14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR 16 EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK Duman, 18 yaş altına da çalacak Türk rock müziğinin sadık dinleyici kitlesine sahip gruplarından Duman, hayranlarına rock müziğin coşkusunu 29 Ocak Pazar günü İstanbul Volkswagen Arena’da yaşatacak. Kaan Tangöze (vokal, gitar), Batuhan Mutlugil (gitar), Ari Barokas (bas) ve yeni davulcuları Mehmet Demirdelen ile sahneye çıkacak olan grup, en sevilen şarkılarını bu kez sömestr tatilinde 18 yaş altına da seslendirecek. [email protected] Salı 20 Aralık 2016 O bir efsaneydiHollywood’un unutulmaz aktrisi Zsa Zsa Gabor, hayata gözlerini yumdu Can Yayınları’nın yayımladığı Almanak 2016 raflarda Sanatın sesi hafızamızdan silinmesin Can Yayınları’nın ilkini geçen yıl yayımladığı Almanak’ın 2016 derlemesi kitapçı raflarındaki yerini aldı. Bir sabah programında Sabahattin Ali’nin “Kürt Mantolu Madonna”da Madonna’nın hayatını anlattığının söylenmesi skandalı, Selda Bağcan’ın Primavera Sound Festivali’nde sahne alması, Vedat Türkali’nin ölümü ardından sanatçı kızı Deniz Türkali’nin yazısı, Bob Dylan’ın Nobel’i kazanarak kıskananları çatlatması, ardında onurlu bir mücadele tarihi bırakan Tarık Akan’a veda, Ferhangi Şeyler oyununun 2000’inci kez oynanarak rekor kırması, Narmanlı Han’ın yıkımı, Umberto Eco’nun ölümü, sahte Miro sergisindeki koleksiyon sahibi ve kiralayıcısına verilen hapis ceza sı, ‘Rakçı İmam’ın Diyanet’e rağmen çıktığı turne, Patti Smith’in İstanbul’a “iyi bir hayat” dileyişi, Tophane’de baskına Radiohead’den kınama, Joan Baez’e “Bize yal nız hissettirdiniz” sitemi, kırılan heykeller ve tabii konserlerle festivallerde iptal üzerine iptal... Ve çok daha fazlasını, geride bırakmak üzere olduğumuz bu yıl kültür ve sanat evreninde ne yaşanıp bittiyse tümünü Can Almanak 2016 kayda geçiriyor. l Kültür Servisi Ünlü Hollywood yıldızı Zsa Zsa Gabor (99), Los Angeles’ta kalp yetmezliği nedeniyle veda etti. Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de doğan ve asıl adı Sari Gabor olan ünlü yıldız henüz 17 yaşında bir Viyana yolculuğu sırasında keşfedildi ve sahneye ilk adımını bir operetle attı. 1936 yılında Macaristan Güzeli unvanını alan ve bir süre Türkiye’de yaşayan Zsa Zsa Gabor ilk evliliğini 1937’de Murat Belge’nin babası siyasetçi Burhan Belge ile yaptı. Hayatı boyunca 9 evlilik yapan ve oyunculuğu ka dar özel hayatıyla da çok konuşulan Gabor ilk eşi Burhan Belge ile İstanbul’a gelmiş ve Atatürk’le de tanışmıştı. Belge ile evlendiğinde henüz 19 yaşında olan Gabor, Ankara’da cemiyet ha yatının içi Bir dönem Türkiye’de yaşayan, ilk evliliğini Murat Belge’nin babası siyasetçi Burhan Belge’yle yapan ve Ankara’da tanıştığı Atatürk’e hayranlığını her fırsatta dile getiren Hollywood’un efsane aktrisi Zsa Zsa Gabor, 99 yaşındaydı. Burhan Belge ve Zsa Zsa Gabor bir arada. ne girerek hareketli sosyal hayata ilk adımını atmıştı. Gabor, Atatürk’e olan hayranlığını hiçbir zaman gizlemedi. Ulu Önder’e karşı hislerini 1993 yılında yayımlanan otobiyografisinde de ifade etmişti. 1940’lı yılların başlarında Amerika’ya giden ve Hollywood’un altın çağı denilen dönemde sinema kariyerine başlayan Gabor kısa sürede ünlendi. 1958 yılında “En Göz Alıcı Aktris” kategorisinde Altın Küre kazanan aktris, “Mou lin Rouge”, “Lovely to Look At”, “Lili”, “Touch Of Evil”, “Queen of Outer Space” gibi filmlerde ve çok sayıda televizyon yapımında rol aldı. Hayatının son yıllarında sağlık problemleriyle boğuşan Gabor, sağ bacağının kesilmesinin ardından yatağa mahkum olmuştu. Hilton Otelleri’nin sahibi Conrad Hilton ile evliliğinden olan tek kızı Francesca Hilton’ı geçen yıl kaybeden Zsa Zsa Gabor hayata veda ettiğinde Frederic Prinz von Anhalt ile evliydi. Ressam, gazeteci Otyam’ın 91’inci doğum günü, bir törenle kutlandı ‘Fikret Otyam Türkiye’dir’ Geçen yıl ağustos ayında vefat sajında, Otyam hakkındaki fikir röportaj yazarı olarak, Anadolu’yu eden ressam, gazeteci ve ya lerini “Çalışmalarıyla Anadolu in bize bir başka şekilde anlattı” de zar Fikret Otyam’ın 91’inci doğum sanını tanıtmış olan Fikret Otyam, di. CHP eski milletvekili Onur Öy günü, Prof. Dr. Türkan Saylan Kül son nefesine kadar elinden kale men ise “Otyam Türkiye’ydi. Yaz tür Merkezi’nde yapılan bir tören mini, fırçasını düşürmedi. Onun dıkları, çizdikleri Türkiye’ydi.” Ar le kutlandı. Maltepe Belediye Baş Cumhuriyet sevgisini, gençlerimiz dından şair ve yazar Ataol Beh kanı Ali Kılıç ve Otyam’ın eşi Filiz örnek almalı” sözleriyle ifade etti. ramoğlu kürsüdeki yerini aldı ve Otyam’ın düzenlediği anma törenine kültür sanat ve basın dünyasın ‘Yaşam ustasıydı’ şunları söyledi: “Otyam bilge kişiliğiyle bizi etkiledi. Fikret Abi’nin dan pek çok isim katıldı. CHP Ge Törende, eski Basın Konseyi temsilcisi olduğu Cumhuriyet ga nel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başkanı Oktay Ekşi de bir konuş zetesi bizim evimiz gibiydi. Yaşam anma programına gönderdiği me ma yaparak, “Dünya gazetesinde ustasıydı.” l Kültür Servisi sKoarlodeallebnü’minüilkçıktı Festival viyolacı genç solistini arıyor Arp gitar ve solo fingerstyle müzisyeni Ali Deniz Kardelen ilk solo albümü “First Steps”i yayımladı. Andy Mckee, Thomas Leeb, Jon Gomm ve Chris Woods gibi fingerstyle öncülerinin övgülerini alan müzisyen, daha önce Amerika kıtasında en prestijli üç ya rışmadan Kanada Gitar Festivali’nde ikincilik, Indiana State’te ise birincilik elde etmişti. Akustik gitarın son yıllarda yaşadığı devrim içerisinde kendi eserlerini üretirken, bir yandan da akustik gitarla farklı ça lışmalar yapan Kardelen, kendini en iyi ifade edebileceği fingerstyle üzerine yoğunlaştı. l Kültür Servisi İstanbul Müzik Festivali’nin 40. yılında başlattığı “Festival Genç Solistini Arıyor” başlıklı proje ülke çapında genç yetenekleri keşfetmek ve teşvik etmek üzere yoluna devam ediyor. Festivalin genç solisti bu yıl, Türkiye’de ya da yurtdışında eğitimlerini sürdüren 24 yaş altı viyolacılar arasından seçilecek. Proje kapsamında jüri tarafından belirlenen genç viyolacı 45. İstanbul Müzik Festiva li kapsamında şef Hakan Şensoy yönetiminde Dokuz Eylül Üniversitesi Senfoni Orkestrası (DESO) eşliğinde bir konser vermeye hak kazanacak. Mart ayında İstanbul’da yapılacak seçmelere katılmak isteyen adayların 10 Mart 2017 Cuma günü saat 18.00’e kadar ayse. [email protected] adresine eposta ile başvuru yapmaları gerekiyor. Başvuru için ayrıntılı bilgi: muzik.iksv.org l Kültür Servisi Talat Sait Halman Çeviri Ödülü Bir aydınlık insan, bir Shakespeare ustası, edebiyatçı, hoca, çevirmen ve yazar ve de Türkiye’nin ilk Kültür Bakanı Talat Sait Halman... Kültür ve Turizm bakanlıklarının birleştirilmesine her zaman karşı çıkmış bir isim. “Aslında bağdaşması olanaksız olan bu çiftin nikâhında bir keramet var sanılıyor... Turizm sanayidir, kültür büyük ölçüde sanattır. Turizm yatırımcılıktır, kültür yaratıcılıktır. Tek bir bakanlıkta birbirlerine zıt düşerler. Kültür üvey evlat durumuna düşer; kısa vadede ihmale uğrar, uzun sürede hırpalanır” diyor yaptığımız bir söyleşide. Doğru söze ne denir? Böylesi bir çıkmaz sokakta değil miyiz zaten yıllardır? Bir kültür ve sanat insanı Talat Sait Halman’ı 2014 yılında kaybettik. Aklı, dili, kalemi zengin bu kültür ve sanat insanı 20082014 yılları arasında İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) Mütevelliler Kurulu Başkanı olarak da görev yapmıştı. İKSV, 2015 yılından itibaren, “Talat Sait Halman Çeviri Ödülü”nü başlattı. Seçici Kurul; Doğan Hızlan’ın başkanlığında Sevin Okyay, Ahmet Cemal, Yiğit Bener, Kaya Genç’ten oluşuyor... Bilindiği gibi; geçen yılın ödülü Georges Perec’in “La Boutique Obsure: 124 Reves” adlı eserinin “Karanlık Dükkân: 124 Rüya” adlı çevirisiyle Siren İdeman’a sunuldu. Bu yılın ödülüne hangi çevirmenin layık görüldüğünü ise bu akşam İKSV’de yapılacak törende öğreneceğiz. Evet, bir kültür ve sanat insanıydı Talat Sait Halman. Onun, yıllar önce, İKSV’de Şakir Eczacıbaşı öncülüğünde Kültür Girişimi tarafından düzenlenen “Türkiye’de Kültür Politikaları” sempozyumunda yaptığı konuşmadan bir alıntıyı paylaşmak istiyorum. Sanki dünü değil de bugünü, bugüne dair endişelerini/endişelerimizi paylaşıyor gibi bizlerle. Ne kadar acı ve düşündürücü bir durum yıllar içinde iyiye doğru bir gidiş olmaması... “Bugün ülkemizde kültür alanında da bir yağma var ve kıyım var. Bu yağmaların bazıları belki çeteler tarafından, gayri meşru unsurlar tarafından yapılıyor ama, bazen de ne yazık ki, devlet kendi yanlış politikalarıyla veya hatalı uygulamalarıyla bu yağmaya ve kıyıma yol açıyor. Ama, Türkiye Cumhuriyeti bir aydınlanma çağı olarak başladı, ne yazık ki son zamanlarda karanlığa yönelmeye başladık. Onun için aydınların gerçek görevi (...) Türkiye’nin her yerinde, her kesiminde en ufak köyden şehirlerin merkezlerine kadar karanlıkları ortadan kaldırmak için... çalışmaktır. Türkiye herhangi bir ülke değildir. Türkiye’nin kültürü gerçekten [onun] temelidir, varlığıdır, benliğidir, kaderidir ve geleceğidir.” Ve 2000’li yılların ortalarında yaptığımız keyifli ve bir o kadar da düşündürücü bir sohbetten kısacık bir alıntıyla selam ediyorum sevgili Talat Sait Halman’a: “Atatürk’ün ‘Türkiye Cumhuriyetinin temeli kültürdür’ sözü, bir dehanın vizyonuydu. Bu vizyon bugünün ve geleceğin Türkiye’si için de yaşamsal bir gerçektir.” YÖKŞ ‘Beklenen’ (Sony Music) Ahmet Kenan Bilgiç ‘Sarmaşık’ (Shalgam Records) “Garip isimli yeni topluluklar” mahallesinin en mütevazı ve samimi çocuklarından oluşan Yok Öyle Kararlı Şeyler, kendi isimlerini taşıyan ilk albümlerinin ardından bizi iki yıl bekletti. Ama şimdi “Beklenen” ile sadece yukarıda sayılan özelliklerden ibaret olmadıklarını, yanı sıra çok çalışkan olduklarını ispatlıyorlar. Kendi kuşağındaki diğer müzisyenlere göre önemli bir avantajları var: Birbirleriyle çocukluktan arkadaş; şarkı söyleyip gitar çalan söz ve müziği yazanErdem Topsakal, davulcu Boğaç Soydemir, gitarcı Ayhan Akbaş, tuşlu çalgılar kullanan Çağrı Özer ve basçı Ramazan Kırdım. Besbelli ki başta geçen yıl çaldıkları Sziget Festival olmak üzere yuttukları sahne tozu hayli tecrübe kazandırmış. Bilhassa da çalgılarını daha iyi çal ([email protected]) mak için hayli mesai yapmışlar. Zira YÖKŞ, ilk albümüne göre artık çok daha iyi çalan bir topluluk olmuş. 40 dakikalık “Beklenen” albümü, üzerine titizlenilmiş, aceleye mahal vermeden içlerine sinmesine çalınmış, edebi ve net anlaşılır cümlelerle söylenmiş 10 şarkıdan oluşuyor. Siz de aynı şeyi yapın: iyi niyetli bir emeğin ürünü olan, indie ve alternatif rock soundlu “Beklenen” albümünü rahat olduğunuz bir zamanda özenle dinleyin, içinize sine sine... Obir maceracı, yaptıklarıyla kolay kolay yetinmeyen... Elinde gitarı, ağzında mikrofonuyla Ahmet Kenan Bilgiç, bilindiği üzere Gevende topluluğunun yakışıklı ve sevimli siması. Ancak bu kez kendi namına gerçekleştirdiği “Sarmaşık” filminin müziklerinde ne gitar çalıyor, ne de vokal yapıyor. Hatta onun alıştığımız müziğiyle bunun arasındaki farklar bununla da sınırlı değil; Gevende ne kadar neşeliyse “Sarmaşık” doğallıkla ikinci Tolga Karaçelik filminin konusuna bağlı olarak o ka dar depresif. Ahmet’in film müziklerine olan merakı ortada; hatırlanacağı üzere daha önce de “Atlıkarınca” ile Golden Tulip kazanmıştı. “Sarmaşık” filmden sesle rin yanı sıra gemide sıkışmış insanların ses kolajlarından oluşuyor. İnsan psikolojisinin kılcal damarları ile oynayan bu filmin müziklerinin haletiruhiyesi klostrofobik; Trent Reznor’un “Gone Girl” filmine yaptığı müzikler gibi. Çalgısal olarak da minimal. Ahmet’in Moog Sub37 ile oluşturduğu analog synthesizer seslerinin yegâne eşlikçisi önündeki çelloyla Gülşah Erol. Ayrıca Brian Eno ve Michael Brook albümlerine has ambient tavrın da derin etkileri mevcut. Son sözüm şimdi sana koleksiyoner kardeş: “Sarmaşık” sadece longplay formatında ve 200 adet basıldı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle