14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 20 Aralık 2016 6 haber EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ ‘Suçlu değil, mağduruz’bombalı saldırıda kullanılan aracın sahipleri: Polisin ihmali var Yolcu ailesi fertlerinin polise başvurarak bulunmasını bekledikleri araçları, bir gün sonra sahte plaka takılarak Kayseri’de terör saldırısında kullanıldı Şanlıurfa’da çalındıktan sonra, saldırıyı düzenleyenlerin Kayseri’de çarşı iznine çıkan askerlerin bulunduğu otobüse yönelik bombalı saldırıda kullandığı hafif ticari aracın sahipleri, olaydan büyük üzüntü duyduklarını söyledi. Devteşti Mahallesi’nde oturan ve bir okulun kantinini işleten Mehmet Yolcu (51), geçen cuma günü sabah saatlerinde kalktığında evinin önünde park halinde olan 63 K 1709 plakalı hafif ticari aracının çalındığını fark etti ve polise şikâyette bulundu. Yolcu ailesi fertlerinin bulunmasını bekledikleri çalıntı araçları, bir gün sonra sahte plaka takılarak Kayseri’de 14 askerin şehit olduğu, 56 kişinin yaralandığı terör saldırısında kullanıldı. Aracın sahibi Mehmet Yolcu, eşi Makbule, oğlu Halil, kızları Derya ve Semanur ile yeğeni Ahmet Yolcu gözaltına alındı. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne götürülen anne ve 3 çocuğu ile yeğeni ifadelerinin ardından serbest bırakılırken, Mehmet Yolcu’nun sorgulanmasına devam edildiği öğrenildi. Eşi halen Kayseri Valisi: Durumu ağır 3 asker var Kayseri’de 4 gün önce meydana gelen 14 askerin şehit olduğu bombalı araç saldırısıyla ilgili açıklama yapan Kayseri Valisi Süleyman Kamçı, soruşturmada 15 kişinin gözaltına alındığını ve gözaltıların artabileceğini söyledi. Patlamada yaralanan askerlerin sağlık durumuyla ilgili bilgi veren Kamçı, tedavisi süren yaralı 40 askerden 3’ünün durumunun ağır olduğunu belirtti. Sosyal medyada patlamaya ilişkin yayın yapanların “vatan haini olarak netilendire leceğini” ve bu kişiler hakkında soruşturma başlatılacağını söyleyen Kamçı, “Olayla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında 15 kişi gözaltında şu anda. Onlarla ilgili çalışmalar sürüyor. Teröristin kimliği belli. Otobüs şoförü de, başkaları da gözaltına alınabilir. Gözaltına alınmalar normaldir. Gözaltına alınan herkes suçludur diye bir şey yok. Bu işi yapan 15 kişi değildir herhalde, 23 kişidir herhalde. O nedenle gözaltına alınmalar da devam edebilir” dedi. gözaltında olan Makbule Yolcu, “Eşim sabah okul kantinine gitmek için evden çıktığı sırada park ettiği arabanın yerinde olmadığını gördü. Bunun üzerine polisi arayarak, çalıntı ihbarında bulunduk. Ertesi gün çok sayıda polis bizim eve gelerek, hepimizi gözaltına aldı. Biz ne olduğunu anlayamadık. Emniyete gittiğimizde aracın Kayseri’de patlatıldığını öğrendik. Beni ve çocuklarımı ifadeleri aldıktan sonra serbest bıraktılar. Eşimden halen haber alamıyoruz. Bu hain saldırı bizi de mağdur etti” dedi. Kayseri’deki saldırıda kullanılan araçlarının çalınmasının ardından Şanlıurfa Gaziantep otoyolundan geçtiğini kendi imkânlarıyla öğrendiklerini belirten Makbule Yolcu, “Araç çalındıktan sonra ihbarda bulununca polis, aracın halen Şanlıurfa içerisinde olduğunu söyledi. Biz ise gişelerden bilgi aldık ve otoyolda olduğunu polise söyledik. Ama kimse bizi dinlemedi. Eşim bu bilgileri polise verdiği sırada onu eve göndermişler. Eğer polis bizim bilgilerimiz üzerine hareket etseydi, vermiş olduğumuz bilgileri dikkate alsaydı, belki o canlı bomba yakalanır onca şehit vermezdik. Burada polisin ihmali var ve biz suçlu değiliz” diye konuştu. Makbule Yolcu öte yandan Burdur’da üniversite eğitimi gören oğlu Osman Yolcu’dan da 2 gündür haber alamadığını ve gözaltına alınmış olabileceğini ifade etti. Yolcu, Kayseri’ye götürüldü Kayseri’deki terör saldırısında kullanılan bombalı aracın sahibi Mehmet Yolcu, Şanlıurfa’daki ifadesinin ardından Kayseri’ye götürüldü. Geçen cumartesi günü gözaltına alınan Yolcu’nun Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde yapılan sorgulamasında çelişkili ifadeler verdiği belirtildi. Camının kırık olmadığı saptanan aracında yedek anahtar olduğunu söylediği öğrenilen Yolcu, çelişkili ifadeleri üzerine dün öğleden sonra soruşturmanın sürdürüldüğü Kayseri’ye gönderildi. l KAYSERİ/DHA Sosyalist Enternasyonal terörü kınadı Sosyalist Enternasyonal Akdeniz Komi tesi Kayseri’deki terör saldırısının olduğu gün İspanya’nın Malaga kentinde toplandı. Toplantıda PKK’yi kınayan bir bildirinin kaleme alınıp alınmaması konusunda tartışma yaşandığı öğrenildi. Sosyalist Enternasyonal’ın Başkan Yardımcısı Umut Oran, “PKK’nin kınanması ve örgüt mensuplarının yakalanıp yargılanması konusunda Türkiye ile aktif işbirliği yapılması” çağrısı yaptı. Suriyeli temsilcinin “Uluslararası politika Erdoğan’a göre şekillendirilmez” itirazına karşın kınama bildirgesi yayımlandı. Sosyalist Enternasyonal Başkan Yardımcısı CHP’li Oran’ın, Malaga’daki toplantıda cuma günü yaptığı konuşmada, “Özellikle AB üyeleri ve ABD’nin Suriye ve Irak’ta IŞİD’le mücadele edilmesi için muhaliflere ve Kürt gruplara, PKK’ye bağlı PYD ve YPG gibi örgütlere kontrolsüz biçimde verdikleri silah ve mühimmat Türkiye’de benim vatandaşlarımı vurmakta, güvenlik güçlerimiz şehit edilmektedir. Bundan çok büyük rahatsızlık duyuyoruz” dediği öğrenildi. ‘Sizlerden ses bekliyorum’ Oran konuşmasında, “Terör insanlık suçudur, iyi terörist ya da kötü terörist olmaz. Teröre doğrudan veya dolaylı olarak hizmet eden teröristtir ve mutlaka cezalandırılması gerekir. Bakın bugün ülkemde olmam ve yurttaşlarımın acısını paylaşmam, beraber yas tutmam ve terörle mücadeleye destek olmam gerekirken burada Enternasyonal toplantısındayım. Sizler de terörle mücadele konusunda samimi iseniz açıkça bu terör örgütlerini deşifre edin, en sert şekilde kınayın. Bu nedenle sizlerden Türkiye adına büyük bir ses bekliyorum. Bu teröristlerin yakalanıp yargılanmaları, Türkiye’ye iade edilmeleri için aktif bir işbirliği, büyük bir kınama ve dayanışma bekliyorum” ifadelerini kullandı. Suriyeli’den Erdoğan itirazı Ancak Enternasyonale üye olmamasına karşın Suriyeli Ezidileri temsilen Londra’dan gelen bir katılımcı, “Saldırılar nedeniyle çok üzgünüm, masum insanların ölmesini ben de kınıyorum. Ama Türkiye de kendi iç politikalarını gözden geçirmeli. 4 yıl boyunca başbakanınız PKK ile ortak çalışma yaptı ve müzakere ederek barış sürecini sürdürdü sonra da birden fikir değiştirerek PKK’yı düşman ilan etti. Bu tutarsız politikalar uluslararası arenada Türkiye’nin bu konudaki samimiyetini etkiliyor. Uluslararası politika Erdoğan’a göre şekillendirilmez” diyerek itiraz etti. El Bab’da 1 şehit, 9 yaralı Suriye’de yürütülen Fırat Kalkanı Harekâtı’nın 118. gününde El Bab bölgesinde çıkan çatışmalarda Piyade Uzman Onbaşı Fatih Olcay (24) şehit oldu, 14 Türk askeri de yaralandı. Genelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, 54 IŞİD hedefinin vurulduğu, çıkan çatışmalarda 11 IŞİD’linin öldürüldüğü, 4 ÖSO militanının da yaralandığı belirtildi. Piyade Uzman Onbaşı Fatih Olcay’ın şehit olduğu haberi, Afyonkarahisar’ın Çay ilçesinde yaşayan ailesine ulaştı. Ailenin 4 çocuğundan ikincisi olan şehidin acı haberini alan babası Ramazan ve annesi Emine Olcay büyük üzüntü yaşadı. ‘Sana nasıl kıydılar?’ Kayseri’deki bombalı terör saldırısında şehit olan Jandarma Komando Er Kenan Döngel (20), memleketi Sinop’un Erfelek ilçesinde gözyaşları arasında toprağa verildi. Törende şehidin annesi Şehime Döngel, babası Özcan Döngel ve kardeşi 17 yaşındaki Mertcan Döngel güçlükle ayakta durabildi. Anne Şehime Döngel, “Yavrum sana nasıl kıydılar. Ben senin yokluğuna nasıl dayanırım. Kınalı kuzum. O gün seni rüyamda gördüm oğlum. Mavişim. Acını o an bende hissettim” diyerek gözyaşı döktü. Şehit Döngel’in cenaze törenine İstanbul Beşiktaş’taki terör saldırısında yaşamını yitiren Tıp Fakültesi öğrencisi Berkay Akbaş’ın babası Salim Akbaş da katıldı. Aynı saldırıda şehit olan Rizeli Er Uğur Korkmaz da memleketi Rize’de on binlerce kişinin katıldığı törenle uğurlandı. Şehit Er Uğur Korkmaz için Sahil Camisi’nde düzenlenen törende, cami çevresi cenazeye katılan kalabalık için yeterli olmayınca binlerce kişi caminin çevresindeki sokak ve caddelerde toplanarak namazlarını kıldı. Şehit Piyade Çavuş Arif Tuğ (20) ise Şenkaya ilçesi Çamlıalan köyünde kılınan cenaze namazının ardından son yolculuğuna uğurlandı. Baba ocağında kılınan cenaze namazının ardından şehidin Türk bayrağına sarılı tabutu tekbirlilerle vatandaşların omuzunda köy mezarlığına götürülerek gözyaşları arasında toprağa verildi. Dolmabahçe’ye ziyaretçi akını Beşiktaş’taki 44 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan terör saldırısının ardından Şehitler Tepesi’ne ziyaretçi akını dün de devam etti. 112 Acil çalışanları, 15 Temmuz Derneği, Türkiye Muharip Gaziler Derneği İstanbul Şubesi üyeleri, Erzincanlı Gazeteciler Birliği ve çeşitli liselerden gelen öğrenciler saldırının yapıldığı yere çiçek bırakıp dua etti. Erzincanlı Gazeteciler Birliği (ERGAB) üyeleri adına açıklama yapan Başkan Sedat Sevim ise “Erzincanlı gazeteciler olarak, eli kanlı hainler tarafından şehit edilen güvenlik güçlerimizi ve vatandaşlarımızı rahmetle anıyoruz, bu tür eylemler Türk milletinin birlik ve beraberliğini bozamayacaktır” dedi. l İstanbul/Cumhuriyet şehit polis toprağa verildi Ümraniye HDP ilçe teşkilatının bulunduğu binanın çatısına çıkan 2 protestocuyu indirmeye çalıştığı sırada 6 katlı binanın havalandırma boşluğuna düşerek şehit olan Numan Şeref Datlı için dün Vatan Caddesi’ndeki İl Emniyet Müdürlüğü’nde tören düzenlendi. Törene 1. Ordu Komutanı Orgeneral Musa Avsever, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve İl Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, şehit polisin ailesi ve meslektaşları katıldı. İstanbul Emniyet Müdürü Dr. Mustafa Çalışkan törende yaptığı konuşmada, “Gerektiğinde sevdiklerinden ayrı kalabileceğini hatta bu uğurda canını vereceğini bilerek bu şerefli üniformayı giymiş şehitlerin, günü geldiğinde en çetin mücadelelere gözünü kırpmadan girdiğine bir kez daha şahit olduk” dedi. Törende Numan Şeref Datlı’nın eşi Ruşen Datlı ve annesi Seher Datlı ayakta durmakta güçlük çekti. Ümraniye Güvenlik Büro Amirliği’ne bağlı polis memuru Numan Şeref Datlı’nın 21 yıldır polis memurluğu yaptığı ve emekliliğine 6 ay kaldığı öğrenildi. Seher, Ebrar ve Asya isminde üç kız babası olan şehidin naaşı Edirnekapı Şehitliği’ne defnedildi. Akar, Suriye sınırında inceleme yaptı Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, Hatay’ın Reyhanlı İlçesi’ndeki Cilvegözü Sınır Kapısı’nda inceleme yaptı. Halep’in tahliyesi sırasında yaralanan Suriyelilerin getirildiği Cilvegözü Sınır Kapısı’na sürpriz bir şekilde gelen Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, tampon bölgeye geçti. Suriye’nin BalEl Hava Sınır Kapısı ile Cilvegözü Sınır Kapısı’nın arasındaki sıfır noktaya kadar gelen Genelkurmay Başkanı Akar, inceleme yaptı. Yetkililerden de bilgi alan Akar, yaklaşık 15 dakika süren incelemenin ardından geniş güvenlik altında bölgeden ayrıldı. l DHA ‘Bizzat insanlık küresel krizden geçiyor...’ Bu saptamayı yapan Edgar Morin’i okurken, içimden yükselen ses şu oldu: Biz de biz de! Dünyanın yaşadığı çok yönlü derin kriz ile bizim krizimiz aynı mı? Aralarında şüphesiz benzerlikler ayrılıklar vardır. Ama iddiam odur ki, bizim krizimiz ile küresel kriz, birbirinden oldukça farklı. Bunu sonra yazacağım... Şimdi Morin’e birlikte kulak verelim. “Gezegenimiz uzlaşmaz parçalanma ve bütünleşme süreçlerine maruz kalıyor. Gerçekten de tüm insan türü bir ‘kader ortaklığı’nda birleşiyor, çünkü aynı ekolojik ya da ekonomik tehlikeleri, dinî fanatizmin ya da nükleer silahların yol açtığı aynı tehlikeleri paylaşıyor. Bu gerçeklik ortak bir bilince varılmasına yol açmalı, dolayısıyla da kaynaştırmalı, dayanışma yaratmalı ve melezleştirmeli. Oysa tam tersi hüküm sürüyor: Büzüşülüyor, ayrışılıyor, bölmelere ayrılıp parçalanılıyor, özgül ulusal ve/ veya dinî bir kimliğin ardına sığınılıyor.” İki barbarlık tipi Günümüzle ilgili iki barbarlık tipinin altını çiziyor. Şimdi IŞİD görülen, ama geçmişte, Nazizmde, Stalinizmde, Çin’de Kültür Devrimi sırasında vb ortaya çıkan kitle barbarlığı... “Barbar alçaklık ne 21. yüzyıla ne de İslama özgü.. IŞİD’i tarihte diğer barbarlıklardan ayıran şey, sadece dinî fanatizm kökü...” Morin, dini fanatizmin de geçmişine giderek vicdanını konuşturuyor: “Hıristiyan Batı.. İslamcılar tarafından işlenen katliamlardan meşru olarak tiksinmektedir; fakat Hıristiyanların yüzyıllar boyunca paganları nasıl katletmiş, onların sanatsal tasvirlerini nasıl yakmış, kanlı Haçlı seferlerini nasıl yürütmüş ve Müslüman topraklarını nasıl Hıristiyanlaştırmış olduklarını unuttuk mu? Engizisyon bir insanlık modeli olmuş mudur?” Biri bundan kurtulmuş devrimlerle... İkincisi ise bu devrimlerini yapamadığı için, barbarlığın çeşitli kademelerinde boğuluyor. Hesap ve rakam barbarlığı Morin’in işaret ettiği ikinci bir barbarlık tipi ise o kadar yaygın ve tüm dünyanın iliklerine o kadar derinlemesine nüfuz etmiş ki, günümüzün ana dertlerine, dini barbarlık dahil, kaynaklık ediyor diyebilirim: “Çağdaş uygarlığımızda gitgide daha çok hegemonyasını yerleştiren ikinci barbarlık tipi, hesap ve rakam barbarlığıdır. Her şey hesap ve rakam (kâr, yarar, GSYİH, büyüme, işsizlik, yoklamalar...) olduğu gibi; toplumun insanî kanatları bile hesap ve rakam olduğu gibi; ekonomiyle ilgili her şey de artık hesap ve rakam sınırlarına alınmıştır.” “Bu tek taraflı ve indirgeyici anlayış, kârın, uluslararası spekülasyonun, vahşi rekabetin zorbalığını pekiştirmekte. Rekabet edebilirlik namına tüm belaltı vuruşlar mubahtır... İnsanı insanlıktan çıkaran çalışma düzenlemelerinin getirilmesine varıncaya kadar, teşvik veya talep bile edilir. İnsanı insanlıktan çıkarırlar.” Çıkış yolu: Hümanizm! “Barbarlık eğiliminin tek hakiki panzehirinin adı, bireysel de olsa kolektif de olsa hümanizmdir. Bu temel ilke içimizde kök salmış olmalıdır... ‘Her insanda bir vatandaşını görmek’ diyerek Montaigne’in ne güzel ifade ettiği, ötekinin o anlamı olmaksızın; hepimiz potansiyel barbarlarız.” Morin, sosyalist ve komünist partilerin adeta tükendiğini belirterek, gelecek için yeni bir umudun ışığının hızla yakılması gereğinden söz ediyor. Katılıyorum, eskiyi diriltmeniz mümkün değil. Kadim Ortodoks tutum asla çıkış değil. Fakat bu çıkışın sol enternasyonalist bir karakter içereceği de kesin. ‘Sol nedir’e yanıt veriyor: “Soldan olmak, aynı zamanda, bireyin serpilip gelişmesine de uğraşmak ve insanlık adı verilen devasa bir sürekliliğin son derece ufak bir parçası olduğumuzun bilincine varmaktır. İnsanlık bir serüvendir ve ‘soldan olmak’, alçakgönüllülük, dikkat, temizyüreklilik, talepkârlık, yaratıcılık, diğerkâmlık ve adaletle bu olağanüstü serüvene katılmaktır. Soldan olmak, zulmün dehşetini kendine karşı hakaret olarak hissedebilmektir; bu sayede toplumsal ve ahlâkî biçimleri de dahil olmak üzere tüm sefalet biçimlerinin anlaşılması mümkün olur. Soldan olmak, her aşağılamayı bir dehşet gibi hissedebilme kapasitesini içerir daima...” (MedyaScope, Edgar Morin, Uygarlık değiştirmenin zamanı geldi.) Her şeyi yeniden düşünmek zorundayız... Askeri lojmanı alarma geçirdi İstanbul Zeytinburnu’nda üzerinde patlayıcı olduğunu söyleyen ve askeri lojmanlarda nöbet tutan askerlere yaklaşmaya çalışan şüpheli bir kişi gözaltına alındı. Şüphelinin askerlere yöneldiği sırada üzerinde patlayıcı olduğunu söylediği, daha sonra kaçmaya başladığı, geride de üzerinden çıkardığı bir yelek bıraktığı öğrenildi. Olayın yaşandığı yere çok kısa sürede ulaşan polis ekipleri tarafından yakalanan şüphelinin üzerinden çıkarıp attığı yelekte kayda değer bir bulguya rastlanmadı. Gözaltına alınıp polis merkezine götürülen şüphelinin kimliğiyle ilgili bir açıklama yapılmadı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle