15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 31 Aralık 2016 12 Necmiye Alpay, yarım kalan kitaplarını tamamlayacak. haber EDİTÖR: ELİF TOKBAY / MÜNEVVER OSKAY TASARIM: İLKNUR FİLİZ Aslı Erdoğan: Kendimi özgür hissetmiyorum Yazar Aslı Erdoğan 133 gün sonra özgür ilk gününü annesiyle geçirdi Necmiye alpay: Kapatılan Özgür Gündem gazetesinin Yayın Danışma Kurulu üyesi olduğu için tutuklanan ve 133 gün cezaevinde tutulan Aslı Erdoğan, özgür ilk gününü annesiyle geçir Cesaretlere di. Tutuklanışının şokunu ise atlatabilmiş değil. Kendini özgür hissetmediğini söylüyor. “Şansım olsa bütün bunların hiç yaşamamış olmayı dilerdim bütün dünya çapında üne rağmen. Poli sin evimi basması ihtiyacımız var CANAN COŞKUN günde 20 kez aklıma geliyor” diyor. Operasyona direnirken, unutulmuş hissederken girdiği depresyonun üstesinden gelmeyi de başar mış: “İntiharla sonuçlanabilecek Ahmet Şık’ı hatırlatan Dilbilimci bir depresyondan gözaltındayken çıktım. Devlet bütün gücü Necmiye Alpay: Sevinmenize izin yok ile üstüne geldiğinde sen de ‘ölmeyeceğim kardeşim’ diyorsun. İçeri girmeden önce bir hikâyeye Yazar, dilbilimci Necmiye Alpay, Özgür Gün yor. En korkunç olay ise geçen günlerde yaşanmış. Koğuş arkadaşları dem Yayın Danışma Ku mız anlattı. Üç Cumarte rulu üyesi olduğu için si Annesi’nin kesinleşmiş 121 günü cezaevinde geçirdi. ‘İçerdeyken’, sokak SEYHAN AVŞAR ta özgürce yürümeyi, de üç aylık cezaları varmış. Cezaevine girerken, uzun süredir gözükmeyen bir nizi, sinemaya, sergiye gitme uygulamaya, çıplak aramaya yi yani insani olan her şeyi çok maruz kalmışlar. Kötüye doğ özlemiş. İnternet bağımlısı ol ru gidişin en uç örneği. Burada duğunu anlamış... Şimdi, yarım ki kadınlar şartları çok zor olan kalan kitaplarını tamamlayacak. Kandıra Cezaevi’ne gönderilme Sevdikleriyle daha çok vakit ge tehdidiyle karşı karşıya... çirecek. “Bırakın devleti bölme n Cezaevinde sağlık sorunu yi, biz tam tersini yapmaya ça lışan insanlarız. Tutuklanma mız hukuki bir mantık içerisin de değildi. Siyaseten olup bitti” diyor. Alpay, özgür ilk günün de Cumhuriyet’in sorularını ya nıtladı.,, n Tahliye kararını duyunca neler hissetiniz? Çok sevindik. Özellikle Zana Bilir Kaya’nın tahliyesine çok sevindik. İnan Kızılkaya’nın da tahliyesi gerekirdi. Haksızlı ğa uğramış halimiz son buldu... Şimdi Ahmet Şık gözaltında... Sevinmenize izin yok. Gazeteci lere, yazarlara toplumsal alanda hayat hakkı tanımayan bir poli tika var. Devletin ve örgütün dı şında kalan bir alan var. O alan da barışı isteyen insanlara ha yat hakkı tanınmıyor. Dün yaşa dıklarım ve bugün devam eden her şey çok sarsıcı. Muhalifseniz... n Cezaevinden çok uzun yıllar boyunca çıkamazsam diye düşündüğünüz oldu mu? Tabii... Bütün bunlar konjonktür icabı oluyor. Konjonktür icabı biz işlemediğimiz suçlardan yargılanıyoruz. Bırakın devleti bölmeyi, biz tam tersini yapmaya çalışan insanlarız. Tutuklanmamız hukuki bir mantık içerisinde değildi. Siyaseten olup bitti. Ağırlaştırılmış müebbetle yargılanıyorsunuz, muhalif bir kimliğiniz de varsa devletin size her şeyi yapabileceğini düşünüyorsunuz. Hatta, hayatta bırakırsa şanslısınız. Her şey Sabahattin Ali ile başladı. Her tür belayı yaşadı muhalifler. Bir taraftan da ülkenin bir kesimine çok güveniyordum. O kadarda muz cumhuriyeti değil burası diyorsunuz. Bunca hukuk görmüş, okumuş insanlar var. n 12 Eylül’de de Mamak’ta Kadri Gürsel’e SElam... n Necmiye Alpay, şimdi neler yapacak? Yarım bıraktığım bir kitabım var. Biraz onunla ilgileneceğim. Cezaevinde yaşadıklarımı, günlük gibi yazabilirim. Sevdiklerimle vakit geçireceğim. Herkesin kendisiyle hesaplaşması lazım. Bir daha içeri girmeyi göze alır mıyım? Bilmiyorum. Gerçi, Cumhuriyet gazetesi çalışanları Silivri’yi göze alarak mı yazılar yazdılar? Bunu akıllarından dahi geçirmediler. Şu an, iktidara göre, nüfusun çok büyük bir kısmı ‘terör ve terörist sempazitanı.’ Muhalif kavramı eşittir ‘terörist.’ başlamıştım. Cezaevi sahnele yaşadınız mı? Yanan aracı hatırlıyor Cezaevinde, hastaneye gitmek başlı başına bir sorun. Tedavi olmak neredeyse imkânsız. Hastaneye götürdükleri zaman ring aracıyla götürüyorlar. Bu başlı başına bir felaket. Birkaç sene önce bir ring aracı içindeki insanlarla beraber yanmıştı. Ring aracını her gördüğümde yanan aracı hatırlıyorum. Araca, elleriniz kelepçeli bir şekilde bindiriliyorsunuz, 6 kişiyle beraber küçücük bir yerde oturuyor ri boştu... Bu sahneler şimdi doldu.” Erdoğan ile özgür ilk gününde bir araya geldik. Tutuklulukta geçen süreyi, cezaevi günlerini konuştuk. n Tutuklu geçen 133 günü nasıl değerlendiriyorsunuz? Şoka girdim aslında. Evime polis girdiği andan itibaren bir yanlışlık olmuş olmalı diye düşündüm. Danışma kurulu sembolik bir kurum. Kurulun gazeteyi yönetmediği açık ve aleni. Buradan vuracakları hiç aklıma gelmemişti. Mertçe bulmadım açıkçası. Aklım almadı... sunuz. Üzerinize kapı kitleniyor. Bir kaza olsa, yaralansanız kimse o kapının anahtarını bulup, sizi çıkarmayı düşünmez. n Gözaltına alınmayı bekliyor muydunuz? OHAL dönemi başlayınca her yazan çizen kişi gibi bir tedirgin Sdialiyvrain’dışemn aöHzelreşdeimyi lik başlamıştı. Devlet uğraşıyor sonuçta. Çok da ihtimal vermi n İçeride en çok neye özlem duy Ndunuz? Sokakta özgürce yürümeyi, denizi, sinemaya, sergiye gitmeyi, insani olan her şeyi çok özledim... Ben bir internet ve bilgisayar bağımlısıyım. Cezaevinde bunu daha iyi anladım. Yarım kalan çalışmalarım büyük ölçüde bilgisayarda yapılabilecek şey tSlşlnuayyudybiıörmaibrtllalıuıniauzuannvişeltkçignnıkrarzıaamcYlııüdiEclarknönrmuöörCauuıdrrağa.llzdnkıfit,üuıerrnyCgınloaöean“ekğuzeüdeAğrtğkmadnluamreaozarAeladnlparuarenülnvnleidıuilaeptnğğni’knöhlunı’yvaisiueennımliğakşiedymlsdvnurkvlk”aviioaeeedv.zaiğaayidzrnknnedeGlvalvElaealaimçekMuuareAndrotlidşşndenkuesudirstmot.mıetelturıuüşkeağrualntuakmraarkaktuYedişrlrsnlakaıaSnoiuıdg’aılani yordum. Siyasi bir figür değildim. Kürt meselesiyse benden daha önemli birçok insan var. Etim ne budum ne benim? Aklım almadı o yüzden. n İçerideyken Türkiye tarihine iz bırakacak operasyonlar yapıldı. Bunları nasıl karşıladınız? Cumhuriyet’e olan operasyonda moralim çok bozul lerdi. Kitap çalış muştu. Eyvah de malarımın dosyaları bilgisayardaydı. Cezaevinde bilgisayar kullanabilmek için Adalet Bakanlığı’ndan özel izin almak gerekiyor. İzin almak çok zor... n İçerideyken Türkiye gündemi çok yoğundu. Sizi en çok hangi olay etkiledi? Beşiktaş ve Kayseri’deki saldırılara çok üzüldüm. Bu patlamalar barışı ve dayanışmayı zora sokan, yıkıcı olaylardı. Benim gibi Kürtlerin dim, bu iş büyüyor. Belki de bu sistematik bir plan. Özgür Gündem operasyonu belki onun içindi. Devletin ne yaptığını, niye bu kadar basının üstüne gittiğini kafam almıyor. Her kim yaptıysa özür dilerim ama akıllıca bir plana benzemiyor. Güç gösterisine benziyor. Bundan ne çıkar umuyorlar. Evet, devlet çok güçlü biliyoruz, ne öğretmiş olabilirler bundan? Bu yeni bir bilgi değil. Ne gerek var bu güç gösterisine? AKP’de herkesin bu olup haklarını, barışı savunan in sanlar için uzaklaştırıcı, sarsı cı, umutsuzlaştırıcı şeyler olu yor. Nasıl anlatacaksınız bu nu insanlara? Hiçbir dava bu ölümleri anlatamaz. İyi gitmiyor... n Anayasa değişikliği süreciyle ilgili neler söylemek is 133 GÜN SONRA... Yazar Erdoğan, 15 Ağustos’ta sevk edildiği Sulh Ceza Hâkimliği tarafından tutuklanarak Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’ne götürülmüştü. İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Özgür Gündem ana davasının ilk duruşmasında, önceki gün tahliye edildi. bitenden hoşnut olduğunu sanmıyorum. n İfadenizde “satırlarına derin bir yalnızlık işlemiş birini örgüt üyeliğiyle suçlamak ironik” dediniz. Bu sözlerinizi biraz açabilir misiniz? Bir edebiyatçı nasıl örgüt üyesi olur? Bir Fransıza söylesem “nasıl olur” der. Ama Türkiye’de örgüt üyeliği o kadar çok insana yapıştırıldı ki sanırım 10 binlerce kişi örgüt üyeliğinden tutuklandı. Mümkün mü bu? 30 yıl boyunca yazan bir edebiyatçı ortadadır. Benim gibi otobiyografik yazan birinin gizli bir yapıya girmesi imkânsız geliyor bana. Örgüt üyesi ister istemez yalnız değildir. İnanılmaz bir birliktelik vardır. İçerideyken o kadar ilgili, ilgisiz kişiler tutuklanmaya başladı ki... Haberleri, ilgileri yok. Kıyısından geçmemiş siyasetin. Çat kapı içeride bulmaya başladılar kendilerini.. Niye tutuklandığını bile bilmeyen insanlar geldi bir dönem. Adliyede uzun bir tutuklanma kuyruğu vardı. Adliye büyük bir tutuklama fabrikasına dönmüştü. ‘Hiç yaşamamış olmayı dilerdim’ Şansım olsa bütün bunların hiç yaşamamış olmayı di lerdim bütün dünya çapında üne rağmen. Hâlâ şoktayım. 15 Ağustos’tan bu yana bir tür şok halindeyim. Polisin evimi basması günde 20 kez aklıma geliyor. 4.5 aydır bunu bile atlatamadım. Geceleri rüyalarımda çıkıyor sadece. Bunlar kolayca hazmedilecek deneyimler değil benim için. Cezaevine ilk giriş bir insanın başına gelebilecek en nadir deneyimlerden biri. Her an, her şey... n Özgürlüğünüzün ilk gününde kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Kendimi daha özgür hissetmiyorum. O travmanın kalıcı etkisi şu ki; devlet o mesajı vermek istiyorsa bana ve herkese, aldım. “Her an başıma her şey gelebilir”i öğrendim. Böyle bir korkunun dev gölgesi düştü üstüme. Eskiye göre daha korkağım. Sorun cezaevine atılmak değil, sorun haksızlığın verdiği acı. Sen ispat etmeye çalışıyorsun... Bu ağır bir darbe. Mertçe davranmıyor devlet. n Bu yaşadığınız kötü deneyim kitaplaşacak mı? Ben edebiyata dönmek istiyorum aslında. Özgür Gündem’e 6 ay yazıp yurtdışına gidecektim. Mayıs ayından bu yana bursum bekliyordu. 3 ay geciktim ve başıma bu geldi. 2 hafta sonra olsaydı bu operasyon belki de gitmiştim. Daha önceden yazmayı planladığım bir roman vardı. Onda cezaevi sahneleri vardı, boştu onlar yazamıyordum. Şimdi o doldu. İçerideyken oradan bir arkadaşımın başladığı hikâyeye başladım. Bir mahpus başlıyor, o tahliye oluyor ardından diğe yatmıştınız. O günlerden bu Cumhuriyet’in başına gelenler tersiniz? ri devam ediyor hikâyeye. Benim güne değişen bir şeyler var yaşanan haksızlıkların dik âlâsı. Hükümet bütün sesleri kıs yazarlığıma çok faydası oldu ce mı? 12 Eylül’de gidişat kötüden iyiye doğruydu. Ağır işkenceler yapılırdı daha sonra biraz daha hafifletilirdi... OHAL’le beraber görüşler kısıtlanıyor, kitaplar verilmiyor, sayımlar giderek askeri yapıya dönüştürü Cumhuriyet’e çok geçmiş olsun. Her zaman Cumhuriyet’in yanındayım. Bütün arkadaşları kutluyorum. Özellikle Kadri Gürsel’e selam söylemek istiyorum. O bizimle hukuken aynı konumda. Cumhuriyet’in yayın danışmanı... mış görünüyor. Bizi bırakıyor. Ahmet Şık’ı gözaltına alıyor. Bir sürü tehdit cümleleri kullanılıyor. İçişleri Bakanı, “Susturacağız, yok edeceğiz” gibi sözler kullanıyor. İyi gitmiyor. Büyük cesaretlere ihtiyacımız var. Aslı Erdoğan annesi Mine Aydostlu ve annesinin kedisi ‘Zeytin’le... zaevinin. Unutulmuşken keşfedildim. Cezaevine girmeden önce depresyondaydım. İntiharla sonuçlanabilecek bir depresyondan gözaltındayken çıktım. Devlet bütün gücü ile üstüne geldiğinde sen de “ölmeyeceğim kardeşim” diyorsun... C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle