohinaşen”arzrokacmkpbipreiCşbvksnaaiiaaıyrileutlkion’kbiyşavrneinm.lşmkinletiıiktrae“nğsaaümhaİşiyGtöbrınm“y,ruaveiaaHzrşala3acrıelapsgağrebezkn5ahıırüıeDnvurınağeisss,Ermeatrşüıııölşeduzkerkükrzpaz”kieolsoKaTklladtatdiğnnlAikna’aecörrnioeloelsğaıdmıaırrinğnedrnlmniraeilt,ıeçzyueidkleh.liekkaitisnaanovmaaotmourhdKeb,ldan4alsiioaEadelrrrurDinkoımlncnoaercyıvoiaekssşlnibeaekeu,nreuTcj.hiai,a İzmir’deKİ ASKERİ CASUSLUK DAVASI’NDA KARAR AÇIKLANDI Kararı alkışlarla karşılayan sanık yakınla lük” pankartı altında açıklama yaptı. Sanık rı, duruşmanın ardından adliye önünde bir avukatlarından Murat Ergün, “Casusluk da birlerine sarılarak sevinç gözyaşları dök vası hem bitmiş, hem yeniden başlamıştır. tü. Hatıra fotoğrafı çektiren sanıklar, “Son Adalet, bu kumpası yapanlara da lazım ola kumpas da çöktü, Murat Eren’e de özgür cak” diye konuştu. Tüm sanıklara beraat HAKAN DİRİK Kamuoyunda İzmir askeri casusluk davası olarak bilinen gizli bilgi ve belge bulundurma davasında tüm sanıklar beraat etti. Aralarında Donanma Komutanı Oramiral Veysel Kösele’nin de bulunduğu 88’i muvazzaf 357 sanığın yargılandığı son kumpas davasına bakan İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği beraat kararıyla “kumpas davaları dönemi” sona erdi. Dava sürecinde yaşamını yitiren sanıklardan Alaattin Parmaksız, aklandığını göremedi. ABD Maryland’dan gönderilen ihbar epostasıyla başlatılan soruşturmada, 1 numaralı sanık Bilgin Özkaynak’ın Sapanca’daki evinde bulunduğu ileri sürülen dijital veri tabanı “pandora”ya dayanarak yargılanan sanıklar hakkında 2 yıldan müebbete kadar hapis cezaları isteniyordu. Suç duyurusu Savcının sanıklar hakkında beraat istediği mütalaanın ardından davanın karar duruşması dün gerçekleştirildi. 138 sayfalık kararı okuyan mahkeme başkanı, yaşamını yitirmesi nedeniyle Parmaksız hakkındaki davanın düştüğünü, diğer sanıkların ana ve ek iddianameden beraat ettiğini açıkladı. Mahkeme, sanıklar hakkındaki “kumpası kuran” kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunulmasına hükmetti. Davanın asker sanıkları, kararın delil yetersizliği gerekesiyle değil, “esastan” verilmesini mesleki açıdan da sevinçle karşıladı. l İZMİR l KARAMAN’DAN MEKTUP: Masaya şartsız dönün FIRAT KOZOK TBMM Başkanı İsmail Kahraman, muhalefet liderlerine birer mektup göndererek AKP’nin başkanlık ısrarı nedeniyle dağılan Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun yeniden toplanması çağrısında bulundu. Yeni anayasa konusunda toplumda güçlü bir beklenti olduğunu belirten Kahraman, “Yürürlükteki mevzuatın demokratik olmayan darbe hükümlerinden arındırılması konusunda bütün partiler görüş birliği içerisindedir. Ancak, takdir edersiniz ki bunun yeri, görevi anayasa yapmak olan bir komisyon olmamalıdır” ifadelerini kullandı. İç tüzük ve darbe hukukunu arındırma gibi konularda ayrı bir komisyonun oluşturulmasının önünde herhangi bir engel bulunmadığına işaret eden Kahraman, bu çerçevede kurulacak ayrı bir komisyonun anayasa mutabakat komisyonu ile eşzamanlı olarak çalışabileceğini ifade etti. Israrcı olmayın Kahraman şunları kaydetti: “Mevzuatı darbe hukukundan arındırma çalışmalarının yeni anayasa yapmaya engel teşkil etmemesi gerekir. Gelinen noktada partinizin, komisyonun adı ve görev kapsamını genişletme konusunda ısrarcı olmamasını ve çalışmalara devam edilmesine yardımcı olmanızı bekler, hayırlı çalışmalar dilerim.” l ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle