22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 19 Aralık 2016 haber 10 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ Fatih’e Sayıştay perdesi Karanlık katilin karanlık ölümü Biliyorum ortalık toz duman. Başka zamanda gazetelerin manşetine taşınacak haberler kendilerine zar zor tek sütunluk yer buluyor. Terör sadece gencecik insanların yaşamını değil, haberi de ezip geçiyor. Haber, hele Türkiye gibi zorlu çalkantılar içinde sendeleyen bir ülkede ekmek kadar, su kadar önemli, gerekli. Ne olup bittiğini bilmeden, öğrenemeden olup biteni anlamlandıramaz, yönümüzü, yönelimimizi sağlıklı belirleyemeyiz. Bir örnek. Sadece bir örnek... 2013’ün 9 Ocak’ında Paris’te üç Kürt kadın öldürüldü. PKK kurucu ekibinden Sakine Cansız, PKK çizgisinde Avrupa’da etkinlik gösteren, çevresinde “diplomat” olarak anılan Fidan Doğan ve aynı çevreden Leyla Söylemez büro olarak kullanılan bir apartman dairesinde kurşunlanarak öldürüldü. Kısa süre sonra, çok ciddi kanıtlara dayanılarak Ömer Güney adlı karanlık bir adam tutuklandı. Paris savcılığı cinayetle ilgili 2015’te soruşturmanın tamamlandığını açıkladı. Ömer Güney’in katil sanığı olarak yargılanacağı belirtildi. Ve yargılama bir türlü başlamadı. Iki hafta sonra cinayetin üstünden üç tam yıl geçmiş olacak. Gelişkin sorgu teknikleriyle öğünen Fransa’da, üstelik başkaca bir sanık ya da şüphelinin söz konusu olmadığı bir yargılama süreci için üç tam yıl geçmesi ve yargılamanın başlayamaması, başlamaması, başlatılmaması (üç seçenekten dilediğinizi seçin) başlı başına kuşkulara ebelik eden bir olgu. Bir adım daha: Başlayamayan yargılama aslında iki hafta önce, 5 Aralık’ta yapılacaktı. Gerekçesi açıklanmaksızın ertelendi ve 23 ya da 24 Ocak’ta yapılacağı duyuruldu. Bu tarihler bile kesin değildi. Ve katil sanığı, karanlık, hatta zifiri karanlık ilişkilerin içinden geldiğini cümle âlemin duyduğu Ömer Güney öldü. Beyninde ur varmış, epeydir tedavi görüyormuş ve kesin olmayan duruşma gününe yetişemeden, yetiştirilemeden ölmüş... Şimdi buna inanmamız mı isteniyor? Komplo teorileri, ustalarımın kulağımı birkaç kez çekmesinden sonra bana kesin olarak uzak. Gel gör ki sosyal medyanın bataklık kesimlerinde “Yumul klavyeye, salla sallayabildiğin kadar” iğrençliği kol geziyor ve daha da ürkütücüsü alıcı buluyor. Hem de bol bol. Belki katil sanığı sahiden de beynindeki ur yüzünden öldü. Belki duruşmaya çıktığında “ötmemesi” için ölmesinde yarar görüldü. Belki Fransız “devleti” bir başka devlet ile ilişkilerinin bozulmaması için katil sanığının ötmeden ölmesini uygun buldu. Bilmiyoruz. Çünkü her şey karanlıkta başladı; karanlıkta yürüdü ve katil sanığı karanlıkta öldü. HHH Yazının başlarında “Bir örnek, sadece bir örnek” diye vurguladım. Başka örnekler sıralamak zor değil. Sorun sorabildiğinizce... Ben sadece “Ey okur haber deyip geçme, haber hayattır. Habersiz kalmak susuz, havasız kalmakla neredeyse eşdeğerdir” demek istedim. Ve... “Demokrasinin can suyu haberdir. Sahici ve cesur haberciler hapse tıkılırsa demokrasinin can suyu da kesilmiş olur” diye eklemek istedim. O kadar... HDP’Lİ KADRİ YILDIRIM: Kürtlerin hakları verilirse ‘evet’ deriz HDP milletvekili Kadri Yıldırım, salı günü TBMM Anayasa Komisyonu’nda görüşülmeye başlanacak ve başkanlık sistemini içeren anayasa değişikliği önerisi için, “Kürtlerin hakları verilir ve güvenceye alınırsa, bizim için anayasaya ve belki de oluşacak bir başkanlık sistemine hayır demek için hiçbir neden yoktur” dedi. HDP Siirt milletvekili Yıldırım, K24 kanalının anayasa değişikliği ve başkanlık sistemine ilişkin sorularını yanıtladı. 7 Haziran seçimlerinden itibaren temel bakışlarının “Kürt halkının olmazsa olmaz 2 temel hakkı” üzerinden şekillendiğini belirterek, “Bunlardan bir tanesi anadilde eğitim hakkı, diğeri de üniter yapı içerisinde kalmak kaydıyla Kürtlere bir statü hakkı” dedi. Yıldırım, AKP ve MHP uzlaşması ile hazırlanan anayasa değişikliği teklifi hakkında “Eğer bu 2 temel hak verilir ve güvenceye alınırsa, şu anda görüşülmekte olan anayasada bir şekilde yerini alırsa, bizim için böyle bir anayasaya ve böyle bir anayasa gereği belki de oluşacak bir başkanlık sistemine ‘hayır’ demek için hiçbir neden yoktur” ifadelerini kullandı. Yıldırım, “Bu hakların içinde yer almadığı bir sistemin adı ne olursa olsun bizim ona ‘evet’ dememiz mümkün değil” dedi. Sayıştay, 1725 Aralık’ın kilit belediyesinde son 3 yıldır denetim yapmamış. CHP’li meclis üyesi Soylu’nun Sayıştay’a yaptığı 6 ihbar da incelenmemiş! 1725 Aralık yolsuzluk soruşturması kapsamında adı kamuoyunun gündemine gelen AKP’li Fatih Belediyesi’nin “20132014 2015” yıllarında Sayıştay ta rafından denetlenmediği or taya çıktı. Gerekçe olarak “iş yoğunluğunu ve personel ye tersizliğini” gösteren Sayıştay Başkanlı ğı “ihbar ya da şikâyet” olmadığı nı bildir di. 2013 yı lının aralık ayında pat AKüyçküuktkaya lak veren yolsuzluk dosyasıyla ilgili iddia ları görmez den gelen Sayıştay’ın CHP’li Meclis üyesi Fazıl Uğur Soylu’nun kuruma yaptığı 6 usulsüzlük iddiasını içeren ihbarını da incelemediği gün yüzüne çıktı. 3 yıl denetimsiz! CHP’li Soylu, Sayıştay’a başvurarak “Fatih Belediyesi’nin 2013, 2014 ve 2015 yıllarına ait denetim ra Mustafa Demir, Bilal Erdoğan’ın yönetiminde olduğu TÜRGEV’de yönetim kurulu üyesiydi. porlarını” talep etti. Sayıştay Başkanlığı’nın 16 Aralık 2016 tarihli (3 gün önceki) yanıtı tartışma yaratacak bir bilgiyi ortaya çıkardı. Sayıştay’ın yanıtında aynen şöyle denildi: “Sayıştay’ın denetim yetkisi, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun “Denetim alanı” başlıklı 4 üncü maddesinde düzenlenmiştir. Fakat, Baş kanlığımızın denetim işgücü kapasitesi, yetkisi dahilindeki tüm kurumların denetimlerini her yıl yapmaya yeterli olmadığından, denetimler kamu idarelerinin bütçe büyüklüğü, daha önce denetlenmiş olup olmadığı, ihbar ve şikayetlerin bulunup bulunmadığı gibi hususlar göz önünde bulundurularak yapılan risk analizleri doğrultusunda Başkanlığımız Denetim Planlama ve Koordinasyon Kurulu kararları çerçevesinde planlanmakta ve yürütülmektedir. Söz konusu Fatih Belediyesi 2013, 2014 ve 2015 yıllarında denetlenmediğinden kurumun bu yıllarına ilişkin denetim raporu mevcut bulunmamaktadır.” l İSTANBUL 6 ihbar dikkate alınmamış 3yıllık dönemde Fatih Belediyesi’nin CHP’li Meclis üyesi Fazıl Uğur Soylu 35 kadar dosyada usulsüzlük iddiasıyla savcılıklara suç duyurusunda bulundu. İçişleri Bakanlığı’nca Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir hakkında yargılama izni verilmeyince dosyaları Danıştay’a taşıdı. Soylu bu süreçte 6 dosyada usulsüzlük iddiasıyla Sayıştay Başkanlığı’na ihbarda bulundu. 1725 Aralık’ta gündeme geldi 17Aralık operasyonunun sabahı Fatih Belediyesi’nin AKP’li Belediye Başkanı Mustafa Demir gözaltına alınmış, 4 gün sonra serbest bırakılmıştı. Demir, 1725 Aralık soruşturması sonrasında gündemden hiç düşmeyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan ve kızı Esra Albayrak’ın yönetiminde olduğu TÜRGEV’in de yönetim kurulu üyesiydi. Yarbay Ali Tatar mezarı başında anıldı. Kılıçdaroğlu’ndan ziyaret CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Yarbay Ali Tatar’ın ölüm yıldönümü nedeniyle Ankara’da yaşayan annesi Satı Tatar’ı ziyaret etti. Ali Tatar’ın ağabeyi Ahmet Tatar ve eşi Nilüfer Tatar’la da görüşen CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun ziyaretinde Ankara Milletvekili Murat Emir, İl Başkanı Adnan Keskin ve Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar da hazır bulundu. ‘Kumpas ustaları iyi bilin! Resmettik sizleri hafızamıza’ Amirallere suikast soruşturması kapsamında 10 gün tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılan, hakkında yeniden yakalama kararı çıkınca intihar eden Yarbay Ali Tatar, ölümünün 7’nci yılında mezarı başında anıldı. Ali Tatar için Karşıyaka Mezarlığı’nda tören düzenlendi. Törene Tatar ailesinin yanı sıra; CHP Denizli Milletvekili Kazım Arslan, gazeteciler Müyesser Yıldız, İsmail Saymaz, yazar Nihat Genç, Kuddusi Okkır’ın eşi Sabriye Okkır, Balyoz davası sanıkları katıldı. Ali Tatar’ın ağabeyi Ahmet Tatar, mezar başında yaptığı konuşmada, adaleti aramaya yemin ettiklerini belirterek, “Hukuk ve adalet yolundan asla dön meyeceğiz. Dünün muktedirleri, zalimler, kumpas /tezgâh ustaları bilin! Resmettik sizleri hafızamıza. Hukuktan adaletten kaçış yok. Hukukun, adaletin, yargı süreçlerinin gözcüleri bekçileriyiz. Gerçeği her dem canlı tutacağız. Gerçeği unutturmayacağız” dedi. Birlik ve beraberliğin temelinin hukuk olduğunu söyleyen Tatar, “Hiçbir zorbalık karşısında geri adım atmamalı, zorbalığa meşruiyet kazandırmamalıyız. İnsan hayatına kasteden hiçbir cinayete, hiçbir katliama pabuç bırakmamalıyız. Canlarımızı kaybetmeye, hiç kimse bizi alıştıramasın. Şehitlerimizi unutmamalıyız” ifadesini kullandı. l ANKARA/Cumhuriyet Erdem’e skandal ret ‘Medyadan yanıt verin!’ İKLİM ÖNGEL CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem’in televizyon sunucusu Erkan Tan’ın kendisine yönelik “Savcılar, Allah rızası için tutuklayın bu adamı” sözlerinin yer aldığı videoya erişimin engellenmesi için yaptığı başvuruya yargıdan “skandal” bir gerekçeyle red geldi. Televizyon sunucusu Erkan Tan, CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem’in gazeteci Hüsnü Mahalli’nin gözaltına alınmasına itirazı üzerine “Savcılar, Allah rızası için tutuklayın bu adamı, hakkında eylem ve işlem başlatın” ifadelerini kullandı. Bununla ilgili hem suç duyurusunda bulunan hem de RTÜK’e başvuran Erdem, Tan’ın ifadelerinin yer aldığı videonun da internet erişimine engellenmesini istedi. Erdem’in talebine İstanbul 4. Sulh Ceza Hâkimliği’den gelen yanıtta, “Dosya incelendiğinde talepte bulunanın kamuoyunda bilinen bir kişi olup bu tür ağır yorumlara katlanması gerektiği ayrıca talep edenin bulunduğu konum itibarı ile bu tür isnatlara çeşitli medya aracılığıyla cevap verme imkanı bulunmakla iş bu halde bahse konu haber içeriklerinin talep edenin kişilik haklarının ihlal edilmediği anlaşılmakla” ifadeleri kullanıldı. Talep reddedildi. l ANKARA CHP’de başkanlık seferberliği CHP, anayasa değişikliği görüşmelerinde izlenecek yol haritasını belirledi. Halka ‘Türkiye’nin telafisi mümkün olmayan bir noktaya gitmekte olduğu’ anlatılacak İKLİM ÖNGEL CHP, salı günü komisyon görüşmelerine başlanacak anayasa değişikliği teklifine ilişkin üç aşamalı strateji belirledi. CHP; AKP, MHP ve HDP’nin milletvekileri ve tabanına yönelik çalışma yürütecek. Yapılmak istenenin sadece bir anayasa değişikliği değil rejim değişikliği olduğu, Cumhuriyet rejiminin kökten değiştirilmek istendiği anlatılacak. CHP, çalışmalarını kişileri hedef almadan teorik olarak yürütecek. Halka “Türkiye’nin telafisi mümkün olmayan bir noktaya gideceği” aktarılacak. CHP PM ve kapalı grubu önceki gün Genel Merkez’de Kılıçdaroğlu başkanlığında toplan dı. Toplantıda, anayasa değişikliği teklifinin Meclis’teki görüşmelerinde izlenecek yol haritası belirlendi. Edinilen bilgiye göre toplantıda üç aşamalı bir çalışma programı belirlendi. Stratejinin ilk aşaması teklifin Anayasa Komisyonu’nda görüşüleceği gün başlayacak. Komisyona mümkün olduğunca çok sayıda CHP’li katılacak. İlk aşamada teklifin komisyonda geri püskürtülmesi amaçlanacak. CHP, komisyonda teklifle ilgili değişiklik önergesi vermeyecek. Yarından itibaren hem komisyonda, hem de Genel Kurul’da söz alan bütün CHP’liler, AKP ve MHP milletvekillerini ikna etmeye çalışacak. Teklifte yer alan 21 maddenin başkan lık rejimi olan hiçbir ülkede uygulanmadığı, AKP milletvekili Burhan Kuzu’nun kendi anayasa kitabında bile bu maddelere karşı çıktığı örneklerle anlatılacak. Fiziksel bir kavga ya da sözlü bir tartışmanın tarafı olmaktan kaçınılacak. Baykal anlatacak Teklifin komisyondan geçmesi durumunda ikinci aşamaya geçilecek. Genel Kurul’da, teklifin referanduma gitmesine kapı açan 330 oyu bulmaması için çalışılacak. Bunun için Genel Kurul’da öncelikle yapılan oylamaların Meclis İçtüzüğü’ne uygun olması sağlanacak. Teklif üzerine kapsamlı konuşmayı eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal yapacak. Teklifin Genel Kurul’da 330 oyu alması halinde CHP alanlara inecek. CHP, 81 il, 925 ilçe ve 50 bin mahalle ile köyde kapı kapı dolaşarak bir çalışma yürütecek. Çalışmalar özellikle AKP ve MHP seçmeninin yoğun olduğu bölgelerde yürütülecek. Alan çalışmalarında sivil toplum kuruluşlarından da destek alınacak. Vatandaşa, yeni sistemin neler getireceği kendi yaşamlarından örneklerle anlatılacak. Özellikle KHK ile işten atılan çalışanlar örnek gösterilerek, KHK’lerle nelerin yapılabileceği paylaşılacak. AKP, MHP ve HDP tabanı ile milletvekillerini ikna etmeyi hedefleyen CHP, gerginliğe taraf olmamak için söylemlerini dikkatli seçecek. l ANKARA KUZU’DAN DAVUTOĞLU’NA ‘Düşürdüm denir mi?’ Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanı ve AKP İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun düşen Rus uçağı ile ilgili söylediği “Emri ben verdim” sözlerini eleştirdi. CNN Türk’te Hakan Çelik’in sunduğu “Hafta Sonu” programına konuk olan Kuzu, uçağın düşürülmesinden sonra NATO’nun Türkiye’yi yalnız bıraktığını söyledi. Kuzu, şöyle konuştu: “Başbakan Davutoğlu ‘Biz düşürdük’ deyiverdi o arada. O da ayrı bir yanlış, bana sorarsan. Düşürmediğin uçağa niye ‘düşürdüm’ diyorsun. ‘Talimat verdim, düşürdüm’ denir mi ya. Böyle bir şey var mı?..” l İSTANBUL C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle