23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 19 Aralık 2016 6 haber EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Ömer Güney sırlarıyla öldü Paris’te 3 Kürt kadının öldürülmesi olayında tetikçilik yaptığı öne sürülen Güney, yargılanamadı Fransa’nın başkenti Paris’te 9 Ocak 2013’te PKK’nin kurucularından Sakine Cansız, KNK üyesi Fidan Doğan ve Kürt Gençlik Hareketi üyesi Leyla Şaylemez’in öldürüldüğü suikastın tek tutuklu sanığı Ömer Güney öldü. Suikastla ilgili soruşturma 2015 yılının mayıs ayında tamamlanmasına karşı yargılama bir türlü başlamamıştı. 5 Aralık’ta yapılması planlanan duruşma 23 Ocak’a ertelenirken, Güney’in avukatlarının ağır sağlık sorunlarını gerekçe gösterek tahliye talebinde bulunması üzerine mahkeme bugün bu talebi görüşmek üzere toplanacaktı. Güney ailesi suikastın ardından sessizliğini korurken, yakınları Güney’in beyninde tümör olduğunu, ilaç kullandığını ve zaman zaman kriz geçirdiğini anlattı. Suikastın tek sanığının ölümüyle dava dosyası karanlıkta kalırken, geriye cevap bulmamış sorular kaldı. Öldürülen kadınların aileleri yaptıkları yazılı açıklamada yargılamanın başlamamış olmasını eleştirirek, şu soruları yöneltti: “Gözaltına alındığı ilk günden itibaren sağlık sorunu olduğu bilindiği ve sürekli uzmanların yapmış olduğu kontrollerde ‘sağlık sorunları var’ denildiği halde, bugüne kadar neden duruşması yapılmadı? O gün sağlık sorunu olduğunu bilenler ilk iki yıl dışında neredeyse soruşturmaya kimi resmi evraklar dışında bir tek belge eklenmediği halde soruşturmayı üç yıl sürdürdü? Neden tek sanıklı bir dosya yaratıldı? ”l Yurt Haberleri Almanya’da MİT’in suikast timi iddiası Paris tetikçisi Ömer Güney’in ölümü üzerine dikkatler geçen hafta Almanya’da MİT adına Kürtleri izlediği iddiasıyla tutuklanan Mehmet Fatih Sayan’a (31) çevrildi. Sayan’ın Paris cinayetlerinin ardından düzenlenen eylemlere, elinde öldürülen 3 kadının flamasıyla katıldığını gösteren fotoğraflar Alman medyasında da yer buldu. Söz konusu fotoğrafları Sayan’ın tutuklanmasından iki gün önce yayımlayan Yeni Özgür Politika gazetesine göre ‘Denge TV muhabiri’ kisvesiyle Avrupa ülkelerinde Kürt kurumları, siyasiler ve gazetecilerle görüşen Sayan, Bremen’deki “suikast timi” için bilgi ve belge topluyordu. MİT’in KongraGel Eşbaşkanı Remzi Kartal ile KCDK Eşbaşkanı Yüksel Koç’a suikast planladığı iddia ları hakkında Alman Federal Savcılığı’nın soruşturma başlattığı geçen ay basına yansımıştı. Yeni Özgür Politika’nın haberine göre Mardin’in Derik ilçesinden olan ve “devletle işbirliği yapan babası PKK tarafından cezalandırılan” Sayan, Türkiye’nin “kontrgerilla karargâhı” Kıbrıs’ta gazetecilik eğitimi almıştı. Almanya’ya gittiğinde, Türkiye’de evli ve 3 çocuk sahibi olduğunu gizledi, C.E. ile evlendi. Eşine de ajanlık teklif etti. Sayan’ın ajan olduğunu öğrenen C.E. boşanma kararı aldı. Şiddet ve tehdit gören kadın şimdi Alman polisinin korumasında. “Türk elçiliği ve istihbaratıyla” görüşerek Almanya dışında da bilgi toplamak için eylülde Belçika, Hollanda ve Fransa’ya yakın Aachen’a taşınan Sayan ise şimdilik cezaevinde. HDP sağduyu istedi Ayhan Bilgen, ‘Sağduyu çağrısı yapmak herkesin sorumluluğudur’ dedi. AB Bakanı Çelik, ‘Sorumsuzca davrananlar, terörün arzu ettiği ortamı oluştururlar’ açıklamasını yaptı HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, Kayseri’deki terör saldırısının ardından HDP il ve ilçe binalarına yapılan saldırılarla ilgili basın toplantısı düzenledi. Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, “Sorumsuzca davrananlar, terörün arzu ettiği ortamı oluştururlar. Terörle mücadeleyi de zaafa uğratırlar” ifadesini kullandı. Hükümetin herkesin can güvenliğini sağlamakla sorumlu olduğunu dile getiren Bilgen, Beykoz ilçe binasının durumunu gösterirken, “Gördüğünüz gibi burada bir terörle mücadele yok. İlçe binamız yakılmış ve bu manzaradan sonra bu fiili işleyenlere bir gözaltı uygulaması yok, il ve ilçe yöneticilerimiz gözaltına alındı neden, ilçe yöneticilerimizin elinden kamera görüntülerini almak için” dedi. Kayseri binasının yakılması ve MHP bayrağı asılması ile ilgili olarak da Bilgen, “İtfaiye aracı yangını söndürmek için değil tabelamızı söküp bir bayrak asmak için görevlendirilmiş” ifadelerini kullandı. Bilgen, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım’ın saldırılar karşısında bir açıklama yapmadığına dikkat çekerek, “Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı ve Başbakan bu sessizliği ile saldırılar karşısında bir rahatsızlık duymadığını ortaya koymuştur. Tersini ortaya koymak, sağduyu çağrısı yapmak herkesin sorumluluğudur. Umuyoruz hükümet kaç kişinin gözaltına alındığını, kaç kişi hakkında soruşturma açıldığını kamuoyu ile paylaşır” diye konuştu. ‘Bu ülkeye kötülüktür’ AB Bakanı Ömer Çelik, HDP’nin parti binalarına yapılan saldırıları Twitter hesabından değerlendirdi. Çelik, paylaşımında şunları kaydetti: “Durumdan vazife çıkaranlar, şiddete başvuranlar asla ‘vatansever’ kimliğinin arkasına saklanamaz. Sorumsuzca davranışlar bu ülkeye kötülüktür. Sorumsuzca davrananlar, terörün arzu ettiği ortamı oluştururlar. Terörle mücadeleyi de zaafa uğratırlar.” HDP’den önceki gün yapılan “Yetkililerin telefonlarımıza çıkmamaları, saldırganların kimler tarafından himaye ve teşvik edildiklerini gösteriyor. Bu saldırıları önlemeye yönelik tedbir almayanlar bu provokasyonlara fırsat veriyorlar” açıklamasına İçişleri Bakanlığı yanıt verdi. Bakanlığın yazılı açıklamasında, “Bir siyasi partinin kendi binalarına yönelik olarak gerçekleşen eylemlere ‘güvenlik kuvvetlerimizin tedbir almadığına, ayrıca yetkililerin telefonlara cevap vermediğine’ ilişkin değerlendirmeler tamamen gerçek dışıdır” denildi. l Haber Merkezi İstanbul Şişli’deki HDP binası önüne gelen bir grup slogan attı. Grup, polisin müdahalesinin ardından dağıldı. TekbIrlI saldırı Bahçeli’den provokasyon uyarısı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, son dönemdeki terör saldırıları ve HDP binalarını kundaklama girişimlerini sosyal medya hesabı üzerinden değerlendirdi. Yaşananlar karşısında ölçülü, dengeli ve soğukkanlı olunmasını isteyen Bahçeli, “Ne kadar haklı olsak da, ne kadar dayanılmaz saldırılara maruz kalsak da, sağduyumuzu kaybetmeyeceğiz, dahası oraya buraya savrulmayacağız” dedi. Sokakların karışmasını isteyenlerin olduğunu belirten Bahçeli, “Hassasiyetlerimizi kaşıyarak ülkemizi iç kargaşa ve çatışma ortamına sürüklemeyi başaramazlar. İçimiz yansa da, provokasyonların cazip davetine tamam diyemeyiz. Binaların kundaklanmasını doğru ve makul göremeyiz” dedi. l ANKARA Kayseri’de 14 askerin şehit olduğu saldırının ardından İstanbul, Bursa ve Konya başta olmak üzere birçok ilde HDP binalarına saldırı düzenlendi. Tekbir getirirek HDP binalarına giren kişiler içerideki eşyaları kırarak ateşe verdi. Polis, İstanbul’daki saldırılarla ilgili 11 kişiyi gözaltına aldı. Terör saldırılarını protesto etmek için dün 1520 kişilik bir grup HDP Şişli binası önüne geldi. Burada tekbir getirerek HDP ve yöneticileri aleyhine slogan atan gruptan bazı kişiler sokakta asılı HDP bayraklarını koparıp yaktı. Bu sırada “Asker bizim, polis bizim”, “Bozkurtlar burada, çakallar nerede” şeklinde sloganlar atıldı. Olay yerine gelen takviye polis ekipleri grubu uzaklaştırdı. Bir polis şehit oldu Ümraniye’de bir grup HDP İlçe Başkanlığı’nın bulunduğu bina önünde toplanarak gösteri yaptı. Binanın tera sına çıkarak Türk bayrağı asan 2 kişiyi indirmeye çalışan polis memuru Numan Şerif Datlı, bastığı tentenin kırılması sonucu düşerek şehit oldu. Şehidin cenazesinin bugün Fatih Camii’nde ikindi sonrası kılınacak cenaze namazının ardından Edirnekapı Şehitliği’nde toprağa verileceği açıklandı. HDP Üsküdar İlçe binası önünde toplanan bir grup ellerinde Türk bayraklarıyla HDP binasına yürürken, Kartal’da ise ilçe binasına giren bir grup eşyaları kırarak zarar verdi. Bursa’nın merkez Yıldırım ilçesindeki HDP İlçe Başkanlığı’na giren kimliği belirsiz kişiler, kapı ve pencereleri kırıp binayı ateşe verdi. Manisa Akhisar’da ilçe başkanlığının camları kırıldı. Konya Ereğli’de Kaymakam Ömer Lütfi Yaran, Belediye Başkanı Özkan Özgüven, Ereğli Emniyet Müdürü Hakan Uzun’un da katıldığı yürüyüşün ardından bir grup, bir binanın 3. katında bulunan HDP binasına vinçle dev Türk bayrağı astı. l Haber Merkezi İki bakan Kayseri turunda Kayseri’deki saldırının ardından dün İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki Kayseri Büyükşehir Belediyesi’ne taziye ziyaretinde bulundı. Ziyarete Bakanların yanı sıra Vali Süleyman Kamçı, AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş ve Kayseri milletvekilleri de katıldı. l KAYSERİ/ DHA Paylaşımlara tutuklama Çanakkale’nin Gökçeada ilçesinde İ.A. adlı kişi, sosyal paylaşım sitesi Facebook’ta Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret içerikli ve bölücü terör örgütü PKK’yi destekleyici nitelikte paylaşımlarda bulunduğu iddiasıyla gözaltına alındı. 2 gün önce emniyetteki işlemleri tamamlanan İ.A. çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. l ÇANAKKALE/ DHA AKP’li vekilden saldırılara tepki AKP İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, Türkiye’nin birçok il ve ilçesinde HDP binalarına yönelik düzenlenen saldırıların ardından Twitter’dan sağduyu çağrısında bulundu. Yeneroğlu, “Provoke eden ve halkı suça davet eden ancak terör örgütünün amacına hizmet etmektedir. Suç işleyen ve suça teşvik eden karşısında hukuku bulur” dedi. l Yurt Haberleri Kırşehir’de 22 HDP’liye gözaltı Kırşehir Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, PKK’nin kırsaldaki kadrosuna eleman kazandırmak için faaliyet yürüttükleri iddiasıyla HDP’li yöneticilere operasyon düzenledi. Operasyonda İl Başkanı Demet Resuloğlu Çetin ve yakılan Gül Kitabevi’nin sahibi Eşref Odabaşı’nın da aralarında olduğu 22 yönetim kurulu üyesi gözaltına alındı. l Yurt Haberleri Birlik’e 37 yıl hapis istemi 4Kasım’da gözaltına alınarak tutuklanan HDP Milletvekili Leyla Birlik hakkındaki iddianame tamamlandı. Şırnak Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede Birlik’in “terör örgütüne üye olma”, “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme”, “suç örgütlerinin isimlerini kullanarak tehditte bulunma” gibi suçlardan 37 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. l DHA İnsan: Yarı dâhi yarı ahmak yaratığa selam “İnsan, kendine özgü bir şekilde olağandışı bir yaratıktır, ateşi keşfetti, şehirler inşa etti, muhteşem şiirler yazdı, dünyaya çeşitli yorumlar getirdi, mitolojik imgeler yarattı vs. Fakat aynı zamanda hemcinslerine savaş açmaktan, yanılgıya düşmekten, çevresini yok etmekten vs. bir türlü vazgeçmedi. Terazinin bir kefesine yüksek zihinsel meziyeti, öbür kefesine bayağı salaklığı koyduğunuzda terazi neredeyse dengede kalır. Dolasıyla, aptallıktan bahsetmeye karar vermekle, bu yarı dâhi yarı ahmak yaratığa saygılarımızı sunuyoruz..” “Hata ile aptallık arasında bir çeşit akrabalık, hatta yüzyıllardır hiçbir şeyin bozacak güçte görünmediği, gizli bir suç ortaklığı olduğu ortaya konabilir..” Kaynak: “Kitaplardan Kurtulabileceğinizi Sanmayın”, Umberto Eco, J.C Carriere, Can Yayınları Kültür dediğimiz şey ne? Aynı kitaptan: “Kültür dediğimiz şey, gerçekte uzun bir ayıklama ve eleme sürecidir… Tam da her şey unutulduğunda geride kalan şey…” Evet, bu ayıklama ve eleme süreçinden sonra elde, “geride kalan” bir şey olmalı.. Eğer kaldıysa tabii! Edgar Morin, 94 yaşındaki Fransız filozofu tam da bu kültür üzerine şöyle diyor: “Kültür bir lüks değildir, patikayı andıran bir yolu kavramsallaştırarak bir anayol haline getirme imkânı verir bize.” Ne kadar doğru söylüyor! Elimizde kültürden bir birikimi kalması ve bunun bize anayol olarak görünmesi gerekir... Fakat, bunun için de yüzyıllarca toplumumuzda buna yol açacak bir kalıcı kültür olması gerek, varsa eğer bu nedir? Eğer kültürümüzden süzülen, bir kalıtım yoksa, bir rehberlik bulmamız mümkün olur mu? Hele, var gibi gözüken kültürel birikimi de, günümüzde iktidarlar çöpe atıyorsa? ‘İnsan fanatik doğmaz’ Morin “İnsan fanatik doğmaz” yazısında, “peki, nasıl fanatikleşir yani, dış dünya ve kendimiz hakkında kapalı ve yanıltıcı bir algı ve fikir sistemine nasıl hapsolunur” diye sorup yanıt veriyor: İndirgemecilik, Akkaracılık ve Şeyleştirme... Durun, bunun güncel yorumunu yapmadan ve sonuç çıkarmadan, Morin’in, fanatizmin ana eksenlerini tarifine bakalım: “İndirgemecilik, zihnin, bir bölümün bilgisiyle bir bütünü tanıdığını zannetme eğilimidir.. Benimsediğimizi en iyi halinden ibaret görmek de, ötekiyi en beterine indirgemek de, savaş anlayışının tipik bir özelliğidir ve fanatizme götürür. İndirgeme, savaş anlayışının, özellikle de bu anlayışın barış zamanında gelişmesinin, yani fanatizmin alışılagelmiş bir yolu olur böylece…” “Akkaracılık, indirgemeciliğin izinde çoğalır ve gelişir. Artık sadece Mutlak İyiliğin Mutlak Kötülüğe karşı mücadelesi vardır. İndirgemeciliğin tek taraflı bakışını mutlakiyete iter, içindeki kör akkaracılığın her yolla kötülüğün ortaklarına vurmaya uğraştığı bir dünya görüşü haline gelir; kaldı ki bu yaklaşım da düşmandaki akkaracılığı kolaylaştırır. “Şeyleştirme: …İdeoloji ya da dini inanç, gerçeği maskeleyerek fanatik zihin için asıl gerçek haline gelir. İnsan zihinleri tarafından doğurulmuş olmalarına rağmen, mitos ve Tanrı bu zihinler üzerinde kadiri mutlaklaşır ve onlara itaat, fedakârlık ve cinayet buyurur…” (MedyaScope, Haldun Bayrı çevirisi) Fanatizm, anadili olunca Tam da yaşadıklarımıza kavramsal ışık tutuyor Morin. Toplumun ana ekseni, geçmişin derin bağrından, bir kültürel çıkarsama yapamayacak durumdaysa, uygarlık ışığında ve geleceğe yönelik olarak, fanatizmin bataklığında çırpınmaya başlar. Daha vahimi, bu fanatizm, toplumu var eden ana elementleri öyle birbirinden ayırıcı bir fonksiyon görmeye başlar ki, her gün, her konuya ilişkin söylemde, eğitimi de ilgilendiren her konuda, toplumun bütününü evirip çevirmeye başlar. Fanatizm, hem parçalayıcı akımlarda terörün dili, hem de iktidarın günlük söylemlerinde bir ana yöneltici otoriter ve diktatoryal dile politikaya dönüşür. Toplum bir fanatizm deliriumu girdabına girer, bir hapishaneye adeta hapsolur! Başka da bir yorum yapmayacağım. l Timtik’e polis şiddeti Avukata gözaltıdan savcının haberi yok! KHK ile kapatılan ÇHD ve Halkın Hukuk Bürosu üyesi avukat Barkın Timtik, Tunceli’de polis noktasında öldürülen Oğuz Meşe için çarşamba günü Kıraç Cemevi’nde verilen yemeğe polisin müdahalesinde 20 kişiyle birlikte gözaltına alındı. Dört gün sonra avukatlarla görüşen Timtik, saçlarından sürüklenerek gözaltına alındığını, polis aracında kendisine yumruk atıldığını ve üzerine silah doğrultularak tehdit edildiğini anlattı. ÇHD üyesi avukat Aytaç Ünsal, “Savcılık Timtik’in gözaltına alınması talimatı vermediğini, gözaltıdan haberi olmadığını söylüyor. Polis, savcı talimatı olmadan gözaltı yapabiliyor. Savcılar, artık polise teslim olmuş durumda” dedi. l Yurt Haberleri C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle