14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 30 Aralık 2016 EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ soru soDrmarabketaknomvaizsgyoeçntuiGyvaeenzBıelaılşskbouarrkmua.anCy’auBmsaohşrukaurnbyıaoAşkkkaarn’aı TBMM Darbe Araştırma Komisyonu, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’a yazılı olarak 15 Temmuz darbe girişimi ve FETÖ yapılanmasına yönelik soru yöneltirken, Cumhurbaşka nı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Bi nali Yıldırım’a da MİT Müsteşarı Hakan Fidan gibi yazılı soru sorulmasından vaz geçildi. Komisyon hem Erdoğan hem de Yıldırım’a yöneltilecek so rular için hazırlık yapmıştı. TBMM Darbe Araştırma Komisyonu’nun bu hafta içinde Genelkurmay Baş MAHMUT LICALI kanı Akar, Başbakan Binali Yıldırım ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yazılı olarak soru iletilece ği kamuoyuna yansımıştı. Cumhurbaş kanı Erdoğan’a darbe girişimini kimden öğrendiği, başbakan olarak görev yap tığı dönemde 1725 Aralık öncesi Mil li Güvenlik Kurulu’nda FETÖ’yle ilgi li herhangi bir konunun gündeme ge lip gelmediği sorularının yöneltilece Akbulut: Genelkurmay beni uyarmadı Darbe Komisyonu’nun yazılı olarak sorular yönelttiği eski Başbakan Yıldırım Akbulut’un verdiği yanıtta özetle şunlar yer aldı: FETÖ’yle ilgili değerlendirme yapmadık: Başbakan olarak görev yaptığım süre içersinde gerek bakanlar ve gerek Ge nelkurmay başkanlarıyla FETÖ yapılanmasıyla ilgili herhangi bir değerlendirmede bulunmadık. MİT ve Genelkurmay Başkanlığı ‘Fethullah’ illegal yapıya dair bana herhangi bir bilgi vermediler ve takibat, soruşturma hususunda da izin talebinde bulunmadılar. ği, ayrıca ABD ve AB’nin FETÖ hakkındaki tutumlarını değerlendirmesinin talep edileceği belirtilmişti. Başbakan Yıldırım’a iletilecek sorular arasında ise Türkiye’de istihbarat hizmetlerinin MİT, Genelkurmay, Emniyet ve Jandarma arasında bölünmüş olmasının aksaklıklara neden olup olmadığı, var olan aksaklık ve eksikliklerin nasıl giderilebileceği konusu yer alıyordu. Başbakan Yıldırım’a darbe olacağına ilişkin bir kanaatinin olup olmadığı ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’la görüşüp görüşmediği gibi soruların iletilmesi yönünde hazırlık yapılıyordu. Genelkurmay Başkanı Akar’a yöneltilen soruların kamuoyuna yansımasının ardından komisyon Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım’a soru sormaktan vazgeçti. Muhalefetin söz konusu isimleri komisyonda dinleme talepleri bulunurken, komisyonun yazılı olarak soru iletilmesinden bile vazgeçmesi akılları karıştırdı. l ANKARA İHD RAPORU Hukuk da onlara çalıştı ‘İşkence sıradanlaştı’ İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) Cezaevi Komisyonu’nun OHAL sürecinde Marmara’daki cezaevlerindeki duruma ilişkin hazırladığı raporda, tutuklulara yönelik işkencenin sıradan hale geldiği belirtilerek, yeterince sağlık hizmeti verilmediği ve tutukluların haberleşme haklarının elinden alındığı kaydedildi. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın avukat görüşlerini gardiyan nezaretinde yaptığı, bu durumun insan haklarına aykırı olduğu belirtilen raporda, kalp pili ile yaşamını sürdüren Ahmet Türk’ün sağlık durumunun cezaevinde kalmaya müsait olmadığı vurgulandı. Cezaevleri gezilerek, mektup, faks yoluyla ve aileler ile yapılan görüşmeler sonucu hazırlanan raporu İHD İstanbul Cezaevi Komisyonu üyesi Mine Nazari okudu. ‘Yazışmalara el konuldu’ Tekirdağ 1 ve 2 No’lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevindeki gözlem ve hak ihlallerini aktaran Nazari, cezaevinde bulunan tutukluların ortak sorunlarını şöyle anlattı: “Kötü muamele ve işkence görüyorlar. Sürgün şeklinde sevkler yapılıyor. Yasaya uygun standartlarda haftalık ortak sohbet hakkı kullandırılmıyor. Kantinde bulunan bazı malzemeler talimat gereğince kısıtlanmaktadır.” ‘3 kişi yerde yatıyor’ Sincan Cezaevi’nden Tekirdağ 2 No’lu F Tipi Kapalı Cezaevinde sevk edilerek gelen Zeki Bayhan ile görüşen Nazari, Bayhan’ın iki aydır Sincan Cezaevi’nde olduğunu söyledi. Nazari, faksların ve postaların geç verildiğini belirterek, “Bir mahpus sevkle gelmiş, sayım esnasında elinde tespih var diye darp ediliyorlar. 3 kişilik odada 6 kişi kalıyor. Battaniye verilmemiş henüz” dedi. Bandırma 1 ve 2 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde yaptıkları görüşmeleri de anlatan Nazari, “Özellikle hapishane girişlerinde, mahpuslara çıplak arama dayatılması ve direnmeksizin sadece sözle yapılan itirazlar bile işkence ile karşılık buluyor” dedi. ‘Demirtaş ile görüşüldü’ Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nde HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile yarım saatlik bir görüşme gerçekleştirdiklerini ifade eden Çakan, “Avukat görüşmesi sırasında 2 gardiyan nezaret etti ve görüşme kayıt altına alındı. Bu durumun insan haklarına aykırı olduğunu belirttik. Yaklaşık 40 gündür tecritte” ifadelerini kullandı. ‘Kalp pili ile yaşıyor’ Silivri 9 No’lu Kapalı Cezaevi’nde bulunan Ahmet Türk ile de görüştüklerini kaydeden Çakan, “Kalp hastası. Kalp pili ile yaşıyor. Kelepçeli muayene baskısından dolayı 2 defa rahatsızlanmasına rağmen hastaneye gitmeyi kabul etmedi, ancak daha sonra ağrısı arttığı için gitmek zorunda kaldı. Yaşı ve sağlık durumu nedeniyle cezaevinde kalamayacağı gözlendi” dedi. l İstanbul/Cumhuriyet Cumhurbaşkanı Erdoğan ve kabine üyelerinin şikâyetçi olduğu soruşturmalar sonuca ulaşırken, FETÖ, KCK, KESK, ÇHD ve Oda TV gibi davalar hâlâ sürüyor CANAN COŞKUN Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve kabine üyelerinin şikâyetçi olduğu, 1725 Aralık, Selam Tevhid ve Tahşiye gibi soruşturmaları yürüten Emniyet görevlileri ve yargı mensupları çok kısa sürelerde sanık sandalyesine oturtuldu. Ancak, FETÖ davası sanığı polis, savcı ve yargıçların muhaliflere açtığı davalar ise sürüyor. ÇHD avukatlar, KCK, KESK ve Oda TV gibi davalar hala sonuçlanmadı. Bu davalardan bazılarına eklemeler bile yapıldı. Mahkemeler kapandı ama... AKPCemaat kavgasının ardından Emniyet’ten tasfiye edilen Gülen cemaatine mensup polislerin yürüttüğü simge soruşturmalardan biri Oda TV davasıydı. Dava 6. yılını doldururken geçtiğimiz günlerde mütalaa aşamasına ancak gelebildi. Kürt avukat, siyasetçi ve entelektüellere yönelik 2011 yılında gerçekleştirilen KCK operasyonları sırasında Levent Pişkin, hukuk fakültesi öğrencisiydi. Pişkin yargılama sürerken avukat oldu ve bu davalarda avukatlık yapmaya başladı. Pişkin, geçen aylarda yeniden gözaltına alındı. 1725 Aralık sürecinden sonra özel yetkili mahkemelerin kapatılmasını düzenlemek amacıyla çıkarılan 6526 sayılı yasa ise yine bu mahkemelerin yargıladığı muhalifleri mağdur etti. Bir döneme iz bırakan davaların görüldüğü özel yetkili mahkemeler kapatıldı ancak yasaya “yürürlüğe girdikten sonraki aşamadan itibaren yargılamaya devam edilmek üzere yetkili ve görevli mahkemelere devredilmesi” hükmü eklendi. Bu hükümle tutuklanan polislerin soruşturma aşamasında yaptığı hukuka aykırılıklar es geçildi. Bu polislerin yürüttüğü 1725 Aralık ve Selam Tevhid soruşturmalarının şüphelileri arasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan, eski bakanlar ve çocukları, MİT Müsteşarı, kabine üyeleri, AKP’li bürokratlar ve milletvekilleri ile firari savcı Celal Kara’ya göre Cumhurbaşkanı Erdoğan vardı. Soruşturma sürecinin ardından HSYK kararnameleri, çalışma talimatları ile önce savcılar dosyalardan el çektirildi, ardından bu polislerin tasfiye işlemi başlatıl Roboskililer hâlâ gözaltında Roboski’de 28 Aralık 2011’de savaş uçakları tarafından bombalanarak öldürülen 19’u çocuk 34 kişinin yakınları hala gözaltında. Bombardımanda 16 yaşındaki kardeşi Serhat’ı yitiren Roboski Derneği Başkanı Veli Encü, Hamza Encü’nün ablası Taybet Encü, Barış aktivistleri Yannis Vasilis Yaylalı ile Meral Geylani’nin geçen cumar tesi günü gözaltına alınmasının ardından, 27 Aralık’ta ise yitiren Nadir Alma’nın kardeşi Hikmet Alma ile Muhammet Encü’nün babası Ubeydullah Encü gözaltına alınmıştı. 6 kişinin hala Uludere Jandarma Komutanlığı’nda tutulduğu, dosyadaki gizlilik kararı nedeniyle avukatları ve yakınlarının bilgi alamadığı belirtildi. l DİYARBAKIR dı. Son olarak soruşturma savcıları, arama, el koyma kararlarının altında imzası olan hâkimler ya meslekten ihraç edildi, ya da haklarında yakalama kararı çıkarıldığı için firar etti. 8 ayda hâkim karşısında Söz konusu soruşturmaların mağdurları Cumhurbaşkanı Erdoğan, ailesi, kabine üyeleri ve AKP’li bürokratlar olunca bu soruşturmaları yürüten polisler ve savcılar jet hızla hâkim karşısına çıkarıldı. Örneğin, 1725 Aralık operasyonu sırasında o dönem başbakan olan Erdoğan’ın ‘inlerine gireceğiz’ açıklaması ilk olarak Temmuz 2014’te İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne yapılan operasyonla hayata geçti. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde Gülen cemaati mensubu olduğu belirtilen Oda TV, KCK İstanbul, ÇHD, Balyoz ve Ergenekon gibi bir dönemin torba soruşturmalarını gerçekleştiren Yurt Atayün, Ömer Köse, Ali Fuat Yılmazer, Erol Demirhan casusluk ve usulsüz dinleme iddiaları ile tutuklandı. Bu tutuklamalarla 1725 Aralık’ın intikamı 8 ayda alınmış oldu. Beraat ettiler Aynı Emniyet mensupları yürüttükleri bir diğer soruşturma olan Tahşiye soruşturmasında kumpas kurdukları gerekçesiyle 14 Aralık 2014’te gözaltına alınarak tutuklandılar. Bu operasyonun 17 Aralık soruşturmasının yıldönümünde yapılmasından öte farklı bir yanı daha vardı. Bu kişilerin soruşturması sonucu yargılanan 51 kişi tam 1 yıl sonra 15 Aralık 2015’te beraat ettirildi. 21 ay sonra sanık Mahkeme kararına rağmen operasyona dönmeyen 25 Aralık soruşturmasını yürüten Yakup Saygılı’nın da aralarında olduğu çok sayıda Emniyet mensubu ise bu ölü doğan soruşturmadan 9 ay sonra 1 Eylül 2014’te tutuklandı. Haklarındaki iddianame de 28 Eylül 2015’te tamamlanarak 1 yıl 9 ay sonra sanık sandalyesine oturtuldular. l İSTANBUL Silivri’de 15 Temmuz yargılamasına devam İstanbul’da 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin 25’i tutuklu 29 polisin Silivri Cezaevi’nde yargılandığı davanın önceki gün yapılan üçüncü gününde de sanıkların savunmaları devam etti. 15 Temmuz darbe girişimi esnasında Kıraç Polis Merkezi Amirliği’nde komiser yardımcısı olarak görev yapan sanık Cem Günerhan, savunmasında olay gecesi neden görev yerine gidemediğini anlattı. Arkadaşlarıyla dışarıda olduğunu, darbeyi televizyondan öğrendiğini, telefonu kapalı olduğu için gönderilen mesajları 01.3002.00 sıralarında eve geçtiğinde görebildiğini anlatan Günerhan, “Haberi alınca polis merkezine gitmek için hazırlık yaptım. Ancak annem televizyonda izlediği görüntülerden etkilenerek fenalaştı. Dışa rı çıkmamı istemedi. Ben de annemin uyumasını bekledim” diye konuştu. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası açığa alındıktan sonra soruşturma kapsamında tutuksuz yargılanan İstanbul Mali Şube polisi Cengiz Çalık, savunmasında kalkışma gecesi çağırılmasına rağmen göreve gelmediği iddiasını reddederek, aracın arızalandığını ileri sürdü. FETÖ’ye yönelik çok sayıda operasyona katıldığını anlatan Çalık, bu kapsamda kendisine kumpas kurulduğunu iddia etti. Çalık ayrıca FETÖ/ PDY’nin TUSKON yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında tutuklanan bazı işadamlarının, Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nın nezarethanesinde tutulduğu sırada mali şubede görevli komiser yardımcısı Burak K., ve bazı polis lerin, bazı kişileri kendi makam araçlarıyla götürüp nezarethanede bulunan işadamlarıyla görüştürdüğünü iddia etti. Pasaport Büro Amirliği’nde görevli polis memuruyken 15 Temmuz darbe girişimi sonrası göreve gitmediği için açığa alınan ve daha sonra cep telefonunda ByLock programı bulunduğu gerekçesiyle tutuklanarak meslekten ihraç edilen Mustafa Uygun savunmasında, “Telefonuma el konulduğu günden bugüne 160 gün geçti. Telefonumun imajı alınmadı. Farz edelim ki 1060 gün oldu. Ben telefonumun temiz geleceğinden eminim. O zaman yeni bir pardon vakası mı yaşayacağız. Bu nedenle ne ile karşılaşacağımı bilmiyorum. Siber Suçlar Şubesi’nden şikâyetçiyim” dedi. l İstanbul/Cumhuriyet haber 7 5 ilde operasyon: 70 polise gözaltı kararı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, FETÖ’nün Emniyet yapılanmasına yönelik yürütülen soruşturma kapsamında, aralarında KHK ile meslekten ihraç edilenlerin de olduğu 70 polis hakkında gözaltı kararı verildi. Şüphelilerin yakalanması için Ankara merkezli 5 ilde operasyon başlatıldı. Hakkında yakalama kararı bulunan bazı polislerin gözaltına alındığı, operasyonun sürdüğü bildirildi. Polislerin cep telefonlarında FETÖ’nün kriptolu haberleşme programı “ByLock” bulunduğu iddia edildi. Hakkında gözaltı kararı verilenler arasında KHK ile meslekten ihraç edilenlerin de olduğu öğrenildi. Kahramanmaraş’ta 27 kişiye gözaltı Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen FETÖ/PDY soruşturması kapsamında haklarında gözaltı kararı verilen Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi’nden daha önce ihraç edilen ve hâlâ görevde olan kişilere yönelik dün sabah saatlerinde operasyon yapıldı. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince yapılan operasyonda 27 kişi gözaltına alındı. Savcı Güre: ByLock tek başına delildir Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Kamil Erkut Güre, FETÖ soruşturmalarında, MİT tarafından tespit edilen ByLock isimli haberleşme programının tek başına delil kabul edilebileceğini söyledi. Güre, “Bu program ile ilgili MİT’in çok önemli çalışmaları oldu. Sonuç olarak bu program normal şartlarda kullanılan bir program değil. 2016 yılında Diyarbakır yaklaşık 9 bin terör soruşturması dosyası açıldı. Darbe teşebbüsü soruşturmasının şüphelilerinden hem darbe teşebbüsünde bulunup, hem FETÖ/PDY terör örgütü bağlantısı olanlar var” dedi. 28 akademisyene yakalama kararı Konya’da FETÖ soruşturması kapsamında Selçuk Üniversitesi ve kapatılan Mevlana Üniversitesi’nde görevli öğretim üyesi, teknisyen ve memurlara yönelik 28 kişi hakkında yakalama kararı çıkartıldı. Şüphelilerin gözaltına alınması için operasyon düzenlendi. Gözaltına alma çalışmalarının devam ettiği öğrenilirken, şüphelilerden 11’nin Konya’da, 16’sının operasyonun düzenlendiği diğer illerde,1’inin de Litvanya’da olduğu belirtildi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle