Katalog

DUNYA Yemen’de askerlere IŞİD saldırısı: 48 ölü Suudi Arabistan’ın Mart 2015’ten beri aralıksız saldırı düzenleyerek güvenliği de çökerttiği Yemen’de Suudi destekli lider Hadi Mansur’a bağlı askerler IŞİD saldırısına uğradı. Liman kenti Aden’de maaş kuyruğundaki askerlerin arasına karışan bir canlı bombanın kendini havaya uçurmasıyla 48 askerin öldüğü, 84 kişinin yaralandığı saldırıyı IŞİD üstlendi. Pazartesi 19 Aralık 2016 [email protected] TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Nusra ateşe verdi Katzav Doğu Halep’ten tahliyeye karşılık Şii kasabaları Fua ve Kefraya’dan yapılacak tahliye için gönderilen otobüsleri Kaide kolu Nusra ile Ahraruş Şam yaktı Katzav’a şartlı tahliye yolu İsrail’de şartlı tahliye kurulu, tecavüz ve bir dizi cinsel saldırı suçundan 7 yıl hapse çarptırılan eski Cumhurbaşkanı Moşe Katzav’ın, 5 yıl yatmasının ardından şartlı bırakılmasına karar verdi. Savcıların karara itiraz hakkı var. 7 Suriye hükümet güçlerinin Doğu Halep’in tamamını ele geçirmesinin ardından kalan son militanlar ve onlarla bağlantılı sivillerin teslim olmak yerine İdlib’e gitmesine izin veren anlaşmanın hayata geçmesine yönelik karşılıklı çabalar ve engellemeler var. Halep’ten tahliye, Nusra’nın kontrolündeki İdlib’de cihatçıların kuşatması altındaki Şii kasabaları Fua ve Kefraya’dan sivillerin tahliyesi şartına bağlandı. Bu ikinci tahliye de Lübnan sınırında hükümet güçlerinin kuşatması altındaki Zebadani kasabasına bağlı Madaya’dan sivillerin tahliyesi şartına bağlandı. ‘Öfkeli kalabalıklar’ Yeni anlaşma uyarınca dün yaklaşık 100 tahliye otobüsü Doğu Halep’e geldi. Ama bu kez de Kaide’nin Suriye kolu Nusra ile Ahraruş Şam’a bağlı 25’e yakın militanın, Şii kasabaları Fua ve Kefraya’ya giden otobüslerden en az 20’sine saldırıp ateşe verdiği haberi geldi. 5 otobüs ise kasabalara ulaşabildi. Muhaliflerin Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, öncekiler gibi bu saldırıları da tahliye anlaşmasını kabul etmeyen Nusra ile Ahrar’ın düzenlediğini söyledi. Reuters’ın görüşlerini aldığı muhalif gruplar ise otobüslerin “öfkeli kalabalığın saldırısına uğradığını” iddia etti. Suriye hükümetinin İdlib vilayetinde kon Halep’in kurtulmasının ardından yıkımı inceleyenler Carlton Oteli’nin enkazında gezindi. Şii kasabalarına giden otobüslerden 20’si ateşe verildi. tol altında tuttuğu son bölge olan Fua ve Kefraya’da 20 bin sivil, 2013’ten beri cihatçı grupların ablukası altında. Suriye hükümeti cuma günü durdurulan Doğu Halep’teki tahliyelerin, Fua ve Kefraya’ya otobüslerin girişine izin verilmesi karşılığında yeniden başlatılacağını, Şii kasabalarındaki tahliye tamamlanmadan da militanların Halep’ten çıkarılmayacağını duyurmuştu. Dün Doğu Halep’e giren otobüslerin Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) ve Suriye Kızılayı (IFRC) gözetiminde kalan militanları ve ailelerini ilkin Halep’in güneybatısına götürmesi bekleniyordu. Yeni anlaşmaya göre İdlib’deki Şii kasabalarından 1200 kişinin tahliyesine karşılık Doğu Halep’ten de bu rakama yakın militan ve sivilin tahliyesinin gerçekleşmesi gerekiyor. BM gözlemcisi krizi FuaKefraya şartını koşan taraf olan Tahran, uluslararası medyanın Doğu Halep’teki siviller ile Şii kasabalarındaki siviller arasında ayrım güdüldüğünden ve taraf tutulduğundan yakındı. İran Ulusal Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri Ali Şamhani, “Batı, İbrani, Arap medyası Halep’teki can kayıplarıyla ilgili yalan haber yaymak konusunda söz birliği ederken Fua ve Kefraya’dan yaralılarla yaşlıların tahliyesi konusunda sessiz kalıyorlar” dedi. Nitekim dün BM Güvenlik Konseyi, Fransa’nın “Halep’te kuşatma altındaki on binlerce sivilin içine düştüğü alarmverici insani kriz, yardım ve tah liye ihtiyacına” ilişkin tasarı için toplandı. “BM ve ortaklarının Halep’in kuşatma altındaki kısmına derhal ve şartsız girmesi ve insani yardım ulaştırmasına” dair ABD destekli Fransız tasarısı, BM’nin Halep’e uluslararası gözlemci göndermesini talep ediyor. Bunun üzerine BMGK’nin daimi üyelerinden Rusya, Fransız tasarısını veto etme uyarısı eşliğinde kendi karşı tasarısını sundu. “Bu felaket tasarının geçmesine izin veremeyiz” diyen Rusya’nın BM Temsilcisi Vitaliy Çurkin “Gözlemcilerin gönderilmesi haftalar alabilir. Gözlemciler ne yaptıklarını, neyi gözlemlediklerini ve bu tür şeylerin nasıl gözlemlenmesi gerektiğini bilen eğitimli insanlar olmalı. Bunları 23 günde yapabileceğimizi düşünmek gerçekçi değil” itirazını getirdi. Alman Bild gazetesine konuşan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, ittifakın Suriye’ye neden müdahale etmediğini “Bazen askeri yöntemler kullanmak faydadan çok zarar getirir. Suriye konusunda üyeler askeri müdahalenin durumu daha da kötüye götüreceğine karar verdi” sözleriyle açıkladı. Öte yandan dün akşam Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le görüştü. Görüşmede, Halep’teki kırılgan durum nedeniyle tahliye işleminde yaşanan aksamaların ivedilikle giderilmesi gerektiği vurgulandı. Ürdün kana bulandı Haçlı kentinde koordineli saldırı Ürdün’ün Haçlılar döneminden kalma en büyük kalesinin bulunduğu turistik Karak kentinde polislere yönelik koordineli gözüken bir dizi silahlı saldırı düzenlendi. Sayıları 510 arasında tahmin edilen silahlı saldırganlar bir Kanadalı kadın turist, 2 Ürdünlü sivil ve 4 polisi öldürürken 9 kişiyi de yaraladı. Haçlı kalesine mevzilenen silahlı saldırganları özel timler kuşatırken kalede turistlerin mahsur kaldığı ve korkulu anlar yaşadığı haberi geldi. Öldürülen pilotun kenti Meclis çayırında yuvarlandılar Avustralya’da cihatçı vatandaşların saldırıları üzerine Canberra’daki parlamento binasına güvenlik çiti çekme kararı alındı. Parlamento önündeki çimlerde uzanmayı engelleyecek karara karşı önceki gün 3 binden fazla Avustralyalı yuvarlanma eylemi yaptı. Her yaştan yurttaş çocukları ve evcil hayvanlarıyla çayırdan aşağı yuvarlandı. Eylemi Facebook’ta örgütleyen Lester Yao (34) “Bu basit ama güçlü bir demokrasi simgesi. Yurttaşın hükümetin üzerine yürüyebileceğini, üzerinden geçebileceğini gösteriyor” dedi. Başkent Amman’ın 120 km güneyindeki Karak’ta ilk saldırı yangın çıktığı ihbar edilen bir eve giden polislere evin içinden ateş açılmasıyla düzenlendi. Ardından bir polis devriyesine daha ateş açıldı. Kaleye mevzilenen bir grup da Karak emniyet müdürlüğüne ateş açtı. Polislerin yanı sıra yoldan geçen siviller de hedef oldu. İçişleri bakanlığı güvenlik güçlerinin saldırganları kalede kuşattığını ve operasyon başlattığını duyurdu. ABD liderliğinde IŞİD’le savaşan koalisyonun bir üyesi olan Ürdün, örgüte düzenlenen hava saldırılarına katılırken Aralık 2014’te bir uçağı Suriye’de düşürülmüştü. Pilot Maaz Kassasbeh’i esir alan IŞİD, kafeste canlı canlı yakarak infaz etmesinin videosunu yayımlamıştı. Karak, Kassasbeh’in memleketi. İslamcı kaynaklara göre Irak ve Suriye’de cihata 4 bin Ürdün vatandaşı katıldı, bunlardan 420’si öldürüldü. ‘Elizabeth’ten sonra cumhuriyet’ Britanya’dan bağımsızlığını kazanan ama Britanya kraliyetine sembolik bağ lılığını sürdüren Elizabeth tahtı oğlu Prens Charles’e bırakacak. Avustralya’da Başbakan Malcolm Turnbull cumhuriyet ilanını bir kez daha gündeme taşıdı. Avustralya’da devletin başı Britanya Kraliçesi Elizabeth olarak gözükürken Turnbull yurtseverliğinden ötürü bir Avustralya devlet başkanı görmek istediğini söyledi. Ama bunun 90 yaşındaki 2. Elizabeth’ten sonra olabileceğini dile getirdi. Cumhuriyet ilanı için 1999’da düzenlenen ama yüzde 55 oranında hayırla sonuçlanan referandum kampanyasının liderlerinden biri olan Turnbull, “Avustralya Cumhuriyetçi Hareketi’nin davası, Avustralya’nın davasıdır. Farklı görüşte olanların yurtseverliğine saygısızlık etmiyoruz, ülkemize sevgimizden gayrı bir itkimiz, sebebimiz yok” dedi. Bunun partiler üstü, halktan kaynaklanan bir hareket olduğunu söyleyen Turnbull, Elizabeth tahtta olduğu sürece başka referandum düzenleme hevesinde olmadıklarını belirtti. Ancak kendi liderliğindeki Liberal Parti’den başbakana cumhuriyet aşkının hükümete zarar verdiği uyarıları geliyor. Muhalefetteki İşçi Partisi ise Turnbull’u iklim değişikliğiyle mücadele, eşcinsel evlilikleri, herkese konut kampanyası gibi cumhuriyet ilanında da sadece laf üretmek, ama icraatta bulunmamakla suçladı. İşçi Partisi “Avustrayla devlet başkanlığı makamı oluşturmak için birlikte çalışmaya hazırız” dedi. Son ankatlere göre cumhuriyete destek yüzde 42’ye kadar düştü. Karak, Haçlı kalesiyle ünlü. Polonya Polonya’da muhafazakâr Hukuk ve Adalet Partisi’nin (PiS) protesto gösterilerinin medya için ardından medyanın parlamentoda haber yapmasına da kısıtlama getirmeye çalışmasına karşı eylemler dün üçüncü gününde devam seferber etti. Başkent Varşova’da muhalefet milletvekilleri cumadan beri oturma eylemi yaparak parlamentonun çalışmasını engelliyor. Dün protestocular yine başkanlık sarayı önünde toplanıp parlamentoya yürüdü. PiS taraftarları da karşı gösteri yaptı. Tasarı, parlamentoya her gazeteden sadece iki muhabirin girmesini ama bunların görüntü almamasını, oturumları sadece seçilecek 5 TV kanalının yayımlamasını öngörüyor. Dün Cumhurbaşkanı Andrzej Duda arabuluculuk çalışması başlattı. First lady Ivanka Trump’ın kızı Ivanka, üvey annesi Melania’nın Washington’a gitmemesi üzerine fiili first lady olacak. Eşi Jared Kushner de danışmanlık yapacak. ‘Yeni şerif’ IŞİD’i ezecek, Putin’i övecek ABD Başkanı olmasına bir ay kalan Donald Trump’ın ülkesinin Rusya ve Ortadoğu politikasını tersyüz edeceğine dair iddialar giderek somutlaşıyor. Sunday Times’a konuşan danışmanlarına göre Trump, dış politikada “geceyle gündüz” kadar farklı bir rota izleyecek. 20 Ocak’ta başkan olur olmaz generallerinden IŞİD’i yenme planı hazırlamalarını isteyecek olan Trump, cihatçılara yönelik bir dizi “yüksek profilli askeri eylem” yaptıracak. Böylece Obama yönetiminin zayıflığı ve kararsızlığının ardından “kasabaya yeni bir şerif geldiğini” gösterecek. Trump’ın başlatacağı “yeni Amerikan liderliği” döneminde, İran’la uluslararası toplum arasında varılan nükleer anlaşmayla alarma geçen Sünni Arap krallıklarıyla ilişkiler de düzeltilecek. Terörle mücadelede “liderlik ABD’den, icra Araplardan” ilkesi benimsenecek. ‘Putin’in derdi prestij’ Trump’ın selefinden en büyük farkı ise Rusya lideri Vladimir Putin’e kameraların önünde bir düşmandan çok güvenilir bir müttefik gibi davranması olacak. Bir yardımcısı, Putin’i pohpohlama politikasını şu sözlerle açıklıyor: “Putin ne istiyor? Prestij. Zirvede ortada durmak, bire bir görüşmek, sırtında Trump’ın elini hissetmek. Bunlar ABD’ye inanılmaz bir koz veriyor. Trump tam bir poz ustası ve bu yeteneğini kullanacak.” Böylece hem IŞİD’i bitirmek için Rusya’nın desteğini almaya, hem de Moskova’yla Tahran’ın arasını açmaya çalışacak. delegeler kurulu Trump’ı oylayacak ABD seçimlerini kazanarak herkesi afallatan Trump’ın bugünkü Delegeler Kurulu oylamasından da zaferle çıkması bekleniyor. Başkan seçimlerinde halk oyunu doğrudan bir adaya değil, o adaya oy vereceğini taahhüt eden bir delegeye veriyor. Başkan olmak için 538 delegeden 270’ini kazanmak gerekiyor. Trump ise 306 delege kazandı. Ancak delegeler sözlerinden cayıp diğer adaya oy verebilir. Bu da şimdiye dek formaliteden ibaret olan oylamanın Trump karşıtlarının son umudu olarak görülmesine yol açıyor. Cumhuriyetçi delegelerden şimdiye dek yalnızca biri Clinton’a oy vereceğini söylediği için tablonun değişmesi oldukça zor. Trump’tan Çin’e: İstemez kalsın ABD Başkanı seçilen Donald Trump’ın saldırgan söylemine misilleme olarak Güney Çin Denizi’nin tartışmalı sularında ABD’nin insansız bir denizaltısına el koyan Çin’in aracı geri vereceğini açıklamasının ardından Trump yine Twitter’dan atağa geçti. Son olarak “Çaldıkları insansız aracı geri istemediğimizi Çin’e söylemeliyiz. Bırakalım ellerinde kalsın” diyen Trump, öncesinde “Çin ABD donanmasının araştırma yapan insansız aracını uluslararası sularda çaldı. Sudan çekip çıkardı ve Çin’e götürdü. Benzeri görülmemiş bir eylem” tepkisini göstermişti. Trump daha önce de Tayvan Cumhurbaşkanı Tsai Ingwen ile telefonda görüşerek Washington’un 1979’da “tek Çin” politikasını kabul etmesinden beri süregelen geleneği bozmuş, Çin ABD’ye protesto notası çekmişti. Çin Savunma Bakanlığı, ABD’nin Filipinler açıklarında suyun ısısını ve tuz oranını ölçtüğünü söylediği araçla ilgili soruşturmanın tamamlandığını, incelemelerin ardından aracı ABD’ye uygun şekilde teslim etmeye karar verdiklerini duyurdu. C MY B